Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/973 E. 2020/208 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/973
KARAR NO : 2020/208

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2008

BİRLEŞEN 6 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2011/463 ESAS- 2019/828 E SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/11/2008
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 02/03/2020

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde -özetle – müvekkilinin kiracı olarak bulunduğu ve antrepolucuk işi ile uğraştığı depoda bulunan 3.kişilere ait tekstil emtiaları ve klimalar ile kendisine ait bazı malların 13 Ekim 2007 tarihinde yağan yağmurlar neticesinde iş yerinin dışından binaya giren sular nedeniyle hasarlandığını, davalıların müteselsilen meydana gelen hasardan dolayı sorumlu olduklarını, K.Çekmece … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İŞ sayılı dosyası ile hasar tespiti yapıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000 GBP, 221.273,20 USD, 26.754 Euro ve 9.280,70 TL zarar tarahinden itibaren işleyecek faizleriyle birlikte tahsili isteminde bulunmuştur.
CEVAP: Davalı … vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde -özetle- söz konusu hasarın mücbir sebep niteliğindeki sel olayından meydana geldiğini, 4562 sayılı organize sanayi Bölgeleri Kanunun 20 maddesi kapsamında alt yapı tesislerinin yapılması görevinin müvekkili idarenin görev ve yetkisinde olmadığı, alt yapı tesislerinin müvekkili idareye devredilmediğini, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir
Davalı … ve … vekilleri aracılığıyla yargılamaya katılmış olup cevap dilekçelerinde -özetle-olayın mücbir sebep niteliğindeki sel olayından meydana geldiğini bina ve inşa esiri maliki olan müvekkillerinin sorumluluklarının söz konusu olmadığını, yokluklarında yapılan tespiti kabul etmediklerini, meydana gelen zarardan dolayı müvekkillerinin sorumluluklarını bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahallinde keşfen inceleme yapılmış, alınan 02/07/2012 tarihli bilirkişi raporu kapsamında 7.sayfada ” yoldaki ızgaraların bakım ve temizliğinin zamanında yapılmayarak söz konusu yağışta yolda su birikmesine ve taşkına neden olan davalı … ‘nin % 25 oranında kusurlu olduğu binanın çevri drenajını yapmayarak söz konusu yağışta dava konusu antrepoya su girmesine sebebiyet veren bina malikleri davalıların % 75 oranında kusurlu olduğu ve zarar durumu tespit olunmuştur.Rapora vaki itiraz üzerine bilirkişi kurulundan 19/02/2013 tarihli ek raporda ve 21/08/2013 tarihli ek raporda da kök rapordaki görüşleri tekrarlamışlardır.
Tarafların itirazları doğrultusunda yeni bir heyet oluşturulmuş, bu heyetten alınan 24/03/2014 havale tarihli bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygunluğu kabul olunarak hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce davanın reddine karar verilmiş olup, verilen karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … karar sayılı ilamıyla bozularak mahkememize gönderilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında ibraz edilen dava dilekçesinde, müvekkili davacının kiracı olarak bulunduğu…. Sanayideki antrepoda bulunan 3.kişilere ait tekstil emtiaları ve klimalar ile kendisine ait bazı malların 13 Ekim 2007 tarihinde yağan yağmurlar neticesinde işyerinin dışından binaya giren sular nedeniyle hasarlandığını, söz konusu hasarın meydana geldiği işyeri ile ilgili olarak davalı … şirketine sigortalandığını, hasarın ödenmesi için sigorta şirketine başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, alınan bilgiye göre hasarın ödenmeme sebebinin poliçenin iptal edilmiş olması olduğunu, poliçenin iptali durumunun sözkonusu olmadığını, aynı poliçe nedeniyle 08/09/2007 tarihinde hasar ödemesi yapıldığını, Küçükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. değişik iş sayılı dosyası üzerinden hasar tespiti yaptırıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1000 GBP, 1000 USD, 10000 Euro ve 5000 TL’nin davalı poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu olmak üzere zarar tarihi olan 13/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte (YTL için TCMB ‘nin kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi, yabancı para talepleri bakımından bankaların ilgili birimleri için 1 yıllık döviz mevduatlarına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden) tespit dosyası için yapılan yargılama giderleri de dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde, davacı ile müvekkili arasında 16/08/2007 tarihinde sigorta ilişkisi kurulduğunu, sigorta ilişkisinin kurulmasından sonra 27/08/2007 ve 08/09/2007 tarihlerinde su baskını hasarı meydana geldiğini ve ödeme yapıldığını, yaşanan iki hasar üzerine 02/10/2007 tarihinde müvekkili sigorta şirketinin …. numaralı zeyilname ile yangın sigortası genel şartnamesi hükümleri uyarınca sigorta poliçesinde mevcut bulunan su baskını hasarlarını sigorta teminatı dışına çıkardığını, müvekkilinin kısmi hasarlar halinde sigorta poliçesinin tamamını veya bir kısmını tek taraflı olarak feshetme imkanının bulunduğunu, bu durumun sigortalıya bildirildiğini ve zeyilnamenin elden teslim edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili ibraz ettiği 17/07/2009 tarihli dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere arttırılmış değerleri ile 2000 GBP, 208.218,20 USD, 26.754,00 EURO, 9.280,70 TLD’nin tahsilini talep etmiştir.
(Birleşen dosyada) Bilirkişi heyeti Sigorta Uzmanı …., Eksper …. , inşaat bilirkişi …., Tekstil Mühendisi …. tarafından tanzim olunan 24/01/2010 tarihli bilirkişi raporunun tetkikinde, emtiaların zarara uğradığı emtiaların 16/08/2007 ve 16/08/2008 tarihleri arasında 1 yıl süre ile sigortalandığı, dava konusu talebin dayanağının 13/10/2007 tarihli su baskını hasarı olduğu, muhtelif eşya ve emtianın hasara uğradığı, dava konusu olayda davalı … şirketi yönünden poliçe başlangıcında davacı sigortacının yanıltıldığının ileri sürülmediği gibi iki farklı tarihli hasar dosyası dolayısıyla sigortacının gerek başlangıçta basiretli tacir sıfatıyla riski tayin ve tespit ile görevlendirdiği eksperler marifetiyle rizikonun mahiyeti konusunda bilgi sahibi olduğunun açık olduğu, sigortacının riski tanımlayarak teminat verdiğinin tartışmasız olduğu, zeyilnamenin elden ya da posta yolu ile davacı şirket yetkilisine ulaştırıldığına dair belge sunulmadığı, gönderilmiş dahi olsa sigorta poliçesinin geçerli olduğu, sigortalı rizikoda 13/10/2007 tarihinde meydana gelen sel hasarı sonucu toplam 295.374,10 TL sigorta şirketinden talep edilebileceği, 01/02/2008 tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği belirtilmiştir.
(Birleşen dosyada)Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 24/05/2010 tarihli ek raporda sigortalı rizikoda 13/10/2007 tarihinde meydana gelen sel seylap hasarı sonucunda emtia ve demirbaşlarda meydana gelen zarar ziyan temizlik ve dava öncesinde tespit için yapılan masraflar toplamı olarak 321.641,30 TL tutarın 01/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edilebileceği belirtilmiştir.
(Birleşen dosyada)Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 21/01/2011 tarihli ek raporda poliçenin Euro olarak aktedilmiş olması nedeniyle her bir para cinsinden davacının isteyebileceği alacak miktarının ayrı ayrı TL olarak hesaplanması ile neticeten talep edilebilecek tutarın 298.271,09 TL olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
(Birleşen dosyada)Sigorta bilirkişisi …. tarafından tanzim olunan 10/06/2011 tarihli bilirkişi raporunda iptal zeylinin davacı sigortalıya tebliğ edilmemiş olması nedeniyle geçerli olmadığı, asıl poliçe teminat kapsamındaki hasar nedeniyle davalının sorumlu olduğu, poliçede kararlaştırıldığından yabancı para cinsinden olan tazminatların Türk Lirasına çevrilerek ödenmesinin gerektiği,davacı tarafından 3.şahıs emtia hasarları ile ilgili olarak emtia ilgililerine hasar bedellerini ödediğine dair ibraname veya temliknamelerin sunulu olmaması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, antropo giriş çıkış kayıtları sunulmadan hasar tespitinin yapılamayacağı, davacının demirbaş hasarlarına ilişkin olarak defter kayıtlarının incelenmesinin gerektiği belirtilmiştir.
(Birleşen dosyada)Bilirkişi heyeti …, …, …., …., …. tarafından ibraz olunan 08/07/2013 tarihli bilirkişi raporunda hasar bedelinin belirlenmesi hususunda gerekli evrakın ibraz edilemediği belirtilmiştir.
(Birleşen dosyada)Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 09/07/2014 tarihli raporda …. Tic.Aş şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 16 kap 192 metre kumaş cinsi eşyanın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre su baskınından önce 31/08/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, 146 kap 1.150 metre kumaş cinsi eşyanın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre su baskınından önce 29/08/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, 19 kap 9499 metre kumaşın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre su baskınından önce 11/09/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, …. Tekstil San. Ve Tic.Aş şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 136 kap 35.647 metre kumaş cinsi eşyanın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre 15/10/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, gümrük vergisi olarak tahakkuk eden 131.554,55 TL’nin banka teminat mektubu ile teminata bağlanmış olduğu, … Tekstil Spor Giyim San ve Tic.Ltd.Şti şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 3753 kap 2.864,50 metre cins kumaşın 15/10/2007 tarihinde antrepodan çıkışının gerçekleştirilmiş olduğu, gümrük vergisi olarak tahakkuk eden 3.726,56 TL’nin banka teminat mektubu ile teminata bağlanmış olduğu …San.Pazarlama AŞ şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 724 kap … marka cinsi eşyaların su baskınından önce antrepodan çıkışlarının yapıldığı, hasar tazminat bedeli olarak 135.281,11 TL’nin hesaplandığı belirtilmiştir.
(Birleşen dosyada)Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 17/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda, hasar gördüğü iddia edilen eşyalar toplamının anteropoda olduğunun kabul edilmesi halinde zararın 360.415,41 TL olacağa belirtilmiştir.
(Birleşen dosyada)Bilirkişi heyeti …. , …. , …. , …. ve …. tarafından tanzim olunan 15/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda, … Firmaları eşyalarının gümrüklü depo alanında bulunduğu tespit edilmiş olmakla hasarlı eşya bedelli olan 132.000,25 USD (156.143,10 TL), hasara uğrayan makine ve diğer masraflar 9.280,70 TL olmak üzere toplam 165.423,80 TL’den sorumlu olduğu, bununla birlikte diğer emtianın da su baskını öncesi antrepoda olduğu kanaatine ulaşılması halinde toplam 114.148,28 TL hasar bedelinden de davalı … şirketinin sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
(Birleşen dosyada)Aynı bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 12/04/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, …. Firmaları eşyalarının gümrüklü depo alanında bulunduğu tespit edilmiş olmakla hasarlı eşya bedelli olan 165.482,00 USD (195.748,65 TL), hasara uğrayan makine ve diğer masraflar 9.280,70 TL olmak üzere toplam 205,.029,35 TL’den sorumlu olduğu, bununla birlikte diğer emtianın da su baskını öncesi antrepoda olduğu kanaatine ulaşılması halinde toplam 131.176,68 hasar bedelinden de davalı … şirketinin sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına konu hususlarda inceleme ve rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, binanın çevre drenajının yaptırılıp yaptırılmadığı, yaptırılmamış ise yaptırılmasının kimin sorumluluğunda olduğu, bina maliklerinin sorumluluğunda olup olmadığı, bu hususun binanın yapımında bozukluk ya da eksiklik olarak mütalaa edilip edilmeyeceği, yaptırılmış olması halinde bu boyuttaki yağışın mevcut hasara yine de sebebiyet verip vermeyeceği hususu irdelenerek ve Yargıtay ilamına uygun şekilde dosya kapsamındaki 02/07/2012 tarihli rapor ile 24/03/2014 havale tarihli bilirkişi raporları arasındaki bu yöndeki çelişkileri giderecek mahiyette rapor istenmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 08/01/2020 tarihli ek raporda, … Genel Müdürlüğü’nün 09/09/2009 tarihli dilekçe ekinde sunulan 27/02/2008 tarihli fotoğraflarda bahsi geçen ve ilave olduğu bilgisi verilen imalatların görüldüğünü, kök raporda bu bilgilerin sehven atlandığını, onanlı projede yan cephe boyunca rampa olarak vaziyet planında işli olan yolun kısmen yapılmış olduğu, kalan kısmın toprak olarak bırakıldığı, yol inşa edilmediğinden onanlı projeye göre yol üzerine olması gereken havalandırma bacalarının yol kotu altında kaldığı, ana caddedeki aşırı yağıştan dolayı sel sularının rögar yolu ile uzaklaştırılamaması nedeniyle sel sularının düşük kottaki site yollarına yönelmesi suretiyle oluşan bastın sularının havalandırma bacasından içeri girdiği, ilave imalatların parsel içerisinde olup sorumluluğun parsel maliklerine ait olduğu, ana gayrimenkuldeki eksikliklerin tam bir eksiklik olarak nitelendirilememekle birlikte kısmi bir eksiklik olarak değerlendirilebileceği, % 50 çevre drenaj eksikliği olabileceği, organize sanayi bölgelerinin 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunu’na tabi olduğunu, Kanunun 20.maddesine göre alt yapı faaliyetlerinden sorumlu olacak kuruluşun …. olduğunu, bu konuda hizmet alımı için ….. ve … arasında ayrıca bir sözleşmesinin bulunmasının gerektiğini, ….’nin sorumluluğunu …’ye devrettiğine ilişkin aktedilmiş sözleşme ya da protokol bulunmadığını, …’nin bu sebeple sorumluluğunun bulunmadığını belirtmişlerdir.
Davacı ile davalılardan … ve … arasında düzenlenen 04.09.2006 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar kira sözleşmesinin sigorta başlıklı 16.2 maddesinde ” Kiracı; Kiralayanı ve yöneticiyi, sair kiracılardan veya ortak mahallerden veya dışardan meydana gelecek bir, etki, eylem, olay, kaza. haksız fiil, hırsızlık, su basması, yangın grev lokavt, halk hareketleri ve benzer nedenlerle kendine, personeline veya kiraladığı bölüm içinde veya dışında bulunan emtia, mal, zayiinden kısmen veya tamamen sorumlu tutamaz, hukuki ve cezai kusur atfedemez. Kiralayanın belirtilen konularda Kiracıya bir taahhüdü yoktur. Bu husustaki tüm tedbirleri kiracının kendisinin alacağı mal, emtia ve varlıklarını sigorta ettireceği, riskin gerçekleşmesi durumunda Kiralayanın zarar ve mesuliyet bedeli veya bu bedellerin rücuunda sigorta şirketince mali veya hukuki olarak sorumlu olmayacağını beyan ve kabul eder.” düzenlemesi mevcut ise de TBK ‘nun 115. maddesinde yer alan ”Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür ”düzenlemesi karşısında davalıların binanın imalatından kaynaklanan ağır kusurlardan sorumlu olacaklarının kabulü gerekir.
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrin kusursuz sorumluluk hallerini olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası’nın 58. maddesi gereğince “…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.” Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır. Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15)
Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine kusursuz sorumlu olan davalının, olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Uygun illiyet bağı ancak, üç halde kesilir. Bunlar mücbir sebep, zarar görenin ağır kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusurudur.
(Asıl dava dosyasında) Mahkememizce alınan 08/01/2020 tarihli ek raporda, onanlı projede yan cephe boyunca rampa olarak vaziyet planında işli olan yolun kısmen yapılmış olduğu, kalan kısmın toprak olarak bırakıldığı, yol inşa edilmediğinden onanlı projeye göre yol üzerine olması gereken havalandırma bacalarının yol kotu altında kaldığı, ana caddedeki aşırı yağıştan dolayı sel sularının rögar yolu ile uzaklaştırılamaması nedeniyle sel sularının düşük kottaki site yollarına yönelmesi suretiyle oluşan baskın sularının havalandırma bacasından içeri girdiği, çevre drenajında eksiklik olduğu tespit edilmiştir. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası’nın 58. maddesi gereğince “…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.” Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır. Binanın yapımındaki eksikliğin zararın oluşumunda % 100 oranda etkili olmadığı, çevre drenajiının % 50 oranında tamamlandığı, havalandırma bacalarının yol kotu altında kalmış olmasının sel sularının havalandırma bacasından girmesine sebep olduğu anlaşılmıştır. İlliyet bağının mücbir sebep ile kesileceği muhakkaktır. Davalı tarafça sel baskınının mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği iddia edilmiştir. 13/10/2007 tarihli sel olayı nedeniyle açılmış ve Yargıtay incelemesinden geçmiş dosyalarda olay mücbir sebep olarak kabul edilmemiş, fevkalade olay olarak nitelendirilmiştir. (Yargıtay 11. HD. nin 19/02/2014 Tarih ve 2013/13264 E. -2014/2890 K.) Bu sebeple dava konusu olay mahkememizce de mücbir sebep olarak kabul edilmemiştir. Olayda, illiyet bağını kesecek bir husus bulunmamakta olup, bina maliklerinin olaydaki sorumluluğu % 50 olarak kabul edilmiştir. TBK’nın 52/1. (BK m.44/1) maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yüklümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Davacı antreposu 08/09/2007 ve 27/08/2007 tarihlerinde de sel baskınına maruz kalmış ve hasar bedeli sigorta şirketinden tazmin edilmiştir. Olayın meydana geldiği antreponun konumu, işbu davaya konu zarar öncesinde de aynı işyerinin hasar görmesine rağmen davacının herhangi bir tedbir almaması nedeniyle zararın meydana gelmesinde ve artmasında davacının müterafik kusuru olduğu neticesinde varılmış ve tespit edilen tazminat oranından takdiren % 30 oranında hakkaniyet indirimi yapılmasına karar verilmiştir.
Asıl dava dosyasında …’ye karşı açılan dava dosyası yönünden, organize sanayi bölgelerinin 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunu’na tabi olduğu, Kanunun 20.maddesine göre alt yapı faaliyetlerinden sorumlu olacak kuruluşun …. olduğu, bu konuda hizmet alımı için …. ve … arasında ayrıca bir sözleşmesinin bulunmasının gerektiği, somut olayda ….’nin sorumluluğunu …’ye devrettiğine ilişkin aktedilmiş sözleşme ya da protokol bulunmadığı, …’nin bu sebeple sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiş olmakla davalı …’ye karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava dosyasında aynı olay nedeniyle davalı … şirketinden zararın tazmini talep edilmiştir.
Birleşen dosya kapsamında davalı … şirketi iptal zeyli nedeniyle ödeme yapılmadığını belirtmiş ve davanın reddini talep etmiştir. İptal zeylinin davacı sigortalıya tebliğ edildiğine dair bir belge dosya kapsamına sunulmamıştır. Davalı … şirketi iptal zeylini davacı şirkete elden teslim ettiğini bildirerek bu teslime ilişkin belge olmadığını ikrar etmektedir. Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Yangın Sigortası Genel Şartları C.7 Tebliğ ve ihbarlar başlıklı maddesi gereğince iptal zeylinin sigortalıya tebliğ edildiğinin yasada belirtilen haller ile ispatı gerekmekte iken ispat edilmediğinden davalı sigortacının hazırladığı ve hasarı red gerekçesine dayandığı iptal zeylinin sigortalı davacıya tebliğ edilmediğinin kabulü gerekir. Davalının tek taraflı düzenlediği iptal zeylinin davacı bakımından hukuki bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Asıl poliçe üzerinde Seylap hasarının teminat kapsamında bulunduğu noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından iptal zeylinin varlığı dikkate alınmaksızın gerçekleşen riziko sebebiyle davalı sigortacının zarar görenlere tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Taraflar arasında geçerli olan poliçede rizikonun gerçekleşmesi durumunda tazminatın hasar ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası Alış Kuru üzerinden ödeneceğine dair kloz bulunduğu, buna göre ödeme tarihindeki Euronun TL’ye çevrilerek belirlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin taleplerinin alacak kalemleri bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmekte olup;
… Sanayiciler Dış Tic.Aş şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 16 kap 192 metre kumaş cinsi eşyanın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre su baskınından önce 31/08/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, 146 kap 1.150 metre kumaş cinsi eşyanın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre su baskınından önce 29/08/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, 19 kap 9499 metre kumaşın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre su baskınından önce 11/09/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, … Tekstil San. Ve Tic.Aş şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 136 kap 35.647 metre kumaş cinsi eşyanın antrepo giriş çıkış defter kayıtlarına göre 15/10/2007 tarihinde antrepodan çıkışının yapıldığı, gümrük vergisi olarak tahakkuk eden 131.554,55 TL’nin banka teminat mektubu ile teminata bağlanmış olduğu, … Tekstil Spor Giyim San ve Tic.Ltd.Şti şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 3753 kap 2.864,50 metre cins kumaşın 15/10/2007 tarihinde antrepodan çıkışının gerçekleştirilmiş olduğu, gümrük vergisi olarak tahakkuk eden 3.726,56 TL’nin banka teminat mektubu ile teminata bağlanmış olduğu, …. San.Pazarlama AŞ şirketine ait olduğu belirtilip zarar gördüğü ileri sürülen 724 kap …. marka cinsi eşyaların su baskınından önce antrepodan çıkışlarının yapıldığı, hasar tazminat bedeli olarak 135.281,11 TL’nin hesaplandığı, hasar gördüğü iddia edilen eşyalar toplamının anteropoda olduğunun kabul edilmesi halinde zararın 360.415,41 TL olacağı, mahkememizce itibar olunan 12/04/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, …. Firmaları eşyalarının gümrüklü depo alanında bulunduğu tespit edilmiş olmakla hasarlı eşya bedelli olan 165.482,00 USD (195.748,65 TL), hasara uğrayan makine ve diğer masraflar 9.280,70 TL olmak üzere toplam 205.029,35 TL’den sorumlu olduğu tespit edilmiştir. Gerçek zarar miktarının davacı tarafça ispatlanması gerekmekte olup, antrepo kayıtlarına göre çıkışının yapıldığı, kayıtlara göre olay tarihinde antrepoda bulunmayan malların da zarar gördüğü davacı tarafça ispatlanamamıştır. Davacı taraf, birleşen dosyada yabancı para üzerinden talepte bulunmuş ise de, döviz klozu nedeniyle TL üzerinden hesaplama yapılmış ve hüküm kurulmuştur. Bununla birlikte asıl dava dosyasında davalılardan seçimlik hakkı nedeniyle yabancı para üzerinden talepte bulunabileceğinden bilirkişi raporu ile tespit edilen 165.482,00 USD ve 9280,70 TL üzerinden hesaplama yapılmıştır. Asıl dava dosyasında davalıların bina malikinin sorumluluğu nedeniyle % 50 oranındaki sorumluluk tutarı ile % 30 oranında müterafik kusuru indirilerek neticeten, 33.096,40 USD ve 1.856,14 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, tazminat tutarlarına zarar tarihi olan 13/10/2007 tarihinden itibaren USD miktarı yönünden TCMB ‘nun kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi, TL yönünden ise avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava dosyasında TL üzerinden hesaplama yapılmış olup, davalı … şirketi tarafından tazmin edilmesi gerekli tutar gerçek zarar miktarı olan 205.029,35 TL olup, 205.029,35 TL’nin 01/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yargılama sırasında birleşen dosya davalısı tarafından yapılan 75.000,00 TL geçici ödeme bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tespit edilen tazminat tutarından mahsup edilmesine, asıl dosya ve birleşen dosyadaki taleplerin aynı alacak kalemine ilişkin olup tahsilde tekerrür oluşturulmamasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Asıl dava dosyasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
Davalı …’ye karşı açılan davanın reddine,
Davalılar … ve …’e karşı açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 33.096,40 USD ve 1.856,14 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, tazminat tutarlarına zarar tarihi olan 13/10/2007 tarihinden itibaren USD miktarı yönünden TCMB ‘nun kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi, TL yönünden ise avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
205.029,35 TL’nin 01/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yargılama sırasında birleşen dosya davalısı tarafından yapılan 75.000,00 TL geçici ödeme bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tespit edilen tazminat tutarından mahsup edilmesine,
Asıl dosya ve birleşen dosyadaki taleplerin aynı alacak kalemine ilişkin olup tahsilde tekerrür oluşturulmamasına,
Asıl dava yönünden;
1- Alınması gereken 3.260,28 TL’nin peşin alınan 5.461,97 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 2.201,69 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan ilk açılış harç gideri 3.274,28 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 6.631,80 -TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 835,08 -TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 1.236,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar … ve … tarafından yapılan 1.064,90 TL’nin red oranına göre hesaplanan 930,80 TL’sinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 7.004,61 -TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 31.640,95 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,
8-Davalı … kendini vekil ile temsil etterdiğinden AAÜT uyarınca 34.981,89 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
1-Alınması gereken 14.005,55 TL harçtan peşin alınan 149,10 TL ve ıslah harcı 5.130,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 8.726,45 -TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
2-Dava ilk açılış harç gideri 5.293,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 9.805,00-TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 5.303,87 -TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 42,25 TL’nin red oranına göre hesaplanan 19,39 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 22.802,05 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 20.479,78 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Asıl ve birleşen davada taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.. 26/02/2020

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI