Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/466 E. 2019/1335 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/466 Esas
KARAR NO : 2019/1335

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkile olan borcundan dolayı Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazında takibe müvekkilinin borcu bulunmadığından bahisle yetkiye, asıl alacağa, tüm fer’ilere ve takibe itirazda bulunduğunu, itirazın durduğunu, müvekkil şirketin navlun ücretine hak kazandığını gösterir 21/09/2017,29/08/2017,07/08/2017 ve 02/08/2017 tarihli faturalarda ve cari hesap ekstresine göre müvekkil şirket, …-….-… güzergahında taşınacak olan mallara ilişkin olarak gönderici davalının taşıma işini üstlendiğini, bu bağlamda anılı fatura ve cari hesap ekstresinde tespit edilebileceği üzere toplam 27.163.46-TL tutarında alacağın muaccel hale geldiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı davalı takip borçlusuna karşı 27.163,46-TL cari hesap alacağı olmak üzere ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusunun 20/10/2017 tarihinde borca ve Bursa İcra Müdürlüğünün yetkili olduğundan bahisle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava, ilamsız icra takibine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı taraf İcra Müdürlüğüne ibraz ettiği itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin Bursa İcra Müdürlüğü olduğunu belirtmiştir.
İİK’nın 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’ya atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesi uyarınca “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nın bu husustaki hükümleri uyarınca belirleyeceği sonucuna varılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında var olduğu iddia edilen ticari ilişki nedeniyle davalı aleyhine icra takibine başlanılmış, borçlu vekilince süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. Davalı tarafça borcun varlığının kabul edilmediği, davalı borçlunun yetki itirazının usulüne uygun olduğu ve genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği, bu haliyle usulüne uygun icra takibinin varlığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 19/12/2017 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 25/04/2018 tarih ve … Esas …. Karar sayılı ilamı ile ” İcra dairesinin yetkisi İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir. İcra takibine yapılan itirazda akdi ilişkinin inkar edildiğine dair açık bir beyan bulunmamaktadır.Davacı, davalıya taşıma ilişkisi kapsamında hizmet verdiğini iddia etmiş ve delil olarak da dosyaya e-fatura, cari hesap ekstresi ve konişmento sunmuş, ancak ilk derece mahkemesince davacının delil olarak dosyaya sunduğu konişmentonun Türkçe tercümesi yaptırılarak taşımanın davalı ile bağlantısının olup olmadığı tespit edilmediği gibi delil olarak sunulan cari hesap ekstresine göre; dava konusu yapılan faturalardan sonra davalının ödeme yaptığı hususu da dikkate alınmadan dosya üzerinde karar verilmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalı tarafın yetki itirazı hadise şeklinde incelenip taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun tespiti halinde, davanın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu gözetilerek TBK 89/1. maddesi ve HMK’nun 10. maddesi hükümleri uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu Bakırköy İcra Daireleri’nin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile dosya üzerenden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak ilk derece mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 10/09/2018 günü, saat 15.00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Ulaştırma ve Lojistik Uzmanı bilirkişi … ve Mali Müşavir bilirkişi …. 15/10/2018 tarihli raporlarında özetle; davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi 16.10.2017 itibariyle davacının davalıdan 27.163,46 TL alacağının olduğunu, davalı tarafın inceleme gününe katılmadığını ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgelerinin incelenemediğini, davacının davalıya takip konusu 4 adet toplamda 31.761,69 TL’lik fatura düzenlemiş olduğunu fakat bu faturalara istinaden 4.393,73 TL’lik bir mahsup işlemini gerçekleştirerek alacağından düşürüldüğünü, takip konusu 4 adet toplamda 31.761,69 TL’lik faturanın geçerli olup olmadığı noktasında uyuşmazlığın toplandığını, belirtilen faturalardan 4.393,73 TL bedelli son faturanın MÜKERRER olduğu ve bunun davacı yanca hesaptan düşüldüğünü, davacının iki ayrı taşıma için düzenlediği 3 adet faturadan dolayı 27.367,96 TL alacak kaydı ve talebinde haklı olduğunu, davalının mücerret itirazının fatura konusu borcun ödendiğini ortaya koymaya yetmediğini, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.163,46 TL alacağının olduğunu bildirmişlerdir.
Davalı vekili 10.09.2018 havale tarihli talep dilekçesi ile; müvekkili şirketin merkez adresinin …/… olduğundan dolayı müvekkili şirketin bağlı olduğu Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak müvekkili şirketin ticari defterlerinin talimatla ve yerinde inceleme yetkisiyle incelenmesine karar verilmesini talep etmiş olmakla; Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne davalı şirketin defter ve belgelerinin incelenmesi için talimat yazılmış, Bursa … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/234 Talimat sayılı dosyasına SMMM bilirkişi …. tarafından sunulan 04/12/2018 tarihli raporda özetle; davalıya ait 2016/2017 ve 2018 yılları defterlerinin açılış tasdikinin T.T.K.’nun 69. ile 213. Sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222. maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğunu, Ticari Defterler Elektronik defter olup Gelir İdaresi Başkanlığı onaylı Beratlarının görüldüğünü, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğunu, 2017 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, 2018 yılı ticari defterlerinin kapanış tarihi henüz gelmediğinden kapanış tasdiki olmamasının olağan olduğunu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtarında dava tarihi 16.07.2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.163,47 TL alacaklı görüldüğünü, davacı ile davalı arasında yapılmış ayrıca bir yazılı sözleşmenin bulunmamasına rağmen davacı ve davalı beyanları nedeniyle davacı ile davalı arasında hizmete dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğu kanaatine varıldığını, dosya içerisinde icra takip dosyası bulunmadığından faiz hesaplaması yapılamadığını bildirmiştir.
Bursa’ya yazılan talimat sonradan geldiğinden ve davalı tarafın itirazları dikkate alınarak mukayeseli ek rapıor hazırlanması için dosyanın İstanbul bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup; Ulaştırma ve Lojistik Uzmanı bilirkişi … ve Mali Müşavir bilirkişi … 11/03/2019 tarihli raporlarında özetle; Bursa …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat raporunun sonuç bölümünde belirtilen ” davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında dava tarihi 16.07.2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.163,47 TL alacaklı görüldüğü” görüşü ile sunulmuş olduğu bu itibarla kök rapordaki görüşlerini değiştirecek nitelikte herhangi bir evrak sunulmadığından takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 27.163,46 TL tutarında alacaklı olduğu kanaatlerinin devam ettiğini, gelinen aşamada, tarafların karşılıklı ticari defter kayıt ve belgelerinin davacının alacak miktarı bakımından uyumlu olmakla, davalı vekilinin kök raporlarına vaki itirazları değerlendirildiğinde, davalının gecikme zararı, dolaylı zararlar olarak kar yoksunluğu veya benzer zarar iddialarını da ortaya koyamadığının değerlendirildiğini, davalı yan ticari kayıtlarında dahi davacının alacağının teyit edildiğini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamından; davacının sunmuş olduğu hizmetlere ilişkin faturaya dayalı takipte bulunduğu, davalının ise borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının İstanbul-Portugal-Oporto güzergahında taşınacak olan mallara ilişkin olarak gönderici davalının taşıma işini üstlendiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, incelenen taraf ticari defter ve kayıtlarına göre takibe konu faturaların her iki yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yanın talimat yolu ile yapılan ticari defter incelemesinde davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında dava tarihi 16.07.2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.163,47 TL alacaklı görüldüğü, davacı şirketin ve davalı şirketin, ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda yasal defterlerinin birbirini doğruladığı, kanunlara uygun şekilde tutulduğu, tüm ticari defterlerin eksiksiz ve usule uygun tutulduğu, defterlerin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış onaylarının yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, her iki tarafın ticari defterlerine göre de davacının davalıdan 27.163,47 TL alacağının bulunduğu, taşımanın gerçekleştiğinin sabit olduğu, gecikmenin iddiasının davalı tarafça ileri sürülmesine rağmen gecikmenin taşıma ücretine engel teşkil etmediği, davacının navlun alacağına hak kazandığı, gecikmeye dair herhangi bir bilgi belgenin de dosyada yer almadığı, gecikme iddiasının ve buna bağlı zarar talebinin davalı tarafça kanıtlanamadığı bu haliyle itirazın haksız olduğu anlaşıldığından itirazın iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, davacının, davalı tarafta icra takibine konu asıl alacak miktarında alacaklı olduğu ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE,
2-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Eas sayılı dosyasındaki takibin DEVAMINA,
3-Asıl alacak 27.163,46 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 1.855,56 TL harçtan peşin alınan 463,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.391,67 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 495,29 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.059,50 TL olmak üzere toplam 2.554,79 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.259,62 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır