Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2019/1030 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/657 Esas
KARAR NO : 2019/1030

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/01/2013
KARAR TARİHİ : 07/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 11.01.2013 tarihli dilekçesinde, kendilerinin “….. ” logosuyla kargo taşımacılığı yaptıklarını, davalı şirketle taşıma sözleşmeleri akdedildiğini, en son 01.05.2010 tarihli sözleşmenin yapıldığını, davalının yurtiçi gönderilerini bu sözleşmeye göre gönderdiğini, 17.04.2012 tarihi itibariyle anlaşmanın feshedildiğini, davalının cari hesapta biriken taşıma ücretini tediye etmediğini, bunun üzerine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyada yaptıkları takibe de itiraz ettiğini, itirazın iptalini ve inkar tazmiatı talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacı ile uzun yıllardır ticari ilişkisi olduğunu, usulüne uygun olmayan taşıma işlemleri nedeniyle hem maddi kayıplar yaşadıklarını hem de ticari itibar kaybettiklerini, zincir mağazalardan kendilerine iade için davacıya teslim edilen ve teslim edilmeyerek eksik çıkan ve halen davacıya fatura edilmemiş toplam 78.933,14 TL alacaklı olduklarını, bunun yanında kendi kayıtlarında da 425,39 TL borç gözüktüğünü, nedeninin ise davacının zayi edilen ürünler için kendilerinin düzenledikleri faturaların kayda alınmamış olduğunu, 2010 ve 2011 yıllarına ait tutulan tutanaklarda da bunun açıkça gözüktüğünü, kendilerinin borcunun bulunmadığını, istemin reddini talep etmiştir.
Takip konusu Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, davacı alacaklı tarafından “31.12.2011-09.09.2012” tarihleri arasındaki faturalardan doğan bakiye alacak için yani cari hesap alacağı için 37.715,31 TL alacağın avans faiziyle tahsilinin genel haciz yoluyla takip konusu yapıldığı, 7 no’lu ödeme emrinin 24.09.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlu vekili 27.09.2012 tarihli itirazında; bir borcun bulunmadığı yazılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 01.05.2010 tarihli taşıma sözleşmesinin olduğu, daha önceden de 03.06.1997 ve 16.07.2007 tarihli sözleşmelerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu sözleşmeler gönderilen her biri ürün için değil, çerçeve sözleşmesi olarak imzalandığı görülmektedir. Davalının yurtiçi gönderileri bu sözleşmeler çerçevesinde yürütülmüştür. En son imzalanan sözleşmede taşınan yük ya da bedel söz konusu olmadığı, taşıma bedeli bakımından cari hesap şeklinde işletilen hesaptan yürütülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, taraflar arasında çerçeve sözleşmesi niteliğinde anlaşmanın olduğunu, davalının her bir taşıma sonunda münferit zayi, hasar veya gecikme olgularını ileri sürmesi ve gereken taleplerini koruma altına alması gerektiği, davacının taşımalar nedeniyle taşıma ücretini faturalar ile kullandığı, 16.03.2012 tarihli 374,37 TL tutarındaki fatura hariç tüm kayıtların birbirini teyit ettiğini, sonuç olarak davacının takip tarihi itibariyle 37.156,20 TL bakiye taşıma bedeli alacağı tespit edildiğini yazmışlardır.
Davacı şirket vekili rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili de 2011 öncesi kayıtların incelenmediğini, raporun bu yönüyle eksik olduğunu ileri sürmüştür. Bunun üzerine itirazlar doğrultusunda dosya yeniden bilirkişi heyetine gönderilmiştir.
Ek bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 17.4.2012 tarihine göre sonlandırıldığını, 2011 yılı devir bakiyesinin davacının ticari defterlerinde 49.289,68 TL olup davalı ticari kayıtlarında ise 12.939,04 TL borç gözüktüğünü, buna göre alacak miktarının 36.350,64 TL olduğunun ticari defterlerde kayıtlı olduğunu, davalı tespit edilen bu miktarın ödeme, takas vb.şekilde ifa edildiğini ispat etmedikçe borcu kendi ticari kayıtları ile kabul etmiş sayılacağını, 2011 yılı sonunda devir bakiyesi gözetilerek hesaplama yapılmasına itiraz edilmekte ise de davalının iddiasının ödemeye dayanmadığı, 16.03.2012 tarihli fatura olan 374,73 TL miktarlı fatura dışındaki faturaların davalının ticari kayıtlarında yer aldığının sabit olduğunu, buna göre asıl alacak miktarının 36.781,47 TL olduğunu yazmıştır.
Yapılan yargılama sonunda istemin, davacı tarafından hava taşıma işine yönelik düzenlenen faturalara ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptaline yönelik olduğu görülmüştür. İİK’nun 67.maddesine göre itirazın tebliğinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Ayrıca TTK’nun 850.vd.maddelerinde taşıma işleri düzenlenmiş, 870.maddesinde taşıma ücretinin eşyanın tesliminde ödeneceği, 889.maddesinde de eşyanın ziyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa teslim anına kadar, açıkça görülmüyorsa teslimden sonra 7 gün içinde bildirilmesi, teslimden sonraki bildirimin de yazılı olmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda taraflar arasında öteden beri gelen ticari ilişkinin olduğu, taşıma işleri için taraflar arasında çerçeve sözleşmesinin imzalandığı, en sona 01.05.2010 tarihli sözleşmenin akdedildiği, davalının yurtiçi gönderileri davacı tarafından bu sözleşmeye göre yapıldığı, 17.04.2012 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmede taşınacak eşya veya bedel yazılı olmayıp taraflar arasında bedel konusunda cari hesap şeklinde işleyen alacak ilişkisine dayandığı, davacının her bir taşıma için fatura düzenlediği görülmektedir. Söz konusu faturaların davalının ticari kayıtlarında da bulunduğu yaptırılan bilirkişi incelenmesinde de görülmektedir. Bilirkişi incelemesine göre tarafların defterlerinin usule uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının defterlerinde 37.156,20 TL olup sadece 16.03.2012 tarihli 374,37 TL miktarlı faturanın davalının kayıtlarında görülmediği anlaşılmıştır. Davacının bu miktar taşıma yaptığı sadece faturalarla ispatlanamadığından bu miktar hüküm kurulurken gözönünde bulundurulmamıştır. Öte yandan davalı süregelen savunmalarında, davacının taşıma sırasında eşyaları zayi ettiği, hasara uğrattığı veya hiç teslim etmediği iddiasına dayanmıştır. Davalı bu konuda yazılı bir belge davacıya göndermemiş, sadece dosyaya sunduğu tek taraflı tutulan ve davacıya tutanaklar ve dava konusu olmayan 2010 yılına ait tutanaklar bulunmaktadır. Davalı takip konusu faturaları ticari defterlerinde yer vermiştir. Buna ilişkin TTK hükümlerine göre bir bildirimde bulunduğuna ilişkin belge, bilgi sunmamıştır. Davalının bu beyanları tek yanlı beyandan ibaret olup bu nedenlerle itibar edilmemiştir. Neticeden davacı, TTK hükümlerine göre eşyaları teslim ettiğinden taşıma ücretine hak kazanmıştır. Yazılı nedenlerle bilirkişi raporlarında da görüldüğü üzere davacının davalıdan alacağını 36.781,47 TL olarak belirlenmiş, takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 16/03/2015 tarih ve…. Esas ….Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 09/03/2016 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile “taraflar arasındaki taşıma işleri için çerçeve sözleşmenin 01.05.2010 tarihli olduğunu, sözleşmenin 17.04.2012 tarihinde feshedilmiş olduğunu, her ne kadar sözleşmede bedel belirtilmemiş ise de cari hesap şeklinde işleyen bir alacak ilişkisi söz konusu olduğundan, taraflar arasındaki taşıma ilişkisinin kurulduğu tarihten itibaren tarafların ticari defterlerinin incelenerek, davalının sunduğu 2010-2011 tarihli tutanaklar, mail yazışmaları ve sözleşme hükümleri de dikkate alınarak; süresinde yapılan hasar-zayi ihbarlarının olup olmadığını, hangi taşımalar için davalının eksik ve hasarlı taşıma nedeniyle tazminat talebinde bulnduğunun kalem kalem belirlenmesi ve davalının mahsup talebinin değerlendirilmesi gerekirken, tutanakların tek taraflı tutulmuş olduğunu ve 2010 yılına ait olup dava konusu olmadığı yönündeki eksik değerlendirme ile davalının delilleri üzerinde yeterli inceleme yapılmaksızın hüküm kurulmasının doğru olmamış olduğunu, bu nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Davacı vekili Yargıtay …. Hukuk Hukuk Dairesi’nin 09/03/2016 tarih ve …. Esas … Karar sayılı Bozma ilamına ilişkin karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla; Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile “davacı vekilinin HUMK 440. Maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin HUMK 442.maddesi gereğince REDDİNE” karar verilmiştir.
04/02/2019 tarihli celsede bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş olmakla; Taraflar arasındaki taşıma işleri için çerçeve sözleşme 01.05.2010 tarihli olup, taşıma ilişkisinin kurulduğu tarihten itibaren tarafların ticari defterlerinin incelenerek, davalının sunduğu 2010-2011 tarihli tutanaklar, mail yazışmaları ve sözleşme hükümleri de dikkate alınarak; hangi taşımalar için davalının eksik ve hasarlı taşıma nedeniyle tazminat talebinde bulunduğunun kalem kalem belirlenmesi ve davalının mahsup talebinin değerlendirilmesi, dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle taşımaya konu emtiada meydana gelen hasarın taşımadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalının hasardan sorumlu olup olmadığı, hasar miktarının ne kadar olduğu , bu kapsamda davacının talep edebileceği alacak miktarının ne kadar olduğu, tarafların kusur oranlarının ne kadar olduğu, hasar bildiriminin süresi içeresinde yapılıp yapılmadığı, taraf sorumluluklarının ne kadar olduğunun tespiti için Yargıtay Bozma ilamındaki hususlar da dikkate alınarak dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi …. ve Ticaret Hukuku bilirkişisi ….. 15/05/2019 tarihli raporlarında özetle; tarafların 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin incelendiğini, davacının yasal defterlerini usulüne göre tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalının yasal defterlerini usulüne göre tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, taraflar arasında sürekli borç ilişkisi kuran her iki tarafa da borç yükleyen taşıma sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu ve sözleşme kapsamında yapılan taşımalar sebebiyle hak edilen bedelin faturalar kesilerek cari hesap şeklinde takip edildiğini, davacı yanın yapmış olduğu taşımalar sebebiyle kesilen faturaların her iki şirketin ticari defterlerinde usulüne uygun olacak şekilde kaydedilmiş olduğunu, birden fazla taşımaya konu emtiada meydana gelen hasarın, taşımadan kaynaklı olup olmadığının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davalı tarafın iddia ettiği ziya ve hasardan kaynaklı tazminat taleplerini somutlaştıramadığını, sunmuş olduğu delillerden bunun tespitinin mümkün olmadığını, dolayısıyla varsa zararının ne kadar olduğununn hesaplanamadığını, davalı şirketin takas talebinin yerinde olmadığını, davacı alacağının asıl alacak miktarı olarak 36.781,47 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, taşıma işleri için taraflar arasında çerçeve sözleşmesinin imzalandığı, en son 01.05.2010 tarihli sözleşmenin akdedildiği, davalının yurtiçi gönderileri davacı tarafından bu sözleşmeye göre yapıldığı, 17.04.2012 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiği, sözleşmede taşınacak eşya veya bedel yazılı olmayıp taraflar arasında bedel konusunda cari hesap şeklinde işleyen alacak ilişkisine dayandığı, davacının her bir taşıma için fatura düzenlediği, söz konusu faturaların davalının ticari kayıtlarında da olduğu, tarafların defterlerinin usule uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının defterlerinde 37.156,20 TL olup sadece 16.03.2012 tarihli 374,37 TL miktarlı faturanın davalının kayıtlarında görülmediği, davalı savunmalarında, davacının taşıma sırasında eşyaları zayi ettiği, hasara uğrattığı veya hiç teslim etmediği iddiasına dayanması nedeniyle bozma ilamına da konu yaptırılan bilirkişi incelemesinde, 2010-2011 tarihli tutanaklar, mail yazışmaları ve sözleşme hükümleri de dikkate alınarak; hangi taşımalar için davalının eksik ve hasarlı taşıma nedeniyle tazminat talebinde bulunduğunun kalem kalem belirlenmesi ve davalının mahsup talebinin değerlendirilmesi istenmiş olup, bilirkişi, sunulmuş olan delillerden bunun tespitinin mümkün olmadığını, dolayısıyla varsa zararının ne kadar olduğunun hesaplanamadığını beyan etmiş olup, davalı ayıp iddiasını kanıtlayamadığından, davacının, TTK hükümlerine göre eşyaları teslim ettiğinden taşıma ücretine hak kazandığı, davacının sadece 374,37 tutarlı faturanın teslimini kanıtlayamadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
2-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibin 36.781,47 TL üzerinden DEVAMINA, 36.781,47 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 2.512,54 TL harçtan peşin alınan 455,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.056,94 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 479,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.230,00 TL yargılama giderinin kabul oranı (%97,52) ret oranı (%2,48) dikkate alınarak hesaplanan 2.174,70 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6- Davalı tarafından yapılan 97,01 TL yargılama giderinin ret oranı (%2,48) dikkate alınarak hesaplanan 2,41 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 4.395,96 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 933,84 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır