Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/981 E. 2018/937 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/981 Esas
KARAR NO : 2018/937

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 19/10/2018

DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;
Davalıların …. ili …. İlçesi …. Ada ….parselde kayıtlı taşınmazın maliklerinden olup … Ltd. Şti firması ile tüm arsa sahipleri arasında 09/03/2011 tarihli satış vaadi ve kat karşığılı inşaat yapım sözleşmesi ve Büyükçekmece … Noterliğinin 05/08/011 tarih ve …. yevmiye numaralısatış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığını, ancak firmanın inşaatı bitirme imkanının bulunmaması vb. Sebeplerle sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, feshin ardından bir kısım arsa sahipleri ile davacı şirketin müteahhitlik işi ile alakalı görüşmeler yaptığını ancak davalılardan 14 kişilik grubun kendilerine özel imtiazlar tanınması halinde sözleşme imzalayacaklarını aksi halde sözleşme imzalamayacaklarını belirterek davacı şirketi çıkmaza soktuklarını davacı şirketin ticari ilişkinin bozulmaması adına bu 14 kişilik grubun taleplerini kabul ettiğini ve 10 adet 1+1 bağımsız bölümü davalılara teslim ettiğini, davalılarca bahsi geçin bu 10 adet dairenin daha önceki müteahhit tarafından yapılan imalatın hissedarı olmaları gerekçesiyle talep edildiğini ve bu hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmede açıkça belirtildiğini, Ancak fesih protokolünde de açıkça belirtildiği üzere protokolde 3. Kişi sıfatıyla adı gçen müvekkil şirket önceki müteahhit firma tarafından mağdur edilen kişiler ile alınan bilirkişi raporuyla belirlenen imalat bedeli ile sınırlı kalmak üzere anlaşma sağladığını, arsa sahipleri önceki müteahhit firma tarafından yapılmış olan imalat nedeniyle payları oranında müyterilere karşı alacağın temliki hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu, bu nedenle davalılara imalat bedeline karşılık olarak verilen 10 adet 1+1 dairenin sözleşmenin değişen durumlara uyarlanması çerçevesinde iptali ile davacı şirkete iadesine karar verilmesini talep ettikleri, inşaat sektöründe yaşanan ve önceden ön görülemeyen bir çok olumsuzların meydana gelmesi neticesinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 17. Md yer alan hüküm gözetilerek davalılara Büyükçekmece …. Noterliğinin 17/08/2018 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tüm olumsuzluklar ın anlatıldığını buna karşın Üsküdar …. Noterliğinin 29/08/2018 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin davacıya gönderildiğini dava ve icra konularında çok hızlı davranılacağından davacıya bahsedildiğini buna cevap olarak tarafların bir araya gelmesi konusunda davacı vekilice yine talepte bulunulduğundan bahisle davacı şirketin gerek arsa sahiplerinden sorunlu bir proje teslim alması ve bu sorunların öngörülemeyecek başka sorunlara yol açması gerekse ülkede meydana gelen olumsuz durumların özellikle inşaat sektörünü olumsuz olarak etkilemesi nedenleriyle işin gereği gibi yürümesine engel olduğundan bahisle sözleşmede belirlenen teslim tarihinin ileri bir tarih olarak belirlenmesini ve davalılara teslim edilen 10 adet 1+1 dairenin iptali ve iadesine karar verilmesini, davanın kabulünü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava, taraflar arasında imzalanan satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak davacı yüklenici tarafından arsa sahibine karşı açılan ve sözleşmenin uyarlanması, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davanın TTK’nun 4.maddesinde sayılan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve davalının tacir sıfatı bulunmadığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Benzer Yüksek Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesi’nin 23/11/2012 gün ve 2012/12879 esas,2012/12971 karar ve yine Yüksek Yargıtay 23 üncü Hukuk Dairesi’nin 19/03/2013 gün ve 2013/239 esas,2013/1677 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesi olup Asliye Hukuk mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Dosyanın kararı kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundan tensiben karar verildi. 19/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır