Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/676 E. 2020/306 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/676 Esas
KARAR NO : 2020/306

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı borçlu arasında muhtelif inşaat malzemelerinin satışı üzerine ticari faaliyet gerçekleşmiş olduğunu, gerçekleşen bu ticari faaliyet neticesinde davalı borçlunun takibe konu alacak miktarı kadar olan borcunu ödemediğini, davacı müvekkilinin alacağını davalı borçludan tahsil edememiş olması sebebiyle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun süresinde borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı borçlunun üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafın Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası nezdinde usul ve yasaya aykırı olarak haksız şekilde icra takibine geçmiş olduğunu, davacı tarafla ticari ilişkinin var olmasının davacı tarafın iddialarının doğru olduğu sonucunu doğurmayacağını, ayrıca taraflar arasında ticari bir ilişkinin olmasının, davacı tarafla müvekkili şirket arasında bir hesap mutabakatı olduğu anlamına da gelmediğini, taraflarca imzalanmış bir hesap mutabakatının davacı tarafça delil olarak sunulamamış olduğunu, taraf firmaların hesap kayıtları arasında uyumsuzluk olduğundan dava konusu alacağın likit olmadığını, müvekkilinin davacıdan almış olduğu hizmetlerin karşılığının tamamını ödemiş olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, kabul manasına gelmemek kaydıyla, davaya konu icra takibine geçilen bazı faturalara konu hizmetlerin müvekkili şirkete verilmemiş olduğunu, zaten satın alınan mallara ilişkin faturaların ödenmiş olduğunu, dava dilekçesi ekinde gönderilen fakat daha öncesinde kendilerine tebliğ edilmemiş ve dolayısıyla ticari defterlerine işlenmemiş olan bu iki fatura haricinde, dilekçe ekinde gönderilen tüm faturaların ve 28.06.2015 tarihli … seri nolu 9.048,66 TL bedelli faturanın tamamının toplamda 95.122,46 TL olduğunu, müvekkilinin bu bedelin tamamını, hatta fazlasını davacı tarafa ödemiş olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa bu borcunu, 23.02.2015 tarihinde 5.000,00 TL 24.02.2015 tarihinde 5.500,00 TL 25.02.2015 tarihinde 5.250,00 TL 26.02.2015 tarihinde 4.750,00 TL 27.02.2015 tarihinde 5.500,00 TL ve 05.03.2015 tarihinde 5.140,00 TL olarak toplamda 31.140,00 TL nakit şekilde ödemiş olduğunu, 04.03.2015 tarihinde ise davacı tarafa müvekkili şirketin her biri 13.000,00 TL bedelli olan 3 adet toplamda 39.000,00 TL bedelli çek verdiğini, vadesi gelen tüm çeklerin de davacı tarafça tahsil edildiğini, bu ödemelerden hariç olarak müvekkili şirketin davacı şirket hesabına 26.06.2015 tarihinde 26.500,00 TL bankadan havale yaptığını, açıklamaya da “…. Ada …. Parsel Demir ve Beton ücreti” olarak belirtilmiş olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu tüm bu ödemelerin toplamının 96.640,00 TL olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davacı tarafa olan 95.122,46 TL borcunu fazlasıyla ödemiş olduğunu, müvekkilinin hizmet alıp da ödediği faturalar dışında kalan özellikle davaya, icra takibine konu edilen iki adet faturadan ve faturaların içeriğine konu mallardan haberi olmadığını, faturaların müvekkili şirketin yetkilisine tebliğ edilmediğini, bunun dışında faturalara konu malların kime verildiğinin ispat edilmesi gerektiğini beyanla; davanın reddine, davacının %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ticari ilişkiden kaynaklı açılmış olan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 16.247,36 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, fatura borcunun ödenip ödenmediği hususlarının tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 25/02/2019 günü, saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Muhasebe, Şirketler Hukuku Finans Uzmanı Hesap Bilirkişisi … 02/04/2019 tarihli raporunda özetle; Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tutulan 2015 yılına ait e-defterlerin davacının lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacının e-defteri ve belgeleri üzerinde yapılan yerinde incelemede; 2015 yılında davalı adına toplam 112.887,37 TL tutarında alacak tahakkuk ettiğini, tahakkuk eden alacak karşılığında 96.640,00 TL tutarında tahsilat yapılmasından sonra (112.887,37 TL – 96.640,00 TL) 16.247,37 TL tutarında bakiye alacak olduğunu, Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tutulan 2015 yılına ait ticari defterlerin davalının lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalının ticari defterleri ve belgeleri üzerinde yapılan yerinde incelemede; 2015 yılında toplam 95.122,47 TL tutarında borç tahakkuk ettiğini, tahakkuk eden borç karşılığında 96.640,00 TL tutarında ödeme yapılması sonrasında (96.640,00 TL – 95.122,47 TL) 1.517,53 TL tutarında bakiye alacağı olduğunu, davacının iddia ve taleplerinin hesap ve kayıtlarında yer alan satışların doğru olması durumunda; ….. ve …. nolu faturalar 5.000,00 TL’nin altında olduğu için bildirim dışı kalacağından bu 2 fatura hariç davacı firmanın Form BS Bildiriminde 13 Adet Belge karşılığı KDV hariç 92.291,00 TL tutarı yer alırken, davalı firmanın Form BA Bildiriminde de 13 Adet Belge karşılığı KDV hariç 92.291,00 TL tutarının yer alacağı ve bu satışlara ilişkin olarak satışın yapıldığı dönemde karşılıklı mutabakatın sağlandığını, böyle bir durumun aynı zamanda ihtilaf konusu olan ancak 5.000,00 TL olduğu için bildirim dışı kalan 28.05.2015 tarih ve … nolu faturaya ilişkin satışın doğru olduğunu, davalının iddia ve taleplerinin doğru olması durumunda davacı firmanın Form BS Bildiriminde 13 adet belge karşılığı KDV hariç 92.291,00 TL tutarı yer alırken davalı firmanın Form BA bildiriminde 11 adet belge karşılığı KDV hariç 77.912,26 TL tutarının yer alacağını, fark tutar olarak 1 adet belge karşılığı 14.739,00 TL görüneceğini ve bunun da karşılıklı mutabakatın sağlanmadığını, dolayısıyla davacının bu mal ve/veya hizmeti satın almadığını, böyle bir durumun aynı zamanda ihtilaf konusu olan ancak 5.000,00 TL olduğu için bildirim dışı kalan 28.05.2015 tarih ve …. nolu faturaya ilişkin satışın da gerçekleşmediğini bildirmiştir.
Ortaca Vergi Dairesine müzekkree yazılarak davalı şirkete ait 2015 yılı Ba-Bs formlarının gönderilmesinin istenmesine, Vergi dairesi cevabı geldiğinde itirazlar da değerlendirilmek üzere ek rapora gönderilmesine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 20/12/2019 tarihli ek raporunda özetle; davacının 2015 takvim yılında davalıya KDV hariç 5.000,00 TL ve üzeri olan satışlarını BS Formu (Mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim) ile 13 fatura adedi ve KDV hariç 92.291,00 TL tutarı olarak bildirdiğini, davalının 2015 yılında davacıdan KDV hariç 5.000,00 TL ve üzeri olan alışlarını BA Formu (Mal ve hizmet alışlarına ilişkin bildirim) ile 13 fatura adedi ve KDV hariç 92.291,00 TL tutarı olarak bildirdiğini, Limak Beton tarafından davacı adına davalıya teslim edilen mallara ilişkin olarak davacı tarafından davalıya düzenlenen 28.03.2015 tarihli, …. nolu, 2.312,80 TL ve 31.03.2015 tarihli, …. nolu, 14.655,60 TL tutarlı faturalar üzerinde sevk irsaliyesi şerhinin faturalar derç edilmediğinden ve dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden malın fiilen teslim edildiğine dair somut bir tespit yapılamadığından …. nolu, 2.312,80 TL ve 31.03.2015 tarihli, …. nolu, 14.655,60 TL tutarlı faturaların delil vasfına haiz olması hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı tarafından davalıya düzenlenen 28.03.2015 tarihli, …. nolu, 2.312,80 TL ve 31.03.2015 tarihli, … nolu, 14.655,60 TL tutarlı faturalar üzerinde sevk irsaliyesi şerhinin faturalara derç edilmeyen faturaların mahkemece dikkate alınması durumunda davacının davalıdan (112.887,37 TL – 96.640,00 TL) 16.247,37 TL tutarında alacaklı olduğunu, davacı tarafından davalıya düzenlenen 28.03.2015 tarihli …. nolu, 2.312,80 TL ve 31.03.2015 tarihli …. nolu 14.655,60 TL tutarlı faturalar üzerinde sevk irsaliyesi şerhinin faturalara derç edilmeyen faturaların mahkemece delil olarak dikkate alınmaması durumunda davalının davacıdan (96.640,00 TL – 95.122,47 TL) 1.517,53 TL tutarında alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin ticari defter ve belgelerine dayandıklarını dava dilekçesinde belirttiği taraf defterlerinin incelendiği görülmüştür. Uyuşmazlık; davacının icra takibine konu alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlamadığı, tarafların BA-BS kayıtlarına göre değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususlarında toplanmıştır.
Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesinde;
“(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olup, Davacının ve davalının ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, taraflar arasındaki alacak farkının 28.03.2015 tarihli 2312,80 TL tutarlı .. fatura nolu ve 31.03.2015 tarihli ve 14655,60 TL tutarlı …. fatura nolu faturalardan kaynaklandığı, bu faturaların davacı defterlerine kayıtlı, davalı defterlerine kayıtlı olmadığı, davacı iddiasına göre bu faturaların sevk irsaliyeleirinin olmamasının nedeninin dava dışı Lİmak şirketi tarafından davalıya tesliminin yapılmış olmasından kaynaklandığının beyan edildiği ancak, dosyada bu faturalara konu malların tesliminin Limak tarafından davalıya yapıldığına ilişkin bilgi ve belgenin bulunmadığı, incelenen BA ve BS kayıtlarında, dava konusu faturaların davacı tarafından BS bildirimlerinin bulunduğu ancak davalı BA kayıtlarında Mart ayı bildirimlerinin 3 adet fatura yönünden yapıldığı, uyuşmazlık kaynaklı 28.03.2015 tarihli 2312,80 TL tutarlı …. fatura nolu ve 31.03.2015 tarihli ve 14655,60 TL tutarlı …. fatura bildirimlerinin davalı BA kayıtlarında yapılmadığı, uyuşmazlık konusu faturalar dışındaki …., …., …. fatura nolu fatura bildirim toplamının 44.000,00 TL olup, davalı ticari defterlerindeki kayıtlarla uyumlu olduğu, …. ve … nolu faturaların ise bildirimlerinin bulunmadığı, teslimin ve sevk irsaliyelerinin de bulunmadığı, davanın ispata muhtaç olduğu, yemin delilinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 196,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 142,07 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸