Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/763 E. 2020/619 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/763
KARAR NO : 2020/619

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 02/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 08/10/2020
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasından müvekkil şirket hakkında tamamen dolandırıcılık amacı ile icra takibi başlatıldığını, adresine tebligat gönderilmediğini, TK 35 gereğince tebligat yapılarak kesinleştirildiğini, müvekkilinin takip alacaklısına borcunun olmadığını, davalı şirket yetkilisinin imzasını havi 18/05/2018 tarihli cari hesap protokolü ve ibraname başlıklı belge ile müvekkilinin borcunun bulunmadığı, ibra edildiğinin sabit olduğunu, alacaklı vekilinin müvekkili şirketin alacaklısı olduğu ……. Metal ve kardeş şirketi …….. şirketi ile beraber hareket ettiğini, alacaklı vekilinin sadece ……. Metal şirketinden alacaklı olduğu dosyalara haciz talebinde bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile icra takibinin iptaline, takibin durdurulmasına, davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibinin davacının yasal faaliyet adresine tebliğ edilerek kesinleştirildiğini, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisi ve hissedarının ….. olduğunu, vekil olarak …..’ın görevlendirildiğini, davacı şirket ile ticari ilişkilerin de ….. ile yürütüldüğünü, icra takibinden sonra davacı şirket yetkililerinden ……, kardeşi ….. ve ….. isimli 3.kişinin …..’ın adresine giderek cari hesap protokolü ve ibranameyi imzalattıklarını, müvekkili şirketin kaşesini yaptırarak yanlarında getirdiklerini, …..’ın silah teşhir etmek suretiyle, alkollü olduğu için bir suretinin kendisine bırakıldığı “18/05/2018 tarihli cari hesap protokolü ve ibraname” yazılı belgeyi imzaladığını, bu hususlara …..’ın ortağı ve arkadaşı olan şahsın şahit olduğunu, taraflarından haciz işlemlerine devam ettiklerini, Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesinde tebligat ve borcun itfası talebiyle davacı tarafından dava açıldığını, davanın süresinde açılmadığından reddine karar verildiğini, müvekkilinin bu şahıslar ile uğraşmak istemediğini beyan ederek hisselerini 20/07/2018 tarihinde reddedildiğini, ibranın kural olarak ivazlı olduğunu, karşılıksız olamayacağını, 1.532.000,00 TL alacağından ivazsız, ödemesiz, dekontsuz vazgeçmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP; Davacı tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin borcunun bulunmadığı ve ibranamenin sabit olduğunu, ilgililer hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ……. soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, tanık dinlenmesine muvafakatlarının bulunmadığını belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın, Bakırköy ….. İcra müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olup olmadığı, icra takibinin taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, icra takibine konu faturalar nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı, davacı tarafça ibraz edilen ibrarname ve cari hesap protokolünün hukuken geçerliliğinin olup olmadığı, ibrarnamenin davalı şirket yetkilisine iradesi dışında ikrah hile ile imzalatıp imzalatılmadığı hususları olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla tetkikinde, davalı tarafından davacı aleyhine 1.532.784,71 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve belgeleri, BA-BS kayıtları ile dosya üzerinde inceleme yapılarak takibe konu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacı tarafın iddiasına konu ibranameye ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı, davacının takibe konu faturalar nedeniyle borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının tespiti ile rapor alınmasına karar verilmiş, davacı vekili verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığından bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır.
Davalı şirketin yerleşim yeri itibariyle Gebze Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalı adına ihtaratlı davetiye tebliği ile davalının ticari defter ve belgeleri, takibe konu fatura asılları ibraz etmesinin istenmesine, ticari defter ve belgeleri ile fatura asılları ile dosyada mevcut BA-BS formları üzerinde SMM bilirkişi refakatinde inceleme yapılarak takibe konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacının davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarına ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir ……. tarafından ibraz edilen raporda, davalı şirketin 2016 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, TTK ve VUK’a göre uygun olduğu, defterlerin delil kudretine haiz olduğu, taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu, takip ve dava konusu faturaların , alacağın davalı şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, düzenlenen faturaların üzerinde teslim alan ve teslim eden ile ilgili imza ve isimlerin görülmediği faturalara istinaden düzelenmiş bir sevk irsaliyesinin bulunmadığı, dava konusu …… E sayılı dosyadaki incelemeye göre davalı şirketin davacı şirketten alacağı olmadığına dair düzenlenmiş olan 16/07/2018 tarihli ibranamenin dosyada mevcut olduğu, davalı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirketinden 19/06/2018 takip tarihi itibariyle d avalı firmanın 2016 yılında toplamda 9.759.677,26 TL fatura düzenlediği karşılığında 5.338.968,00 TL tutarında tahsilat yapılmış olup kalan bakiyenin 4.420.709,26 TL olduğu 2017 yılında yapılan 160.000,00 TL ödemeden sonra kalan bakiyenin 4.260.709,26 TL olduğu, işlemiş faizi ile birlikte icra takibi yapılan 1.532.784,71 TL dava konusu alacağın defter kayıtlarındaki alacak 4.260.709,26 TL olduğundan defterler kayıtlarındaki alacak ile davaya konu olan alacak tutarlarının kayıtlara göre uyuşmadığı belirtilmiştir.
Mahkememiz ara kararında açıkça belirtildiği halde bilirkişi raporunda tarafların BA-BS kayıtlarının irdelenmediği anlaşılmakla aynı bilirkişiye dosyanın tevdii ile takibe konu faturaların BA-BS kayıtlarında yeralıp almadığının tespiti ile ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan ek raporda, davalı şirketinin davacı şirketine ait 2016 yılı muavin defter dökümünde 131 adet belge 8.270.910,00 T L tutarın Uluçınar Vergi Dairesi BS Bildirim FOrmunda beyanında yer aldığı ve Uluçınar Vergi Dairesi BS Bildirim Formu ile muavin defter dökümünde yer alan adet ve tutarların birbiriyle uyuştuğu, davalının 2016 yılı BA formunda davacı şirketi ait beyan edilen bildirim bulunmadığı, davalının 2017 yılına ait BS_BA Bildirim Formu dosya içerisinde yer almadığından bu döneme ait bildirimin tespit edilemediği, davacının Davutpaşa Vergi Dairesine 2016 yılı bildirmiş olduğu BA ormunda 130 adet belge 8.260.994,00 TL’nin davalı şirketinin İlyasbey Vergi Dairesi BS formunda 131 ADET 8.270.910,00 TL toplam beyan ettiğiyle uyuşmadığı, 1 adet belge ve 9.916.00 KDV hariç fark olduğu, davalının defter ve belgelerinde bu farka eşdeğer fatura görülmediği, davacının 2016 yılı BS formunda davalı şirketine ait bildirim bulunmadığı, davacının 2017 yılı BS- BA formu incelendiği davalı şirketine ait bildirim olmadığı belirtilmiştir.
Uyuşmazlığın davacının Bakırköy……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olup olmadığı, icra takibinin taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, icra takibine konu faturalar nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı, davacı tarafça ibraz edilen ibraname ve cari hesap protokolünün hukuken geçerliliğinin olup olmadığı, ibranamenin davalı şirket yetkilisine iradesi dışında ikrah-hile ile imzalatılıp imzalatılmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde düzenlenen ibra, borçluyu borcu ifa etmeden borçtan kurtarmak hususunda alacaklı ile borçlunun anlaşmasıdır. TBK’nın 132.maddesinde, “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle borcu tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” denilmiştir. İbra ile, borcun ne miktarda ibra edildiği bir yorum meselesidir. Aksi anlaşılmadıkça, ibra borcun tamamı için yapılmıştır. ( Oğuzman, M.Kemal/ Öz, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt: 1, İstanbul- 2012, s. 544- 548.) Öte yandan ibra edilen borç, bütün kapsamıyla kesin olarak belirtilmelidir. Genel sözlerle geçiştirilen, içeriği tam belli olmayan ibra sözleşmeleri dar yorumlanmalıdır. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuk Genel Hükümler Ankara 2017 sayfa 1298)
Davacı yan, davalıya takibe konu faturalar nedeniyle borcunun bulunmadığını, davalıdan alınan ibraname nedeniyle borcunun bulunmadığını beyan etmiştir. Dosyaya sunulan “ibranamadir” başlıklı 16/07/2018 tarihli belgenin “Dosya alacaklısı bulunduğum Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nden başlatılan …… esas sayılı dosyasına ilişkin olarak, takip borçlusu …… Metal Dış.Tic.Ltd.Şti’den hiçbir hak ve alacağım bulunmamaktadır. Takip konusu tüm alacaklar ile takibe konu masraf, vekalet ücreti ve diğer tüm alacaklar yönünden …… Metal Dış,Tic.Ltd.Şti’den hiçbir hak ve alacağım bulunmamaktadır. Takip borçlusu …… Metal Dış.Tic.Ltd.Şti tarafımca gayrikabili rücu olarak ibra edilmiştir” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ibraname altındaki imzanın davalı şirket yetkilisi ……’a ait olduğu davalı tarafça da kabul edilmiş ise de, imzanın baskı ve hile ile alındığı, ibranın sözkonusu olmadığı ileri sürülmüştür. Davalı şirket temsilcisi, ibranamenin tehdit ve baskı ile imzalatıldığına yönelik olarak Karadeniz Ereği Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi ibraz etmiş olup, soruşturma ……. soruşturma sayısına kayıtlı olarak devam etmektedir. Davacı tarafça ibraz edilen ibraname tarihi itibariyle icra dosyasına yapılmış bir bildirim de bulunmamaktadır. Mahkememizce tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafça faturalara istinaden Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esasına kayıtlı olarak 18/06/2018 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 27/06/2018 tarihinde davacı şirkete TK m.35 gereğince tebliğ edildiği, davacı tarafça 13/08/2018 tarihinde şirkete borcunun olmadığından bahisle itiraz ettiği, itirazın süresinde sonra yapıldığı ve takibin kesinleştiğinin anlaşıldığı, davacı yanca 16/07/2018 tarihli ibranameye istinaden menfi tespit talebiyle işbu davanın 02/08/2018 tarihinde açıldığı, ibra iradesinin davalı yanca doğrulanmadığı, takibin devam etmekte olduğu, davacı taraf hiçbir borcunun olmadığını beyan etmekle birlikte ibra edildiği beyanının uyumlu olmadığı gibi devam etmekte olan takipte, ibra iradesi doğrulanmaksızın, 1.532.784,71 TL borcun ivazsız olarak ibra edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu hususta savcılık soruşturmasının da devam etmekte olduğu hususları birlikte nazara alınarak ibraname yeterli bulunmamış ve davanın esasına girilmiştir.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş olup, davacı vekili mahkememizin 13/03/2019 tarihli celsesinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkide doğan borcun ödenmiş olmasına rağmen takibe konu edildiğini, takip tarihi öncesinde cari hesap mutabakatı, takip tarihinden sonra ise alınan ibraname bulunduğunu belirterek ticari defter incelemesine gerek bulunmadığını belirtmiş, verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmamış ve davacı yan ticari defterleri ibraz edilmemiştir.
Davalı taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, takip ve dava konusu faturaların davalı ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, faturalar üzerinde teslim alan, teslim eden isim ve imzalarının bulunmadığı, sevk irsaliyelerinin bulunmadığının bildirildiği, davalı ticari defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle takibe konu alacak kadar davalının alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Bilirkişi tarafından sevk irsaliyeleri bulunmadığı bildirilmiş ise de, davalı tarafça ibraz edilen sevk irsaliyelerinin mahkememiz kasasına alındığı, mahkememizce yapılan incelemede, teslim alan imzası bulunmakla birlikte, teslim alan isim ve kaşesinin bulunmadığı görülmüştür. Tarafların BA-BS formları ilgili Vergi Dairelerinden celbedilmiş olup, bu hususta alınan bilirkişi ek raporunda davacının 2016 yılında Vergi Dairesine bildirmiş olduğu BA formunda 130 adet belge 8.260.994,00 TL, davalının BS formunda ise bildirdiği 131 adet 8.270.910,00 TL’den 1 adet belge ve 9.916 KDV haricindeki kısmın uyuştuğu tespit edilmiş olmakla malların davalı tarafından teslim alındığı olgusunun ispatlandığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmamış olmakla bu hususun hatırlatılmadığı, neticeten ibraz edilen ibranameye itibar edilmeyerek, davalının takibe konu faturalar nedeniyle alacaklı olduğu, malların davacı tarafından teslim alındığı, faturalar nedeniyle borçlu olmadığı iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 1.212,65 harcın mahsubu ile bakiye 1.158,25 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 831,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 86.447,46 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.. 07/10/2020
07/10/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı