Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/854 E. 2018/1150 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/854
KARAR NO : 2018/1150

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2019

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından davalı hakkında Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne açılan davada 26.02.2015 tarih ve…. dava no’lu kararla 252.728,60 € alacağa 15.11.2013 tarihinden itibaren yıllık %3 oranında faiz ödenmesine karar verildiği, bu kararın 09.04.2015 tarihinde kesinleştiği, Türkiye ile KKTC arasında 27.10.1988 tarih ve 3490 sayılı adli yardımlaşma kanunu olup karşılıklık prensibinin olduğunu, MÖHUK’un 54.maddesi gereğince yabanca mahkeme kararlarının infazı için tenfizi gerektiğini, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin ilamının kanunda yazılı niteliklere haiz olduğunu yazarak kararın tanınması ve tenfizine, davalıya ait uçaklara haciz konularak tedbir uygulanmasını talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yabancı mahkemede ikame gedilen davanın dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, savunma haklarının ihlal edildiğini, tenfize konu ilamdaki meblağın davacıya ödendiğinden tenfize konu edilemeyeceğini, Lefkoşa Mahkemesi’nin kararının davalıya usule uygun olarak tebliğ edilmediğini yazarak istemin reddini savunmuştur.
YARGITAY BOZMASI:Mahkememizce verilen …. esas … karar sayılı ve 25/05/2016 karar tarihli ilamı Yargıtay….. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2018 tarih ve ……. esas …… karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
BOZMA ÜZERİNE MAHKEMENİN GÖRÜŞÜ:Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2018 tarih ve …… esas …. karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin…. dava no’lu, 26.02.2015 tarihli kararında davacının tenfiz isteyen dosyamız davacısı, davalının ise dosyamızdaki davalı … ….. Anonim Şirketi olduğu, mahkemece 252.728,60 Euro’dan ibaret meblağ ile onun üzerinden 15.11.2013 tarihinden itibaren tamamen tediye tarihine kadar yıllık %3 oranında faiz ödemesine, 8.140,00 TL’den ibaret masrafında 26.02.2015 tarihinden tediye tarihine kadar %14 faiz+%16 KDV ödemesine karar verildiği görülmüştür. Kararda davalıya celpnamenin aslına uygun bir sureti tebliğ edildiği haled isbat-ı vücut etmediğinin yazıldığı yine kararın istinaf süresi dolduğundan ve taraflar hükme istinaf etmediklerinden hüküm 09.04.2015 tarihinde kesinleştiğine dair notun olduğu, arkasında apostil şerhinin bulunduğu, mühür ve imzaların mahkemeye ait olduğunun şerh edildiği görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet arasında imzalanan ve 3490 sayılı kanunla onaylanan Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, Tanıma ve Tenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülerin Nakli Sözleşmesi’nin 14.maddesinde tenfiz hususu düzenlenmiştir. Anılan maddede tenfiz için istenilen kararın talepte bulunan devlet mahkemesinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuya ilişkin olması, kendisine karşı tenfiz istenilen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılması, kararın verildiği devlet kanununa göre kesinleşmesi, kararın tenfiz talebinde bulunan devletin kamu düzenine açıkça aykırı herhangi bir hususu taşımaması, talepte bulunulan devletin yetkili adli makamlarıca ayın konuda verilmiş bir kararın olmaması veya aynı konuda tarafları aynı tenfiz istenilen devlette bir davanın açılmamış olması şartlarının olması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Mahkememizce verilen …. esas … karar sayılı ve 25/05/2016 karar tarihli ilamında; Türkiye Cumhuriyeti ile hükmü veren KKTC arasında 1988 tarihli anlaşmanın olduğu yani karşılılık esasının var olduğu, anılan hükümde tenfiz için istenilen hususların düzenlenmiş olup halen yürürlükteki MÖHUK’un 54.maddesi ile aynı hususları içerdiğinin görüldüğü, Tenfizi istenilen hüküm davacı ile davalı arasındaki alacak hususuna ilişkin olup Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda olmadığı, ayrıca tenfizi istenilen kararın kesinleşmiş olduğu, arkasında usule uygun olarak apostil şerhinin bulunduğu yani kararın KKTC’nin yetkili makamlarınca onaylandığı, ilgili devlet mevzuatına göre kesinleştiğinin anlaşıldığı, öte yandan davalı cevabında kendilerinin ilgili devlette yapılan yargılamaya çağrılmadıklarını, tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüşse de tenfizi istenilen kararda açıkça davalıya bu davada celpnamenin aslına uygun bir sureti tebliğ edildiği halde isbat-ı vücut etmediğinin yazıldığı yani davalıya tebliğinin yapılmış olduğunun görüldüğü, tüm anlatılan bu hususlar dikkate alındığında davacının tenfizini istediği Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin anılan kararının tenfizine karar verildiği anlaşılmıştır.

Mahkememizce verilen …. esas … karar sayılı ve 25/05/2016 karar tarihli ilamı bozma ilamında, mahkememizce yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında imzalanan ve 3490 sayılı Kanunla onaylanan Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, Tanıma ve Tenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülülerin Nakli Sözleşmesi’nin 14. Maddesi uyarınca kararın verildiği Devlet Kanunu’na göre kesinleşmesi gerektiğinin düzenlendiği, davacı tarafça dosyaya tercümesi sunulan Lefkoşa Kaza Mahkemesince verilen kararda kararın 09/04/2015 tarihinde kesinleştiği yazılmış ise de ilamın davalıya tebliğine ilişkin bir belge sunulmadığını, bu durumda yabancı mahkeme ilmanını tenfizi için kesinleşme dava şartı olduğundan öncelikle kararın usulüne uygun kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği ve bozmayı gerektiğine karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/10/2018 tarihli duruşma celsesinin 2 no’lu ara kararı gereğince, davacı tarafa tenfize konu Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından verilen kararı davalıya tebliğine ilişkin belgeleri ibraz etmek üzere gelecek celseye kadar süre verilmekle davacı vekilinin 27/11/2018 tarihli beyan dilekçesi ile KKTC yasal mevzuatı çerçevesinde ve dilekçe ekinde yer alan tebliğ belgeleri ile tebliğ işlemlerinin usulüne göre yapılmış olduğunun sabit olduğunu, mahkemece tebliğ işleminin yetki ile yapıldığını, dava duruşmalarına davet yapıldığı halde ihtara rağmen davalının katılmadığını, verilen kararın istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiğini, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin…. dava numaralı yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 05/12/2018 tarihli dilekçesi ile davacı vekili tarafından sunulan belgelerin asli veya aslı gibidir yapılmış belgeler olmadığını, belgelerinin sahiciliklerinin tespitini, davacı vekilinin sunduğu hiçbir evrakın müvekkili şirkete yapılan herhangi bir tebligatı ispat eder nitelikte olmadığını, evraklar arasında imzalı bir tebligat alındısının bulunmadığını, ikili sözleşmede belirtilen usule uygun bir şekilde tebilgat yapılmadığını, KKTC mevzuatında kararın davalıya tebliğ edilme zorunluluğu bulunmadığı yönündeki davacı vekili savunmasının kabul edilemez olduğunu, bir kararın tebliğ edilmeksizin kesinleşmesinin kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu, davanın nispi harca tabi olduğunu, eksik harcın davacı tarafça tamamlanması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun, yabancı mahkeme kararlarının tanınmasında da aranan 54’ncü maddesinin (ç) bendinde, “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş olması, bu kişinin bu hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemesinde itiraz etmiş olması” koşuluyla tenfıze ve tanımaya engeldir. Yabancı mahkemedeki usul hükümlerinin uygulanmasında ve tebligat usulünde, o yer kanunları geçerlidir. Diğer bir ifade ile yargılamanın usulü ve tebligat hakimin hukukuna (Lex fori) tabidir. Tenfiz hakimi, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin kararı veren mahkemeye usulüne uygun olarak davet edilip edilmediğini tespit ederken, Türk Tebligat Hukukunun kurallarına göre bir değerlendirme yapamaz. Tanınması istenen yabancı mahkeme kararında, davalıya tebligat yapıldığı yazılıdır. Buradaki ifadeden, davalının kararı veren mahkemeye o yer kanunlarına uygun bir şekilde çağrıldığı anlaşılmakta olup açılan davanın kabulü ile kararın tenfizine ilişkin olarak aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
Açılan davanın KABULÜNE,
1-Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 26/02/2015 tarihli 09/04/2015 kesinleşme tarihli …… VE TİCARET LTD, ……, Lefkoşa, davalısı …… A.Ş. …… Havalimanı olan kararın TENFİZİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harcın, peşin yatırılan 29,20-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 6,7-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT göre 2.180,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 68,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 Gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/12/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır