Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/446 E. 2019/874 K. 09.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/446 Esas
KARAR NO : 2019/874

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2018
KARAR TARİHİ : 09/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu ticari ilişki kapsamında davalı şirkete takip miktarı olan 34.735,86 TL bedelinde mal sattığını, teslim ettiğini, davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borç miktarının 11.578,62 TL’sini müvekkiline ödediğini, geriye kalan miktar için taksit ve indirim yapılmasını talep ettiğini, kabul edilmemesi üzerine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacak miktarı ve sebebinin net olmadığını, takip tarihinden önce yapılmış ödeme olduğunu, alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 34.735,86 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşıldı.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 03/09/2018 günü, saat 15.00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi … 01/10/2018 tarihli raporda özetle; davacının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (10.04.2018) itibariyle davacının davalıdan 23.157,24 TL alacaklı olduğunu, davalının inceleme gününe katılmadığını ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığından davalının ticari defter ve belgelerinin incelenemediğini, takip konusu davacının davalıya düzenlemiş olduğu 10 adet 38.170,79 TL ve 1.255,09 TL KDV olmak üzere toplamda 39.425,88 TL tutarında faturadan oluştuğunu ve bu faturalara istinaden davalının davacıya takip tarihinde yapılan 11.578,62 TL ödeme mahsubu neticesinde davacının davalıdan (39.425,88 TL – 11.578,62 TL) 27.847,26 TL alacaklı olduğunu, dosyaya mübrez davalının Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi’nden gelen BA beyannamelerinde; davacı firmadan alınan takip konusu faturaların 2017/08-09. Dönemlerinde davalı tarafından beyan edildiğini, BA-BS formlarında beyan limitinin KDV hariç 5.000 TL ve üzeri olduğunu ve davacının 10 ve 11. Ay fatura toplamlarının aylık bazda KDV hariç 5.000 TL yi geçmediğinden davalının BA formlarından davacı faturalarının aranılamayacağını, davacı tarafından düzenlenen Ekim/2017 ayı faturalarına dayanak sevk irsaliyelerinin teslim alan bölümlerinde “….” imzasına teslim edildiğini, ….’ın davacının Eylül 2017 ayına ait faturalarına ilişkin sevk irsaliyelerinde de teslim alan olarak yer aldığını ve Eylül/2017 ayı faturalarının davalının BA formları ile teslim aldığı hususları göz önünde bulundurulduğunda …’a yapılan teslimatların davalının kabulünde olduğuna dair teamülün varlığının kabülünün gerekceğini bu itibarla 10.ayda düzenlenen faturaların da davalı tarafa teslim edildiğini ispat etmiş olduğunu, davacı tarafından düzenlenen Kasım/2017 ayı faturaların BA limiti altında kaldığı gbii sevk irsaliyelerinde de salt imza yer aldığı isim yer almadığından davacının Kasım2017 ayına ilişkin düzenlediği iki faturanın tesliminin davacı ispatına muhtaç olduğunun kabulünün gerekeceğini özetle; davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 23.157,24 TL alacaklı oludğunu, takibe konu faturalardan sadece Kasım/2017 ayına ait toplamda 3.749,41 TL tutarlı iki faturanın davacı ispatına muhtaç olduğunu, neticeten; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 19.407,83 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda Ağustos ayına ilişkin imza sahibi isimlerin belli olmadığı. Raporda kabul edilmesi gerektiğine yönelik gerekçenin teslim olgusunun gerçekleştiği sonucuna nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığı, şirket çalışanı olup olmadığı tespit edilememiş olmasına rağmen, ….ın şirket çalışanı olduğunun ve imzanın varlığı ile teslim olgusunun gerçekleştiği sonucuna ulaşıldığı, dosyamız arasına sunulan faturaların bir kısmında sadece imzanın bulunduğu görülmekle dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile Ağustos aylarına ait faturaların teslim alan isminin gözükmemesi nedeniyle alacak varlığı kabul edilmesinin nedeninin net olarak açıklanması için ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 08/03/2019 tarihli ek raporu ile; davacı vekilinin itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu “28.07.2017 tarihli ve 01.08.2017 tarihli sevk irsaliyelerinde teslim alan kişi olarak davalının sigortalı çalışanı ….’nın ismi ve imzası yer aldığını, Kasım/2017 tarihli faturalara ait sevk irsaliyelerindeki imzalar ile birebir aynı olduğu” açıklamasına istinaden yapılan incelemede irsaliye üzerindeki imzanın davalı çalışanı ….’ya ait olup olmadığı hususunun uzmanlık alanı dışında olduğundan kök rapordaki görüş ve kanaatini değiştirecek nitelikte bir evrak olmadığını bildirmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nın 222. maddede yer almaktadır. Ticari defterlerin delil olarak incelenmesi yönünden HMK’nın 219 ve 220. madde hükümleri de gözetilmelidir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olup devam eden ticari ilişki kapsamında davalının yaptığı kısmi ödemeler de davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça defter ve belgeler bilirkişi incelemesine sunulmadığı, incelenen sevk irsaliyelerinde teslim alan imzası olarak …. isminin bulunduğu, SGK kaydından davalı çalışanı olduğunun anlaşıldığı, aynı döneme ilişkin BA bildirimlerinin de bulunduğu, sadece imza bulunan fatura içeriğinin de BA bildirimleri nedeniyle ve devam niteliği taşıyan faturalar nedeniyle tebliğinin yapılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, sadece isim ve imza bulunun faturaların davalı çalışanı ….’ya ait olup olmadığının ve mal ve hizmetin teslimi hususunda davalıya isticvap tebliği sağlandığı, davalının inceleme günü defterlerini sunmadığı gibi ödeme yaptığı fatura içeriği mallarında …. ve …. isimli şahıs tarafından alınmış olduğu ve …. ve ….’ın şirket çalışanı olduğunun ihtarlı isticvap davetiyesi tebliğine rağmen davalı yetkilisinin gelmemiş olması nedeniyle kabul edilmesi gerektiği, faturanın tebliğ edildiğinin bu şartlar dikkate alınarak kabulünün gerektiği, süresinde faturaya itirazın bulunmadığı, daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge bulunmadığı, davacının fatura yönünden davasını ispatladığı ve alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine ve temerrüt oluşmadığı anlaşılmakla faiz talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki takibin 23.157,24 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, ferilere ilişkin istemin REDDİNE(173,68 TL’lik tutarın icra dosyasından mahsup edilmesine),
3-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.581,87 TL harçtan peşin alınan 221,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.360,08 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 257,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olan 720,35 TL yargılama giderinin kabul oranı (%66,67), ret oranı (%33,33) dikkate alınarak hesaplanan 480,26 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.778,87 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır