Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/901 E. 2021/824 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/901 Esas
KARAR NO : 2021/824

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 20.08.2015 günü davalı …’in sevk ve idaresindeki …. plakalı hatlı minibüs ile müvekkillerin murisi …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin karıştığı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, kazanın, …. Mahallesi, …. Caddesi üzerinde meydana gelmiş olduğunu, davalı …’in sevk ve idaresindeki araç ile … Caddesinden … Bulvarı istikameti yönünde seyir halinde iken … Caddesi üzerinde sola doğru yaptığı şerit ihlali sonucu karşı yönden gelen …’in motosikleti ile kafa kafaya çarpışmış olduğunu, gerçekleşen kazada …’ın ağır yaralanmış ve olay yerinden bilinci kapalı olarak hastaneye kaldırılmış olduğunu, …’in yaklaşık 2 ay hastanede bilinci kapalı olarak yoğun bakımda kalmış ve 14/10/2015 tarihinde vefat etmiş olduğunu, Vefat eden …’in, müvekkili davacı …’ın oğlu, diğer davacı müvekkillerinin kardeşi olduğunu, davalı …’in kazaya karışan …. plakalı hatlı minibüsün şoförü, …’un araç maliki, davalı … şirketinin bu aracı sigortalayan şirket olduğunu, kaza nedeniyle davalı … hakkında Taksirle Ölüme Neden Olma Suçundan kamu davası açılmış ve mahkumiyet kararı verilmiş olduğunu, Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasından kusur tespitine ilişkin alınan son bilirkişi raporunda müteveffa …’in asli, davalı …’in tali kusurlu görülmüş olduğunu, halbuki gerek kaza tespit tutanağı gerekse davalının beyanı itibariyle şerit ihlali yapan ve kazanın meydana gelmesine sebep olanın davalı … olduğunu, bu nedenle ceza dosyasında aldırılan kusur raporu yeterli olmadığından iş bu davada bilirkişi vasıtasıyla yeniden kusur tespiti yapılmasını talep ettiklerini, müteveffanın ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan davacı …’ın 26.05.2017 tarihinde davalı … şirketine başvuru yapmış ve poliçe gereğince kendisine tazminat ödenmesini talep etmiş olduğunu, davalı … şirketinin …’a 21.388,00 TL ödeme yapmış olduğunu, sigorta şirketi tarafından ödenen tutarın davacı …’ın yoksun kaldığı destek zararının tamamının karşılığı olmadığını, bu nedenle destekten yoksun kalma zararını eksik ödemiş bulunan sigorta şirketinin de dava edilmesinin zorunluluğu doğmuş olduğunu, vefat eden …’in kazadan önce mobilya ustası olarak çalıştığını, kaza tarihinde dul olan müvekkili …’ın vefat eden bekar oğlu … ile aynı evde birlikte yaşamakta olduğunu, birlikte yaşanılan evin kiraları, faturaları ve evin diğer giderleri ile müvekkili …’ın ihtiyaçlarını vefat eden oğlu …’in karşılamakta olduğunu, kazadan dolayı müvekkili …’ın hayattaki tek desteği olan oğlunu kaybetmiş olduğunu, bu nedenle maddi ve manevi olarak büyük zararlara uğramış olduğunu, dava sonunda karar altına alınacak alacakların tahsilinin sonuçsuz kalmaması için, kazaya karışan ve davalı … adına kayıtlı …. plakalı aracın 3.kişilere devrinin önlenmesi ve her hangi bir hakla kayıtlanmaması için araç kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini beyanla; ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne, yargılama sırasında toplam tazminat tutarı belirlendikten sonra artırma hakları saklı kalması kaydıyla, davalı … şirketinin yapmış olduğu ödemenin belirlenecek toplam tutardan mahsup edilmesi ve davalı … şirketinin teminat limiti dahilinde sorumlu olması hesabı ile davacı anne … için şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesine, şimdilik davacı anne … için 50.000,00 TL, davacı kardeşler … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL … için 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve … tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesine, (poliçede manevi tazminat klozu var ise davalı … şirketinin de teminat limiti dahilinde manevi tazminattan sorumlu tutulmasına), yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın, minibüs olup yolcu taşımacılığı yapmakta olduğunu, bu nedenle öncelikle aracın taşımacılık mali mesuliyet poliçesi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bu poliçe söz konuusu ise müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmayacağını, bu hususun öncelikli olarak incelenmesini ve araştırılmasını talep ettiklerini, davacı …’ın müvekkil şirketten 02.06.2017 tarihinde tazminat almış ve işbu tazminatı almakla müvekkili kurumu kesin, dönüşümsüz ve müvekkili kurumdan başkaca bir alacağının kalmadığını beyan ederek müvekkili kurumu ibra etmiş olduğunu, geçerli olan bu ibra sözleşmesi gereğince davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen …. plakalı araca ait poliçenin müvekkili şirket nezdinde 02.01.2015 ila 02.01.2016 tarihlerini kapsamak üzere akdedilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Trafik Sigortasına ait olduğunu, işbu poliçe ile kişi başına toplam 290.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlanmış olduğunu, her koşulda müvekkili şirketin işbu limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin 02.06.2017 tarihinde davacı …’a 21.388,00 TL tazminat ödemesi yapmış olduğunu, müvekkili şirketin bu ödemelerle davacıların zararlarını karşılamış ve tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, bu nedenle haksız davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin ferilerden de iş bu dava için bakiye limit oranında sınırlı sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili kurumun zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve …. plakalı aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davacının maddi zararının ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müteveffanın kask ve koruyucu elbise giymemesi zararı artırdığından ayrıca hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ancak dava tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi işletilmeli gerektiğini, müvekkili kurumun dava tarihinden önce ödeme yapmış ve sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, bu sebeple dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün söylenemeyecek olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın oluşumunda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, müvekkilinin söz konusu kazanın oluşmaması için elinden gelen dikkati göstermesine rağmen menfur kazanın olmuş olduğunu, kazanın oluşumunda tamamen mütevefanın kusuru bulunduğunu, müteveffanın kaza anında alkollü olduğunu, bu durumda Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemede ortaya çıkmış olduğunu, mütevefanın kanında 28,08,2015 tarihli ADLİ TIP KURUMU raporunda da görüleceği üzere 1,84 Promil alkol bulunduğunu, kazanın oluşmasında esas etkenin mütevefanın alkollü olması olduğunu, kaza anında araçta yolcu olarak bulunan şahısların ifadelerinin bu durumu doğrulamakta olduğunu, kaza anında müvekkilinin kendi üzerine hızlı bir şekilde gelen motosikletten kaçmak için sol şeride geçmiş ve müteveffanın da birden sol şeride geçmiş ve kazanın olmuş olduğunu, yoksa müvekkilinin sol şeride geçmesi için hiçbir neden bulunmadığını, kaldı ki her ne kadar kabul etmemekle birlikte ceza mahkemesinin kararında da müvekkilinin tali kusurlu görülerek hakkında ceza verilmiş olduğunu, söz konusu kararın kendilerince istinafa götürülmüş ve ancak kararın onanmış olduğunu, yine mütevefanın koruyucu elbise giymemesi ve kask takmamasının vefat olayın gerçekleşmesine ve zararın büyümesine neden olmuş olduğunu, bu nedende muhtemel tazminatı ve miktarını etkileyecek olduğunu, mütevefanın mobilya ustası olduğunun bir iddia olup buna dair dosyaya delil sunulmamış olduğunu, mütevefanın herhangi bir işte çalıştığını düşünmediklerini veya çalışıyorsa bile sürekli olarak çalıştığını düşünmediklerini, mütevefanın SGK kayıtlarının celbi halinde bu durumun daha net olarak ortaya çıkacak olduğunu, sigorta şirketi tarafından davacı tarafa ödeme yapılmış olduğunu, davacıların tüm taleplerinin sigorta limitleri ve poliçesi dahilinde kalmakta olduğunu, davacıların menfur olayı tamamen bir zenginleşme aracı olarak görmekte olduklarını, oysa ki tazminat hukukunun ve davasının amacının zenginleşme olmaması gerektiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davalı …’in sebebiyet verdiği trafik kazasında vefat eden müteveffanın mirasçıları olan davacıların destekten yoksun kalmaları nedeniyle talep etmiş oldukları maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dışı sürücü …’in dava konusu trafik kazasında kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise oranının tespiti ile tarafların oransal kusur durumlarının tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olup, ATK Trafik İhtisas Dairesi 16/08/2019 tarih ve … sayılı raporunda özetle; 20/08/2015 günü saat 23:20 sıralarında sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosiklet ile … Caddesini takiben … Bulvarı istikametinden … Caddesi istikametine doğru seyri sırasında kaza mahalline geldiği esnada karşı yön istikametine geçip tekrar kendi istikamet şeridine yöneldiği anda idaresindeki aracın ön kısımları ile seyir istikametine göre karşı yön istikametinden seyirle gelen sürücü … sevk ve idaresinde bulunan …. plaka sayılı minibüsün ön kısımları ile çarpışması sonucu bahse konu trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, dosya kapsamında yer alan kaza tespit tutanağından, kaza mahallinin yerleşim yeri içi olduğunun, yol platform genişliğinin 15 m olduğu, yolun asfalt kaplama iki yönlü cadde olduğunun, mahalde yaya kaldırımı ve aydınlatma bulunduğunun, oto korkuluk, emniyet şeridi, yol şerit çizgisi ve trafik lambası bulunmadığının, vaktin gece havanın açık yol yüzeyinin kuru olduğunun, yol güzergahlarının düz ve eğimsiz olduğunun, mahalde “30km/s Hız Tahdit” trafik işaret levhasının bulunduğunun, çarpışma noktasının motosikletin seyir yönüne göre yolun sağ tarafına 5,5m yolun sol tarafına 6m mesafede işaretlendiğinin, minibüsün seyir şeridi üzerinde yolun solundan sağına doğru 9m fren izinin bulunduğunun, yolun her iki tarafında da yola paralel olacak şekilde park halinde araçların bulunduğunun anlaşılmış olduğu, sürücü …’in 21/08/2015 tarihli ifadesinde özetle: “Olay günü saat 23:20 sıralarında kullanmış olduğum …. plaka sayılı hatlı dolmuşla normal güzergahım olan … Mahallesi … Caddesi üzerinde seyir halinde bulunduğum sırada … sitesi önüne gelmeden hemen önce yolcu bıraktım ve tekrar hareket ettim. Yavaş bir şekilde bahse konu caddede seyir halinde bulunduğum sırada karşıdan gelen, son anda fark ettiğim ve plaka bilgilerini sonradan öğrendiğim … plaka sayılı motosiklet hızla ve aniden önüme çıktı. Ben bu motosiklete çarpmamak için aniden aracımı sola kırdım ancak motosiklet aracımın tam önüne çarptı ve kaza meydana geldi…” şeklinde belirtmiş olduğu, Kurumlarının Kimya İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan ………. tarihli raporda özetle: Sürücü …’in kanında 1,84 promil alkol bulunduğunun belirtilmiş olduğu, keşfe binaen hazırlanan 10/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Maktül sürücü …’in asli kusurlu olduğu, sürücü …’in asli kusurlu olduğunun belirtilmiş olduğu, tüm dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, olay yeri basit krokisi, keşif zaptı, bilirkişi raporu, olay yeri fotoğrafları, Büyükçekmece .. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/11/2016 tarihli Gerekçeli Kararı, olayın oluş şekli, konumu ve tüm beyanlar incelendiğinde kazanın yukarıda ”OLAY” kısmında anlatıldığı şekli ile gerçekleştiği anlaşılmış olup, mevcut bulgulara göre ; sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile meskun mahalde gece vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, mahal şartlarını da dikkate alıp, bahse konu kaza mahalline geldiği esnada, görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyrine istikamet şeridini takiben müteyakkız şekilde devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüzce seyri sırasında karşı yön şeridine geçip tekrar kendi istikamet şeridine girmek istediği anda idaresindeki aracın ön kısımları ile karşı yön istikametinden seyirle gelen minibüsün ön kısımları ile çarpışması sonucu gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğu, sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan minibüs ile meskun mahalde gece vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, mahal şartlarını da dikkate alıp, bahse konu kaza mahallinde karşı yön istikametinden şerit ihlali yaparak gelen araç nedeniyle zamanında kendi istikamet şeridi içerisinde kalacak şekilde etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmeden seyri sırasında almış olduğu tedbirde yetersiz kalması sonucu gerçekleşen kazada tali kusurlu olduğu sonuç olarak; olayda; sürücü …’in %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirilmiştir.
ATK Trafik raporunda kusur durumu belirlenirken alkollün etkisinde olup olmadığının, salt alkol etkisiyle kazanın gerçekleşme olanağının bulunup bulunmadığının, değerlendirme kısmında dikkate laınmadığı, somut verinin esas alınarak alkollün kazanın oluşumunda ve kusur durumunda etkisinni olup olmadığınn, kusur durumunu değiştirip değiştirmeyeceğini ve tüm diğer itirazlar da dikkate alınaralk, tarafların kusur oranının belirlenmesi için dosyanın kusur bilirkişilerinden oluşturulacak bilirkişiye tevdine, dosya üzerinden GÜNSÜZ bilirkişi incelemesi yapılalarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dava konusu trafik kazasında tarafların kusur durumlarının tespiti için dosyanın kusur bilirkişilerinden oluşturulacak bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, kusur bilirkişisi .. … 31/01/2020 havale tarihli raporunda özetle; elde edilen bilgilerden kaza mahallinde yolun düz, iki yönlü ve asfalt kaplamalı olduğunun, yol şerit çizgisinin bulunmadığının, trafik ışık sisteminin bulunmadığının, 30 km/saat hız levhası ve trafik ışıkları levhasının mevcut olduğunun, aydınlatmanın mevcut olduğunun, görüşün mevcut aydınlatma koşullarında farboyu açık olduğunun, 9 metre fren izinin mevcut olduğunun, bölgenin yerleşim yeri olduğunun, yaya kaldırımının mevcut olduğunun, banketin bulunmadığının, kaza sırasında vaktin gece, havanın açık ve zeminin kuru olduğunun anlaşılmış olduğunu, düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında sürücü …’in 2918 sayılı kanuna bağlı yönetmeliğin 157/7. (şeride tecavüz) maddesini ihlal ettiği kanaatine varılmış olduğunu, bilirkişi …’ın kamu davası sırasında düzenlediği keşfe dayalı raporunda 10.06.2016 maktul sürücü …’in asli derecede, Sanık sürücü …’in asli derecede kusurlu olduğu ve bu değerlendirmeye göre her iki sürücünün eşit oranda kusurlu olduğunun kanaatine varmış olduğunu, bilirkişiler …,… ve …tarafından kamu davası sırasında düzenlenen 7.11.2016 tarihli raporda müteveffa motosiklet sürücüsü …’in asli, sanık minibüs sürücüsü …’in de tali derecede kusurlu olduklarının kanaatine varmış olduklarını, Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi … Şubesi’nce düzenlenen 28.8.2015 tarihli raporda …’e ait olduğu bildirilen kanda 1,84 mg/dL (1,84) promil ETANOL (Etil Alkol) bulunduğunun saptanmış olduğunu, raporda numune alınış tarihinin 20.08.2015 ve saati 23.35 olarak belirtilmiş olduğunu, elde edilen bilgilerin değerlendirilmesinden, kazanın, … Mahallesi, … Caddesi üzerinde … Caddesi istikametinden … Caddesi yönüne seyretmekte olan davalı sürücü … yönetiminde olup diğer davalı ….’ye trafik poliçesi ile sigortalı …. plaka sayılı minibüsün karşı yönden sürücü …’in yönetiminde gelmekte olan … plaka sayılı motosiklet ile çarpışmaları şeklinde geliştiğinin anlaşılmakta olduğunu, davalı sürücü … polisteki 21.8.2015 tarihli ifadesinde saat 23.20 sıralarında kullandığı …. plaka sayılı hatlı dolmuş ile güzergahı olan … Caddesi üzerinde seyir halinde bulunduğu sırada … Sitesi önüne gelmeden hemen önce yolcu bıraktığını, tekrar hareket ettiğini, yavaş bir şekilde bahse konu caddede seyir halinde bulunduğu sırada karşıdan gelen son anda fark ettiği motosikletin hızla ve aniden önüne çıktığını, bu motosiklete çarpmamak için sola kırdığını, ancak motosikletin aracının tam önüne çarptığını, ancak motosikletin aracının tam önüne çarptığını, kullandığı araca çarpan motosikletin farları olmadığı ve havanın karanlık olması sebebiyle kazanın meydana geldiğini, kendi şeridinde düşük hızla ilerlemekte olduğunu anlatmış olduğunu, minibüs sürücüsünün sanık sıfatı ile yargılandığı kamu davası sırasında gerçekleştirilen 31.5.2016 tarihli keşifteki ifadelerinde tanık …’ın da olay günü sanığın kullandığı minibüste olduğunu, olayın gerçekleştiği yere yaklaşık 30 metre yukarıda sanığın yolcu indirdiğini, bir süre ilerledikten sonra tam karşılarından maktulün motoru ile geldiğini görünce aynı şeritten gelmesi nedeniyle sanığın minibüsü sola doğru kırdığını, motor da sağa kırınca karşılıklı çarpışma olduğunu, o sırada yolun açık olduğunu, karşı tarafın farlarının yanmadığını hatırladığını, motorun hızı ile ilgili herhangi bir şey hatırlamadığını; tanık …’in olay günü 4 no.lu minibüs hattında çalışmakta olduğunu, olayın olduğu yerde yolcu indirdiği sırada maktulün kullandığı motoru ile sol şeridinde kendisine ait olmayan şeritte yukarı doğru gittiğini, farlarının yanmadığını fark ettiğini, zannınca hızının 50 km/saat civarında olduğunu, ancak net bir şey söyleyemeyeceğini, bir süre sonra sanığın minibüsün sola kırdığını, motorun da sağa kırarak çarpıştıklarını gördüğünü anlatmış olduklarını, düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında da sürücü …’in … Bulvarına seyri sırasında yolun … Bulvarı istikametinden gelerek … Caddesi istikametine seyir halinde olan … plakalı motosikletin geldiğini görünce direksiyonunu sola çevirerek frene bastığını, ancak aracının durmayarak motosikletin yoluna girdiğini ve karşılıklı çarpıştıklarının anlatılmakta olduğunu, tutanaktaki ikinci krokide motosikletin seyrine göre sağa doğru seyir yörüngesi izlediğinin de görülmekte olduğunu, bu bilgi ve açıklamalara göre motosiklet sürücüsünün seyrini kendi şeridi içinde sürdürmediği, minibüsün geldiği şeride yöneldiği, bilahare kendi şeridine yöneldiği, bu davranışı ile minibüs sürücüsünün davalıyı hatalı da olsa ters direksiyon tedbiri almaya yönelttiğinin anlaşılmakta olduğunu, diğer taraftan farları yanık olmayan bir motosiklet kullanması kendisinin davalı tarafından daha önceden fark edilmesini, davalı tarafından daha önceden fren ve doğru yöne direksiyon tedbiri almasını hatta durmasını engellediği sonucuna varılmış ve bu hususun kusurunu arttırıcı yönde olduğu mütalaa edilmiş olduğunu, diğer taraftan kendisinin almış olduğu yüksek orandaki alkolün de bu davranışında etkili olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu itibarla motosiklet sürücüsü müteveffa …’in kazanın oluşmasında % 70 oranında birinci derecede kusurlu davrandığının kanaatine varılmış olduğunu, diğer taraftan davalı sürücünün şeridi içinde kalarak veya olabildiğinde sağa yönelerek fren yapmak yerine sola karşı yön şeridine doğru yönelerek fren yapmasının da hatalı olduğunu, bu durumun aynı zamanda kendi şeridine yönelen motosikletin şeridine dönüş manevrasını tamamlamasını engellemiş olduğunu, bu itibarla minibüs sürücüsü davalı …’in de kazanın oluşmasında % 30 oranında ikinci derecede kusurlu davrandığının kanaatına varılmış olduğunu, Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi … Şubesi’nce düzenlenen 28.8.2015 tarihli raporda …’e ait olduğu bildirilen kanda 1,84 mg/dL (1,84) promil ETANOL (Etil Alkol) bulunduğunun saptanmış olduğunu, bu değerin belirli sürücülere izin verilen limitin 4 misline yakın olduğunu, bu yöndeki nöroloji uzmanlarının görüşlerinin kanda alkol düzeyinin belirli bir değeri geçmesi durumunda, bireysel derece farkları olmakla birlikte, bütün sürücülerde kan alkol düzeyinin artışına paralel olarak artan derecelerde aracı güvenli sevk edebilmek için gerekli olan dikkat düzeyinde azalma, refleks aktivite hızında düşme, doğru karar verebilme yeteneğinde ve psikomotor koodinasyon kapasitesinde azalma öfori (sebepsiz aşırı mutluluk. Kendisine güven hissi,) veya disfori çekingenlik-ürkeklik, ataklık, dostça ya da tam tersi (münakaşa) kavgacı tavırlar, kontsantrasyon bozukluğu, dikkati toparlamakta güçlük, muhakeme-yargı bozukluğu, reaksiyon tamamında uzama (beyin-kas koodine hareketlerinde gecikme) hafıza ve idrak bozukluğu görülebileceği yönünde olduğunu, tüm bu açıklamalar doğrultusunda müteveffa sürücü …’in “kendi davranışında” almış olduğu alkolün münhasıran (sırf) etkili olup olmadığı hususunun nörolog hekimlerce değerlendirilmesinin gerektiğini, ancak; müteveffa sürücünün kazanın oluşumuna % 70 oranındaki kusuru ile kısmen iştirak etmiş, karşı araç sürücüsünün de % 30 oranındaki kusuru ile iştirak etmiş olduğunu, dolayısı ile minibüs sürücüsünün davranışı da kazanın oluşmasında diğer faktör olarak ortaya çıkmış olup müteveffa sürücünün kazaya tek başına sebebiyet vermemiş olduğunu, bu durumda kazanın “bütününün” münhasıran (salt/sırf) alkolün etkisi ile meydana geldiğinin kabul edilemeyeceğini, buna göre müteveffa sürücünün hatalı davranışının kendi içinde münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmiş olsa dahi olayın bütününün münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmemiş olduğunu, bu nedenle ve neticeten davalı … şirketinin teminatları yönünden sorumlu olduğu kanısına varılmış olduğunu, bu bağlamda müteveffa sürücü …’in davranışının münhasıran alkollün etkisi ile meydana gelip gelmemiş olmasının sigorta teminatı yönünden sonucu değiştirmeyeceği nedeni ile ayrıca “nörolog görüşü” alınmasının gerekliği olmadığını, bununla beraber bu yöndeki nihai takdirin Mahkemeye ait olduğunu sonuç olarak; olayda motosiklet sürücüsü müteveffa …’in %70 (YÜZDE YETMİŞ) oranında birinci derecede kusurlu davrandığını, minibüs sürücüsü davalı …’in %30 (YÜZDE OTUZ) oranında ikinci derecede kusurlu davrandığını, kazanın bütününün münhasıran (sırf) alkolün etkisi ile meydana gelmemiş olduğu görüş ve kanaatına varılmış olduğunu bildirmiştir.
Celse arası rapora itirazlar değerlendirilerek gerekli görülmesi halinde ek rapor alınmasına, gerekli görülmemesi halinde dosya üzerinden GÜNSÜZ bilirkişi incelemesi yapılalarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dosyanın aktüerya bilirkişisi …’a tevdine karar verilmiş olup, Tazminat Hesap Uzmanı bilirkişi … 27/04/2020 tarihli raporunda özetle; 15.07.1978 doğumlu olan müteveffa … 14.10.2015 vefat tarihi itibariyle (37) yaşında olup, P.M.F-1931 bakiye ömür tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün (32) yıl ve bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi muhtemelen (69) yaşına kadar yaşayacak olduğunu, müteveffanın kaza tarihi itibarı ile ücretli olarak çalıştığının, ücret bordrosu ve SGK hizmet dökümünden anlaşılmış olduğunu, Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmekte olduğunu, bu duruma göre müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek (37) yaşından itibaren (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresinin (23) yıl olduğunu, müteveffanın (60-69) yaşları arası pasif devresinin (9) yıl olduğunu, ancak; pasif devrede desteğinden yararlanabilecek hak sahibi kalmayacağından pasif devre hesabı yapılmayacak olduğunu, kaza tarihi itibarı ile (37) yaşında olan müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsaydı, ömrünün sonuna kadar bekar kalmayacağı, …. Hukuk Dairesi … E. , … K. , 28.02.2018 T. sayılı kararı dikkate alındığında muhtemelen kaza tarihinden (1) yıl sonra ve (38) yaşına geldiğinde evleneceği, evlendikten (1) yıl sonra 1. Çocuğunun, 2 yıl sonra 2. çocuğunun olacağı kabul edilerek gelirinin büyük bir kısmını kendi ihtiyacı ile muhtemel eşi ve çocuklarına, artanını da hak sahibi davacı annesine ayıracak olduğunu, müteveffanın dosyada mevcut 2015/ Temmuz dönemi ücret bordrosundaki aylık net ücretinin 1.000,54 TL olduğunun belirtilmekte olduğunu, ayrıca; SGK Hizmet Dökümündeki 2015/Temmuz ve 2015/Ağustos aylık brüt ücretlerinin de 1.273,50 TL ve brüt asgari ücrete eşit olduğunnu tespit edilmiş olduğunu, bu durumda; Yargıtay … HD … E., … K., 01.10.2018 T. kararı ile dosyadaki ücret bordrosu ve SGK Hizmet Dökümü dikkate alınarak yasal asgari ücrete göre hesaplama yapılacak olduğunu, 5 yıllık işlemiş aktif devredeki net kazançlarının 60 Ay 100.495,21 TL olduğunu, işleyecek aktif devre kazanlarının tespitinde 17.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek bakiye aktif devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay 4., 9., 10.,11., 17. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı-ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı-ayrı %10 ıskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacak olduğunu, 14.10.2020 tarihi itibarıyla aylık ele geçecek net ücreti asgari ücrete eşit ve 2.324,71 TL olduğuna göre İşleyecek aktif devre başında net yıllık kazanç = 2.324,71 TL x 12 Ay = 27.896,52 TL olduğunu, olayın meydana gelmesinde davalı … dışındaki davalıların kusur sorumluluğu %30 oranında olduğundan %30 kusura isabet eden maddi zarar tutarının davacı yararına dikkate alınacak ve hesaplanan maddi tazminat tutarından müteveffanın %70 kusuru oranında kusur tenzili yapılacak olduğunu, SGK Esenyurt Sosyal güvenlik Merkezinin 21.05.2019 tarihli müzekkere cevabında davacı hak sahibine gelir bağlandığına dair herhangi bir kayda rastlanmadığının belirtilmekte olduğunu, buna göre; rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmadığını, hasar dosyasındaki ödeme makbuzundan davacı …’ a 02.06.2017 tarihinde 21.388,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığının tespit edilmiş olduğunu, davacıya 02.06.2017 tarihinde yapılan ödemenin; ödeme tarihinden iş bu rapor tarihine kadar işlemiş yasal faiziyle birlikte güncellenerek hesaplanan maddi zarar tutarlarından tenzil edilecek olduğunu, …’ın indirimsiz maddi zararının 51.536,82 TL, kusur indiriminin (51.536,82 x %70 kusur) 36.075,77 TL, kusur indirimi sonrası kalan tutarın 15.461,05 TL, ödeme indiriminin (anapara + faiz) 26.978,18 TL …’ın nihai ve gerçek maddi zararının kalmamış olduğunu sonuç olarak; hukuki durumun ve delillerin takdiri mahkemeye ait olmak üzere; güncel verilere göre yapılan hesaplama neticesinde; davacı …’ a yapılan ödeme ile davacının maddi zararının fazlasıyla karşılandığı ve davacının talep edebileceği maddi zararının kalmadığı görüş ve kanaatine varılmış olduğunu bildirmiştir.
27/04/2021 tarihli celsede davacı tanığı … Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: müteveffa … ile kaza tarihi olan 20/08/2015 tarihinde aynı yerde çalışırdık. … ölümünden yaklaşık 4 ay kadar önce bizimle aynı iş yerinde çalışmaya başlamıştı. Kaza tarihinde yaklaşık 3.800 TL kazancım bulunmaktaydı. … ise yaklaşık 3.300 TL civarında kazancı bulunmaktaydı. Dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: ……, işyerinde usta olarak çalışırdı. Bildiğim kadarıyla …in aynı iş kolunda yaklaşık 15-20 yıllık tecrübesi vardı dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: işe girmemizi takip eden 2-3 gün içerisinde hemen sigortamız yapılırdı. Maaşlarımızı her zaman elden alırdık. Tarafımıza banka yoluyla herhangi bir ödeme yapılmazdı. Beyan etmiş olduğum ücretler 2015 yılına aittir. Aynı zamanda biz bu iş yerinde devamlı olarak çalışırdık dedi. Beyanı okunarak imzası alındı.
Dosyasının tarafların itirazları, ……… yazı cevabı, AYM iptal kararı doğrultusunda ek rapor taznim edilmek üzere aktüerya bilirkişisine tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan Tazminat Hesap Uzmanı bilirkişi …. 23/08/2021 tarihli ek raporunda özetle; mahkememizin ara kararında……… gelen yazı cevabi dikkate doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi istendiğini, ancak; İş Sendikasının …….. havale tarihli müzekkere cevabında müteveffa emsallerinin ……… tarihi itibarı ile aylık brüt ücretinin 2.950,00 TL olduğu; …… havale tarihli müzekkere cevabında ise 2015 yılındaki aylık brüt ücretin 4.750,00 TL bildirilmiş olduğunu, ………. 2015 yılı için 2.950 TL ve 4.750 TL olarak bildirilen ücretler birbiriyle çelişmekte olup, hesaba esas alınmasının mümkün görülmediğini, müteveffanın dosyada mevcut 2015/ Temmuz dönemi ücret bordrosundaki aylık net ücretinin 1.000,54 TL olduğunun belirtilmekte olduğunu, ayrıca; SGK Hizmet Dökümündeki 2015/Temmuz ve 2015/Ağustos aylık brüt ücretlerinin de 1.273,50 TL ve brüt asgari ücrete eşit olduğunun tespit edilmiş olduğunu, mahkememizce emsal ücretin dikkate alınması istenmekle birlikte ……. gelen emsal ücret bilgisi açıklandığı üzere çelişkili olduğundan ve dava dilekçesinde TÜİK emsal ücret verilerinin esas alınması talep edildiğinden talep ile de bağlı kalınarak TÜİK emsal ücret verisinin işbu raporda esas alınacak olduğunu, işbu rapor ekindeki TÜİK emsal ücret veri tabanında mobilya ustası için oluşturulan ücret raporunda müteveffanın emsallerinin 2014/Kasım dönemi aylık brüt ücretinin 1.497,00 TL olduğunnu belirtilmekte olduğunu, 1.497,00 TL brüt ücretten yasal kesintiler tenzil edildiğinde; Müteveffanın emsallerinin 2014 /Kasım itibarı ile aylık net ücretinin AGİ dahil 1.130,07 TL, AGİ hariç 1.049,74 TL olarak tespit edilmiş olduğunu sonuç olarak; ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede yapılan ödeme ile davacının maddi zararının fazlasıyla karşılandığını ve davacının talep edebileceği maddi zararının kalmadığını, Mahkemece güncel verilere göre yapılan hesaplamanın esas alınması halinde davacının güncel verilere göre nihai ve gerçek maddi zararının 1.851,53 TL olduğunu, temerrüt başlancının 02.06.2017 kısmi ödeme tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı tümel olarak değerlendirilmiştir.
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede, davacı …’ın talebinin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, alınan adli tıp raporunda kazaya karışan davalı …’in sevk ve idaresindeki, diğer davalı … adına kayıtlı, davalı …’ne zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı …. plaka sayılı aracın karıştığı kazada, davalı …’in %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu, davacının yakını müteveffa …’in % 70(yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, hasar dosyasındaki ödeme makbuzundan davacıya 02.06.2017 tarihinde 21.388,00 TL ödendiğinin tespit edildiği, ……. yazı cevaplarının . müteveffanın kaza tarihindeki gelirinin hesaplanmasında SGK verilerinin dikkate alınması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı, müteveffanın kazanın oluşumundaki kusur durumu da dikkate alınarak ( davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibari ile ) 18.209,22 TL olup davacıya yapılan ödemenin bu tutarı aştığı nazara alınarak davacının talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı bulunmadığı, açıklanan bu nedenlerle davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği,
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, olayın oluş şekli, tarafların kusur durumları, müteveffa ile tazminata hükmedilecek şahısların yakınlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile davacı … için 35.000,00 TL, davacılar …, …, … ve …’ın her biri için 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı … yönünden maddi tazminat talebine ilişkin davanın REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE, davacı … için 35.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
3-Alınması gereken harç peşin alındığından bu hususta başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Alınması gereken 5.123,25 TL harçtan peşin alınan 333,49 TL harcın (davacılar tarafından peşin yatırılan 392,79 TL’den maddi tazminat kısmında hesap edilen 59,30 TL mahsup edildikten sonra bakiye kalan) mahsubu ile bakiye 4.789,76 TL eksik harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir KAYDINA,
6-Davacılar tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 428,69 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
7-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar yararına A.A.Ü.T. Gereğince takdir edilen 10.550,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
8-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 5.250,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
9-Davacılar tarafından sarf edilen ATK ve bilirkişi masrafı ile tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.045,13 TL yargılama giderinden kabul oranı (%65,22) ret oranı (%34,78) dikkate alınarak hesaplanan 1.333,83 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸