Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/795 E. 2020/536 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/795
KARAR NO : 2020/536

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :22/09/2020
DAVA; Davacı- karşı davalı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile 04/11/2016 tarihli tedarik sözleşmesi aktettiklerini, sözleşmenin ilk olarak 26/05/2017 tarihinde tadil edildiğini, sözleşme ile davalı şirketin sözleşme kapsamında belirlenen deterjanların üretimi ve üretilen deterjanların tedarikini üstlendiğini, bu yükümlülüklerin teminatı olarak 160000 USD bedelli teminat mektubunun davalıya verildiğini, 04/11/2017 tarihinde, ilk sözleşme yürürlükten kaldırılarak onun yerini almak üzere tedarik sözleşmesi aktedildiğini, teminat mektubunun süresinin de 03/01/2019 tarihine uzatıldığını, davalı şirketin 01/02/2018 tarihinde tedarik sözleşmesi kapsamında onaylanmış siparişleri yerine getirmeyeceğini bildirdiğini, bu bildirime cevaben tedarik sözleşmesinin 15.01 maddesine istinaden davalı şirkete sözleşmeyi ihlalini 10 işgünü içerisinde giderilmesini aksi taktirde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğini, 11/06/2018 tarihinde teminat mektubunun iadesini talep ettiklerini, davalı şirketin ise öncelikle ….. tarih, …. yevmiye no’lu ihtarnamesi ile hiçbir somut vakıa ileri sürmeksizin tedarik sözleşmesine konu yükümlülükleri ihlal ettiklerinden bahisle sözleşmeyi feshettiklerini ihtar ettiğini, akabinde 18/08/2018 tarihinde atıf yaptığımız sözleşme hükümleri gereğince yükümlülüklerini yerine getirmediği taktirde tedarik sözleşmesini feshedeceğini ihtar ettiğini, ihtarnamelerin birbiriyle çelişik olduğunu, fesih hakkının 28/02/2018 tarihinde yerine getirildiğini, davalının 08/06/2018 tarihli feshi ve 18/08/2018 tarihli fesih ihtarının hukuken sonuç doğurmayacağını, feshedilmiş sözleşmenin yeniden feshinin mümkün olmadığını, teminat mektubu bedelinin iadesi için Çatalca İcra Müdürlüğünün …… esasına kayıtlı olarak başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA; Davalı- karşı davacı vekili tarafından sunulan cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 04/11/2017 tarihli sözleşmenin ilk sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu, sözleşmenin 10.02.maddesinde tedarik dönemi boyunca müvekkiline teminat sağlanacağının hüküm altına alındığını, bu kapsamda müvekkiline 03/01/2017 ve 03/01/2019 tarih aralığını kapsayacak teminat sağlandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin çok aşamalı tedarik sözleşmesi olduğunu, tedarik dönemi boyunca tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, 04/01/2018 tarihinde tek bir yüklemeye konu sipariş verdiğini, bu sipariş dışında başkaca sipariş verilmediğini, müvekkilinin siparişi yerine getiremediklerine ilişkin bir beyanı bulunmadığını, sözleşmenin 3.01 maddesine göre siparişlerin yazılı olarak bildirilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, davacının tedarik sözleşmesini 04/01/2018 tarihli siparişe dayalı olarak yükleme süresini beklemeden, sürelere riayet etmeden feshettiğini, taraflarca mutabık kalınan bu siparişin tahmini yükleme süresinin 19/02/2018, teslimat tarihini ise en erken 02/03/2018 olduğunu, 15/02/2018 tarihinde alıcı tarafından gönderilen fesih ihtarının sözleşmedeki bildirimler maddesi çerçevesinde geçerli olduğu kabul etmekte ancak haklı bir nedene dayanmadığını öne sürdüğünü, geç teslimat olacağı düşünülse dahi cezai şartın mevcut olduğunu, davacının amacının müvekkilini saf dışı bırakıp alt taşeronla doğrudan ticari ilişki kurmak olduğunu, müvekkiline yanlışlıkla gelen mailler ile davacı ile alt taşeronun birlikte eski çalışanları ……. aracılığıyla çalışmaya başladığının anlaşıldığını, teminat mektubunun paraya çevrilmesine hukuka aykırı bir yön bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, sözleşmeyi haksız şekilde fesheden davacının minimum ürün setini almadığını, tedarik sözleşmesinin 15.02.maddesinde davacının sipariş edilmiş ürün kategorisindeki herhangi bir ürünü tedarik sözleşmesinin feshi veya sona ermesi durumunda çizelge 7’de belirtilen fiyatlara göre satın alacağının kararlaştırıldığını, gönderilmiş olan mailde stoklarda bulunan toplam ürün miktarının 65.613,78 $ olduğunun belirtildiğini, bu ürünlerin davacı tarafından satın alınmamasının müvekkilinin zararına sebebiyet verdiğini, davacının sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi nedeniyle kardan yoksun kaldığını, belirterek karşı davanın kabulü ile 1000,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davanın …….’ya ihbarını talep etmiştir.
CEVABA CEVAP VE KARŞI DAVAYA CEVAP; Davacı-karşı davalı vekili ibraz ettiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde, ikinci sözleşmenin ilk sözleşmenin devamı olduğu iddiasıyla son siparişe ilişkin olarak temerrüde düştüğünü önceki siparişlerin yerine getirildiği iddiası ile gölgelemek istediğini, taraflar arasında süresi uzatılmış tek sözleşme olduğunun çekişmesiz olduğunu, hem ilk sözleşmenin hem de tedarik sözleşmesinin 5.2 maddesi uyarınca davalının siparişi almasını takip eden 25 gün içinde siparişleri ……. Limanı’na teslim etmekle yükümlü olduğunu, davalının 01/02/2018 tarihli mailde davalının ürünleri tedarik sözleşmesinde kararlaştırılan zamanda, kararlaştırılan kalitede ve kararlaştırılan alt yüklenicide ürettiremeyeceğini açıkça ikrar ettiğini, mailde başka bir alt yüklenicinin test ürünlerinin gönderileceğinin belirtildiğini, davacının siparişi teslim edemeyeceği ve temerrüde düştüğünü ikrar ettiğini, davacının buna rağmen 10 günlük süre tanıdığını, süre sonunda usulüne uygun olarak sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin daha fazla süre tanıyarak ticari olarak zarar görmesinin kabul edilemeyeceğini, temerrüdün giderilmemesi halinde müvekkilinin kanunun tanıdığı seçimlik haklarından dilediğine gidebileceğini, müvekkili şirketin stoklarının tükenmesi ve taahhüt altına girdiği sözleşmelerde temerrüte düşme riskiyle karşılaşması nedeniyle dar bir zaman içerisinde önceden kalite kontrolünü sağladığı …… ile çalışmaktan başka çaresinin kalmadığını, temerrüde düşen ve temerrüt halini gideremeyerek sözleşmenin feshine neden olan davalının sözleşmeye dayalı olarak tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmadığını belirterek açtıkları davanın kabulünü, karşı davanın reddini talep etmiştir.
İKİNCİ CEVAP VE KARŞI DAVADA CEVABA CEVAP; Davalı-karşı davacı ibraz ettiği ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde, müvekkilinin siparişi teslim süresinin en erken 02/03/2018 olduğunu, mail kayıtlarında müvekkilinin siparişi yerine getiremeyeceğine ilişkin beyanının olmadığını, mailde uzun süreli ticaretin daha sağlam ve karlı devam etmesi için davacıya öneride bulunduğunu, tedarik sözleşmesinin hangi şartlarda feshedileceğinin açıkça belirlendiğini, davacının sözleşmeyi feshedebilmesi için Mart ayının ortalarını hatta sonlarını beklemesi gerektiğini, müvekkilinin menfaatlerinin zarara girdiğini belirterek davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasında 04/11/2016 tarihli tedarik sözleşmesi aktedildiği, 26/05/2017 tarihinde tadil edildiği, 04/11/2017 tarihinde tedarik sözleşmesi yapıldığı, 160.000 USD bedelli teminat mektubu verildiği, teminat mektubunun davalı tarafından paraya çevrildiği konularında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın 04/01/2018 tarihli siparişin yerine getirilmesinde davalı/karşı davacının temerrüde düşüp düşmediği, taraflarca bu siparişin yerine getirilmesi hususunda sözleşmeye göre yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, davalı tarafın mail yoluyla siparişleri yerine getirmeyeceğini bildirip bildirmediği, bu bildirim iddiasına dayanarak davacı tarafça davalıya önel verilerek fesih ihbarı ve akabinde feshin haklı olup olmadığı, davacı tarafça 28/02/2018 tarihi itibariyle fesih yapılmış sayılıp sayılamayacağı, davalı tarafın 08/06/2018 tarihli feshi ve 18/08/2018 tarihli fesih ihtarının sözleşme hükümlerine göre geçerli olup olmadığı, sözleşmenin feshedilmiş sayılıp sayılamayacağı, feshedilmiş sayılacaksa fesih tarihi olarak kabul edilmesi gereken tarihin ne olduğu, bu bağlamda davalı/karşı davacı tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, teminat mektubu bedelinin davacı/karşı davalıya iadesinin gerekip gerekmediği, davalı/karşı davacı tarafından açılan karşı davada ise davacı/karşı davalının feshinin haklı olup olmadığı, fesih nedeniyle davalı/karşı davacının kar yoksunluğu sebebine dayalı tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise miktarı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, SMMM …… , hukuk bilirkişisi Dr. Öğr. Üyesi ……, sektör uzman bilirkişisi ……. tarafından ibraz edilen kök raporda, dava konusunun taraflar arasında akdedilen 04/11/2017 tarihli mal tedarikli anlaşması kapsamında davalıya verilen ….. bankasının ……. referans numaralı 160.000 USD tutarındaki teminat mektubunun davalı tarafından haksız olarak nakde çevrildiği iddiası nedeniyle iadesi göre talebinden ibaret olduğu, davacı- karşı davalının cari hesap ekstresine takip tarihi 28/06/2018 itibariyle davacı -karşı davalının davalı- karşı davacıdan 160.000 USD alacaklı olduğu, davalı- karşı davacı 2016,2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı- karşı davacı ticari defterlerine göre takip tarihi 28/06/2018 itibariyle davalı- karşı davacı davacı- karşı davalıdan 991,26 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında imzalanan söz konusu sözleşme ile belirlenip onaylanan alt yüklenici firma yerine, davacı tarafa davalı tarafından henüz test ve tasdik etmedikleri başka firmaların önerilmesi, sipariş verilen ürünlerin tümünün kimyasal ve fiziksel testlerinin, ambalajlarının ve ambalaj üzerinde bulunacak etiketlerin imalat zamanları yanında bu imalatların uygun olmadıklarının yeniden kontrolü ve kabulü ile gerçekleşebilecek uzun bir süreci kapsayacağı, önerilen firmanın ticari itibarının da göz önüne alınacağı ve tüm denemelerden piyasa araştırmalarından sonra kabul edilmeyen bir sonuç alınabileceğinin söz konusu olabileceği, buna göre, yeni bir alt yüklenici firma tespiti ve onaylanması sürecinin uzun zaman alacağı, bu çerçevede, değerlendirme, takdir ve hukuki nitelendirmenin tamamen mahkemeye ait olmak üzere sözleşmenin feshinin yerinde olacağı, özetle, taraf ticari defterlerinin 05/02/2018 tarihi itibariyle birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 160.000 USD olduğu, bu tutarın ise davacı- karşı davalı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde kayıtlı olan davalı- karşı davacı tarafından 17/04/2018 tarihli 160.000 USD teminat mektubu çözümünden kaynaklı olduğu, heyetçe yapılan hukuki ve teknik değerlendirmede “yeni bir alt yüklenici firma tespiti ve onaylanması süreci uzun zaman alacağından, davacı tarafından istediği zaman aralığında sipariş yaptığı ürünlerini teslim alamayacağı ve bu çerçevede değerlendirme, takdir ve hukuki nitelendirme tamamen mahkemeye ait olmak üzere sözleşmenin feshinin yerinde olacağı ” görüşüne ulaşıldığı, neticeten, asıl dava yönünden takip tarihi itibariyle davacı- karşı davalının davalı- karşı davacıdan 160.000 USD alacaklı olduğu, karşI dava yönünden sözleşmenin feshinin yerinde olduğu ve katlanılabilecek bir zarar miktarının hesabının yapılması hususunda bir süreç olmadığından alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Taraf itirazları irdelenerek ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ne karar verilmiş olup, aynı heyetten alınan ek raporda, kök raporda belirtilen kanaatin aynen korunması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraflar arasında 04/11/2016 tarihli tedarik sözleşmesi aktedildiği, 26/05/2017 tarihinde tadil edildiği, 04/11/2017 tarihinde tedarik sözleşmesi aktedildiği, 160.000 USD bedelli teminat mektubu verildiği, teminat mektubunun davalı tarafından paraya çevrildiği konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, 04/01/2018 tarihli siparişin yerine getirilmesinde davalı/karşı davacının temerrüde düşüp düşmediği, taraflarca bu siparişin yerine getirilmesi hususunda sözleşmeye göre yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, davalı tarafın mail yoluyla siparişleri yerine getirmeyeceğini bildirip bildirmediği, bu bildirim iddiasına dayanarak davacı tarafça davalıya önel verilerek fesih ihbarı ve akabinde fesih yapılmasının haklı olup olmadığı, davacı tarafça 28/02/2018 tarihi itibariyle fesih yapılmış sayılıp sayılamayacağı, davalı tarafın 08/06/2018 tarihli feshi ve 18/08/2018 tarihli fesih ihtarının sözleşme hükümlerine göre geçerli olup olmadığı, sözleşmenin feshedilmiş sayılıp sayılamayacağı, feshedilmiş sayılacaksa fesih tarihi olarak kabul edilmesi gereken tarihin ne olduğu, bu bağlamda davalı/karşı davacı tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, teminat mektubu bedelinin davacı/karşı davalıya iadesinin gerekip gerekmediği, davalı/karşı davacı tarafından açılan karşı davada ise davacı/karşı davalının feshinin haklı olup olmadığı, fesih nedeniyle davalı/karşı davacının kar yoksunluğu sebebine dayalı tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise miktarı hususlarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında aktedilen 04/11/2017 tarihli tedarik sözleşmesi uyarınca davalı tedarikçi, sözleşmenin sınırlarına ve koşullarına tabi olmak üzere, davacı alıcıya ilgili tedarik dönemi boyunca ilgili ürün kategorisindeki alıcının ürün talepleri doğrultusunda satacağı (m.2.01), davacı alıcının ise anılan sözleşmenin sınırlarına ve koşullarına tabi olmak üzere ilgili tedarik dönemi boyunca ilgili ürün kategorisindeki ürünleri satın alacağı (m.2.02) sözleşmenin 2.03 maddesi ile ürünlerin üretiminin alt yükleniciye devredilmesinden bağımsız olarak, alıcıya karşı tüm yükümlülüklerin devam etmesi şartıyla tarafların tedarikçilerin sözleşmedeki yükümlülüklerinin tamamını ya da bir kısmını onaylı alt yüklenicilere devretmeye yetkili olduğu konusunda anlaşmaya varılmış, onaylı alt yüklenici olarak ……. Toprak Metal Sanayi İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki 01/02/2018 tarihli mail yazışması ile davalı yetkilisi tarafından alt yüklenici ……. ile anlaşmazlık yaşadıkları, yeni bir alt yüklenici bulunması gereksinimi doğduğu, davacının istediği zaman numunelerin kendisine gönderilmesinden sonra araştırma ve testlerin yapılabileceğinin bildirildiği, aynı tarihte davacı yetkilisi tarafından onaylı alt yüklenicinin ……. olduğu, fabrikanın kendilerince ziyaret, test ve tasdik edildiği, 2 hafta içinde teslim edilecek siparişler bulunması sebebiyle durumun en az 1 ay önceden haber verilmesinin gerektiği, yeni bir fabrikayı ziyaret edecek, test edip onaylayacak, baskı, ambalaj hazırlığı için vakitlerinin olmadığı, bu durumu kabul edemeyecekleri, kendilerinin onaylamadığı bir fabrikadan alt yüklenici hizmeti alamayacakları bildirilmiştir.
Tedarik sözleşmesinin 2.03 maddesi ile onaylı alt yüklenici olarak ……. Metal Sanayi İç ve Dış Ticaret Şirketi kabul edilmiş olup, siparişin onaylanmamış başka bir alt yükleniciye yaptırılması sözleşmeye aykırıdır. Bu durumun sözleşmeye aykırı olduğunun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yönünde bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede, taraflar arasında imzalanan söz konusu sözleşme ile belirlenip onaylanan alt yüklenici firma yerine, davacı tarafa henüz test ve tasdik etmedikleri başka bir firmanın önerilmesi, sipariş verilen ürünlerin tamamının kimyasal ve fiziksel testlerinin, ambalajlarının, ambalajlar üzerindeki etiketlerin imalat zamanları yanında bu imalatların uygun olup olmadıklarının yeniden kontrolü ve kabulü ile gerçekleşebilecek uzun bir süreci kapsayacağı, önerilen firmanın ticari itibarının da gözönüne alınacağı ve tüm denemelerden ve piyasa araştırmalarından sonra kabul edilemeyen bir sonuç alınabilmesinin söz konusu olabileceği, yeni bir alt yüklenici tespiti ve onaylanması süreci uzun zaman alacağından davacı tarafın istediği zaman aralığında sipariş yaptığı ürünlerini teslim alamayacağı, bu sebeple sözleşmenin feshinin haklı fesih olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmış olup, davacı taraf ticari defterlerinde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 160.000 USD alacaklı olduğu, davalı taraf ticari defterlerinde davacıdan 991,26 TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterlerindeki cari hesap farkının davacı tarafın sunmuş olduğu cari hesap ekstresindeki 17/04/2018 tarihli 160.000 USD bedelli teminat mektubu kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde, taraflar arasında sözleşme ile belirlenen onaylı alt yüklenici dışında başka bir alt yükleniciyle çalışmanın davacı taraftan beklenemeyeceği, bu hususun sözleşmeye aykırı olduğu ve sözleşmenin haklı feshinin söz konusu olacağı, yapılan teknik inceleme ile sipariş verilen ürünlerin tamamının kimyasal ve fiziksel testlerinin, ambalajlarının, ambalajlar üzerindeki etiketlerin imalat zamanları yanında bu imalatların uygun olup olmadıklarının yeniden kontrolü ve kabulü ile gerçekleşebilecek uzun bir süreci kapsayacağı, önerilen firmanın ticari itibarının da gözönüne alınacağı ve tüm denemelerden ve piyasa araştırmalarından sonra kabul edilemeyen bir sonuç alınabilmesinin söz konusu olabileceği, yeni bir alt yüklenici tespiti ve onaylanması süreci uzun zaman alacağından davacı tarafın istediği zaman aralığında sipariş yaptığı ürünlerini teslim alamayacağı kanaati oluşmakla sözleşmenin feshinin hakkın kötüye kullanılması şeklinde yorumlanamayacağı neticesine ulaşılmıştır.
Davacı asıl dava ile 04/11/2017 tarihli tedarik sözleşmesi kapsamında davalıya verilen 160.000 USD bedelli teminat mektubunun davalı tarafça haksız olarak nakte çevrildiğinden bahisle bedelinin iadesini talep ettiği, taraf ticari defterlerindeki cari hesap farkının kaynağının teminat mektubu olduğu, sözleşmenin haklı olarak feshedildiği anlaşılmakla davalı tarafça teminat mektubu bedelinin davacı tarafa iadesinin gerektiği anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile Çatalca İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasında davalı karşı davacının itirazının iptali ile takibin devamına, davacı karşı davalının icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf, karşı dava ile sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle yoksun kaldıkları karın tahsilini talep etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça haklı olarak feshedildiği, yoksun kalınan karın talep edilemeyeceği anlaşılmakla açılan karşı davanın sübut bulmadığından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVACI KARŞI DAVALI TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Çatalca İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasında davalı karşı davacının İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-Davacı karşı davalının icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine,
DAVALI KARŞI DAVACI TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,
4-Asıl davada, alınması gereken 71.786,70 – TL harçtan davacı-karşı davalı tarafından peşin olarak yatırılan 15.136,56 TL ‘nin mahsubu ile eksik kalan 56.650,14 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Asıl davada, davacı-karşı davalı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 15.172,46 TL ve tebligat müzekkere- bilirkişi gideri 4.741,50 TL olmak üzere toplam 19.913,96 TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
6-Asıl davada, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 110.454,10 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
7-Karşı davada, alınması gereken 54,40 TL harçtan davalı-karşı davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 18,5TL nin davalı–karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Karşı davada, davalı-karşı davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 3400,00 TL vekalet ücretininin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/09/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı