Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/853 E. 2020/159 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/853 Esas
KARAR NO : 2020/159

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 01/03/2016

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 8 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/132 ESAS
2014/76 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 01/03/2016
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili (Bozma öncesi) dava dilekçesinde özetle, asıl davada keşidecisi … olan müvekkili adına düzenlenen 29.02.2013 tarihli 20.000 TL.bedelli çekin müvekkili elinde iken çalındığını, müvekkilince İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında çek iptali davası açıldığını çeki davalı …’nin haksız olarak icra takibine konu yaptığını, çekin arkasında cirosu bulunan …, …, …. ve …’yi hiç tanımadığını ileri sürerek müvekkilinin işyerinde çalınan dava konusu 29.02.2013 tarihli 20.000 TL.değerli … tarafından … emrine keşide edilen çekin taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Asıl ve birleşen davanın davalısı olan … vekili cevap dilekçelerinde özetle, müvekkilinin çeke ciro yolu ile hamil olan iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Asli müdahale talebinde bulunan … vekili 06.01.2014 tarihli dilekçesinde, … lehine keşide edilen çek için çek iptali davası açıldığından dolayı 20.000 TL.çek bedelinin …’ye ödendiğini, müvekkili aleyhine de Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği için müvekkilinin tekrar ödeme yapmak zorunda kalacağını ve büyük zarara uğrayacağını ileri sürerek müdahale talebinin kabulüne, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, asıl dava ile birleşen, davacı … vekilinin davalılar …, … aleyhine açtığı davada (18.04.2014 tarihli) ise, çek bedelinin …’ye ödendiğini, davalı … tarafından girişilen icra takibinin haksız olduğunu ileri sürerek müvekkilinin 29.02.2013 tarih 20.000.00 TL.bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, çek aslının müvekkiline iadesine, % 20 tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli dava ile birleştirilmiş olan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dava dosyasında dava konusu çekin keşidecisi olan … vekili tarafından o davanın davalıları çek lehtarı … ve çekin ciro yolu ile hamili … aleyhine bu çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti talep edilmiş ve davanın dayanağı olarak lehtar yönünden ödeme iddiasına, hamil yönünden ise, çek arkasındaki lehtar imzasının sahte olduğu iddiasına dayanılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyaları celp edilerek incelenmiştir
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamından önce yapılan yargılamada, toplanan deliller neticesinde, birleşen davanın davacısı olan çekin keşidecisi …’ın dava konusu çeki yapılan ticaret kapsamında lehtar …’ye verdiği, çek bedelinin lehdara ödendiği, hal böyle olunca lehtara dava açmakta hukuki yararın bulunmadığı, çek lehtarın rızası dışında elinden çıktığı ve imzası taklit edilerek tedavüle sokulduğu, asıl ve birleşen davanın davalısı …’nin sahibinin rızası dışında elden çıkan çekten dolayı hak sahibi olamayacağı gerekçeleri ile asıl dava yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine, birleşen dava bakımından ise; davalı … yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne, …. bank …. Şubesine ait 29.02.2013 keşide tarihli 20.000 TL.lik çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olup, mahkememizce verilen karar, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 23/11/2015 tarih, …. esas, …. karar sayılı ilamı ile bozularak mahkememize gönderilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamından yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce Asıl dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, … tarafından düzenlenen çekin davacı …’ye verildiği, davacıdan çekin hırsızlık suretiyle çalındığı, davacının çek bedelini …’dan tahsil ettiği, çek bedelini tahsil etmiş olmakla dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından asıl davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Birleşen dosya ile davalı …’ye karşı dava açılmış ise de, birleşen dosya davacısının keşideci olduğu, lehdar Tevfik’e ticari ilişki kapsamında çeki verdiğinin sabit olduğu, çek bedelini ödediği lehdara karşı dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla …’ye karşı açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nın 818/1-c maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 677.maddesine göre, “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. Doktrinde imzaların istiklali (imzaların bağımsızlığı) olarak tanımlanan bu ilke karşısında imzasını inkar etmeyen keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğu iddiasına dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. Lehtara karşı ödeme yapılmış olması keşideci ile lehtar arasındaki kişisel ilişki niteliğinde olup, bu nitelikteki şahsi def’ilerin ciro yolu ile çeke hamil olan kişiye karşı ileri sürülebilmesi ise 6102 sayılı TTK.nın 818/1-e maddesi yollaması ile aynı Kanunun 687/1.maddesi uyarınca hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması koşuluna bağlıdır. Hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğu ispat edilemediğinden davalı …’ye karşı açılan davanın da reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 21/11/2016 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile ” (1) Dosyadaki yazılara, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl dosya davacısı … vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerektiği, (2) Dosyadaki yazılara, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, birleşen dosya davacısı …’ın birleşen dosyada davalı … yönünden verilen ret kararına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerektiği, (3) Birleşen dosya davacısı …’ın birleşen dosyada davalı … hakkında verilen ret kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince dava çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, Dairelerinin 23.11.2015 gün, …. E.-…. K. sayılı ilamında “…lehtara karşı ödeme yapılmış olması keşideci ile lehtar arasındaki kişisel ilişki niteliğinde olup, bu nitelikteki şahsi def’ilerin ciro yolu ile çeke hamil olan kişiye karşı ileri sürülebilmesi ise 6102 sayılı TTK.’nın 818/1-e maddesi yollaması ile aynı Kanunun 687/1. maddesi uyarınca hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması koşuluna bağlı olduğu, Mahkemece bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda birleşen davanın davalı … yönünden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir,” denildiği, Bozma ilamında da açıkça ifade edildiği gibi, birleşen dosya davacısı …’ın lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri hamil …’ye karşı da ileri sürebilmesi, hamilin bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlamasına bağlı olduğu, bu hususun tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebilir olduğu, birleşen dosya davacısı bu hususta tanıkları olduğunu bildirmiş ise de, mahkemece davacının tanık dinletme talebinin usule aykırı olarak ret edildiği, bu sebeple mahkemece davacının davalı hamil …’nin bile bile zararına hareket ettiğini her türlü delil ile ispat edebileceği gözetilerek, bu hususta sunduğu deliller (tanık ve ceza dosyası) toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği, sonuç olarak; (1) nolu bent uyarınca asıl dosya davacısı …’nün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle birleşen dosya davacısı …’ın birleşen dosya davalısı … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bend uyarınca hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyalarak yargılama devam edilmiş olup; 18/03/2019 tarihli celsede; Bozma ilamındaki hususlar göz önünde bulundurularak taraf vekillerine hangi konuda tanık dinletmek istediklerini açıklamaları, dinletmek istedikleri tanıklarının isim ve adreslerini bildirmeleri, aksi takdirde tanık dinletme taleplerinden vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına, (duruşmada ayrı ayrı ihtarat yapılmıştır.) Tanık isimleri bildirildiğinde tanıklara duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmasına karar verilmiştir.
24/06/2019 tarihli celsede; Davacı Tanığı …. beyanında: “Ben …nün kızı olurum. Benim babamın kasasından çekleri çalındı. Bu çekelrden biri de … tartafından babama verilen çekti. Ben, …. iş yerimde çalışırken tanımadığım iki erkek yanıma geldi. Çeklerin fotokopisini gösterdi. Bu çekler nedeniylebabamın borçlu olduğunu söyledi. Bu iki kişinin kim olduğunu bilmiyorum. … ile ilgili alakalı bir bilgim yoktur. Çeklerin …nini elinen nasıl geçtiği konusunda da bir bilgim yoktur. Çek fotokopileri ödeme yasağından sonra ortaya çıkmıştır. Dedi. Birleşen Dosya Davacısı … Vekilinden vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: çekin arkalarını gösterilmiş midir sorulsun dedi.Tanık beyanında devamla; ben sadece ön yüzünü gördüm dedi. Birleşen Dosya Davacısı … vekilinnin talebi üzerine tanığa soruldu; tehdit edilmiş midir sorulsun dedi.Tanık beyanında devamla; gelen kişiler beni de çekleri ödemezsek sonuçlarına katlanırsın şeklinde tehdit ettiler. Babamı da telefonda tehdit ettiler. Dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: çalınan kaç tane çek vardı, fotokopi olarak gösterilen çek dava konusu çek midir, fotokopi olarak gösterilen çekten bir örnek aldılar mısorulsun dedi.Tanık beyanında devamla; babamın 15-20 tane çeki çlaındı. Gelen şahısların elinde 5 tane fotokopisi olan çek vardı. Bu 5 tanenin içinde yüksek meblağlı olan tam olarak hatırlamyamamakla birlikte 30.000,00 TL’lik civarında bir çek de vardı. Bu çekinm .. hanıma ait olduığunu biliyorum.” belirtilmiştir.
11/11/2019 tarihli celsede; Davacı … Tanığı … beyanında: “ben …’nün yanında eksiden çalışırdım 2012 yazında Bayrampaşa’daki iş yerimden …’a ait, …ye veirlmiş olan çeklerin de bulunduğu en az 20 tane çek çalındı daha sonra aradan bir süre geçtikten sonra Beyazıt’taki mağazaya iki adam geldi ben de o sırada mağazadaydım ve bize ….’ıun da isminin de bulunduğu çek fotokopilerini göstererek, bu çeklerin tahsilini talep ettiler. …. beytin kıız … gelen adamlara çeklerin çalındığını bu çekleri almayın, kullanmayın şeklinde beyanda bulundu. Gelen kişilerin kim olduğunu bimiyorum ancak gelen kişiler sert görünümlüydü. 40-50 yaşlarındalardı. Biz bir şekilde bu çekleri tahsil ederiz diye imalı şekilde konuştular ancak tam anlamıyla bir tehdit beyanında bulunmadılar. Sadece görünümleri sertti. Benim bu konuyla ilgili başkaca bir bilgim yoktur. dedi.Davacı … altun vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: …’nün cirosu çeklerde varmıydı dedi.Tanık beyanında devamla; çeklerde …nün cirosu yoktu. Kendi koçanları da çalınmıştı. Hiçbirinde ciro yoktu.dedi.Davacı … vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu; hırsızlık olayından hemen sonra patronumuz bütün çekler bankalara başvuru yaptı. Müşterilere başvuru yaptı. Ödeme yasağından s onra bu kişiler dükkana gelmşitir. Gelen şahıslar ellerinde başka çekler olduğunu da ima etmişlerdir. Dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: ben beyazıt mağazasında çalışırım ödemeler bize gelir. Bu nedenle çekler konusunda bilgim vardır. 2013 yılında çekin vadesi gelmiş olması lazım çünkü bize bahar ayında verildiğini hatırlıyorum. Miktarının da 20.000,00 TL olduğunu hatırlıyorum” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama neticesinde, dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak, asıl dava, davacı … tarafından menfi tespit istemine ilişkin olup, … tarafından düzenlenen çekin davacı …’ye verildiği, davacıdan çekin hırsızlık suretiyle çalındığı, davacının çek bedelini …’dan tahsil ettiği, çek bedelini tahsil etmiş olmakla dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından asıl davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, birleşen dosya ile davalı …’ye karşı dava açılmış ise de, birleşen dosya davacısının keşideci olduğu, lehdar ….’e ticari ilişki kapsamında çeki verdiğinin sabit olduğu, çek bedelini ödediği lehdara karşı dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla …’ye karşı açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, Yargıtay bozma ilamına konu … yönünden ise, Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.nın 818/1-c maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 677.maddesine göre, “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. Doktrinde imzaların istiklali (imzaların bağımsızlığı) olarak tanımlanan bu ilke karşısında imzasını inkar etmeyen keşideci, lehtarın imzasının sahte olduğu iddiasına dayanarak sorumluluktan kurtulamaz. Lehtara karşı ödeme yapılmış olması keşideci ile lehtar arasındaki kişisel ilişki niteliğinde olup, bu nitelikteki şahsi def’ilerin ciro yolu ile çeke hamil olan kişiye karşı ileri sürülebilmesi ise 6102 sayılı TTK.nın 818/1-e maddesi yollaması ile aynı Kanunun 687/1.maddesi uyarınca hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması koşuluna bağlı olduğu, dinlenen tanık anlatımlarından, hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğu ispat edilemediğinden davalı …’ye karşı açılan davanın da reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Asıl dava yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın REDDİNE,
2-Birleşen dava yönünden davalı …’ye karşı açılan davanın hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, davalı …’ye karşı açılan davanın subut bulmadığından REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
3- Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
7-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 287,15 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
10-Taraflaraca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair davacı … vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 11/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır