Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/859 E. 2019/660 K. 24.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/859 Esas
KARAR NO : 2019/660

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının taşımacılığını ve nakliyesini üstlendiği sigortalılarına ait malların davalının kusuru nedeniyle nakliye sırasında hasarlandığını, bu nedenle 9.670,00 TL sigortalılarına ödeme yaptıklarını, bu nedenle icra takibi yaptıklarını, haksız olarak takibe itiraz edildiğini, hasarın nakliye sırasında ortaya çıktığını, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı cevaba cevap dilekçesinde ve diğer dilekçeler de hasarın 14.08.2012 tarihinde olduğu yazılmıştır.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen dönemde taraflar arasında sigorta ilişkisinin olmadığını bunun hatır ödemesi olduğunu, usule uygun tutanak ve ihbar koşulunun yerine getirilmediğini, ambalaj ve istiflemeden doğan zararın kendilerinden istenemeyeceğini, icra inkar tazminatı talebi de yerinde olmadığını yazarak istemin reddini talep etmiştir.
Bakırköy …..İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında 04.04.2013 tarihinde 9.670,00 TL asıl ve işlemiş faiz toplamı 10.120,65 TL’nin tahsili amacıyla icra takibi yapılmış, 7 no’lu ödeme emri tebliği üzerine (takip dosyasında tebligat parçası yoksa da icra takip dosyasının tensipzaptındaki Hızlı Tebligat numaranın PTT internet sorgusunda 10.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır) davalı 12.04.2013 tarihli itirazında kesinleşen bir borcun olmadığı, yargılamayı gerektiren bir olay olduğu yazılarak itiraz edilmiştir.
Dosyaya sunulan Hasar ekspertiz raporunda, hasar tarihinin 14.08.2012 olarak yazıldığı, hasar nedeni olarak “kaba elleçleme” gösterildiği, hasarın yükleme, aktarma ve boşaltma çalışmaları sırasında kullanılan ekipman aparatlarının, rulo kağıtlarına teması sonucu oluştuğu kanaatinde oldukları yazmıştır. 19.09.2012 tarihli davacının sigortalısı firma tarafından davalıya yazılan yazıda malzemelerin fabrikalarına teslim edildiğinde hasar olduğunun tespit edildiğini yazmıştır. 02.08.2012 tarihli teslim tesellüm tutanağında 1 kap kısmen 1 kap dış ambalaj hasarlı teslim alındığı yazılmıştır.
Sigorta poliçesinde de düzenleme tarihinin 23.07.2012 olarak yazıldığı, emtianın ovarley kağıdı olduğu, sefer kalkış yeri Antwerpen/Belçika, sefer varış yerinin ise İstanbul-Bolu olduğu yazılmıştır.
16.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, sunulan sigorta poliçesinde 14.08.2012 teklif ve tanzim tarihli olup 23.07.2012 tarihli taşınan yük için sigorta güvencesi verdiği, CMR hükümlerinin uygulanacağını, ekspertiz raporunun sırf davacının sigortalısının beyanına göre hazırlanmış gerçek bilgi ve belgelere göre sabit olmadığını, ihtilafa ilişkin poliçenin 14.08.2012 tarihli malın gümrükten çekilmesi tarihinde düzenlendiğini, oysa 03.08.2012 tarihli tutunakta açıkça hasar tespitinin yapıldığını, bu durumda poliçenin risk gerçekleştikten sonra düzenlendiğini gösterdiğini, hatır için yapılan bir ödeme olduğunu, aktif husumet ehliyetinin olmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise 5.161,50 TL talep edebileceği yazılmıştır.
Davacının itirazları ve ilk raporun sadece taşıma bilirkişisinden alındığından emtia ile ilgili uzman bilirkişi de eklenerek ek rapor alınmıştır. Ek raporda, zarar bakımından değerlendirildiğinde emtiada yüzeysel bir tahrip görülmüş olup yaklaşık 4.000,00 TL civarında olduğunu, tamamının hasar görmesinin söz konusu olmadığını, poliçenin ise 23.07.2012 tarihli yükleme için düzenlendiği oysa hasar bildiriminin ise 12.07.2012 tarihli satış faturasına referans verdiğini, davacının iddia ettiği yüklemenin ise 23.07.2012 tarihli olduğunu, davacının ise 20.07.2012 tarihli yüklemeden söz ettiğini, yani sigorta öncesi aşamayı işaret ettiğini, poliçenin somut hasarı kapsamadığının değerlendirildiği belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının sigortalısına ait emtianın taşınması sırasında meydana gelen hasardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı, sigortalısına ödediği bedelin davalıdan rücu edilmesi amacıyla yaptığı takibe itirazın iptaline yönelik bu davayı açtığı görülmüştür. İİK’nun 67.maddesine göre itirazın tebliğinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Somut olayda, davacı hasarın 14.08.2012 tarihinde meydana geldiğini devam eden yargılamadaki dilekçelerinde açıkça yazmıştır. Oysa dosyaya sunulan hasar tespit tutanağı 02.08.2012 tarihlidir. Ayrıca sigorta poliçesinin 23.07.2012 tarihli olduğu, yüklemenin ise 20.07.2012 tarihli olduğu da görülmektedir. Öte yandan dosyadaki ekspertiz ve bilirkişi raporlarına göre hasarın kaba elleçlemeden dolayı meydana geldiği de görülmektedir. Olayda CMR hükümleri uygulanacak olup taşıyıcının yüklemeden-boşaltmadan da sorumlu olması için bunların da davalı taşıyıcı tarafından yapıldığının ispatı gerekmektedir. Dosyada davacı tarafından yükleme-boşaltmanın davalının sorumluluğunda olduğuna ilişkin bir delilde sunulmamıştır. Bu konuda davacı yanca somut bir delil de sunulmamıştır. Anlatılan nedenlerle, alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalıya rücu edemeyeceği anlaşıldığından talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 08/02/2016 tarih ve …. Esas ….Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin 18/06/2018 tarih ve …Esas …Karar sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiş olmakla; Mahkememizce…..Esas sayılı dosya numarası ile yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve gerekçe, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi bakımından, dosyaya toplanan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, gelen cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, dava, taşımaya dayalı rucuen tazminat istemine ilişkin olup, taşıma esnasında emtianın hasar gördüğü hususları uyuşmazlık konusu olmadığı, taraflar arasındaki çekişmenin, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmayacağı noktasında toplandığı, TTK’ nun 781.maddesi uyarınca taşıyıcı, kural olarak eşyanın kendisine teslim edildiği tarihden gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde meydana gelen kayıp ve hasardan sorumlu olduğu, ancak, kayıp veya hasarın, anılan maddede sayılan nedenlerden birinden kaynaklandığını ispat etmesi halinde de bu sorumluluktan kurtulması mümkün olduğu, açıklanan nedenlerden birinin de hasarın, gönderen veya gönderilenin fiilinden yahut verdikleri emir ve talimatın istifleme hatasından kaynaklanmış ise kural olarak taşıyıcının sorumluluğunun olmayacağı, ancak, taşıyıcının, taşımayı sağlam ve eksiksiz yapması bakımından yükleme ve istiflemeye nezaret yükümlülüğü bulunduğu, bu yükümlülüğün ihlali, taşıyıcının müterafik kusurunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Hasarın, yükleme işi davacıya ait olsa bile nakliyeyi yapan davalı taşıyıcının, yol şartları, iklim şartları, ulaşım süresini en iyi bilen kişi konumunda olup, istif ve ambalajın, emtiayı yerine sağlam olarak ulaştırma mükellefiyeti nedeniyle doğru yapılıp yapılmadığını kontrol etme, gözetme, yanlış istif ve ambalaj olması halinde bunu göndericiye bildirmekle yükümlü olup, bu bildirimi yapmasına rağmen gönderici aksine davranıyor ise, CMR’ye bunu şerh düşmek suretiyle ancak sorumluluktan kurtulabileceği, davalı taşıyıcının bu şekilde CMR’ye düştüğü bir şerh bulunmamasına rağmen, istif ve ambalaj gözetim yükümlülüğü nedeniyle doğru istif ve ambalaj yapılmamasından kaynaklı hasarlarda müterafik kusurlu sayılması gerektiği, yerleşik Yargıtay uygulamaları, bilirkişi raporundaki hususlar dikkate alınarak nakliyeciye yüklenen müterafik kusur oranının mahkememiz kanaatine göre de %25 olduğundan bu oranının kabul edilmesi gerektiği, gerçek zarar miktarının 4000 TL olarak teknik raporda tespit edildiği, buna göre davalının sorumlu olduğu miktarın 1000 TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takibin 1.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden işleyecek avans faizi ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 68,31 TL harçtan peşin alınan 165,15 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 96,84 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri olan 93,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olan 1.170,40 TL yargılama giderinin kabul oranı (%10,34) ret oranı (%89,66) dikkate alınarak hesaplanan 121,02 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 1.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 24/06/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır