Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/5 E. 2019/64 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/5 Esas
KARAR NO : 2019/64

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin davalı tarafından kendisine Amerikan Doları (USD) cinsinden verilen kumaş siparişine istinaden kumaşları teslim ettiğini, davalı borçlunun da kendi adına USD olarak kesilen faturaları itirazsız olarak ödediğini, taraflar arasındaki cari hesaba bakıldığında müvekkili davacı şirketin kur farkından doğan 4.803,41 USD alacağının bulunduğunu, alacağın faturaya dayanan, likit ve muaccel olmasına rağmen davalı tarafından ödenmeyince davalı aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin yapıldığını, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle takibin durduğunu, fiyatın bizzat davalı tarafından gönderilen sipariş formlarında USD cinsinden gösterildiğini beyanla, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar taminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari satımına ilişkin olarak davacı tarafından tanzim edilen faturaların incelendiğinde faturaların boş kısmında döviz kuru ve kumaşın birim fiyatının USD cinsinden gösterildiğini, faturaların davacı tarafından Türk Lirası cinsinden hesaplanarak, tanzim edildiğini, davacının alacağının USD döviz cinsinden talep etme imkanı olmasına rağmen, satış anındaki USD cinsini satış günündeki Türk Lirası üzerinden talep ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu davacı tarafından düzenlenen faturaların Türk Lirası cinsinden gösterilmiş olmasının faturalarda ödemenin döviz cinsinden yapılacağı hususunda herhangi bir kaydın bulunmadığını beyanla, davacının haksız ve mesnetsiz olan davasının reddine, davacının İ.İ.K. M. 97/2 maddesi uyarınca ret olan miktarının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali davası olup, kur farkından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Bakırköy….. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olmakla; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 4.803,41 USD [4.803,41 USD = 13.613,82 TL (1 USD =2.8342 TL 01.04.2016)] fatura alacağı üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresi içerisinde davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edilerek takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi …… 18/06/2018 tarihli raporunda özetle; davacının defterleri incelendiğinde, 6102 sayılı TTK. M. 64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2015 ve 2016 yılları Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, 2015 ve 2016 yılları Yevmiye Defterinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davacının 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının defterleri incelendiğinde, 6102 sayılı TTK. M. 64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2015 yılı Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresi içesinde yaptırılmış olduğunu, 2015 yılı Yevmiye Defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğunu, 2016 yılında E-Defter sistemine tabi olduğunu, E-Defter sisteminde sadece Envanter defterinin noter tasdikine tabi olduğunu, davalının 2016 yılı Envanter defterleri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, bu itibarla HMK 222 md. Ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince mevcut haliyle davalının 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi 11.04.2016 itibariyle davacının davalıdan TL bazında 76,44 TL alacağının bulunduğunu, ancak döviz cinsinden tuttuğu (ticari defterleri haricindeki) cari hesabında davacının davalıdan 4.500,56 USD alacağının bulunduğunu, davalının 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi 11.04.2016 itibariyle davalının davacıya borucunun olmadığını, taraflar arasındaki cari hesaplar incelendiğinde, TL olarak cari farkların bulunmadığını, ancak USD olarak incelendiğinde 4.500,56 USD farkın olduğunu, bu farkın nedeninin 20.08.2015 tarihi ve öncesinde yapılan satışlardan kaynaklı olduğunu, bu tarihten önce yapılan satışların ve alınan ödemelerin USD cinsinden yapılacağına dair taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme veya taahhüdün bulunmadığını, davacı tarafından sunulan sipariş formlarının ise tarafların imzasına haiz olmadığını, dava konusu faturaların üzerinde döviz karşılıklarının bulunmasının bu faturaların döviz cinsinden ödenmesi gerektiğine tek başına dayanak teşkil edemeyeceğini, davacının davalı ile ticari ilişkisinde ihtilaf konusu dönemde döviz cinsindn ödeme yapılmadığı tüm ödemelerin TL cinsinden yapıldığı ve bu konuda davacının bir itirazı veya ihtarının bulunmadığını, davalının 13.08.2015 tarihli mailinde davacı ile yapılan telefon görüşmesine isitnaden bu tarihe kadar olan cari hesaplarının TL cinsinden kapatıldığını ve bu tarihten sonra çalışmalarının döviz cinsinden yapılacağının bildirmiş olduğu hususlarının hep birlikte değerlendirildiğini, davacının Ağustos/2015 dönemi öncesi döviz alacağı talebinin davacının ispatına muhtaç olduğunu, takip tarihi itibari ile davacının takip konusu döviz alacağının ispatına muhtaç olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama neticesinde; taraflar arasında cari hesap şeklinde yürütülen ticari bir alım satım ilişkisinin bulunduğunun çekişmesiz olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça düzenlenen ve davalı tarafça kabul edilmeyen 13.613,82 TL bedelli kur farkı faturasına ilişkin olduğu, taraflar arasında kur farkı ödeneceği konusunda yazılı bir anlaşma bulunmadığı, yine kur farkı ödeneceği konusunda taraflar arasında uygulama görmüş bir teamül de bulunmadığı, davacı tarafın tek taraflı olarak faturalara kaydettiği taraflar arasında mutabık kalınmayan dövize ilişkin ödeme yönündeki kayıtların bağlayıcı nitelik taşımayacağı kabul olunarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan, peşin alınanın 313,61 TL harcın MAHSUBU ile bakiye 269,21 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2019
Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır