Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/923 E. 2018/1109 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/923 Esas
KARAR NO : 2018/1109

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olan ve… sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın 01/08/2018 maddi hasar trafik kazası meydana geldiğini, kazaya karışan aracın davalı tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı için sigorta şirketine ihbar edildiğini, yapılan araştırma neticesinde yaklaşık 41 gün sonra müvekkiline yazılı olarak bilgi veren davalı taraf kendilerince hasar bedelinin ödenmeyeceğini bildirdiğini, dava konusu aracın emsal piyasa ve kasko değerinin 70.000,00 TL olduğunu, müvekkil kazadan sonra aracı yetkili … A.Ş’ye çekmiş ve ekspertiz yaptırdığını, onarım bedeli olarak 63.509,88 TL çıkartıldığını, müvekkilinin aracını 15.000,00 TL bedelle var olan haliyle üçüncü kişilere devrettiğini, yapılan bu satış işlemi sonucunda davalı tarafın ödeyeceği bedel 55.000,00 TL’ye düştüğünü, 63.000,00 TL bedelle onarım yapmak ve değer kaybı talep etmek yerine 55.000,00 TL bedelle sorun çözümüne gidildiğini beyanla davanın kabulüne, 58.540,00 TL olan maddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının talebi ve kasko sigortası poliçe genel şartları uyarınca teminat kapsamı dışında olduğunu, hasarın 01/08/2018 tarihinde meydana geldiğini ve sürücünün… olduğunu, sigortalı aracın park halindeki iş makinesine çarpması sonucu oluştuğunu, resmi tutanağı düzenleyen zabıt görevlilerinin sigortalı aracın sol arka kapası, ön kaputu, ön tamponu, ön çamurlukları ile ön airbağlerinin hasar gördüğünü, kazada sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, park halindeki iş makinesinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirttiğini, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının maddesi hükmü uyarınca muacceliyet süresi, hasarın ihbarından itibaren 45 gün olduğunu beyanla davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, sigorta sözleşmesinden kaynaklı rucüen tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
HMK nın 138, 114 ve 115. maddeleri çerçevesinde dosya üzerinden yapılan incelemede; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesi gereğince ; “Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek tüzel kişiyi”, Aynı kanunun 3/i maddesinde; “Satıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1 maddesi gereğince ; ” Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” tanımlaması yapılmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görev alanını düzenleyen 73. Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.” hükmü mevcuttur.
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bu türden bir işlemin, 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Kısaca belirtmek gerekirse; bir hukuki işlemin Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmesi için satıcının ticari ve mesleki amaçla hareket etmesi, alıcının ise ticari ve mesleki amaçla hareket etmemesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi olduğu, davacının, davalının sigortalısı olduğu anlaşılmakla iş, tüketici ve Tüketici Mahkemesinin görev tanımı içine girmektedir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …. Esas ve …. Karar sayılı kararında benzer olayda açıkça değinildiği gibi ” … Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı … şirketi ile davalı araç sahibi sigortalı arasında sigorta ilişkisinin bulunduğu, davalının tacir olmadığı, davanın ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın tüketici mahkemesince sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın Konya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sigorta şirketinin kendi sigortalısına karşı açtığı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasanın 73/1 maddesine göre davacı sigortalı gerçek kişi ile davacı … şirketi arasındaki sözleşmenin tüketici işlemi olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına…” şeklinde karar verilmiştir. Bu tür davaların tüketici mahkemelerinde görüldüğü ve Yargıtay denetiminden geçtiği de dikkate alındığında Mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un dikkate alındığında, dava tarihi olan 25.09.2018 itibariyle, 6502 Sayılı Yasa yürürlükte olup davacı olan sigortalının gerçek kişi, sigortalı aracın da hususi araç olduğu gözetildiğinde adı geçen yasa uyarınca davalı tüketici, sigorta sözleşmesi de tüketici işlemi sayılmakla davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu (Y……HD’nin … E, …. K), 6502 Sayılı TKHK’nun 2.maddesi ve 3/k ve l maddesine göre sigorta işlemleri tüketici işlemlerinden sayıldığından ve sigorta sözleşmesine dayalı olarak talep edilen rücuen tazminat davalarında 6502 Sayılı Kanunun 73.maddesine göre Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, sigorta şirketi ile sigortalısı arasındaki rücuen tazminat davalarında mahkememizin görevli olmadığı, davacının tacir olmadığı ve açılan dava ticari dava olmadığından mahkememizin görevsiz olduğu, davaya bakmaya 6502 Sayılı TKHK’nun 73.maddesine göre Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan ve 6102 sayılı Kanun’un 4 ve 5.maddesine göre dava ticari dava niteliğinde bulunmadığından davaya bakmaya Bakırköy Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan HMK nun 114/1c, 115/2 ve 138/1 maddeleri gereğince davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki hüküm vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır