Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/51 E. 2018/1089 K. 28.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/51
KARAR NO : 2018/1089

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2018
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan gayrimenkul alım satım sözleşmesine istinaden devri yapılan bağımsız bölümlerden doğan KDV alacağının tahsili talebini ihtiva eden Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinden ibaret olduğunu, taraflar arasındaki gayrimenkul alım satımından doğan faturalandırma 450.000,00-TL olarak yapıldığını, faturalandırmadan doğan ve imzalanan sözleşme uyarınca alıcının ödemekle yükümlü olduğu KDV tutarının 4.500-TL olduğunu, muhatap tarafından satın alınan 3 adet bağımsız bölüme ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturadan doğan KDV bedelinin davacıya ödenmediğini, bağımsız birimlerin 3. şahıslara satışında, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte sadece mütaahhit tarafından toplam bedel üzerinden bağımsız birimin niteliğine göre %1 veya %18 oranında KDV hesaplanarak beyan edileceğini, satış bedeli KDV hariç olup, alıcı tarafından KDV bedeli satıcı firma tarafından fatura kesilmesine müteakip KDV tutarının alıcı tarafından satıcıya ayrıca nakit olarak ödeneceğini, davalı borçluya İstanbul 2. Noterliği’nin 28/03/2016 tarih ve 04183 yevmiyeli ihtarnamesinin tebliğ edildiğini ve KDV bedeli açıklanarak ödenmesi talep edildiğini, akabinde İstanbul … Noterliği’nin 18/05/2016 tarih ve …. yevmiyeli ihtarnamesiyle fatura aslının tebliğ edildiğini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla dava konusu alacak için icra takibine başlandığını, davalı tarafından bakırköy … İcra müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline, haksız ve kötüniyetli olarak dosyaya itiraz eden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, haksız ve hukuka aykırı olarak ödenmeyen 4.500-TL KDV bedelinin ve 50,59-TL faiz bedelinin ihtarname tarihinden itibaren uygulanacak olan avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası celbedilmekle, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı Hüseyin Koçer İnşaat Yatırım Anonim Şirketi tarafından davalı takip borçlusu Erhan Timuçin Saraçoğlu’na karşı 4.500,00-TL asıl alacak ve 50,49-TL işlemiş faiz alacağı nedeniyle toplam 4.550,49-TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip borçlusunun süresi içerisinde takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşıldı.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkememizce Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere ile davalının gerçek kişi tacir olmadığı, Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevaba göre ise Hukuk Hizmetlerine ilişkin vergi mükellefiyetinin bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır,
Somut olayda, davalının gerçek kişi tacir olmadığı, davanın konusu itibariyle mutlak ticari davalardan olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDA NEDENİYLE REDDİNE
1-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda,yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.28/05/2018

Katip …

Hakim …