Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/662 E. 2019/105 K. 11.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/662 Esas
KARAR NO : 2019/105

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin yaklaşık 2-3 yıl bir fiil davalıya ait site içerisinde sosyal tesis işletmeciliği yapmış olduğunu ve bu kapsamda hizmetlerde bulunduğunu, yapılan hizmetler karşılığında davacı tarafından faturalar tanzim edildiğini, söz konusu faturaların her iki tarafın da ticari kayıtlarında/defterlerinde mevcut olduğunu, ancak davalının davacı ile arasında yapılan sözleşme ve tanzim edilen faturalar gereği borçlarını ödemediğini, bu sebeple davalı hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyanla, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatının hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Müvekkili davalı site yönetiminin Nisan-Eylül 2016 döneminde, davacıdan, küçük ölçekli bir adet kapalı havuz için havuz kimyasalları ve havuz suyu analizi hizmeti satın aldığını, davalı site yönetiminin tüketici, davacının ise ticari amaçlarla hareket eden tüzel kişi satıcı olduğunu, taraflar arasındaki işlemin, tüketici işlemi olduğunu, bu sebeple Mahkememizin görevsiz olup Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmadığından cari hesap sözleşmesine dayalı icra takibi yapılamayacağını, taraflar arasında sosyal tesis işletmeciliği sözleşmesi olmadığından sözleşmeye dayalı icra takibi yapılamayacağını, müvekkili davalı site yönetiminin davacıdan 24.973,89 TL tutarında havuz kimyasalı ve havuz suyu analizi hizmeti satın almış olduğunu ve aldığı mal ve hizmetin bedeli olarak 24.973,89 TL’yi davacıya banka üzerinden ödediğini, banka hesap hareketleri ile ödemelerin yapıldığının ispatlanabileceğini, icra takibine konu faturaların davalı site yönetimine tebliğ edilmemiş ve teslim edilmemiş olduğunu, icra dosyasına konu faturalardan bedeli ödenen 24.973,89 TL dışında kalan faturalara konu mal ve hizmet satın alınmadığını, icra dosyasına konu faturaların, kanunun aradığı anlamda fatura niteliğini taşımadığını, faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermediğini, küçük ölçekli kapalı yüzme havuzunda aylık ortalama 10.000,00 TL’nin üzerinde havuz kimyasalı kullanılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Büyükçekmece …. . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu site yönetimi aleyhine 33.667,73 TL cari hesap alacağı 2.556,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.224,63 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı site yönetiminin takibe itiraz ettiği görülmüştür.
HMK nın 138, 114 ve 115. maddeleri çerçevesinde dosya üzerinden yapılan incelemede; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesi gereğince ; “Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek tüzel kişiyi”, Aynı kanunun 3/i maddesinde; “Satıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1 maddesi gereğince ; ” Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” tanımlaması yapılmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görev alanını düzenleyen 73. Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.” hükmü mevcuttur.
Ticaret Mahkemelerinin görevli alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/1 maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ifadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır.
Ticari davalar ise TTK 4/1. maddesinde nispi ticari davalar, 4/1-a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar ise TTK 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK 4/1 f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
Kısaca belirtmek gerekirse; bir hukuki işlemin Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmesi için satıcının ticari ve mesleki amaçla hareket etmesi, alıcının ise ticari ve mesleki amaçla hareket etmemesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı ile davacı arasında yapılan satış sözleşmesinin TKHK kapsamlı bir sözleşme olduğu, davacının satıcı veya sağlayıcı olduğu, davalının hizmeti alan tüketici sıfatının olduğu, şu halde işlem Tüketici Mahkemesinin görev tanımı içine girdiği görülmektedir. Davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu olayda davalının mesleki ve ticari amaçla hareket etmediği, davalının tüketici konumunda olduğu, davacının ticari amaçla iş yapan, satıcı sağlayıcı konumunda olduğu, yasadaki anlamda davacının satıcı ve sağlayıcı durumunda olduğu, davacının bu nedenle tüketici işlemi niteliğinin davada bulunduğu, bu nedenle 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı, görevle ilgili düzenlemelerin, kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinden HMK 138,114/c ve 115. Maddeleri gereğince yapılan inceleme sonucu aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6502 sayılı yasa ve HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Görevsizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair tarafların yüzüne karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır