Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/673 E. 2019/31 K. 14.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/673 Esas
KARAR NO : 2019/31

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacıya ortaklığının son bulduğu …Limited Şirketinin elektrik borcu bulunduğu iddiasıyla davalı Elektrik şirketi tarafından icra takibi başlatıldığını, müvekkili davacının ortaklığının sona erdiği şirketin borçlarından dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, noter vasıtasıyla tasdikli devir ve temlik sözleşmesi ile müvekkiline ait 10.000,00 TL’lik ortaklık payının şirketin diğer ortağı ….’a devredilerek şirket ortaklığının sona erdirildiğini, bu durumun 29/03/2013 tarihli ve 8289 sayılı Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde ilan edildiğini, payını devreden şirket ortağının 2 yıllık sorumluluk süresinin sona ereceğini, BK madde 220 dikkate alındığında sorumluluk süresinin son tarihinin 29/03/2015 olduğunu bu tarihten sonra müvekkili davacının ortaklığının sona erdiği şirketin borçlarından dolayı sorumluluğunun kalmadığını beyanla davanın kabulüne, müvekkili davacının davalıya borçlu olmadığına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulünce tebligat yapıldığı cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava Abone Sözleşmesinden kaynaklı Menfi Tespit davasıdır. Türk Ticaret Kanununun 573. maddesine göre Limited Şirket bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret ünvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Limited Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur (m. 602). Limited ortaklık ortaklarının ortaklık alacakları karşısında sorumlulukları yoktur. Onlar aleyhine ortaklık borçları için herhangi bir takip yapılamaz. Ancak kamu borçları hakkında farklı bir düzenleme söz konusudur. 6183 sayılı Kanunun 35/1. maddesine göre; “Limited Şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar”. Doğrudan ortaklara başvurabilmek için amme borcunun ortaklıktan tahsil edilememiş olması gerekmektedir. Ortakların sorumluluğu ise sermaye hisseleri oranındadır” (Berna Öztürk – Türk Sosyal Güvenlik Hukukunda Primler – Ankara 2016 – Sayfa 254).
“6183 sayılı AATUK’nun 35. maddesi, limited ortaklık ortaklarının ortaklıktan tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hissesi oranında sorumlu olacağını düzenlemiştir. Öncelikle burada ortakların sorumluluğu ikinci derecededir. Dolayısıyla bu kapsamdaki limited ortaklığın kamu borçlarından dolayı, kanuni şartlar oluşursa, limited ortaklık ortaklarına da başvurulabilmesi olanaklıdır. Böylelikle amme alacakları bakımından kamu kurumlarına ayrıcalık tanınmış olmaktadır. Gerçektende ortaklığın normal alacaklıları (örneğin bir banka, ortaklığa mal satan tacır vs…) hiçbir şekilde ortakları takip edemezken, kamu kurumları kamu alacaklarından dolayı ortaklara başvurabilecektir. Böylelikle kamu kurumlarına diğer alacaklılara oranla imtiyaz sağlandığı söylenebilir.
Ortaklara başvurunun kanuni şartları bakımındansa şunlar belirtilmelidir. Bir kere, ortakların ortaklığın kamu borçlarından dolayı sorumluluğu, ikinci derecededir. Birinci derecede sorumluluk limited ortaklık tüzel kişiliğine aittir. Amme borcundan dolayı ortakların şahsi malvarlığına başvurulabilmesi, ancak bunun ortaklıktan tahsil edilememesi şartına bağlıdır. Tahsil edilememe durumununda aciz fişi veya aciz vesikasıyla belirlenmiş olması gerekir” (Oruç Hami Şener – Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku – Kasım 2012 – S 711 vd.).Tüm yukarıda açıklananlar doğrultusunda, somut olaya gelince; davalı Kurum tarafından elektrik borçlarının tahsili amacıyla yapılan icra takibinde davacının sorumluluğuna başvurulmuştur ancak dava konusu borcun amme alacağı olmadığı, amme alacağı kabul edilse dahi ortaklıktan tahsil edilememesi şartının oluşması gerektiği, tahsil edilememe durumununda aciz fişi veya aciz vesikasıyla belirlenmiş olması gerektiği anlaşılmakla Bakırköy ….. İcra Dairesi ….Esas sayılı dosyada menfi tespit istemin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE, Davacının, davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 78,59 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 42,69 TL’nin davalıdan ALINARAK, Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 71,80 TL ile tebligat ve posta masrafı 28 TL olmak üzere toplam 99,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’nin 6. Maddesi uyarınca 1.150,51 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda istinaf yasal sınır miktarının altıunda kalmakla kesin olarak veirlen karar açıkça usulen anlatıldı.18/03/2019
Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır