Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/389 E. 2020/279 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/389 Esas
KARAR NO : 2020/279

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 09/02/2018 karar tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize gönderilen ve mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;27/10/2015 tarihinde …. Plakalı aracın Davacının kullanımında iken direksiyon hakimiyetini kaybederek, yol kenarındaki bariyerlere çarptığını ve tek taraflı kaza yaparak, arabanın hasarlandığını, davacının bu olayda %100 kusurlu olduğunu, …. plakalı aracın 27/04/2015/2016 vade, …. Kasko poliçe numarası ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, kasko genel şartları gereği davalının hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, kaza akabinde davalı tarafa hasarın ihbar edildiğini ve .. nolu hasar dosyası açıldığını ancak hiçbir gerekçe göstermeden hasarın reddedildiğini beyan ederek, 5.000-TL hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 30/12/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş bulunan sigorta şirketinden kaynaklandığını, dolayısıyla davanın ticari davalardan olup, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, sigortalı aracı kullanan sürücünün kimliğinin tespit edilemediğini, sürücünün kaza sonrası olay yerinden firar ettiğini, söz konusu hasarın taraflar arasında akdedilmiş olan sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında kaldığından, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasın nedeni ile meydana gelen hasarın kasko sigortası kapsamında davalı … şirketinden tahsili isteminden ibarettir.
Dava konusu aracın kaza ve dava tarihi itibariyle maliklerini gösterir şekilde trafik kaydı celp edilmiş, incelenmesinde; …. marka … model …. plakalı aracın belirtilen tarihlerde davacıya ait olduğu hususu bildirilmiştir.
Davalı … şirketinden dava konusu kazaya ilişkin … plakalı araca ait hasar dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizce(Görevsiz Bakırköy … Tüketici Mahkemesi … Esas) davacı tanığı …’un alınan beyanında özetle; kendisinin davacı işyerinde depo sorumlusu olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın işyerinde pazarlamacıların tahsisinde olan bir araç olduğunu, ticari şirketin işleri nedeniyle kullanıldığını, söz konusu kaza sırasında aracı kendisinin kullandığını, yanında … ve …’ın bulunduğunu, kaza sırasında arkadaşı …’ın yaralandığını, ambulansla hastaneye götürüldüğünü, aracın yürüyemez halde olduğundan orada bırakıp hastaneye gittiğini, polisler geldiğinde kendisinin kaza yerinde olduğunu, ancak polislerin tutanak tuttuğu sırada hastaneye gittiğini, kendisinin alkollü olmadığını, diğer arkadaşlarının alkollü olduğunu, arkadaşlarını önce işyerinden aldığını, oradan yemeğe gittiklerini, arkadaşlarının orada içtiklerini, kendisinin onları evlerine bırakmak için seyir halindeyden kaza meydana geldiğini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce davacı tanığı …’in alınan beyanında özetle; kendisinin …… sitesinde esnaf olduğunu, … ve ….’ın da arkadaşları olduğunu, kaza günü kendileriyle birlikte …. sitesinde tekel bayiisinde oturup alkol aldıklarını fakat …’un alkol almadığını çünkü kendisinin araç kullanacağını, söz konusu aracın şirkete ait olduğu için bu konuda özenli davrandığını, daha sonra araçla İkitelli’den Taksim tarafına gideceklerini, fakat … rahatsızlanınca Medipol Hastanesi’ne gitmeye karar verdiklerini, … arka koltukta uzandığını, kendisinin ön sağ koltukta olduğunu, …’un aracı kullandığını, Medipol Hastanesi’nin karşısında …’un direksiyon hakimiyetini kaybederek önce sağ bariyerlere sonra dönünce sol tarafa çarparak durduğunu, kazanın bu şekilde meydana geldiğini, kazada …’ın ciddi şekilde yaralandığını, kendisinin ve araç sürücüsü …’un hafif yaralandığını, olay yerine ambulansın geldiğini, ayrıca araç çekicisinin geldiğini, trafikten gelen çekicinin aracı kaza mahallinden götürdüğünü, olay yerine polislerin de geldiğini, hatta polislerin kendisinin alkollü olduğunu görünce üzerine yürüdüklerini, …’un araç sürücüsü olduğunu söylediğini, fakat …’a ilişkin herhangi bir alkol testinin o anda yapılmadığını, daha sonra …’la birlikte sivil araçla gidip ertesi gün 12:00’ye kadar …’ın yanında kaldıklarını, polislerin neden …’u sürücü olarak yazmadıklarını ve kaza terk olarak yazdıklarını bilmediğini, …’ın yaralandığını duyunca herkesin panik halinde olduğunu, polis bir an önce yolu açıp trafiği rahatlatmaya çalıştığını, bu nedenle tespit yapmamış olabileceklerini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce davalı tanığı …’ın alınan beyanında özetle;
Kendisine anlatılan ve gösterilen kaza tutanağını incelendiğinde olayı hatırladığını, o gün haber verilmesi üzerine olay yerine arkadaşı … ile birlikte intikal ettiklerini, iki araçlı bir kaza meydana geldiğini, bariyere giren aracın içinde iki kişi olduğunu, olay yerine yardıma gelen başka insanlarında olduğunu, onlara da durumu sorduklarını, vatandaşların kazada şoförüm diyen şahsın aslında şoför olmadığını söylediklerini, şoför olduğunu söyleyen şahısta herhangi bir yaralanma olmadığını, halbuki o araçtan çıkan bir yaralı olduğunu, kazanın oluş şekline göre bir yaralanma olması veya az da olsa bir yerlerinde kızarma olması gerektiğini, fakat şoförüm diyen şahısta hiçbir belirti olmadığını, bu arada kaza yerine bir araç daha yardım için geldiğini, bariyere saplanan aracın yakın arkadaşlarını olduğunu söyleyen birileri daha başka bir araçla olay yerine geldiğini, olay yerindeki birkaç vatandaş bariyere saplanan aracın sürücüsü olduğunu söyleyen kişinin aslında yardıma gelen diğer araçtan inip geldiğini söylediklerini, bu çelişkili durumlardan dolayı kendisinin de aracın sürücüsünün tespit edilemediğini tutanağa geçirdiğini, her iki araçta da bulunan şahısları veya sürücüleri hatırlamadığını, şimdi görse de hatırlamadığını, çünkü o olaydan sonra başka kazalar içinde tespit amacıyla gittiğini, olayın üzerinden çok zaman geçtiğini, bu kadarını hatırlayabildiğini beyan etmiş; davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; kendisinin gittiğinde yukarıda bahsettiği vatandaşların olay yerinde olduklarını, olay yerindeki vatandaşların yukarıda belirttiği şekilde beyanda bulunduklarını, ama onların kendisinin gelmeden ne kadar süre önce olay yerine geldiklerini veya kaza anında olay yerinde bulunup bulunmadıklarını bilmediğini beyan etmiş, davalı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; kazaya karışan diğer aracın sürücüsünü alkol muayenesini yaptıklarını, fakat bariyere saplanan aracın şoförünü yukarıda belirttiği üzere tespit edemedikleri için herhangi bir kimseye alkol testi yapmadıklarını, sürücü olduğunu söyleyen kişiye de alkol testi yapmadıklarını, fakat vatandaşların sürücü buydu dedikleri kendisinin de kabul etmediği kişi biraz kendilerine kafa tutma gibi davranışlarıyla dengesiz hareket ettiğini, yine de alkollü olup olmadığını bilmediğini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kasko sigortalı aracı kullanan sürücünün kimliğinin tespit edilip edilemediği, sürücünün kaza sonrası olay yerinden firar edip etmediği, söz konusu hasarın taraflar arasında akdedilmiş olan sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütününün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ’nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa davacıya ait aracın sürücüsü olduğu iddia edilen …’un yaralanmadığı ve tek taraflı olarak yapılan kazada can güvenliğini tehlikeye atacak hiç bir durum olmadığı halde olay yerinden ayrılması, …’un aracın kendisinin kullandığını ve kendisinin alkollu olmadığını iddia etmesine rağmen, …’ın emniyetteki ifadesinde ise; 27.10.2015 günü saat 22:00 sıralarında soyadını bilmediği …. isimli bir müşterinin arabasıyla, yanında birlikte çalıştığı patronun oğlu … ile birlikte viski içmeye gittiklerini, bir süre vıskı ıçıp sohbet ettıklerını, hepsının sarhoş olduğunu ve saat 23:40 sıralarında sanayı sıtesınden çıktıklarını, aracı mesut isimli şahsın kullandığını ve …’ in yanında oturduğunu, kendisinin arabanın arka koltuğundan oturduğunu ve kaza anını sarhoş olduğundan hatırlamadığınn beyan etmesi, bunun yanında, kazada yaralanan …’ın eşi ….’ın hastanede Polis memurlarına vermiş olduğu ifadesinde ise; eşının arkadaşı …. ıle yapmış olduğu görüşmede, …’in aracı kendısının kullandığını beyan etmesi nazara alındığında; araç sürücüsünün … olmadığı veya olsa bile kendisinin de arkadaşları gibi alkollu olduğu değerlendirilmekle; bu durumda, haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum bulunduğu ve sürücünün kaza anında alkollü ve ehliyetsiz olmadığını ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiğini kabulün zorunlu olduğu açıktır. Kaza tespit tutanağını tutuan polis memuru’nun hasar dosyasındaki beyanı ve mahkememizce alınan beyanı incelendiğinde de olyon oluşuna göre alkollu olmadığını ve olay yerini terkin haklı bir sebebe dayandığını ispat yükünün artık sigortalıya ait olduğunun kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında; olay yerini terk eden araç sürücüsünün kimliğinin tespit edilemediği, mevcut delil durumuna göre, araç sürücüsünün iddia edildiği gibi … değil … olabileceği, aksi taktirde dahi …’un da alkollu olduğu değerlendirilmekle, araç sürücüsünün … olduğu ve onun alkollu olmadığının kabulünü gerektirecek somut ve haklı deliller dosya kapsamında bulunmayıp, araç sürücüsünün kim olduğu ispatlanamadığı, yukarıda açıklandığı gibi bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiği kabul edilmek gereklidir.
Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir.
Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği, davacıya ait araç sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığı ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükünün, davacı sigortalıya ait olup dosyadaki mevcut deliler ile de hasarın teminat kapsamında kaldığı ispatlanamamıştır. Bu durumda açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,39-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 30,99-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 202,85-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/03/2020

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır