Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/789 E. 2019/1207 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/789 Esas
KARAR NO : 2019/1207

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin matbaa ve kalıp üretim alanında faaliyet gösterip, ürettiği ürünleri davalı borçlu şirkete sattığını, davalı şirketin ise baskı yaptığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin tüm ihtarlara rağmen müvekkili şirkete alacaklarını ödemediğini, bunun üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirketin davalıdan 38.431,51 TL kadar alacağının bulunduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede görülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa borcu olmadığını, ticari defterlerin incelenmesi halinde bunun ortaya çıkacağını beyan ederek, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesine, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, fatura borcunun ödenip ödenmediği, davacı ve davalı defterlerinde ticari ilişkinin bulunup bulunmadığının, var ise yapılmış bir ödeme olup olmadığı, tahsilin yapılmadığının tespiti için ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu hususların tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 06/05/2019 günü, saat 15:00’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi Pervin Vardar 28/06/2019 tarihli raporunda özetle; davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığını, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen cari hesaba konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı yanın kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 12.07.2018 tarihi itibari ile 38.431,51 TL alacaklı olduğunu, davalı yan tarafından ticari defterler incelemeye sunulmadığından davacı yan ile davalı yan arasındaki cari hesap farklılıklarının tespit edilemediğini, davacı ve davalı yanların bağlı olduğu Vergi Dairelerinden gelen yazı ekleri olan BA BS formlarına göre davacı tarafından davalı yana düzenlenen toplam değeri KDV Hariç 66.601,00 TL KDV Dahil değeri 78.593,25 TL olan faturaların, davalı tarafından da BA formlarında bildirilmiş olduğunu, BA BS bildirimlerinde düşük tutarlı olmaları nedeniyle görülemeyen toplamı 1.090,59 TL olan 3 adet faturanın da, davalı tarafından Kredi kartı ile 22.09.2017 tarihinde ödendiğini, BA BS bildirimlerinde, düşük tutarlı olmaları nedeniyle görülemeyen 19.09.2017 tarihli ….. numaralı 73,79 TL’lik fatura ve 28.09.2017 tarihli …. numaralı 76,07 TL tutarlı faturaların davalı tarafından nasıl teslim alındığı ile ilgili bir belgeye rastlanmamış olduğunu, davalı yanın aksini ispat etmek istemesi halinde 2017 ve 2018 ticari defterlerini incelemeye sunması gerektiğini, ancak ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığını, davacı ticari defterlerine göre, davalı tarafından davacı yana toplam 40.311,60 TL olmak üzere çeşitli tarihlerde çek verilmiş olduğunu, 1.090,59 TL’nin ise kredi kartı ile ödeme yapılmış olduğunu, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 12.07.2018 tarihinden itibaren asıl alacağına, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, %19,5 oranında ticari Avans faizi talep edebileceğini, bu faizin tutarının 7.206,70 TL hesaplandığını, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin ticari defter ve belgelerine dayandıklarını dava dilekçesinde belirttiği ve belirlenen bilirkişi inceleme gününde ise davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği görülmüştür. Uyuşmazlık; davacının icra takibine konu alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlamadığı, tarafların BA-BS kayıtlarına göre değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususlarında toplanmıştır.
Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesinde;
” (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı ticari defter kayıtları incelenemediğinden, davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının, davalıdan 38.431,51 TL alacaklı olduğu, 2017 yılında davalıya düzenlenen 19/07-20/07-29/08-19/09-28/09 2017 tarihli faturalarda BA bildirimi altında olması nedeniyle, faturaya ilişkin teslimin Ba formlarından anlaşılamadığı, ancak bu 5 faturadan ilk 3 fatura tebliğinden sonra davalının ödeme yaptığı, bu nedenle bu faturalarda teslimin kanıtlandığının kabul edilmesi gerektiği, sevk irsaliyelerinin bulunduğu, 19/09-28/09 tarihli faturaların ise tesliminin kanıtlanamadığı, BA bildirimlerinin de bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen diğer faturaların ise hepsinin BA bildiriminin yapıldığı, fatura karşılığı mal tesliminin ispatı bakımından BA formlarına göre değerlendirme yapıldığında, BA-BS bildirim formları,bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından belirli bir limiti aşan mal ve hizmet alım ve satışlarını vergi dairesine bildirilmesini sağlayan bir yükümlülük olup, mahkememizce davalı tarafın BA formları Vergi Dairesinden celbedilerek incelenmiş ve vergi dairesinden celbedilen BA-BS bildirimlerine göre, davalı yanca 2017-2018 yıllarında davacı yana ait fatura karşılıklarının ve mal ve hizmet alındığının bildirildiği görülmüştür. Teslim olgusunun 19/09-28/09 2017 tarihli faturalar hariç olmak üzere, tüm düzenlenen faturalar yönünden bu şekilde oluştuğu, teslim olgusu ve 38.281,65 TL tespit edildiği miktarda alacaklı olduğunun ispatlandığına kanaat getirilmiştir. İcra takibinde işlemiş faiz talep edilmiş ise de, takip tarihinden önce borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair dosyaya ibraz edilmiş belge bulunmadığından işlemiş faize hükmedilemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen asıl alacağın % 20’si olan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasındaki takibin 38.281,65 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-38.281,65 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 2.615,02 TL harçtan peşin alınan 464,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.150,85 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 500,07 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta ücreti 694,70 TL yargılama giderinin kabul oranı (%99,61) ret oranı (%0,39) dikkate alınarak hesaplanan 691,99 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.560,98 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 149,86 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …… sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2019

Katip …..
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır