Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/399 E. 2023/597 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/399 Esas
KARAR NO : 2023/597

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; tarafların ortağı olduğu …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna … sicil no ile kayıtlı olup, merkezinin Esenyurt, İstanbul adresinde bulunmakta olduğunu, şirket ortağı olan yabancı uyruklu müvekkilinin, eşi …’ın arkadaşı olan (Şirket müdürü) …’ın vermiş olduğu 14.03.2016 tarihli taahhüdüne güvenerek, şirkete katılmış olduğunu, (Şirket müdürü) …’ın yalnızca şirketin durumlarının kötüye gittiğini bu nedenle kredi kullanmak istendiğini ancak, kredi çıkmayacağından şirket üzerine kayıtlı tapu olması durumunda bankanın kredi verebileceğini söyleyerek …’ın tapularından birinin şirkete devrini istediğini daha sonra ise iade edeceğini söyleyerek devrin gerçekleştirilmesini sağlamış olduğunu, bu sırada güvence olması açısından müvekkilinin eşi ….yı da şirkete ortak etmiş olduğunu, müvekkiline verilen taahhüttenden de görüleceği üzere; şirketin %50’sinin devrinin ortaklardan …’ın hissesinin müvekkiline devredilmiş olduğunu, müvekkilinin, şirketin 2016 yılından itibaren toplam %50 hissedarı olduğunu, diğer davalı ortaklarla yakın arkadaş olunması nedeni ile güven temel alınarak şirkete katılmış ve taşınmazlarını devretmiş olduklarını, şirketin taşınmaz üzerinde hiçbir zaman faaliyette bulunmadığı gibi yalnızca zarara uğramalarına sebep olduğunu, müvekkili ortak tarafından yükümlülükler yerine getirildikten sonra; şirket tarafından kredi kullanabilmek amacı ile ….Bankası’na başvuru yapılmış, bu başvurunun red ile sonuçlanmış olduğunu, daha sonra ise; müvekkilleri tarafından defalarca tapunun iadesi istenmesine rağmen telefonların açılmamış ve üzerlerine haciz konulmasına, borçlulara ödeme yapılmaması sebebi ile taşınmazının icra yolu ile satış tehdidi altına girmesine neden olduğunu, defalarca talep edildiği halde faaliyetlerle ilgili bilgi alınamamış, zorunlu toplantıların yapılmamış olduğunu, şirket adına alınan kararlar hakkında, şirketin toplam %50 hissesine sahip olunduğu halde müvekkilinden hiçbir görüş ya da onay alınmamış, kuruluşundan bu yana kar payı veya temettü ya da maaş olarak herhangi bir para almamış olduğunu, kaldı ki yine; şirkette adres değişikliğinin müvekkilinin haberi olmadan yapılmış olduğunu, şirkete ortak olduktan sonra; günlük zaruri faaliyetleri aşan işlemlerde müvekkili ortağın yazılı onayının alınması, aksi halde hüküm doğurmayacağı kabul olunmasına rağmen, kuruluş tarihinden bugüne kadar geçen tüm yılların onaylanmış ayrıntılı gelir gider tabloları ile bilançolarının ve de kanunen tutulması zorunlu tüm defter ve kayıtların bir suretinin müvekkiline verilmemiş olduğunu, davacı müvekkilinin, yurtdışında yaşamakta olup, kendisinin yurtdışında olmasından ve işlemleri takip edemeyeceğinden faydalanılarak hiçbir toplantıya çağrı yapılmamış, kar payı verilmemiş olduğunu, kısacası, müvekkilinin kısa süre için geldiği Türkiye’de şirkette müdürlük yapan …’ın ihanetine uğramış ve gayrimenkulünü devretmiş olduğunu, ayrılma payının, daha önceki alacaklarını da kapsayacak bir biçimde belirlenmesi gerektiğini, ayrılma payının ortağın ortaklık tüzelkişisine bir talep hakkını ifade ettiğini, ayrılma payının esas sermaye payı tutarına oranla hesaplandığını, ayrılma payının şirket öz varlığının hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanarak tahsiline karar verilmek gerektiğini, şirkete giriş tarihinden itibaren müvekkilinin gayrimenkulünün üzerine hacizlerin işlenmesi sebebi ile müvekkillerinin zararının bertaraf edilmesi gerekmekte olup ayrılma payının, hacizlerden ari olarak (ortaklığa verilmiş olan gayrimenkulün öncelikle iadesi)ne, mümkün değil ise ayrılmaya karar verildiği tarihteki değeri oranının hesaplanarak bedelinin iadesine karar …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkili müdürlerinin davalılar … ve … olduğunu, söz konusu şirketin; tek ortaklı haliyle devam etmekte ve ikinci ortağın yok sayıldığının alınan tüm kararlar ile aşikar olduğunu, kaldı ki; müvekkilinin diğer ortağı dahi tanımadığını, davalı ortakların mal kaçırma kastına binaen şirket malvarlığına ait olan taşınır, taşınmaz ve gayrimaddi varlıklar üzerine tedbir konulmasını talep ediyor olduklarını, öyle ki; müvekkillerinden devir alınan gayrimenkulün, devrin yapıldığı tarihten itibaren yine müvekkillerince kullanılmasına rağmen, devrin yalnızca resmi olarak yapıldığı bilinmesine rağmen sanki şirketin müdürlerince sahiplenilmişçesine, müvekkillerinin kiracılarının şikayet edilmekte ve rahatsız edilmekte olduklarını, söz konusu İzmir Dikili’de bulunan gayrimenkul haksız olarak işgal edildiğine dair (şirket müdürü …) tarafından …. şirketi adına suç duyurusunda bulunulmuş ve yine müvekkili ortaktan rıza alınmamış olduğunu, şirket müdürü …’ın tüm işlemleri tek başına yürütmekte olduğunu, müvekkili ortağın eşi …’ın; İzmir ili, Dikili ilçesindeki Bergama Ticaret Odası’na kayıtlı bulunan …. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin sahibi olduğunu, gayrimenkulü sahipleri oldukları tarihten bu yana yine kendilerinin kullanmış ve halen kiracılarına kullandırmakta olduklarını, bu durumun, mahkememizce şirket envanteri ve diğer kayıtlar üzerinde yaptırılacak kapsamlı bir bilirkişi incelemesi sonunda açıklığa kavuşacak olduğunu, müvekkillerinin, sermaye olarak konulduğu düşünülen İzmir ili, Dikili ilçesindeki gayrimenkulünde hiçbir şekilde aktif olarak …. Ltd.Şti.’nin kurulumu yapılmamış ve şirket amaçları için kullanılmamış olduğunu, buna rağmen; söz konusu taşınmazın, müvekkillerinden haksız olarak alınmaya çalışılmakta olduğunu, haksız saldırıların önlenmesi ve kötü niyetli tasarrufların önlenmesi amacı ile ilgili gayrimenkul üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ediyor olduklarını, söz konusu gayrimenkulün, ortaklıktan çıkmak isteyen müvekkilinin eşine ait olup, şimdiye kadar da yine kendileri tarafından kullanılmış ve kendi kiracıları bulunmakta olduğunu, davalıların kötü niyetle hareket ederek müvekkillerini zarara uğrattıkları açık olup, şirkete ait araç, gayrimenkul ve gayrimaddi malvarlıklann üçüncü kişilere satış ve devri halinde, müvekkillerinin hakkına kavuşmasının imkânsız olacağını, mahkememizin vereceği çıkma kararının inşai nitelikte bir karar olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kesinleşinceye kadar ortaklık ilişkisi devam edecek olduğunu, bu sebeple şirketin daha fazla zarara uğratılmaması için şirkete kayyım atanmasını talep ediyor olduklarını beyanla; davanın kabulü ile, müvekikli ….’ın ortaklıktan çıkmasının kabulüne, yine müvekkili …’ın (Müvekkilin eşi ve işbu şirkete bırakılmış olan tapunun sahibi olması sebebi ile) dava sonucunda kendisinin hukuki durumu da etkileneceğinden davaya dahili davacı olarak kabulüne, şirket sermayesi olarak bedel ödenmeden alınan öncelikle ilgili gayrimenkulün sermaye payı sayılması halinde; şirket ortağı olan müvekkili ….’a hacizlerden ari olarak aynen iadesine; mümkün olmadığı takdirde, karar tarihine yakın rayiç bedelinin ödenmesine, talepleri kabul edilmez ise; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin alacaklarını da kapsayacak biçimde ayrılma payının hesaplanarak şimdilik 10.000,00 TL asıl alacağın, hak kazanıldığı günden itibaren işletilecek reeskont faiziyle tahsiline, şirketin devri kabil mal varlıkları ve İzmir ili,Dikili ilçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel,… Paftada kain tarla vasıflı gayrimenkulün üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama sürecinde şirketin daha fazla zarar görmemesi ve faaliyetlerinin devamı için şirkete kayyım atanmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, şirket ortağı tarafından şirkete ve şirket müdürlerine karşı açılan şirket ortaklığından çıkarılma, sermaye payı olarak konulan gayrimenkulun iadesi, olmadığı takdirde ayrılma payının hesaplanarak davacıya iadesi istemine ilişkindir.
14/01/2020 tarihli celsede davacı tanığı ….’ın hazır bulunduğu, tanığın; “ben …ı küçüklüğümden itibaren tanırım. Kendisi bir süre benim yanımda çalıştı daha sonra yurtdışına gitti. Yurtdışından ngelidktemn sonra Dikili’de 10.000 dönümlük bir arsa aldı. Mermer işi yapmaya başladı. Ancak maddi sıkıntı yaşamaıs nedneiyle onunla iş yapan …. Bey tarafından kendisine iş teklif edildi. …. Bey kendi şirketinin çok temniz olduğunu, kendi şirketi üzerinden kredi kullanabilecğeini, ancka bunun için tapu devrinin ypaılmasını talep etti ve …, tapuyu …. beyin şirketine devretti. Kredi başvurusu yaptı ancak kredi çıkmadı. Şirketteki tapu da … Şirketinde kaldı. …, davalı …’a eşime ne diyeceğim şeklinde beyanda bulununca …. da bizim şirketten %50 pay verelim şeklinde teklifte bulundu. Bu şekilde görünürde %50 pay sahibi oldu ancak asıl amaç kredi çekmekti. … o dönemde dava dışı şirketten makine satın aldı. Makine parasını ödeyemeyince dava dışı şirket mal kaçırdığı gerekçelsiyle ilgili tapu üzerinde şerh koydurdu. …. borcu kabul ettiği için tapu üzerinde dava dışı firmanın ipoteği vardır. …. şirketinden … hiçbir kar elde edememiştir. 1 Lira dahi para alamamışlardır. Aile olarak da sıkıntı yaşadılar ikisi de yurt dışındadır.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Tarafların karşılıklı iddiaları, davalı şirketin fiilen faaliyette bulunup bululnmadığı, faaliyetini ne şekilde devam ettirip ettirdiği, şirketin asıl amacı olan kar elde etmesinin mümkün olup olmadığı ve bu yönde amacının gerçekleştirme yönünde faaliyetin devam edip etmediği, şirketin yönetimi ile ilgili aralarındaki ihtilaf nedeniyle bir zaafın oluşup oluşmadığı, oluşmakta ise şirketi yönetimine atayan bu durumun kimden kaynaklandığı, hakim ortağın çıkarları doğrultusunda şirketin keyfi olarak yönetimi söz konusu olup olmadığı, şirkete nakit akışında sermaye borcu dışında nakit olarak şirketin faaliyetinin hakim ortak çıkarları doğrultusunda yönetilip yönetilmediği ve davacının çıkma payının gerçek değerinin belirlenmesi hususunda resen SMMM ve hukukçu bilirkişi tayin edilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde 08/11/2021 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, inceleme saatinde hazır bulunan davacı vekili; kendilerinin sunacağı herhangi bir ticari defter ve kayıt bulunmadığını, ancak müvekkili davalı şirketin ortağı olmasından dolayı davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının inclenmesi hususunda bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesini, davalı şirketin merkez adresinin değiştiğini öğrenmiş bulunduğundan şirket adresinin Ticaret Sicil’den tespit edilerek mevcut adresinde bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yapılmasını talep etmiş olmakla, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi verilmiş olup, Ticaret Hukuku Uzmanı bilirkişi …. ve SMMM bilirkişi … 28/03/2022 tarihli raporlarında özetle; dava konusunun, davacı …’ın, ortağı olduğu davalı şirketten çıkmasının kabulü ile çıkma payının hesaplanarak tahsili talebinden ibaret olduğunu, …’ın davacı sıfatının (aktif husumet ehliyetinin) bulunmadığını, … ile …’ın davalı sıfatının (pasif husumetehliyetinin) bulunmadığını, davacı … bakımından haklı sebeple çıkma koşullarının oluştuğunu, dosya kapsamı itibariyle davalı şirket vekilinden mail yoluyla evrak talep edilmiş olmakla birlikte duruşma tarihine kadar ilgili evrakın taraflarına ulaştırılmadığı ve taraflarına ne zaman ulaştırılacağının da belli olmadığı gibi ilgili evrak geldikten sonra yapılacak inceleme süresi ve dosyanın da alınma tarihi nazara alınarak davalı şirket tarafından; 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterleri ve çıkma payı hesabının karar tarihine en yakın tarihli mali veriler esas alınarak hesaplanması gerektiğinden, davalı şirketin güncel tarihli mali verileri de içerecek şekilde defter, belge, kurumlar vergisi beyannameleri vb. belgelerinin ibrazı, davacının ayrılma payının hesabının rayiç değerlerle hesaplanması ve şirketin varlıklarının (Stoklar, Maddi Duran Varlıklar, varsa marka değeri vb.) değerlendirilmesi ve mahkememizin görevlendirme kararı çerçevesinde faaliyetinin devamı konusunda tespit yapılabilmesi için konusunda uzman bilirkişiler atanması neticesinde davacının ayrılma payı hesabının yapılabileceğini bildirmişlerdir.
Alınan bilirkişi raporunda belirtildiği ve dava dilekçesinde çıkma payı talebinin de bulunduğu hususu dikkate alınarak davalı şirket varlıklarının rayiç değerlerinin hesaplanması için şirket varlıklarının niteliğine göre tespit edilecek 2 sektör bilirkişinin, bilirkişi heyetine dahil edilmesine, bilirkişiler için 1500’er TL ücret takdiri ile toplam 3000,00 TL bilirkişi ücretinin davacı tarafça mahkememiz veznesine depo edilmesi hususunda 2 haftalık kesin süre verilmiş ve verilen kesin sürede yatırılmadığı taktirde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağının davacı vekiline tebligat ile ihtar edilmiş ise de davacı vekilinde belirtilen sürede bilirkişi ücreti yatırılmamıştır.
Davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtları incelenmiş olup şirket ortaklarının … ve … olduğu, davalı …’ın şirketin eski ortağı olduğu, şirket yetkisinin ise … olduğu, davacı …’ın şirket ortaklığı olmadığı görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 638/2 maddesine göre her ortak, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Ortaklar arasındaki karşılıklı güveni sarsacak, ortakların birlikte çalışmalarını ciddi şekilde güçleştiren olaylar limited şirketten çıkmak için haklı bir sebep oluşturur.
Dava, hukuki niteliği itibari ile limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının iadesine istemine ilişkindir. Davacı …’ın şirket ortaklığı bulunmadığı dosya kapsamı ile sabit olup ortak olmayan şahsın şirket ortaklığından çıkma talepli dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinde …’ın dahili davacı olarak kabulünün talep edildiği görülüş ise de, HMK kapsamında dahili davacı kurumunun bulunmadığı gibi davalı şirkete bırakılan tapunun sahibi olması da dava açılmasına haklı sebep olarak görülemeyecektir. Açıklanan bu nedenlerle davacı … yönünden açılan davanın aktif dava ehliyeti nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi talebinde husumetin şirkete yöneltilmesi gerekmekle davalılar … ve …’ın şirket ortaklığı bulunmadığı, davalı …’ın şirketin eski ortalığı olduğu görülmekle davalılar … ve … yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı şirkete yönelik dava yönünden ise, davacının talebinin haklı nedenle fesih ve çıkma payı istemine ilişkin olduğu, buna göre dinlenilen tanık beyanı ve alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının şirket ortaklığından çıkmasını gerektirir haklı sebep olgusunun gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, davacının aynı zamanda çıkma payı talebinin de bulunduğu, çıkma payı talebi yönünden hesap yapılabilmesi için davalı şirket varlıkları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara karar kurulmuş ise de yapılan ihtara rağmen bilirkişi ücretinin verilen sürede veya sonrasında yatırılmadığı, davacının talebinin ortaklıktan çıkmaya bağlı talep olduğu ve çıkma payının da hesaplanması gerektiği, çıkma payı hesabının teknik bir hususa ilişkin olması nedeni ile bilirkişi incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu, yapılan ihtar uyarınca davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, açıklanan bu nedenlerle …’ın davalı şirkete karşı açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı … yönünden açılan davanın aktif dava ehliyeti nedeni ile reddine,
2-Davacı …. Yönünden,
a)Davalılar … ve …’a yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
b)Davalı … Ltd. Şti.’ne karşı açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12 TL eksik harcın davacılardan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
6-Davalı ….Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
Dair davacılar vekilinin ve davalı …. vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸