Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/561 E. 2019/884 K. 09.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/561 Esas
KARAR NO : 2019/884

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının Bakırköy … Noterliği’nin 15/01/2016 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile davalı şirketin hisselerinin 4.000 TL’lik kısımını aynı bedel ile devralmış olduğunu, bu hususun ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, müvekkili davacının davalı şirket ortağı olması ve sermaye borcunu ödemesi akabinde kendisine ait …. Bankası….Şubesindeki hesabından davalı şirketin hesabına 03/02/2016 tarihinde 40.000 TL 16/02/2016 tarihinde 10.000 TL 03/03/2016 tarihinde 5.000 TL olmak üzere toplam 55.000 TL borç para göndermiş olduğunu, müvekkili davacı tarafından davalı şirkete verilen borcun geri ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirkete verilen borç paraların iadesi için icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirketin icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla; itirazın iptaline, davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği anlaşıldı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 55.000,00 TL asıl alacak (03.03.2016), 6.699,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 61.699,45 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Tarafların iddia ve savunmaları, borç ve alacak durumunu tespiti açısından tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde resen seçilecek mali müşavir bilirkişi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına, incelemenin 21/01/2019 günü saat 14:30’da yapılmasına bilirkişi heyeti oluşturulması karar verilmiş olup; Mali Müşavir Bilirkişi …. 12/02/2019 tarihli raporunda özetle; takip konusu dosyaya mübrez dekont incelemesinde; davacının, davalı şirkete ait TR…. ıban nolu hesabına 03.02.2016 tarihinde 40.000 TL, 16.02.2016 tarihinde 10.000 TL ve 03.03.2016 tarihinde 5.000 TL olmak üzere toplamda 55.000 TL ödeme yaptığını, ancak takip konusu dekontlarda yapılan işleme ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamakla birlikte, bu ödemelerin neye ilişkin yapıldığı tespit edilememekle birlikte davalının takibe yapılan itirazda “alacaklı şirkete koyduğu paraların iadesi için ihtarname göndermek ve iş bu icra takibini yapmaktan başka hiçbir şirket faaliyetine katılmamıştır.” açıklaması ile davacı tarafından gönderilen havalelerin alındığının ikrar edilmiş olduğunu, davacının Bakırköy … Noterliği’nin 15.01.2016 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile davalı şirket hisselerinin 4.000 TL lik kısmının aynı bedel ile ….’dan satın almış olduğunu ve davalı şirkete %20 nispetinde ortak olduğunu, uyuşmazlık konusunun, davacının davalı şirkete göndermiş olduğu toplam 55.000 TL yi hangi saikle göndermiş olduğunu ve iadesini talep edip edemeyeceği noktasında toplandığını, uyuşmazlığın çözümü açısından davalı şirket ticari defterlerinde davacının göndermiş olduğu paraların ne şekilde muhasebeleştirildiği hususunun tespitinin davalı şirketin davaya katılmaması nedeniyle mümkün olmadığını, uyuşmazlığın çözümüne yönelik yegane argümanın, davalı şirketin icra takibine yapmış olduğu itiraz dilekçesindeki “alacaklının, şirkete koyduğu paraların iadesi için ihtarname göndermek ve iş bu icra takibi yapmaktan başka hiçbir şirket faaliyetine katılmamıştır” beyanından ibaret olduğunu, davalı şirketin paraların iadesinin gerekmediği yönünde bir itirazının olmadığını, itirazının davacının şirket faaliyetlerine katılmadığı yönünde olduğundan, davacının iadesini talep ettiği ödemeler nedeniyle davalı şirketten alacaklı olduğunu, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebine dayanak teşkil edecek bir dayanak olmadığından, davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulünün gerekeceğini, Mahkemece davacı tarafından gönderilen havalelerin borç niteliğinde olduğunun kabulü halinde takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 55.000 TL asıl alacağının olduğunu bildirmiştir.
15/04/2019 tarihli 3 nolu celsede; Davacı tarafça, yemin deliline dayanılmış olmakla, davalı tarafa yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususunda beyanda bulunmak, yemin teklif edecek ise yemin metnini ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen sürede beyan vermez ise yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına ve mevcut delillere göre karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi), yemin metni hazırlandığında davalı asile tebliğine, bir sonraki celse yemin etmek üzere duruşma salonundan hazır olmasının ihtarına (davacı vekili hazır bulunduğundan duruşma esnasında ihtar edildi vekile yapılan ihtarın geçerli sayılmasına) ilişkin 1 nolu ara karar kurulmuş ise de; davacı tarafın verilen kesin sürede beyanda bulunmadığı, yemin metnini ibraz etmediği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın, davacı tarafından davalı hesabına gönderilen paraların borç gönderildiği iddiasına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacının, davalı şirkete 04/02/2016 tarihinde ortak olduğu, sermaye borcunu ödedikten sonra, davalı şirkete 55.000 TL borç para gönderdiği ve borcun geri ödemediği gerekçesi ile davasını açtığı, davalının icra dosyasında şirkete koyduğu paraların iadesi için parayı göndermek ve icra takibi yapmaktan başka şirket faaliyetine katılmadığı yönünde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak verildiğinin, gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Ayrıca davalının, icra dosyasındaki borca itirazı değerlendirildiğinde, “şirkete koyduğu paraların iadesi için parayı göndermek ve icra takibi yapmaktan başka şirket faaliyetine katılmadığı” şeklindeki beyanının, paranın borç olarak gönderildiği ikrarını taşımadığı, aksine bu paraların şirkete koyulduğunun beyan edildiği yani borç verilmediği beyanını içerdiği anlaşılmaktadır. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Davalının itiraz beyanı ayrıntılı incelendiğinde ikrar niteliği taşımamaktadır. Zira havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp, bu uyuşmazlıkta miktar itibari ile tanık dinlenilemeyeceğinden, davacı taraf, yemin deliline başvurmakla yemin için süre verilmiş olup, yemin metnini hazırlamadığından davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 1.053,68 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.009,28 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/09/2019
Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır