Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/568 E. 2019/267 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/568 Esas
KARAR NO : 2019/267

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ : 14/03/2019
Mahkememizde açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davalı….in maliki bulunduğu dava dışı nihal Karaman’ın kullandığı … plakalı aracın park halinde duran …’nun maliki bulunduğu …. plakalı araca 27/07/2017 tarihinde çarptığını Nihal Karaman’ın bu kazada tam ve asli kusurlu olduğu ve alkollu olduğunun kaza tespit tutanağı ile tespit edildğini, … aracın davacı sigorta nezdinde 261245317-1 poliçe ile ZMMS sigortacısı olduğu, dava dışı … Sigorta A.Ş.nin …. plaka sayılı aracın KASKO sigortacısı olup, dava dışı …. Sigorta’ya … plakalı aracın ZMMS poliçesi teminatı kapsamında KDV dahil olmak üzere 26.184,00TL ödeme yapıldığını, … Sigortanın …. plakalı aracın sigortacisi olduğundan bahisle, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 26.184,00 TL nin kaza tarihi olan 27/07/2017 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;alkollü araç kullanımının direk olarak rücu sebebi sayılmadığını, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden rapor alınmasının gerektiğini, …. plakalı aracın başka bir şirkete uzun süreli kiralandığını, bu nedenle davalının işleten sıfatına haiz olmadığı gibi dava sonucu hükmedilebilecek tazminattan da sorumlu olmadığından bahisle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davanın kiracı …. A.Ş. ile sürücü Nihal Kahraman’a ihbar edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ZMMS sigortacısının, sigortalısına ait aracın karıştığı kaza nedeniyle dava dışı hasar gören aracın sigorta şirketine ödediği hasar bedelinin kendi sigortalısına rucü talebine ilişkin olup uyuşmazlığın dava konusu kazada kusur durumu, davacının sigortalısına rucü şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının savunmasına göre sigortalı aracın uzun süreli kiralanması nedeniyle davalının işleten sıfatının bulunup bulunmadığı, hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği … plakalı aracın tescil bilgileri ile trafik kazası tespit tutanağı ile … sigorta AŞ tarafından da hasar dosyasının suretinin mahkememiz dosyasına gönderildiği görülmüştür.
Davalı taraf, … plakalı aracın maliki olarak görülse de söz konusu aracın uzun süreli olarak dava dışı …. A.Ş.’ne kiralandığını ileri sürerek işleten sıfatı bulunmadığı yönünde savunma yapmıştır. Davalı tarafça sunulan, davalı ile dava dışı şirket arasında bir çok aracın kiralanmasına ilişkin 01.08.2013 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile ekinde sunulan 31.05.2017 tarihli ek protokol ve kira bedellerine ilişkin e-fatura örnekleri incelendiğinde, sözleşme süresinin 12 ay olup, uzun süreli kira sözleşmesi olduğu, ek protokolün kazanın meydana geldiği tarih olan 27/07/2017 tarihini kapsadığı ve davalıya ait aracın bu tarihte dava dışı şirkete kiralandığı anlaşılmıştır. Davada öncelikli çözülmesi gereken ana sorun davalı şirketin araç maliki olmasına rağmen KTK anlamında işleten sıfatıyla sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
2918 sayıl KTK’nun 3.maddesi gereğince, “işleten, araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” Aynı Yasanın 104. maddesinde “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için ZMSS yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir” denmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Somut olayda davalı malik ile dava dışı ihbar edilen … A.Ş. arasında 01.08.2013 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ve ekinde sunulan 31.05.2017 tarihli ek protokolle dava konusu araç için 12 ay süreli sözleşme imzalanmış araçların bakım ve onarımı ile akaryakıtının kiracı tarafça karşılanacağı, ayrıca üçüncü kişilere verilen zararlardan yüklenicinin işleten olarak sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmede açık şekilde kiraya veren adına bulunan araçların kendi nam ve hesabına işletmesi amacıyla kullanım ve işletme hakkının kiralanması sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır. Kira bedeline e faturalar dosya arasına alınmış, davalının araç kiralama işi ile iştigal ettiği de nazara alındığında, sözleşme kapsamında taraflar arasında fiili olarak sözleşmenin gereği olarak bedel ödendiği davalı şirkete ait araçların davalıya uzun süreli olarak kiralandığı anlaşılmıştır. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde dava dışı …. A.Ş.’nin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ekonomik olarak da davalı şirketin faaliyetinin bulunmadığı, dava dışı şirkete uzun süreli kiralandığı sabit olduğundan ….A.Ş. işleten sayıldığından davalı şirket zarardan sorumlu tutulamayıp davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş Yargılama giderleri yönünden de davacının başlangıçta araç malikini işleten olarak kabul etmesi olağan olduğundan dava dışı şirketle ile aradaki iç ilişkiyi bilme imkanı bulunmadığından davalı lehinde vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın HUSUMET NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 447,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 402,76 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/03/2019

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır