Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/579 E. 2018/893 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/579 Esas
KARAR NO : 2018/893

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/04/2012
KARAR TARİHİ : 04/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili firmaya ait …. plaka sayılı aracın 15.06.2010 tarihinde motorunda meydana gelen arıza nedeniyle davalılardan …. yetkili servisi …. Otomotiv … A.Ş ye garanti kapsamında tamir için çekildiğini, davalı yetkili servisin araçta meydana gelen hasarın belli bir ücret mukabilinde onarımının yapılacağını beyan ettiğini, aracın 2010 model olduğunu 03.11.2009 tarihinde trafiğe çıktığını, ayrıca garanti kapsamında olduğunu, davalıların araçta meydana gelen sorunlarla ilgili olarak müvekkilini suçladığını, fakat aracın garanti kapsamında olmasına rağmen aracın arızasının garanti kapsamında giderilemediğini, müvekkili firmadan aracın yapılması için para talep edildiğini, aracın garanti belgesinde görülen garanti süresinin 2 yıl olduğunu, aracın kullanım süresinin 1 yıl 7 ay 12 gün olup garanti kapsamında kaldığını, araçta meydana gelen hasarın bir anda meydana gelemeyeceğini, Ümraniye … . Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyasında hasar tespiti yaptırdıklarını, bilirkişi raporunda meydana gelen hasarın onarım süresinin 10 günde tamamlanacağı + onarım malzeme + KDV+ işçilik dahil piyasa rayicine göre 53.867,12 TL olduğunun tespit edildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi zarar ( tamir bedeli ) olarak 46.999,95 TL nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ve 1.000 TL kazanç kaybının ise dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte olmak üzere toplam 47.999,95 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafın işbu dava ile alacağının bir kısmı için kısmi dava açmasının HMK md 109 gereğince hukuken mümkün olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiğini, davacının ayıpla ilgili tüm dava talep haklarının dava ikamesinden uzun zaman önce zamanaşımına uğradığını, davacı ile davalı müvekkili arasında ticari satımdan doğan ilişkiye ticari satımdan doğan ayıba karşı tekeffülde zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiğini, incelemeler ve veriler sonucunda araçta ürün kaynaklı bir arıza tespit edilmediği için ve kullanıcı hatası mevcut olduğundan arızanın garantı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının Türk Ticaret Kanunundan ve Borçlar Kanunundan kaynaklanan muayene ve ihbar mükellefiyetini ifa etmediğini ve Kanunun kendisine yüklediği yükümlülüklerini yerine getirmediğinden talep haklarının düştüğünü, bahsi geçen arızanın aşırı devir ve kullanım kaynaklı olduğunu, davacının araçları kullanması gereken şartlarda kullanmaması nedeniyle yani kendi kusurlu davranışları nedeniyle meydana geldiğini, dolayısıyla davacının kendi kusurlu davranışlarının sonucu oluşmuş olan arızaların tamirat bedellerinin müvekkili şirkete yükletilmesi ve garanti kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın maruruzamana ve hak düşümüne uğramış olması ve muayene ve ihbar sürelerinin kaçırılmış olması sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile davacının Ticaret Kanunda belirtilen 2 ve 8 günlük süreleri kapsayan muayene ve ihbar yükümlülüklerine uymadığını, bu bakımdan dava ve talep hakkının olmadığını, söz konusu araçta imalattan kaynaklanan kusur veya arızanın bulunmadığını, araçtaki arızanın aşırı devir ve kullanımdan kaynaklandığını, müvekkili firmanın araçtaki arıza ile ilgili olarak yasal bir yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin diğer davalının talimatlarıyla hareket ettiğini beyanla davacının talep ve iddalarının hük düşümüne uğradığını ve muayene ile ihbar sürelerine uyulmamış olması nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Dava, hasarlı araç nedeniyle ödenen onarım bedeli ve kar kaybı istemine dayalı Alacak davasıdır.
Mahkememizin ….Esas sayılı dosyasında bozma öncesi verilen kararda; davalılardan … dava konusu aracın satıcısı, diğer davalı ….Otomotiv San Tic AŞ’de yetkili servis olduğu, davalılar arasında imzalanmış Yetkili Servis Sözleşmesi bulunduğu, dava konusu aracın garanti süresinin 2 yıl olarak belirlendiği, dava konusu arıza ve hasarlar 2 yıllık garanti süresi içerisinde meydana geldiği, dosyaya sunulan Tahsilat Makbuzu ve Kredi Kartı slipine göre davacının davalı yetkili servis …’ye 14.02.2012 tarihinde hasarın onarım bedeli 46.999,95 TL’yi ödediği,alınan üç ayrı bilirkişi heyetinden alınan raporlarda, davacı araçtaki hasarın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, imalattan veya bakımdan kaynaklanan bir hasar olduğu, davacı tarafından yapılan 46.999,95 TL onarım bedelinin davacı araçtaki hasar durumuyla uyumlu olduğu, aracın kullanım süresi dikkate alındığından % 10 kıymet kazanma ve tükenen parça indirimi sonucu hasar bedelinin 42.777,27 TL olduğu tespit edilmekle hasar bedeli mahkememizce 42.777,27 TL olarak kabul edildiği, bilirkişi raporuyla uyumlu olduğundan mahkememizce kazanç kaybının 3.540 TL olarak kabul edildiği, dava konusu hasar garanti kapsamında kalmakta olup davalılar garanti kapsamındaki onarım yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığından olayda kusurlu ifa imkansızlığı söz konusu olduğu, davanın niteliği dikkate alındığında davacının tazminat isteminin davalı araç satıcısına karşı açılmış bir davaya dayanmayıp davalıların kusurlu ifa imkansızlığından kaynakladığı, 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, satıcının ayıba karşı tekeffül hükümlerinin yer aldığı 818 sayılı Borçlar Kanunun 194 ve 198. maddeleri ile 6762 sayılı TTK’nun 25/3,4 maddelerinde yazılı ayıpla ilgili ihbar yükümlülüğüne ilişkin hükümlere tabi olmadığı, dolayısıyla davanın süresinde açıldığı kanaatine varılmakla davalı tarafın zaman aşımı ve hak düşürücü süreyle ilgili itirazlarının reddi gerektiği, davacı araçtaki hasarın garanti kapsamında kalması karşısında davalıların onarım yükümlülükleri nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyizi üzerine;
Mahkememizin ….Esas, … Karar sayılı ilamı, Yargıtay … .Hukuk Dairesinin …. Esas, …. Karar sayılı ilamıyla özetle; “… 1-Davalı ….Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyizi yönünden; Davalı, ayıplı olduğu ileri sürülen aracın bakım ve tamirini üstlenmiş olup,aracın satış sözleşmesinde her hangi bir sıfata haiz değildir. Bu nedenle tazminattan sorumlu tutulamayacağı gözetilerek pasif husumet ehliyeti yokluğundan bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
2-Davalı …Ş. vekilinin temyizi yönünden;
Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 25/4.maddesi uyarınca, tacirler arası ticari satışlarda zaman aşımı süresi 6 aydır. Ancak garanti sözleşmesi uyarınca, bu süre 2 yıla uzatılmış olup, bu nedenle taraflar arasındaki araç satış tarihinden dava tarihine kadar 2 yılı aşkın süre geçmesi nedeni ile süresinde yapılan zaman aşımı definin kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile zaman aşımı definin reddi ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş … ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, bozmaya göre yapılan değerlendirmede;
Davalı ….Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. ayıplı olduğu ileri sürülen aracın bakım ve tamirini üstlenmiş olup, aracın satış sözleşmesinde her hangi bir sıfata haiz olmadığından, tazminattan sorumlu tutulamayacağı gözetilerek pasif husumet ehliyeti yokluğundan bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı …Ş. Yönünden zaman aşımı defi değerlendirildiğinde;
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 25/4. maddesinde bu tür uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu hükme bağlanmıştır. Daha uzun süreli garanti verilmesi durumunda, zamanaşımı süresinin garanti süresinin sonuna kadar uzayacağı ise Yargıtay uygulamalarıyla kabul edilmektedir.
Dosya kapsamına sunulan faturadan ve noterde yapılan araç satış sözleşmesinden, dava konusu aracın 28.10.2009 tarihinde satın alındığı anlaşılmıştır. TBK 231 maddesinde düzenlenen, ayıptan kaynaklanan zararların ileri sürülmesine ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresi 28.10.2011 tarihinde dolmaktadır. İş bu davanın açılış tarihi ise 09/04/2012 olup dava tarihi itibariyle iki yıllık zaman aşımı süresi dolmuştur. Davalı tarafça her ne kadar 10 yıllık genel zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği ileri sürülmüş ve ve bozma öncesi bilirkişi raporunda da davanın niteliği dikkate alındığında davacının tazminat isteminin davalı araç satıcısına karşı açılmış bir davaya dayanmayıp davalıların kusurlu ifa imkansızlığından kaynakladığı, 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, satıcının ayıba karşı tekeffül hükümlerinin yer aldığı 818 sayılı Borçlar Kanunun 194 ve 198. maddeleri ile 6762 sayılı TTK’nun 25/3,4 maddelerinde yazılı ayıpla ilgili ihbar yükümlülüğüne ilişkin hükümlere tabi olmadığı, dolayısıyla davanın süresinde açıldığı kanaati bildirilmişse de; yukarıda açıklandığı üzere 6762 sayılı TTK’nun 25/4. maddesinde ticari satımlarda ayıptan kaynaklanan zararların ileri sürülmesi yönünden özel bir zaman aşımı süresi düzenlendiğinden olayda 10 yıllık değil, 2 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmektedir, bozma ilamında belirtildiği üzere, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 25/4.maddesi uyarınca, tacirler arası ticari satışlarda zaman aşımı süresi 6 ay olup garanti sözleşmesi uyarınca, bu süre 2 yıla uzatılmış olsa da, taraflar arasındaki araç satış tarihinden dava tarihine kadar 2 yılı aşkın süre geçmesi nedeni ile süresinde yapılan zaman aşımı definin kabulü ile davanın bu davalı yönünden zamanaşmına uğraması nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı ….Otomotiv San ve Tic. AŞ yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine,
2-Davalı … AŞ yönünden davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine,
3-Karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin peşin yatırılan 712,80 TL’den mahsubuna, fazla yatırılan 676,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …Ş. tarafından yapılan 2.147,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 962,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-Davalı …Ş. Kendini vekil ile temsil etterdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
8- Davalı … Kendini vekil ile temsil etterdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 ve 1086 sayılı kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5230 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427-454 madde hükümleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/10/2018

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI