Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/790 E. 2019/21 K. 09.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/790
KARAR NO : 2019/21

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 13/08/2018
KARAR TARİHİ : 09/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2019

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket…. Limited Şirketi hakkında 2004 Sayılı İcra İflas Kunununun 285 ve devam eden maddeleri gereğince konkordato talepleri ile İİK 287. Maddesi gereği 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1, 294. maddeleri gereği borçlunun malvarlığının korunmasını ve alacaklıların cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İİK 287/3. maddesi gereği geçici komiser tayinini, şirketin aktiflerinde bulunan menkul ve gayrimenkuller ile 3 kişilerin şirketler lehine alacaklılara tahsis ettiği rehin ve ipotek işlemlerine ilişkin rehnin paryaa çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde satışların durdurulmasına karar verilmesini, şirket aleyhine yapılmış ve yapılacak her türlü takipteki muhafaza, teslim ve tahliyeye dair icrai işlemlerin durdurulmasına karar verilmesini, şirketin elde ettikleri gelirler ve mevduatlar üzerine haciz veya ihtiyati haciz uygulanması halinde şirketler faaliyetlerine devam edemeyeceğinden davacı şirketlerin hak ve alacaklarına haciz veya ihtiyati haciz yolu ile haciz ihbarnamesi gönderilmemesi, gönderilmiş ise kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, davacı şirketlerin araçları üzerine haciz veya ihtiyati haciz yolu ile yakalama kararı konulmaması konulmuş ise de kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, İİK 288/1. maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasına, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesi 1 yıllık kesin mehlin verilmesine, kesin mehil içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce tayin edilen geçici komiser heyetinin 26/10/2018 havale tarihli raporunda özetle; geçici mühlet kararından bu yana davacı şirketin, ön konkordato projesi kapsamında yaptıkları ve yapılanların konkordato projesinin gerçekleştirilmesi bakımından etkilerini görebilmek için şirketin güncel mali tablolarının tamamlanması ve şirket yönetiminden talep edilen diğer bilgilerinin heyetlerine ibrazının beklenildiğini, şirket aktifinde kayıtlı bulunan işletmenin üretim faaliyetinde kullandığı bazı makineler, taşıtlar, demirbaşlar, kitap-kağıt stoku ve gayri maddi duran varlıkların rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesi ve bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesini, bilirkişi raporları alındıktan sonra çok kısa bir süre içerisinde geçici komiser heyet raporunu mahkememize ibraz edeceklerini beyan etmişlerdir.
Geçici komiser heyetinin 06/11/2018 tarihli raporunda özetle; ön raporunda belirtilen değerlendirmeler çerçevesinde davacı tarafça konkordato ön projesinin gözden geçirilebilmesi, davacının rayiç değer bilançosunun tespiti için bilirkişi değerlemesinin yapılarak dosyanın bu yönde de değerlendirilebilmesi açısından bilirkişi değerlenmesi açısından bilirkişi raporunun beklenilmesinin gerekmesi, geçici mühlet dönemindeki faaliyet sonuçlarının nitelikli olarak değerlendirilebilmesi ihtiyacının mevcut olması bakımından davacının 2 aylık ek süre talebinin uygun olduğunu beyan etmişlerdir.
Davacı vekilinin 01/11/2018 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkili şirketi hakkında 16/11/2018 tarihinde dolacak olan 3 aylık geçici mühletkararının 16/11/2018 tarihinden itibaren 2 ay daha uzatılmasını talep etme gereğinin hasıl olduğunu, geçici mühlet kararının 7101 sayılı kanun ile değişik İİK 287/4 gereğince 16/11/2018 tarihinden itibaren 2 ay daha uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Geçici komiser heyetinin 04/01/2019 havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle gerek kaydi ve gerek ise rayiç değerlere göre hazırlanmış bilançolarına göre öz kaynaklarının pozitif olup şirketin borca batık durumda olmadığını, davacı şirketin dosyaya sunduğu ön projede şirket borçlarının ödenmesinde kullanılabilecek ve şirkete nakit sağlayabilecek önlemler olarak öngörülen sermaye artışı, şahsi gayrimenkul satışı ve yeni ortak alımı gibi önlemlerin geçici konkordato mühleti içerisinde hayata geçirilmediği, bu önlemlerin gerçekleştirileceğin adir bir girişimin de müşadee edilmediğini, dava dosyasına sunulmuş olan konkorda ön projesinde yer alan proforma gelir tablosuna göre 2020 yılı sonuna kadar esas faaliyetlerden ksümülatif toplamda 1,041300-TL kar elde edileceğinin öngörüldüğü, 30/09/2018 mali tablolarına göre davacı şirketin dönemi net kararın 52.967,84-TL olduğunu, davacı şirketin dosyaya sunduğu konkordato ön projesinde öngörülen konkordat kaynaklarının somut ve yeter olmadığı gibi öngörülen bu önelmelerin hiçbirsinin geçiçi konkordato mülhleti içerisinde hayatta geçirilmediği proje revizyonu yapılmadığı, rapor içeriğinde ele alınan ve değerlendirilen hususlar ile davacı şirketin geçici konkordato mühleti içerisinde konkordato kurumuna yaklaşımları birlikte ele alındığında konkordatonun başarıya ulaşmasından veya konkordato teklifinin tasdik şartlarının yerine gelebilceğinden söz edilemeyceeği, nedenleri ile kesin mühlet verilmesinin uygun olmayacağı şeklindeki değerlendirlmelerini mahkememize ibraz etmişlerdir.
Davacı borçlu şirket tarafından tensip tutanağında belirtilen konkordato gider avansının yatırıldığı, yapılan şekli incelemede eksikliklerin ikmal edildiği görülmekle 16/08/2018 tarihinden başlamak üzere borçlu şirket hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, geçici mühlet kararı ile birlikte borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli tedbirlerin alındığı, geçici konkordato komiser heyetinin görevlendirildiği ve geçici komiseri heyetinin görevine başladığı görülmüştür.
Mahkememizce verilen geçici mühlet kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunduğu, İİK’nın 288/2 nci maddesi uyarınca geçici mühletin maddede belirtilen kurum ve kuruluşlara bildirildiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içerisinde vereceği, 289/2 maddesinde mahkemenin yapacağı değerlendirmede itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alacağı, 289/3 maddesinde ise konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nun 285.maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere “borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi mümkündür. Diğer bir deyişle, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını yüzde yüz, yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (vade konkordatosu) Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün olmamak gerekir. Zira böyle bir teklif, ödenmesi “teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez.”
Yine İİK’nun 305/1-a bendinde adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden faza olacağının anlaşılması, b bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması hükümleri birlikte değerlendirildiğinde tenzilat konkordatosunun borca batık borçluları için başvurulabilecek yol olduğu anlaşılmaktadır.
Borca batık olmayan borçlunun tenzilat konkordatosu teklif etmesi halinde bu teklif, bir taraftan teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması (İİK m,305,f1,b(a)) şartı, diğer taraftan da teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (İİK m.305.f.1,b) şartı yerine gelmediğinden tasdik edilmeyecektir.(Selçuk Öztek/Ali Cem Budak./Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan. Yeşilova,Yeni Konkordato Hukuku, Ankara 2018, s.122,123,124)
Yine vade konkordatosu bakımından “….borçluya vade konkordatosu yoluyla da olsa, uzun yıllar faizden kurtulmasını sağlayacak biçimde konkordato bağıtlamak olanağının tanınamayacağı açıktır….Özellikle, yüksek tutarlı borçları kapsayan konkordatolarda, borçlunun çalışarak borçlarını ödemesi uzun yıllara bağlıdır. Borçluya….uzun ödeme süreleri sağlayan bir konkordatonun aktifin borçları tamamen karşıladığı durumlarda kabulü sözkonusu olamaz….Bu gibi durumlarda ….uzun ödeme süresini içeren faizsiz ödeme tekliflerinin kabulüne imkan yoktur.” (Sümer Altay/ Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku,3.Bası,İstanbul 2017,s.94-95)
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı şirketin dosyaya sunduğu konkordato ön projesinde 30/06/2018 tarihi itibariyle borçlarından herhangi bir iskonto yapılmadan 1 yıl geri ödemesiz, sonraki 4 yılda eşit paylı ödemeler ve faizsiz olarak ödemesi öngörülmektedir. Proje kaynakları olarak mevcut ya da yeni ortaklarca 5 yılda 1250.000 TL tutarında nakit sermaye artışı, şirket ortaklarının şahsi gayrimenkullerini satarak özellikle borçların ödenmesi, kar paylaşımı veya sermaye ortaklığı esasına dayalı ortaklıklar kurulması gösterilmiştir. Geçici komiser heyeti tarafından ibraz olunan raporda proje kaynakları değerlendirilmiş olmakla, davacı şirketin borçlarının tamamının kısa vadeli borçlar olmak üzere 9.989.512,30 TL olduğu, ön projeye göre 5 yılda yapılacak sermaye artışının ve tahmini kar miktarının 9.989.512,30 TL olan toplam borcu karşılayabilmesinin mümkün olmadığı, davacı şirketin konkordato geçici mühleti zarfında sermaye artışına dair herhangi bir girişimde bulunmadığı, sermaye artış kararı almadığı, satımı ile borçların karşılanacağından bahsedilen gayrimenkullere ilişkin olarak tapu bilgilerinin ibraz edilmediği, bu hususta girişimde bulunulmadığı, yine geçici mühlet zarfında şirkete yeni ortak alınması ya da sermaye yapısının değiştiğine dair bilgi verilmediği belirtilmiştir. Geçici komiser heyeti raporunda ayrıca davacı şirket 31/09/2018 tarihi itibariyle gerek kaydi, gerekse rayiç değerlere göre hazırlanmış bilançolarına göre borca batık durumda olmadığı, proforma gelir tablosuna göre 2020 yılı sonuna kadar esas faaliyetlerinden kümülatif toplamda 1041.30 TL kar elde edileceğinin öngörüldüğü, 30/09/2018 tarihi mali tablolarına göre davacı şirketin dönem karının 52.967,84 TL olduğu, konkordato kaynaklarının somut ve yeterli olmadığı gibi öngörülen önlemlerin hiç birisinin geçici konkordato mühleti içinde hayata geçirilemediği, proje revizyonu yapılmadığı, rapor içeriğinde ele alınan ve değerlendirilen hususlar ile davacı şirketin geçici konkordato mühleti içerisinde konkordato kurumuna yaklaşımları birlikte ele alındığında konkordatonun başarıya ulaşmasından veya konkordato teklifinin tasdik şartlarının yerine gelebileceğinden sözedilemeyeceği tespit edilmiştir.
Borçlunun kesin mühlet alabilmesi, mali durumunu iyileştirebileceği veya konkordatonun tasdik edileceğinin inandırıcı şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmıştır. İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, 292.maddede ise konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması halinde konkordato talebinin reddi ile iflasa karar verileceği düzenlenmiş ise de, davacı şirket hakkında tanzim olunan borca batıklık bilançosuna göre, rayiç değer bilançosuna göre borca batık durumda olmadığından davacının iflasına karar verilmesi şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine ve geçici mühletin kaldırılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı tespit edilmiş olmakla davanın REDDİNE,
2-Geçici mühletin kaldırılmasına ve İİK madde 288 gereğince geçici mühletin kaldırıldığının ilanına,
3-Hüküm tarihi itibariyle tedbirlerin kaldırılmasına,
4-Geçici komiserin görevine son verilmesine,
5-Alınması gereken 44,40-TL harcın, peşin yatırılan 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 8,50-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve bir kısım müdahil ve müdahil vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 09/01/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır