Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/842 E. 2019/242 K. 11.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/842 Esas
KARAR NO : 2019/242

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının davacı müvekkiline 09.06.2014 tarihli 11.000,00 TL borcu bulunduğunu, söz konusu borcun müvekkili tarafından davalıyla çalışılan projeler için …. Şubesi talimatıyla 09.06.2014 tarihinde ödendiğini, ancak borçlunun taahhüt ettiği işi yerine getirmediği gibi iş bu parayı da geri ödemediğini, bu sebeple davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yasal süresi içerisinde borca ve takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek haksız maddi ve hukuki olgu ve dayanaklardan yoksun ve de kötü niyetli davalının itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde “birlikte çalışılan projeler” bahsedildiğini ancak buna ilişkin herhangi bir sözleşme, fatura, iş listesi ya da sair başka bir belge sunulamadığını, müvekkili davalının, davacıdan alacağını tahsil ettiğini, davacı tarafın takipte asıl alacağın yanı sıra işlemiş faiz de talep ettiğini, takipte talep edilen faizin yasal bir dayanağı bulunmadığını, bir an için böyle bir borcun varlığı kabul edilse bile talep edilen alacak ile ilgili olarak yasal temerrüt koşulları oluşmadığını, bu nedenle talep edilen faize ve faiz oranına da itiraz ettiklerini, davacı tarafın borcunu ödemesinden yaklaşık 3 yıl sonra alacak talebinde bulunduğunu beyanla; haksız davanın reddi ile icra takibinde davacının iş bu davanın açılmasında kötü niyetle hareket ettiğini, bu nedenle İ.İ.K. gereği davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Beylikdüzü Vergi Dairesi’nin cevabi yazısı, İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasının uyap suretleri ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosya içerisine aldırılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 13.07.2017 tarihinde 11.000,00 TL asıl alacak, 3.064,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.064,93 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde icra takibine itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verildiği görüldü.
6100 sayılı HMK’nun 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler. Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Dava konusu, sebepsiz zenginleşme nedeniyle ödenen paranın iadesi istemine ilişkin olup, davacı taraf, davalı tarafa avans niteliğinde parayı gönderdiğini ispatla yükümlüdür. 6098 sayılı TBK’nun 555. ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havale eden, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı savunmalarında, davalının davacılara borçlu olmadığını ileri sürmüştür. Bu durumda ispat yükü davacı taraftadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamış olup, dava konusu ve miktarı dikkate alınarak ve davalı tarafın muvafakati olmaması gözetilerek tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafın yemin deliline de başvurmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04/11/2015 gün ve 2015/2-3037 Esas 2015/2430 Karar sayılı kararı ve HMK’nın 94/3 ile TMK’nın 6. maddesi uyarınca ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın alacağını dayandırdığı belge ve delillerini ibraz etmediği, dolayısıyla bu konuda delil bildirme hakkının düştüğü, bu nedenle davaya konu alacağın varlığının ispat edilemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 187,86 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 143,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır