Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/567 E. 2020/10 K. 07.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/567 Esas
KARAR NO : 2020/10

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ : 07/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun yapı malzemeleri satan davacı müvekkili şirketten farklı zamanlarda yapı malzemeleri almış olduğunu, davacı müvekkili şirket tarafından iş bu alışverişlere ilişkin olarak 06/10/2017 tarihli …. nolu 10.608,58 TL tutarında fatura, 06/10/2017 tarihli …. nolu 3.272,25 TL tutarındaki fatura, 16/01/2018 tarihli …. nolu 4.888,00 TL tutarındaki fatura ve 17/01/2018 tarihli …. nolu 6.997,84 TL tutarındaki faturalar düzenlenmiş olduğunu, faturalarda belirtilen malzemelerin davalı borçluya davacı müvekkili şirket tarafından teslim edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamış olduğunu, davaya konu borcun tahsiline yönelik olarak davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, davaya konu faturaların davacı müvekkilinin ticari defterlerine düzenli olarak kayıt edilmiş olduğunu, davaya konu bedelin likit olduğunu, bu nedenle borçlunun alacak miktarının %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini gerektiğini beyanla; davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak gösterilen 16/01/2018 tarihli …. nolu 4.888,00 TL bedelli, 17/11/2018 tarihli …. nolu 6.997,84 TL bedelli faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği gibi, bu faturalarda yazılı malların da müvekkiline gönderilmemiş olduğunu, bu faturaları müvekkilinin icra takibinde görmüş olduğunu, almadığı malların kendisine fatura edildiğini bu sayede öğrenmiş olduğunu, bu sebeple bu borç tutarına itiraz edilmiş olduğunu, müvekkilinin usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olmayan bu iki faturalar her ne kadar davacı tarafça kesilmiş olsa da, müvekkiline tebliğ edilmeyen bu iki faturaya itibar edilemeyeceğini, bu sebeple bu faturalardan dolayı müvekkilinin fatura bedellerinden dolayı borcu olmasının da mümkün olmadığını, takibe dayanak gösterilen 06/10/2017 tarihli … nolu 10.608,58 TL bedelli 06/10/2017 tarihli …. nolu 3.272,25 TL bedelli faturaların ise müvekkilinin ticari defterinde kayıtlı olmakla beraber bu faturalarda yazılı malların da müvekkiline gönderilmemiş olduğunu, mal teslimi yapılmadan salt faturanın bildirilmesinin alacak hakkı doğurmayacağından müvekkilinin bu fatura alacağına da itiraz ettiğini, hukuki açıdan fatura kesilmiş olmasına rağmen, gerçekte mal teslimi yapılmamış veya hizmet tamamlanmamış ise faturanın delil olabilme niteliğinden yararlanabilmek mümkün olmadığı gibi, alıcının fatura bedeli kadar borçlandığını söylemek de mümkün olmadığını, sözleşmesel ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını ve malın teslimini veya hizmetin tamamlandığını kanıtlaması gerektiğini belirterek; davanın reddine, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, fatura alacağından kaynaklı başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 25.766,67 TL asıl alacak (fatura), 677,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.444,44 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, fatura borcunun ödenip ödenmediği hususlarının tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 21/01/2019 günü, saat 14:00 ‘de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi … 04/02/2018 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin 2017 ve 2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin HMK. 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil teşkil ettiğini, davalı şirketin 2017 ve 2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin HMK. 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil teşkil ettiğini, davacı ve davalı ticari defter kayıtlarına göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, davacı tarafından takibe konu 2017 yılında düzenlenen 2 adet faturadan kaynaklanan 7.630,84 TL alacağının bulunduğunu, davacının, 2018 yılında davacı adına düzenlediği 2 adet toplam 11.880,84 TL tutarlı fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğine dair kanıtlayıcı belge sunamadığından, alacağının varlığını ispatlayamadığını, borçlunun BK. 101 maddesi anlamınca temerrüde düşürülmediğini, takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edemeyeceğini, takip tarihinden itibaren talebi doğrultusunda kanuni faiz oranı üzerinden faiz talep edebileceğini, tarafların icra inkar, kötü niyet tazminatı ve sair talepleri ile ilgili takdirin Mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekilinin yapmış olduğu itirazlar ve dosya içerisinde sunmuş olduğu dilekçe ekindeki belgeler daha önce sunulmuş olup, bilirkişi incelemesinin dikkate alınmadığı anlaşılmakla, ek raporu alınması için dosyanın bilirkişiye tevzine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 26/04/2019 tarihli ek raporunda özetle; davacı tarafından takibe konu edilen faturaların üzerinde bulunması gereken şekil şartlarından sevk irsaliyesi numarası yazılmamış olup, takibe konu fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğine dair “Sevk İrsaliyesi” ya da teslimin karşılıklı teslim belgeleriyle yapıldığını gösteren belgeler de sunulmadığı görüldüğünden, kök rapordaki davacı alacağı ile ilgili görüşünün değişmediğini, davacının dosyaya sunduğu Whatsapp yazışma belgelerin temerrüdü oluşturan ve kök raporda belirtilen şartlarla uyuşmadığından, kök raporda davacının faiz talebi ile ilgili tespit ve değerlendirmelerinde değişiklik olmadığını bildirmiştir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2)
Davacı vekili 02/01/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmeksizin davadan feragat edilmesi nedeniyle gerekli işlemler yapılarak dosyanın kapatılmasını talep etmiş, davalı vekili ise 26/12/2019 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmaya varıldığını ve taraflar arasında sulh protokolü imzalanmış olduğunu, davacı tarafın davasından feragat etmesi halinde feragat beyanını kabul ettiklerini ve davacı tarafça talep edilmemesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiş olmakla; davacı vekilinin feragat yetkisinin bulunduğu, feragatın 6100 Sayılı HMK 307-309 devamı maddeleri gereğince davayı sona erdiren taraf işlemi olarak düzenlediği, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı ve şekli anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan, HMK’nun 307. maddesi de göz önüne alınarak davacı tarafın vaki feragatı nedeniyle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki hüküm fıkrasının tesisi uygun görülmüştür.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 451,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 397,21 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır