Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/656 E. 2019/95 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/656 Esas
KARAR NO : 2019/95

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile …. sigorta A.Ş. Ve …. …. Sigorta A.Ş. Arasında 21/10/2003 tarihinde sigorta aracılık işlemlerine ilişkin acentelik sözleşmesi imzalandığını, söz konusu acentelik sözleşmesi gereği diğer müvekkili … tarafından davalı … Sigota A.Ş.’e lehine İstanbul ili, …. ilçesi, …..mevkii, …. pafta,… parseldeki gayrimenkul üzerinde 1.derecede 30.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkili …’ın sözleşme gereğini tümüyle yerine getirdiğini, davacı şirkete hiçbir borcu kalmadığını, daha sonra 23/01/2007 tarihinde, İstanbul …… Noterliği’nin ….. numaralı ihtarnamesi ile acentelik sözleşmesi fesh edildiğini, ipoteğin fek edilmesi talep edildiğini, iş bu ihtarname davalıya 25/01/2007 de tebliğ edildiğini, davalılar tarafından ipoteğin ilgili ihtarnameye rağmen fek edilmediğini bildirmiş, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediğini, verilen barter çeklerinin ödeme yerine sayılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, teminat ipoteğinin borç sona ermiş olması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir.
Tüm taraf delilleri toplanılmış bu kapsamda tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, alınan 20/04/2009 havale tarihli bilirkişi raporu ve bu heyetten alınan ek rapordan dava tarihi itibariyle sigorta şirketinin acentalık faaliyetlerinden kaynaklanan prim alacaklarını ödemediği bu nedenle teminat gösterilen gayrimenkul ipoteğinin kaldırılmasının uygun olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Mahkememizce bilirkişi heyetine borçlar hukukçusu prof. Dr. ….. heyete dahil edilerek 2. ek rapor alınmış, bu ek rapor kapsamında davacı tarafça prim borçlarına mahsuben barter çeklerinin verildiğini, bu çeklerin davalı tarafça kabulü ile ifa uğruna edim anlaşmasının yapıldığı, dolayısıyla borçlunun borçtan kurtulacağı yönünde görüş belirtmişlerdir.
Mahkememizce ilk olarak 03/10/2011 tarihli karar ile davacı … ile davalı … şirketi arasında acentalık sözleşmesinin bulunduğu, bu acentalık sözleşmesinden kaynaklanan prim borçlarının teminatı olarak …’a ait taşınmazın davalı … şirketine teminat ipoteği olarak verildiği, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan acentalık ilişkisi ve bu ilişkinin sona erdiğinin taraflar arasında çekişmesiz olduğu, davalının barter sistemine üye olup, bu çekleri barter sistemi kapsamında kullanma imkanına sahip olduğu, ancak tahsil edebilme imkanı bulunan bu çekler hali hazırda davalı … şirketi tarafından tahsil edilmediği, davalı … şirketinin prim alacağına mahsuben barter çeki ile ödemeyi kabul etmesi ve çekleri alması ifa uğruna edim olup, alınması ile borçlu borcundan kurtulmuş , bir başka deyiş ile davacının bakiye prim borcunu ödediği kabul olunmak gerektiği, davalının tahsil kabiliyeti olan kabul ettiği barter çeklerini kendi ihtiyari ile uhdesinde tutup, kullanmaması borçlu davacının borçtan kurtulması sonucunu değiştirmeyeceği aksine savunmanın hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği sonucuna ulaşılmakla, mevcut sona eren acentalık sözleşmesi kapsamında davacının davalıya borcunun bulunmadığı dolayısıyla teminat ipoteğinin dayanağının kalmadığı kabul olunarak kabul kararı verilmiştir.
Mahkememizce 03/10/2011 tarihinde …. esas, …. Karar sayısı ile karar verilmiş ise de, davalı tarafça kararın temyizi üzerine Yüksek Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 08/05/2013 tarih….Esas, … Karar sayılı ilamı ile “Davacı … ile davalı barter sistemi içinde yer almakta ve acentenin prim borçlarının bir kısmı barter çekleri ile ödenmektedir. Barter çeki ile yapılan ödemeler ifa yerine gecen ödemelerdir. Ayrıca barter sistemindeki üyeler ve sistemden çıkan üyeler barter çekini iade ile nakit ödeme talebinde bulunamazlar. Bu nedenle öncelikle, davalının kabul ettiği ve elinde bulunan barter çeklerini iade ederek karşılığında, sistemden ve acenteden nakit para isteme olanağı yoktur. Bu nedenle davalının elinde bulunan barter çeklerinin davacı acentenin borcundan indirilmesi gerekir. Bunun yanında bilirkişi raporundan davalının 192.934,00 TL alacağına karşılık elinde 168.936 TL’lik barter çeki bulunduğu, böylece davalının halen 23.998 TL prim alacağının olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında davalı lehine oluşan 23.998 TL prim alacağının neden kaynaklandığı hususunda tarafların beyanı ve ek bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, kabul edilmeme nedeni belirtilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına” karar verilmiş, hakimliğimizce bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama neticesinde davacı … ile davalı … şirketi arasında acentalık sözleşmesinin bulunduğu, bu acentalık sözleşmesinden kaynaklanan prim borçlarının teminatı olarak … a ait taşınmazın dav alı sigorta şirketine teminat ipoteği olarak verildiği, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan acentalık ilişkisi ve builişkinin sona erdiği taraflar arasında çekişmesizdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık acentalık sözleşmesinden dolayı davacının prim borçlarını ödeyip, ödemediği, ödemiş ise ipoteğin kaldırılması konularına ilişkindir. Taraflar arasında prim borcunun miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı …, prim borçlarının %50’sini nakit olarak ödemiş, geri kalan %50’lik bölümü ise dosya içerisinde mevcut barter çekleri ile davalıya ödemiştir. Davalı barter sistemine üye olup, bu çekleri barter sistemi kapsamında kullanma imkanına sahiptir. Ancak tahsil edebilme imkanı bulunan bu çekler hali hazırda davalı … şirketi tarafından tahsil edilmemiştir. bu durumda davacının 23.998 TL borçlu olduğu ve bu borcunu ödememiş olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce 10/11/2014 tarihinde …. esas, …… Karar sayısı ile karar verilmiş ise de, bu kez davacı tarafça kararın temyizi üzerine Yüksek Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 23/03/2016 tarih ….. Esas,…. Karar sayılı ilamı ile” Dairemizin …. Esas,…… Karar sayılı ilamında, davalının 192.934,00 TL alacağına karşılık elinde 168.936 TL’lik barter çeki bulunduğu, böylece davalının halen 23.998 TL prim alacağının olduğu, davalı lehine oluşan bu miktar prim alacağının neden kaynaklandığı hususunda taraf beyanları alındıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı …’ın halen 23.998 TL borçlu olduğu ve borcun ödenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, bu karar dosya içeriğine uygun düşmemiştir. Zira, davacı … ve davalı barter sistemi içinde yer almakta olup, acentenin prim borçlarının bir kısmı barter çekleri ile ödenmiştir. Barter çeki ile yapılan ödemeler ifa yerine geçen ödeme mahiyetindedir, böylece davalının barter çekleri ile alacağının ödenmesinden sonra, kur farkından ayrıca alacağı oluştuğunu ileri sürme olanğı yoktur. Bu itibarla, mahkemece davalının alacağının içinde bulunduğu barter sistemine ait barter çekleri ile tamamen ödendiği nazara alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacılar yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozma kararı verilmiş ve mahkememizin …… Esas sayılı dosyasına kaydı yapılarak bozma ilamına uyma kararı verilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede, davacı … ve davalının barter sistemi içinde yer aldığı, acentenin prim borçlarının bir kısmının barter çekleri ile ödendiği, barter çeki ile yapılan ödemelerin ifa yerine geçen ödeme mahiyetin olduğu, böylece davalının barter çekleri ile alacağının ödenmesinden sonra, kur farkından ayrıca alacağı oluştuğunu ileri sürme olanağının olmadığı, davalının alacağının içinde bulunduğu barter sistemine ait barter çekleri ile tamamen ödendiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE,
2-Avcılar ilçesi ….. mevkii, …. pafta … parselde davalı lehine konulan ipoteğin FEKKİNE,
3-Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 405,00 TL harcın MAHSUBU İLE, bakiye 1.644,30 TL harçtan bozma ilamından önce mahkememizin …… Esas sayılı dosyasından 1.377,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili için Yeditepe Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne harç tahsil müzekkeresi yazılmış olduğu anlaşıldığından mükerrer harç tahsili olmaması açısından bu harcın da mahsup edilerek bakiye kalan 267,30 TL eksik harcın davalıdan ALINARAK, Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 422,50 TL, bilirkişi sarf gideri 1.900,00 TL, ilk bozma ilamından önce sarf edilen tebligat ve posta gideri 173,00 TL, ilk bozma ilamından sonra sarf edilen tebligat ve posta üreti 100,00 TL olmak üzere toplam 2.595,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 3.600,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır