Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/592 E. 2019/981 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/592 Esas
KARAR NO : 2019/981

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/09/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin şirketinin alacağının tahsili amacı ile taraflarınca İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün …. esas sayılı dosyası ile borçlu şirket hakkında cari hebasa dayanan ilamsız icra yolu ile takip başlatıldığını, borçlunun süre içerisinde itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin şirketi ile borçlu arasında nakliye hizmeti yapıldığını, cari hesapta kalan bakiye bedelin 23.609,00 TL olduğunu, açıklanan nedenler ile borçlunun itirazının iptali ile takibin cari hesap bakiyesi üzerinden takip tarihi itibari ile işleyecek faiz ,vekalet ücreti ve tüm feriler ile davamını, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davası genel hükümlerine göre açılan bir alacak davası olduğunu, yetki ve göreve ilişkin hususların HMK’ ya göre belirleneceğini, bu durumda itirazın iptali davasının, davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiğini, HMK Md.6 ya göre yetkili mahkemenin dava açıldığı yerdeki davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkilinin adresininin Bakırköy olduğunu bu sebeple Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarafından başlatılan takibe itiraz edildiğini, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu açıklanan nedenler ile yetki itirazlarının kablü ile Bakırköy Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacının kötü niyeli olmasından ötürü davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalıya verdiği nakliye-taşıma hizmeti karşılığında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu hususlarındadır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.03.2018 tarih … E- …. Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul …… İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 23.609,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalının 2017 Ağustos dönemine ilişkin Ba formlarının ilgili vergi dairesinden celbedilmiştir.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıya verdiği nakliye-taşıma hizmeti karşılığında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğunun tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek SMMM ve Taşıma bilirkişilerinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinin havale tarihli raporunda özetle; davacının 2017 yılı İşletme Defterinin delil vasfının bulunduğu,davacı yanın incelenen İşletme Hesabı Defteri usulüne uygun şekilde tutulmakla beraber, İşletme Hesabı Defteri yapısı itibarıyla, gerçek borç -alacak ilişkisini tespite imkan vermeyen bir ticari defter olduğu, bu nedenle davacının 2017 yılı İşletme Defterinden davalı yandan olan alacak miktarı tespit olunmadığı, davalının 2017 yılı Defteri Kebir ve Envanter defterinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, ancak 2017 yılı Yevmiye Defterinin noter tasdikli sayfalarına değil noter tasdikli olmayan sayfalara basım yapıldığından lehine delil niteliğinin bulunmadığı, davacının 02.10.2017 tarihinde davalı … Sanayi Ticaret A.Ş.’ ye açmış olduğu takip dayanağı faturaları ….. adına düzenlenmiş olduğu düzenlenen faturalardaki unvanın farklı olduğu ancak fatura üzerinde belirtilen vergi kimlik numarasının davalıya ait olduğu, davalının ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde davacıya ait fatura ve cari hesap kaydının bulunmadığı, davacının faturalarında taşıma senedinin içeriğini yansıtacak (çıkış – varış yeri, yükün cinsi, ağırlığı, miktarı, navlun vs.) yeterli bilgiler bulunmadığının davacının alacak iddiasının soyut olduğu, ispatı gerektiği,
neticeten, yapılan teknik değerlendirme neticesinde davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturaların dayanak evrakları olmadığından davacının davalıdan olan alacağının davacı ispatına muhtaç olduğu kanaati bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı taraf, davalı ile olan ticari ilişki nedeniyle oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalı taraf ise borcunun olmadığından davanın reddini talep etmiştir. Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde davacı tarafından takip konusu alacağa ilişkin olarak …. ‘e 2017 yılında 6 adet toplamda KDV dahil olmak üzere 26.609,00-TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde davacıya ait fatura ve cari hesap kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacının davalı … Sanayi Ticaret A.Ş.’ ye açmış olduğu takip dayanağı faturaları ….. adına düzenlenmiş olduğu, buna göre düzenlenen faturalardaki unvanın farklı olduğu anlaşılmışsa da, fatura üzerinde belirtilen vergi kimlik numarasının davalıya ait olduğundan, bu durumun maddi hata olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir. Ancak bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, sadece davacının kayıtlarında görünen faturaların dayanaklarının sunulmadığı, bu yönüyle ispata muhtaç olduğu anlaşılmıştır. Davacı ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığından, bu kez davalı tarafın 2017 yılı Ağustos ayı B/A formları celbedilmiş, fakat yapılan inceleme de davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafça vergi dairesine bildirildiğine ilişkin kayıt da bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafça fatura içeriklerine ilişkin nakliye hizmetinin verildiği ispatlanamadığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın ispatlanamadığından reddine,
2-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 403,19-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan- 358,79-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.833,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır