Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/734 E. 2021/1173 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/734 Esas
KARAR NO : 2021/1173

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; tarafların ticari alışverişine istinaden 27/04/2018 tarihi itibariye imzalamış oldukları mutabakat formuna göre cari hesaplarında müvekkilinin 56.613,13 USD bedel alacaklı durumunda olduğunu, işbu cari ekstrede yer alan faturaların usulüne uygun olarak davalıya gönderilmiş ancak davalı tarafından herhangi bir itiraz öne sürülmediği gibi ödeme de yapılmamış olduğunu, muavin defter kayıtlarında yer alan faturaların Ba-Bs mutabakatına ilişkin tek tek yazışmalar yapılmış olduğunu, karşılıklı onay alındıktan sonra faturaların defterlere kaydedilmiş olduğunu, diğer taraftan faturalara konu uçuş taleplerinin tamamının davalı şirket sahibi ………. tarafından müvekkili şirket genel müdürü …’a telefon yazışmaları üzerinden iletilmiş, müvekkili şirket yetkilisinin her yeni talebin üzerine ücret noktasında bilgilendirmelerde bulunmuş ve yazışmalarda görüleceği üzere hiçbir itirazi kayıt öne sürmeksizin davalı şirket sahibinin miktarları kabul ederek müvekkilinin ticari hizmetlerinden faydalanmış olduğunu, muavinde yer alan faturaların ödenmemesi üzerine noter aracılığıyla borçlu tarafa ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde defaten ve nakden borcunu ödemesi taleplerini içeren ihtarnamenin 11.04.2018 tarihinde gönderilmiş ve mezkur ihtarnamenin 12/04/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, davalı borçlunun ihtara rağmen cari hesaplarda yer alan ihtarnameye konu olan bakiye tutarları ödememiş olduğunu, bu nedenle İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, borçlunun süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazı taraflarınca kabul edilerek yetkili Küçükçekmece icra dairesine dosyanın gönderilmiş olduğunu, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olduğunu, borçlunun bu takibe karşı da süresi içinde ve gerekçesiz olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, tarafların 27/04/2018 tarihli her iki tarafın kaşe ve imzasına havi mutabakat formu ile takip konusu tutarı karşılıklı olarak herhangi bir kayıt öne sürmeksizin kabul etmiş olduklarını, takip konusu alacakların müvekkili şirketin defterlerinde kayıtlı olduğunu, kaldı ki davalının 27/04/2018 tarihli mutabakat formu ile borcunu kabul etmiş olduğunu, buna karşılık davalının gerekçesiz ve hiçbir delil ileri sürmeksizin itirazda bulunarak, müvekkilinin alacağını elde etmesini zorlaştırmış olduğunu, davalının borcum yoktur şeklindeki itirazının sadece takibi durdurmak amacıyla yapılmış asılsız bir iddia olduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, davanın kabulüne, tarafların anlaşmasına göre likit olan ve davalı tarafından mutabakat formu ile kabul edilen takip konusu alacağa göre davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm olunmasına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının aksine davalı müvekkilinin hiçbir suretle ilgili mutabakat formları ile ilişkisi bulunmadığını, kaldı ki bahsi geçen mutabakat formlarında yer alan imzanın da davalı müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, ancak davacı tarafın tüm iddia ve beyanlarının mutabakat formuna dayanmakta olup işbu mutabakat formlarının taraflarınca kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki davacı tarafın işbu borcun konusunu dahi açıkça belirtmemiş olduğunu, HMK hükümleri uyarınca işbu iddiaların tümünün ispat yükünün davacı taraf üzerinde olmasına rağmen bahsi geçen iddiaların tamamen hukuki dayanaktan yoksun olup işbu dava dosyasında borca dair mutabakat formaları dışında hiçbir somut delil de bulunmadığını, davacı ile davalı müvekkili arasında fatura borcunu doğuracak herhangi bir ticari ilişki söz konusu olmadığını, davacı tarafın faturaları müvekkiline gönderdiği yönündeki iddialarının tamamıyla mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, davacı ile müvekkili arasındaki tüm ticari ilişkinin son bulmuş olup davacı tarafa tüm ödemelerin yapılmış olduğunu, dolayısıyla tüm edimlerin ifa edildiği ticari ilişkinin tamamıyla sona ermiş olduğunu, bu nedenle davacı ile arasında halihazırda alacak doğuracak hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığı davalı müvekkilinin borcuna ilişkin gönderebileceği faturaların varlığı dahi olanak dahilinde olmadığını, bu doğrultuda davacının faturaların müvekkiline tebliğ edildiği yönündeki iddialarının da tamamen gerçek dışı olduğunun görülecek olduğunu, davalı müvekkiline herhangi bir fatura ya da borca ilişkin belge tebliğ edilip onayı ya da itirazı istenmemiş olup zaten halihazırda bu belgelerin sunulmasını gerektirecek bir borcun mevcudiyeti de söz konusu olmadığını, davacı tarafın davalı müvekkilinin borcu kabul ettiği yönündeki iddialarının tamamıyla asılsız ve kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın 19.07.2018 tarihli dilekçesinde iddia ettiği uçuş taleplerinin tamamının eski tarihlere ait olup işbu talepler ile ilgili ödemelerin tamamının müvekkili şirket tarafından ifa edilmiş olduğunu, davacı tarafın iddialarının aksine davalı müvekkilinin bugün itibariyle davalı şirkete karşı hiçbir borcu bulunmadığını, kaldı ki davalı müvekkili şirket ile davacı şirket yetkilisi arasında yeni uçuş talebine ilişkin herhangi bir görüşme de yapılmamış olduğunu, sırf burdan dahi anlaşılacağı üzere davacının iddia ettiği mutabakat formlarının müvekkili şirket tarafından hazırlanmış olmasının mümkün olmadığını, davalı müvekkili şirketin, yeni dönem içerisinde davacı şirketin sunmuş olduğu herhangi bir ticari hizmetinden faydalanmamış olup bu doğrultuda borç doğuran herhangi bir eyleme de imza atmamış olduğunu, davalı müvekkilinin hiçbir şekilde davacının alacağını elde etmesini zorlaştırmaya ilişkin hal ve tutum içerisinde olmadığını, davalı müvekkili şirketin, davacı şirkete karşı hiçbir borcu bulunmayıp haklı gerekçelerle borca itirazı söz konusu olduğunu beyanla; davanın reddine, davacı tarafın asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davacının davalıdan takibe konu miktarda alacaklı olup olmadığı, alacağa dayanak mal teslimi ispata yarar sözleşme ve belge bulunup bulunmadığı, mutabakat altındaki imzanın davalının yetkili temsilcisinin eli ürünü olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 56.615,13 USD cari hesap, 376,92 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.992,05 USD üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Dosyanın grafalog bilirkişi …’a tevdii ile; “davalıya ait imzalar ile mutabakat belgeleri üzerindeki imzalar karşılaştırılarak belgedeki imzanın davalı yetkili kişinin eli ürünü olup olmadığının tespiti için” rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, Adli Grafoloji Uzmanı bilirkişi …. 16/11/2020 tarihli raporunda özetle; inceleme konusu imza ile mukayese edilmek üzere oluşturulan imza portföyünde yer alan davalı şirket yetkilisine ait imzaların inceleme konusu belgenin tanzim tarihinden önceki ve sonraki tarihleri içeridiklerinin ve genel karakteristik yapıları bakımından tutarlılık gösteren doğal varyasyonlar halinde atılmış imzalar olduklarının izlendiğini, mukayese imzaların alt ünitesi sağa doğru uzatılmış olan majiskül (E) harfi ile başlatılarak bu hat üzerine yatay düzlemde “….” imlasıyla belirgin el yazısı unsuru içerir tarzda dizayn edilmiş bulunmalarına karşın farklı strüktürdeki tetkik konusu imzanın dar çaplı (C) harfi tarzı oluşum ile devamında küçük ebatta gramalar imzayı kesen yatay hatlar ile dönüş hareketleri sonrasında sağa yönelik bitiriliş refleksi halinde tersim edildiğinin görülmekte olduğunu, dolayısıyla tetkik konusu imza ile mukayese imzaların, Genel imza kompozisyonu ve tersim karakteristiği, İmzaların başlangıç ünitelerinin biçim ve bağlantı özellikleri, Gövde bölümündeki harf ve gramaların yapılandırılış ve bağlanış özellikleri, İmzaların bitiriliş bölümlerinin şekil ve bağlantı karakteristiği, İmza ünitelerinin birbirine göre oran ve konumları, Ritm-form dengesi, Presyon varyantları, hız-işleklik tarzı vital değerler bakımından farklı grafolojik özellikte imzalar olduklarının müşahede edilmekte olduğunu, genel grafolojik tanı unsurlarıyla ifade edildiğinde inceleme konusu imza ile davalı şirket yetkilisi …. a ait mukayese imzalar arasında tersim tarzı, işleklik derecesi, meyil ve istikamet, seyir, sürat, istif, itiyatları ve baskı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler bulunmadığının tespit edilmiş olduğunu SONUÇ OLARAK; inceleme konusu 27.04.2018 tarihli mutabakat belgesinde davalı şirkete atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davalı şirket yetkilisi ….’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, defter belgeler ile dosya üzerinden dava konusu hizmetin gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı şirket tarafından gönderilen maillerin davalı şirkete ulaşıp ulaşmadığı, dosyada yer alan IP numaralarının uyuşup uyuşmadığı, davavacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 29/03/2021 günü, saat 14.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM bilirkişi …, Sivil Havacılık Uzmanı bilirkişi … ve Adli Bilişim Suçları bilirkişisi .. 20/08/2021 tarihli raporlarında özetle; Sivil Havacılık Sektör Bilirkişisi tarafından yapılan değerlendirmede; dava dosyasında, davacı … Ltd. Şti. ile davalı … Havacılık Gemicilik Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.ş. arasında imzalanmış hizmet alışverişine yönelik bir sözleşme yer almadığını, buna mukabil davacı havayolu tarafından taraflar arasındaki Cari Hesap İlişkisine dayanılarak 27.04.2018 tarihli 56.615,13 USD tutarlı anapara ve 376,92 USD tutarındaki işlemiş yasal faizine dayanarak ilamsız ödeme takibinde bulunulduğunun anlaşılmakta olduğunu, her ne kadar davacı tarafından davalı … Havacılık Gemicilik Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’nin 27.04.2018 tarihli her iki tarafın kaşe ve imzasına havi mutabakat formu ile takip konusu tutarın kabul edildiği iddia edilmiş ise de; davalı firmaca dava dilekçesindeki uçuş taleplerinin eski tarihlere ait olup bu talepler ile ilgili ödemelerin davalı şirketçe ifa edildiğini, davalı ile davacı şirket yetkilisi arasında yeni uçuş talebine ilişkin görüşme yapılmamış olduğunu, bu nedenle dava konusu mutabakat formlarının davalı şirket tarafından hazırlanmış olmasının mümkün olamayacağı ileri sürülerek itirazda bulunulmuş olduğunu, bu meyanda taraflar arasında önceki tarihlerdeki hizmet ilişkisinde, aylık dönemler itibarıyla tanzim olunan mutabakat formlarında taraflar arasındaki mal ve hizmet alım ve satımlarına ilişkin tanzim edilen Mutabakat Formlarında, tarafların dönem içerisinde alış-satış faturalarına ilişkin BS formlarında kullanılacak belge adedi ve fatura tutarları konusunda mutabakat sağlanırken, fatura adedi ve fatura tutarının bildirilmiş olmasından bahisle, 27.04.2018 tarihli her iki tarafın kaşe ve imzasına havi mutabakat formunda, herhangi bir fatura bilgisi ve tutarına yer verilmemesi, davaya konu takibe konulan alacağın, davacı şirket muavin defter kayıtlarına ve bu kayıtlara esas olan fatura bilgilerine dayanarak belirlendiğini göstermekte olduğunu, bu sebeple takip konusu davacı alacağın mevcudiyetinin tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılacak inceleme yapılarak tespiti mümkün olabileceğini, bu meyanda, davacı şirketçe tanzim edilen dosya mündericatı elektronik faturalar üzerinde yapılan incelmede: davacı tarafından tanzim edilen faturaların: 09-15/02/2018 tarihli İstanbul-Viyana- Vilnus-Akra-İstanbul, 12.-18/01.2018 tarihli İstanbul-Viyana-Tayland-Rotterdam-Viyana – İstanbul, 20-24/02/2018 tarihli İstanbul-Viyana- Venedik— Viyana-Barseleno- Viyana,07.01.2018 tarihli İstanbul-Viyana-İstanbul,16.12.2017 tarihli İstanbul-Viyana —İstanbul,11-14.12.2017 tarihli İstanbul -Mısır-İstanbul, 10,.12.2017 tarihli İstanbul-Viyana-İstanbul, 03.12.2017 tarihli İstanbul-Antalya- ……….. gibi….uçuşlara ait charter (kiralama) uçuşlarına ve bu uçuşlardaki otel yatı bedeli, yakıt faturası harcamaları için düzenlenen faturalar olduğunun ve bu fatura içeriklerine yönelik davalı şirketçe yapılan bir itirazın dosyada yer almadığının görülmüş olduğunu, SMMM bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede; davalı vekili tarafından davalının defter ve belgelerinin yerinde incelemeye tabi tutulması hususunda 26.03.2021 tarihli dilekçe ile mahkememizden talepte bulunulduğunun görülmüş ve defter ve belgeler için davalı vekili Av. ….ile irtibata geçilebileceği hususu belirtilmiş olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalı vekili Av … .. .. numaralı telefonundan yerinde incelemenin yapılması için aranmış olduğunu, kendisinin telefon görüşmesinde “İlgili dönemlere ait davalı müvekkilinin e – defter mükellefi olduğunu, defter ve belgelerin eski muhasebecide olduğunu, muhasebecinin usulsüz olarak defter ve belgeleri davalıya teslim etmediğini, bu durumu dava konusu yapacaklarını ve bu hususun mahkememize de ayrıca bildireceklerini” beyan etmiş olduğunu, hal böyle olunca davalı yönünden herhangi bir inceleme yapılamamış olduğunu, takdirin mahkememize ait olduğunu, davacının ticari defterlerinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerinin bulunduğu … Mahallesi … Sokak No: … Bakırköy İstanbul adresinde yerinde inceleme yapılmış olduğunu, davalı şirketin vekili vasıtası ile 11.06.2018 tarihinde İcra Müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye, borcun tamamına, faize, faiz oranına itiraz etmiş olduğunu, davalının yetki itirazıyla davacı Küçükçekmece ……. İcra müdürlüğün’den ödeme emri göndererek … esas sayılı takip başlatmış olduğunu, yine davalının itirazı ile ve İcra dairesinin 11.06.2018 tarihli kararı ile de takibin durmuş olduğunu, hal böyle olunca davacının talebi üzerine huzurda görülen İtirazın İptali Davası’nın açılmış olduğunun görülmüş olduğunu, ayrıca davacının mahkememizden ihtiyaci haciz talebinde bulunmuş ve İhtiyati haciz kararı verilmiş olduğunu, davacının Ticari defterlerinin incelenmesinde; davacı şirketin 6102 sayılı T.T.K. nun ilgili maddeleri ile ilgili 222. md.ne göre 2017-2018 yılına ait Ticari defterlerinin tasdik bilgilerinin; davacının 2017 yılı defterlerini berat oluşturma yükleme ve tasdik yükümlülüklerini usulünce ve zamanında yerine getirdiğinin tespit edilmiş olduğunu, 2018 yılına ait yevmiye ve kebir defterleri berat oluşturma yükleme yükümlülükleri usulünce ve zamanında yerine getirilmiş olduğunu, ancak kullanmaya başlanacak yılın bir önceki ayında tasdiklettirilerek tutulması gereken Envanter defterinin, Bakırköy …. Noterliğinde 21.12.2017 yevmiye tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikletildiğinin sözlü beyan edilmiş ancak incelemeye fiziki olarak defter sunulmamış olduğunu, dolayısıyla T.T.K.’nun amir hükümlerine göre, davacı şirketin Ticari Defterlerinin lehine delil teşkil edip etmediği hususunun tamamen mahkememizin takdirinde olduğunu, davacı tarafın, davalının hesabını 120 Alıcılar Ana hesabının altında 120.02.0158, 120.03.0087, 120.01.0640, 120.03.0011 hesap kodları ile ve … Havacılık Gemicilik Petrol Ürünleri Ltd. Şti hesap adı ile takip etmiş olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacı ile davalının karşılıklı olarak birbirlerine faturalar düzenlediklerinin tespit edilmiş olduğunu, bu faturalar e-fatura olarak düzenlenmiş olup düzenlenen faturadan fatura muhatabının haberdar olmama ihtimali olmadığını, çünkü e faturaların karşı tarafın e-fatura sistemine düşmekte olduğunu, böylelikle muhatabın bu faturadan haberdar olduğunu, dosya münderecatında tarafların birbirlerine düzenledikleri faturalar hususunda yasal süresinde yapılmış bir itirazın olduğu hususunda bir tespit yapılamamış olduğunu, incelenen ticari dönemlerde takip edilen hesaplardan: …… Kodlu hesapta EURO cinsi alışverişlerin takip edildiği hesabın EURO hesabı olduğunun ve 31.12.2017 tarih itibariyle hesabın bakiyesinin 0,00 (sıfır) olduğunun ve kapandığının görülmüş olduğunu, 320.03.0011 Kodlu hesapta TL cinsi alışverişlerin takip edildiği hesabın T L hesabı olduğunun 19.12.2017 tarihi itibariyle hesabın bakiyesinin 0,00 (sıfır) olduğunun ve kapandığının görülmüş olduğunu, ……. Kodlu hesapta TL cinsi alışverişlerin takip edildiği hesabın TL hesabı olduğunun 09.02.2018 tarihi itibariyle davalı 189,00 TL borçlu iken 31.12.2018 tarihi itibariyle hesabın bakiyesinin 0,00 (sıfır) olduğunun ve kapatıldığının görülmüş olduğunu, ……… Kodlu hesapta USD cinsi alışverişlerin takip edildiği hesabın USD hesabı olduğunun görülmüş, bu hesabın bakiyesinin ise 56.615,13 USD borçlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, bu hesapta takip edilen faturaların USD olarak düzenlenmiş olduğunun TL karşılığının da yazılmış olduğunun görülmüş olduğunu, bu hesabın davacının ticari defterlerindeki borç bakiyesinin TL olarak 20.04.2018 tarihinde 220.999.61 TL olduğunun 30.06.2018 tarihinde ise döviz kur değerleme kaydı ile 258.204,62 TL olarak değerlendiğinin görülmüş olduğunu, BA-BS Bildirim formlarının İncelenmesinde; VUK. 396 Sayılı tebliğine göre “bir ay içindeki, bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki Mal ve Hizmet Alış/Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba/Bs) ile bildirilecektir.” denilmekte olduğunu, mahkememizce tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerinden BA-BS form bildirimleri istenmiş ve vergi dairelerinden tarafların 2018 ve 2019 yıllarına ait BA-BS form bildirimleri raporunun dosyaya gönderilmiş olduğunu, davacı … BA-BS bildiriminde; 2018 Yılı BA 8 Adet Belge ile 803.623,00TL, 2018 Yılı BS 8 Adet Belge ile 1.379.864,00 TL, 2019 Yılı BA 0 Adet Belgeile – 0,00TL, 2019 Yılı BS 0 Adet Belgeile – 0,00TL, davalı …….. Havacılık BA-BS bildiriminde; 2018 Yılı BS 8 Adet Belge ile 803.624,00 TL (1 TL fark Önemsiz), 2018 Yılı BA 8 Adet Belge ile 1.379.864,00TL, 2019 Yılı BA 0 Adet Belge ile – 0,00 TL, 2019 Yılı BS 0 Adet Belge ile – 0,00TL, davacının davalıya 2018 yılında yaptığı satışlarını BS formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiğinin, davalıdan 2018 yılında yaptığı alımlarını BA formu ile vergi dairesine usulünce bildirdiğinin tespit edilmiş olduğunu, aynı şekilde davalının davacıya yaptığı satışları BS formu ile vergi dairesine bildirdiğinin, davacıdan yaptığı alımları ise BA formu ile vergi dairesine bildirdiğinin görülmüş olduğunu, BA-BS formlarında mutabakatsızlığın olmadığı ve birbirlerini doğrular nitelikte olduğunun tespit edilmiş olduğunu, sonuç olarak davacının ticari defterlerine göre davalıdan cari hesap alacağının 56.615,13 USD Karşılığı TL kadar alacaklı olduğunun tespit ve kanaatine varılmış olduğunu, Adli Bilişim Uzmanı Bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmede; 03/12/2020 tarihli yazıyla davacı şirketçe itiraz edilirken: İddia konusu Mutabakat Formunun davalı şirketin resmi mail adresi ………com üzerinden gönderildiğinin ileri sürülmüş olduğunu, davacı çalışanı … ile Davalı … arasında yapılan … konuşmalarında 14/3/2018 tarihinden 23/05/2018 tarihine kadar ödeme yapılacağına ilişkin beyanda bulunulduğunun görülmüş olup beyanların doğrulanması için söz konusu sohbet içeriğini barındıran cep telefonu ekran şifresi ile birlikte tarafına tevdi edilmesi ve tevdi edilen cep telefonu üzerinde incelenme yapılması gerekli olduğunu SONUÇ OLARAK; davacının ticari defterlerine göre davalıdan cari hesap alacağının 56.615,13 USD Karşılığı TL kadar alacaklı olduğunun tespit ve kanaatine varılmış olduğunu bildirmişlerdir.
Dava, hizmet sözleşmesine dayalı cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, alacağın delili olarak davalı şirketin imza ve kaşesini içeren mutabakat formuna, taraflar arasında yapılan ba-bs mutabakatlarına dair yazışmalara ve ticari defterlerine dayanmaktadır. Davalı şirket usulune uygun yapılan tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış olup bu durumda ticari defterlere delil olarak dayanan davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine kati delil teşkil ettiği, davacı şirketin, ticari defterlerine göre davalıdan 56.615,13 USD cari hesap alacağının bulunduğu, tarafların 2018 ve 2019 yıllarına ait BA-BS formlarında mutabakatsızlığın olmadığı ve birbirini doğruladığı görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafın, imza ve kaşesini içeren mutabakat formuna yapmış olduğu imza itirazı neticesinde yapılan bilirkişi incelemesi ile mutabakat formunda yer alan imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı görülmüş ise de, davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtlarında cari hesap alacağının bulunduğu, davalı tarafa ait BA formlarının davacının BS formları ile uyumlu olduğu ve mutabakat formunun gönderildiği mail adresinin davalı şirket uzantılı olduğu anlaşıldığının davacının, davalıdan 56.615,13 USD alacaklı olduğu sonucuna varılmaktadır. Davalı tarafın, takibe konu borç nedeni ile takip öncesi mütemerrit olduğuna dair herhangi bir delil dosya arasında yer almadığından takip talebinde yer alan işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 56.615,13 USD asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, belirlenebilir alacak yönünden icra inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 56.615,13 USD asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, takip tarihi itibariyle efektif satış kuru üzerinden hesaplanan asıl alacağın %20 sine tekabül eden ‭‭52.365,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 18.447,40 TL harçtan peşin alınan 4.564,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.882,70 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 4.600,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 3.019,60 TL yargılama giderinin kabul oranı (%99,34) ret oranı (%0,66) dikkate alınarak hesaplanan 2.999,67TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 27.353,79 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 1.797,91 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸