Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/798 E. 2023/927 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/798 Esas
KARAR NO : 2023/927

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında uzun süreli ticari ilişki bulunduğunu, ilgili ticari ilişki kapsamında yapılan faaliyetler sonucunda taraflar arasında cari hesap ilişkisi kurulmuş ve karşılıklı olarak cari hesap tutmaya başlamış olduklarını, cari hesapların dönem sonu ekstrelerinin toplamı olan miktarın ödenmesi için birçok kez iletişime geçilmiş olduğunu, müvekkilinin birçok kez iletişim kurmasına karşın, davalı-borçlu yan’ın hiçbir ödeme yapmayarak sürekli bahane üretip süre isteyerek, süreci uzatmış olduğunu, müvekkilinin tüm süreleri bekleyip sonuç alamaması üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine başlamış olduğunu, icra dosyası kapsamında gönderilen ödeme emrine karşı yasal süresi içerisinde haksız ve mesnetsiz bir şekilde itiraz eden borçlunun, hiçbir borcu olmadığına değinmiş ve yapılan itiraz kapsamında takibi durdurmuş olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiyi gösteren faturalar da mevcut olduğunu, borçlunun itiraz dilekçesinde de bu ilişkiyi reddeden bir ifade kullanmamış olduğunu, bu ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin alacağı bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında karşılıklı ticari ilişkiden kaynaklanan 01.03.2018 tarihli 43.688,14 TL tutarlı cari hesap alacağı mevcut olduğunu beyanla; itirazın iptaline, davanın kabulüne ve likit olan alacağın tahsili amacıyla takibin devamına, davalının yapmış olduğu haksız itiraz nedeniyle %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve davacı taraf arasında yürütülen ticari ilişkin kapsamında davacı tarafın; faturalara konu bir kısım işlerin ve de ürünlerin yapım ve satımını üstlenmiş olduğunu, ancak bu noktada davacı tarafın; taahhüdünü yerine getirmeyen tarafın müvekkili şirket olduğundan bahsetmekte olduğunu, ancak bunun kabulünün mümkün olmadığını, zira belirttiğinin aksine, davacı tarafın yüklendiği edimleri bulunmakta olup, bu edimleri anlaşma ve mutabakatlara uygun ve üzerinde mutabık kalınan bir biçimde yerine getirilmemiş olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın kedi edimlerini yerine getirdiklerine dair beyanlarını kabul etmediklerini ve itiraz ediyor olduklarını, davacı tarafın T.B.K.’nın 97.madde hükümlerine aykırı davranmakta olduğunu, somut dava konusu olay açısından; taraflar arasında yürütülen işleri kapsayan tüm işlemlerin ve satıma konu ürünlerin ve de hizmetlerin gerek hukuki olarak ve gerekse teknik işler bakımından incelenmesinde ve de yargılama aşamasında belirlenecek heyet bilirkişileri aracılığıyla yapılacak keşif incelemelerinde, davacı tarafın edimlerini yerine getirmediği ve veya eksik yerine getirdiği ve hatta bu durumlardan kaynaklı müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklı bir kısım alacaklarının olduğunnu veya oluştuğunun tüm gerçekliği ile görülecek olduğunu, bu hali ile davacı tarafın T.B.K 97. Madde hükümlerine aykırı davrandığını ve kendi edimlerini yerine getirmeden ve tamamlamadan müvekkili şirketin edimlerini yerine getirmesini beklemesinin hukuken kabul edilemez nitelikte olduğunu, ayrıca davacı tarafın T.B.K.’nın 470. ve devamı maddelerine aykırı davrandığının yargılama aşamasında anlaşılacak olduğunu, zira taahhüt konusu işlerden kaynaklı yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, davacı tarafın bir kısım işleri eksik ifa ettiğinin de ortaya çıkacak olduğunu, yine davacı tarafın fatura konusu taahhütlerinin ve ifa ettiği bir kısım işlerinin; gerek açık ve gerekse gizli ayıp olarak nitelendirilen durumları bulunduğunu da bu aşamada bildiriyor olduklarını, zira yerinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemeleri ile bu hususların çok net görülecek olduğunu, kaldı ki bu durumlardan kaynaklı müvekkili şirketin zararlarının da oluştuğunu ve bu zarar bedellerinin de taraflarınca davacı taraftan talep edileceğini bildiriyor olduklarını, üstelik davacı tarafla yürütülen ticari ilişkide, müvekkili şirketin davacı şirketten eksik/hatalı/ayıplı işleri gibi nedenleri ile talep edebileceği bir kısım alacakları da oluştuğunu, bu alacaklar kapsamında davacı tarafa bildirimler yapılmasına rağmen davacın tarafın, müvekkili şirketin bu yöndeki alacaklarını kabul etmemiş olduğunu, müvekkili şirketin oluşan bu alacaklarının bir kısmının genel olarak; eksik ürün tesliminden, hatalı imalatlardan, montajlardan, ayıplı ve kusurlu ürünler ve malzemelerden, bir kısım bunların onarım ve tamiratlarından, bizzat kendisi tarafından ödenmesi gereken bedellerin veya hizmetlerin müvekkili şirketten karşılanması ve sair durumlardan kaynaklanmakta olduğunu, müvekkili şirketin davacıdan talep edeceği gecikmelerden kaynaklı alacakları da bulunduğunu, davacı tarafın yüklendiği edimlerinin bir kısmını belirtilen süre içerisinde ve halende yerine getirmediği ve bu kapsamda gecikmelere neden olduğunun görülecek olduğunu, zira bu kapsamda davacı tarafın bu gecikmeler nedeniyle müvekkili şirkete borçlarının oluştuğunun da görülmekte olduğunu, diğer taraftan, davacı tarafın dava konusu ettiği faturalara konu olan ürün ve hizmetlerin ve de işlerin kabullerinin de yapılmamış olduğunu, zira davacının faturaya konu ettiği ürünlerin ve hizmetlerin garanti sorumluluğu da bulunmakta olup, ancak garanti süresi de dolmamış olduğunu, bu süre içerisindeki sorumluluğu halen de devam eden davacının, edimlerini tam olarak ifa ettiğini bildirmesinin de kabul edilemez olduğunu, bu hali ile de davacı tarafın yüklendiği edimlerin uygun olup olmadığı henüz kesinlik kazanmamış iken, alacaklı olduklarından bahisle icra takibine geçmiş olmaları ve talepte bulunmalarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davacın tarafın dilekçesinde bildirdikleri bir kısım faturaları da açıkça kabul etmiyor olduklarını, zira bu noktada, tanzim edilen faturaların esas olarak uygun tanzim edilip edilmediğinin bilirkişi aşamasında araştırılması ve denetlenmesi gerektiğini, tanzim edilen bu faturaların bir kısmının aykırı tanzim edilmiş olması nedeniyle, herhangi bir geçerliliğinin olmadığının ortaya çıkacak olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki tüm kayıt ve belgelerin incelenmesinde görüleceği üzere; davacının tanzim ettiği bir kısım faturaların, müvekkilinin bilgisi kapsamında olmayan, müvekkili şirkete de teslim ve tebliğ edilmeyen faturalar olup, bu hali ile müvekkili şirketin cari hesap kaydı ile davacının kaydının örtüşmediğinin görülecek olduğunu, takas ve mahsup defi hakları bulunduğunu, davacı tarafın talep ettiği tüm talep haklarının da zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı def-i hakları dikkate alınarak ta iş bu davanın reddi gerektiğini, ayrıca tarafların tacir oluşu karşısında, öncelikle davacının tanık delilini kabul etmediklerini ve tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini bildiriyor olduklarını, davacının talep ve beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, mahkememizi yanıltmakta olduğunu beyanla; davaya ve fazlaya ilişkin tüm haklarımızı şimdiden saklı tuttuğumuzu bildirir; davacının haksız iş bu davanın reddine ve ayrıca haksız icra takibi nedeniyle davacının %20 tazminattan sorumluluğuna, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arsındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
-Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ve yerinde yapılacak inceleme ile taraflar arasında kurulan sözleşme gereğince davacı tarafından davacının üstlendiği mimarlık işinde taahhüt edilen işlerin tamamen yerine getirip getirilmediği, teslim yapılıp yapılmadığı, işlerin yapılmasında gecikme yaşanıp yaşanmadığı, eksik bırakılan işler olup olmadığı,eser sözleşmesi uyarınca davacının yaptığı işleri eksik – ayıplı olup olmadığı,süresinde ve usule uygun ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ayıp var ise gizli – açık ayıp olduğu, ayıbın giderin bedelinin ne kadar olduğu, eksik iş bulunup bulunmadığı varsa eksik iş bedelinin ne kadar olduğu bu kapsamda davacının davalıdan alacak talep edip edemeyeceği edebilecekse miktarının ne kadar olduğu, ayıplı ifa nedeniyle semende indirim gerekip gerekmeyeceği, eksik işlerin tamamlanması için davalının dosyadaki delillere göre harcama yapıp yapmadığı, yapmış ise eksik ve ayıplı işler için yapılması gereken toplam tazminatın ne olduğu, davalının kendisinin onarım için yaptırılan giderlerin mevcut zarara uygun olup olmadığı, bedellerinin kadri marufunda olup olmadığı, davacının hak ettiğinin üzerinde haksız yere fatura düzenleyip düzenlemediği, mevcut fatura tutarlarının uygun olup olmadığı, fatura bedellerinin ödenip ödenmediği, faturanın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, hususlarının tespiti ile bilirkişi raporu tanziminin istenmesine, tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 20/05/2019 günü, saat 14:00 da Mahkememiz duruşma salonunda SMMM vasıtasıyla inceleme yapımasına saat 14:30 itibariyle mahallinde teknik bilirkişiler vasıtasıyla HMK nun 278/ son maddesi uyarınca mahkeme heyetine katılım olmaksızın keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, Mimar bilirkişi … ve Mali Müşavir bilirkişi …. 26/06/2019 tarihli raporlarında özetle; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki kapsamında oluşan 01.03.2018 tarihli, 43.688,14 TL tutarlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.06.2018) itibariyle davacının davalıdan 43.688,14 TL alacaklı olduğunu, davalının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.06.2018) itibariyle davalının davacıya 43.688,14 TL borcunun bulunduğunu, taraf ticari defterlerinin karşılaştırılması neticesinde; takip tarihi (25.06.2018) itibariyle taraflara ait ticari defterlerdeki bakiyelerin davacının davalıdan 43.688,14 TL alacaklı olduğu yönünde birbirini teyit ettiğini, teknik değerlendirmede neticesinde “küçük gsöl de hatalı – eksik imalatların olduğunu söyledi. Küçük göl de yapılan incelemede, CPT fiber kaplamalarının bazılarının yerinde olmadığı ve kenar ve üst birleşim ek yerlerinde yer – yer, boşluk, kot farkı olduğu mastikten ayrıldığı görülmüş ve belgelenmiş olan imalatın, Açık Ayıplı Kusur olduğu” tespit edildiğini, dolayısıyla davacının davalıdan olan takip konusu alacağından 5.000,00 TL + 900 TL KDV olmak üzere toplamda 5.900,00 TL mahsup edilmesinin gerekeceğinden takip tarihi itibari ile davacının davalından (43.688,14 TL – 5.900,00 TL) 37.788,14 TL alacaklı olduğunu NETİCETEN; teknik değerlendirme ve yukarıda izah edilen gerekçelerle takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 37.788,14 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizin 18/02/2020 tarihli celsesinde davacı tanığı ….’in hazır bulunduğu, tanığın; “garanti kozanın bulunduğu site içerisinde göl vardı. Gölün kenarına CTP’den bir çerçeve yapılacaktı. biz bu işi üstlendik ve bu işi eksiksiz bir şekilde babam yerine getirdi. Şu an bütün mailleri getirdim. Bize herhangi bir ayıp bildirimi yapılmadı. …. onaylanmamış hiçbir faturayı işleme alıp ödeme çıkarmamaktadır. Ancak bizim gönderdiğimiz faturalar işleme alınmıştır ve onaylanmıştır. Usulüne uygun yapılmış bir ayıp ihbarı yoktur. Zaten iş ayıplı teslim edilmemiştir. … Ve … arasında yazılmış olan maillerdeki ayıplardan haberim yoktur. Bu mailler şirket içi konuşmalardır. Bize bildirilmiş bir ayıp yoktur. Ayrıca bize sonrasında ciddi bir fırtına çıktığını, bu fırtına neticesinde de göl kenarında bir takım kopamalar olduğunun bilgisi verildi. Keşifte tespit edilen ayıplar da bunlardır ancak bunlar bizden kaynaklı değildir. Bununla alakalı karşı tarafa mail de attık bize bir cevap gelmemiştir, göl kenarında milimetrik bir düzlük sağlanamayacğa bilgisini daha iş yapılırken söylemiştik. Onlar da bunu kabul ederek faturayı onaylamışlardı” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Devam eden yargılama aşamasında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.- … K. Sayılı ilamı ile davalının 30/03/2021 günü saat 14:24 itibari ile iflasına karar verilmiş olması sebebi ile İİK m.194 gereğince durma kararı verilmiş ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılması beklenilmiştir.
Dava, eser sözleşmesine bağlı itirazın iptali istemine ilişkin olup devam eden yargılama aşamasında davalının iflasına karar verilmiş olması nedeni ile davaya sıra cetveline itiraz davası olarak devam edilmiştir. Davacı taraf, davalı taraftan cari hesap alacağı olduğu iddiası ile takip başlatmış olup davalı taraf ise davacının üstlenmiş olduğu işleri eksik veya ayıplı olarak yerinde getirdiği savunmasında bulunmaktadır. Buna göre tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmiş ve eser sözleşmesine konu yerde yerinde inceleme yapılmıştır. Dosya kapsamına uygun ve gerekçeli bilirkişi raporu ile davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 43.688,14 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 43.688,14 TL borcunun bulunduğu, taraf ticari defterlerinin birbirini teyit ettiği, teknik değerlendirmede küçük göl de yapılan incelemede, CPT fiber kaplamalarının bazılarının yerinde olmadığı ve kenar ve üst birleşim ek yerlerinde yer – yer, boşluk, kot farkı olduğu mastikten ayrıldığı ve belgelenmiş olan imalatın, açık ayıplı kusur olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacının davalıdan olan takip konusu alacağından 5.000,00 TL + 900 TL KDV olmak üzere toplamda 5.900,00 TL mahsup edilmesi gerekeceği, takip tarihi itibari ile davacının davalından (43.688,14 TL – 5.900,00 TL) 37.788,14 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Buna göre taraf ticari defterlerinin uyumlu olduğu, davacı iddiasının bu yönden ispatlanmış olduğu, davalının ayıp iddiası yönünden ise teknik değerlendirmede tespit edildiği üzere bir kısım işlerde ayıp bulunduğu, ayıplı iş bedeli 5.900,00 TL’nin davacı alacağından tenzili gerektiği kanaati ile yapılan tespitler yerinde görülmüştür. Buna göre davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 37.778,14 TL alacaklı olduğu kabul edilmiştir. Kayıt kabul ve itirazın iptali ayrı yargılama usullerine tabi olup kayıt kabul davasında yalnızca müflisin iflas tarihi itibari ile doğmuş alacakları hüküm altına alınabilecektir. Buna göre davacının takip tarihi itibari ile davalı taraftan 37.778,14 TL alacaklı olduğu kabul edildiğinde, 30/03/2021 olan iflas tarihi itibari ile masaya kaydedilmesi gereken alacağın tespit edilmesi gerekmekte olup dosya arasında yer alan kabak hesabı uyarınca davacının 30/03/2021 tarihi itibari ile olan alacağından tahsil harcının düşülmesi sonucu 52.909,75 TL alacaklı olacağı ve sıra cetveline belirtilen miktarın kaydedilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 52.909,75 TL alacağın müflis şirketin Bakırköy … İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1- 52.909,75 TL alacağın müflis şirketin Bakırköy … İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasına KAYIT VE KABULÜNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 767,35 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye kalan 497,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 269,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilen keşif ücreti, bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.247,00 TL yargılama giderinden kabul oranı (%84,08) ret oranı (%15,92) dikkate alınarak hesaplanan 1.889,28 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafça sarf edilen 47,00 TL yargılama giderinden kabul oranı (%84,08) ret oranı (%15,92) dikkate alınarak hesaplanan 7,48 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 7.155,11 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/09/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸