Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/387 E. 2019/56 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/387 Esas
KARAR NO : 2019/56

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket yetkilisi arasındaki mail yazışmalarıyla davalı şirketten müvekkilinin müşterisinin onayına sunulmak üzere numune kapağı istendiğini, numune kapağa onay verilmesi üzerine siparişin yine mail yoluyla bildirildiğini, varılan anlaşma uyarınca 55.500 adet kapağın 05/09/2017 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, ürün karşılığı olarak toplam 13.177,65 TL’nin davalı şirkete ödendiğini, ürünlerin görsel olarak numune ile birebir aynı olması nedeniyle teslim alınmış ise de, üretim aşamasına geçildiğinde aynı sertlik ve mukavemette olmadığı, kapakların hafif bir el basıncı ile eğilip bükülebildiği, ezilme ve hava alma nedeniyle ürünlerin bozulabileceği, insan sağlığına uygun olmadığının mail yoluyla bildirildiğini, laboratuvar incelemelerinde ağırlık yönünden numune ile teslim edilen ürünler arasında 2,22 kat fark olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafında sözleşmeden dönülerek ürünlerin ve ödemenin iadesinin istendiğini, ihtarnamenin 23/03/2018 tarihinde davalı tarafından tebliğ alındığını, siparişin numune kapat ile aynı sertlik ve mukavemetteki alüminyum kapak için verildiğinin tartışmasız olduğunu belirterek davanın kabulü ile ayıplı ürünler için davalıya ödenen 13.177,00 TL’nin 23/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; mail yoluyla yapılan yazışmalar neticesinde 41 mm vidalı alüminyum kapak üretimi için mutabık kalındığını, sipariş onayı ile üretimi yapılan ürünlerin davalıya teslim edildiğini, ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ile 8 ay geçtikten sonra ürün ve ödenen bedelin iadesinin istendiğini, mail ortamında verilen siparişlerin alüminyum kapak üzerinden verildiğini, ürünlerin siparişte belirtilen niteliklere haiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacak davasıdır.
Dosyanın sektöründe konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetine tevdii ile davacı tarafından hazır edilecek ürünler üzerinde inceleme ve gerektiğinde laboratuvar analizleri yapılarak teslim edilen şişe kapaklarının taraflar arasındaki anlaşmaya ve belirtilen niteliklere uygun üretilip üretilmediği, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli-açık ayıp olup olmadığı, basit muayene ile üretimi istenen numune ile aynı olup olmadığının tespit edilip edilemeyeceği, ürünlerin yapılması istenen işe uygun olup olmadığı hususunda rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi …, … ve …. 05/10/2018 tarihli raporlarında özetle; davacı şirket tarafından…. markalı gıda takviyesi ürününün şişe kapağı olarak kullanılmak üzere davalı şirkete sipariş verildiğini, davalı tarafından beş adet numunenin kargo ile gönderildiğini, numunelerin davacı tarafından onaylandığını, siparişin tamamlandığını, dosyada mevcut faturalardan anlaşılacağı üzere ödemelerin yapıldığını, her ne kadar davalı vekilinin cevap dilekçesinde Alüminyum ve teneke olmak üzere iki farklı numunenin davacı tarafa gönderildiği iddia edilmiş ise de bunu destekleyen herhangi bir yazışma, bilgi, belge, evrakın dosyada bulunamadığını, sadece davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu numune ve teslim edilen ürün üzerinde inceleme yapılabildiğini, davacı tarafından …. Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti.’den örnek numune kapak ve sipariş üzerine üretilen kapak için bir rapor istendiğini ve her iki ürünün ağırlıklarının birbirlerinden farklı olduğunun (2.7259 g ve 6.2610 g) tespit edildiğini, davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde …. San. Tic. A.Ş.’ye ait 07/09/2017 tarihli Kalite Kontrol Raporu sunulmuş olsa da bu raporun son teslimi yapılan partiye ait olduğu kanısının uyandığını, teslimatı yapılan diğer partilere ilişkin Kalite Kontrol Raporunun dosyaya sunulmadığını, taraflar arasındaki anlaşmazlık numune olarak gönderilen kapaklar ile üretim sonrası teslim edilen kapakların gerek ağırlık gerekse görsel muayene sonucu mukavemet açısından farklı olması ve kullanılacağı beklentiyi karşılamaması olduğunu, her iki kapağın boyutları itibariyle aynı olduğunu, ağırlıklarının farklı olmasından mütevellit farklı malzemelerden imal edildiklerinin belli olduğunu, dolayısıyla davacı delil listesi 1 ve 2 nolu bendinde belirtilen ve numune olduğu iddia edilen seri üretim kapak örneklerin kapak iç kısmındaki polimer köpük conta çıkartılarak tardıldığında 5,73 v 2,27 gr. geldiğini, boyutları da belli ve aynı olduğundan sırasıyla yoğunlukları 7,23 kg/m3 ve 2,86 kg/m3 hesaplandığını, bu değerlerin; teneke diye tabir edilen çelik sac ve alüminyum alaşımlar için yaklaşık uygun gözüktüğünü, davacı tarafın seri üretimdeki kapakların Alüninyum olup olmadğıından ziyade sertlik ve dayanım (mukavemet) üzerinde bir anlaşmazlığa düştüğü ve bunu da numune olarak verildiğini iddia ettiği kapak üzerinden kıyaslamaya gitmek suretiyle ortaya koyduğunun anlaşıldığını, seri üretim kapağın elle yapılan basit muayenesinde numune olduğu iddia edilen kapaktan daha az sert ve dayanımlı olduğunun aşikar olduğunu, bunun aynı boyutlardaki (kalınlık) farklı malzemeden (muhtemelen Alüminyum) imal edilmiş olmasından dolayı olağan olduğunu, seri üretim kapakların davalı tarafından taahhüt edilmiş veya dosyadaki kalite kontrol raporunda belirtilmiş Sertlik Değerleri veya Mukavemet (Basma, Çekme veya Eğilme gibi) üzerinden bir sayısal değere rastlanılmadığını, dolayısıyla bunun üzerinden yapılan akde ilişkin tek somut verinin davacının iddia ettiği ve hepsinin aynı malzeme numuneden (teneke) kapak ile seri üretimden gelen kapkaların farklı alaşımdan (malzemeden) olduğunu, sonuç olarak örnek numune ve sipariş üzerine üretilen kapakların iç malzemelerinin aynı olduğunu, ancak davalının üretip göndermiş olduğu yumuşak ve mukavetemi düşük olan kapağın herhangi bir darbe olduğunda ezilip ürünün hava alıp bozulabilmesi ihtimali söz konusu olduğunu, dosyadaki örnek olarak gönderilen numunenin sert malzemeden yapılmış olması mukavemeti arttırmakta ve bir darbe anında hava alma ihtimalini ortadan kaldırabilmekte olduğunu, dosyadaki örnek numunenin bu ilacın muhafazası için uygun olduğunu, üretim için gönderilen ve incelenen hafif olan ve mukavemeti düşük olan kapak ise bu ilacın muhafazası için yeterli olmayabileceğini bildirmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari satımdan kaynaklı olup, davacı tarafından satın alınan ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bu ayıbın açık veya gizli ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı yapıldı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde”Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda,Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”denilmek suretiyle ayıp ihbarının yapılacağı ticari satımlarda ayıp ihbarının yapılacağı süreyi belirlemiştir. Yine anılan kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasında “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”denilmek suretiyle denilmek suretiyle tacirler arasında temerrüde nasıl düşürüleceği hükme bağlanmıştır.
Borçlar Kanununa göre, eser sözleşmelerinde ayıp, sözleşme ile işin niteliğine göre, yapılan işte bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da bulunmaması gereken bazı bozuklukların bulunmasıdır. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan, bunlar her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabilir.
Taraflar arasında eser sözleşmesinin mevcut olduğu, bu nedenle borçlar kanunundaki ayıp hükümleri üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği, ürünlerin gizli ayıplı olup olmadığına ilişkin, dava konusu kapaklarda yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacı tarafça sunulan kapak üzerinde inceleme yaptırıldığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinde alüminyum ve teneke olmak üzere iki farklı numunenin davacı tarafa gönderildiği iddiasını ispat edemediği, bu nedenle davacının sunmuş olduğu kapakların sipariş edilen ürün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişinin de davacının dosyaya sunmuş olduğu numune ve teslim edilen ürün üzerinde inceleme yaptığı, davacı tarafından …. Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti.’den örnek numune kapak ve sipariş üzerine üretilen kapak için bir rapor istendiği ve her iki ürünün ağırlıklarının birbirlerinden farklı olduğunun (2.7259 g ve 6.2610 g) tespit edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde …. San. Tic. A.Ş.’ye ait 07/09/2017 tarihli Kalite Kontrol Raporu sunulmuş olsa da bu raporun son teslimi yapılan partiye ait olduğu kanısının uyandığı, teslimatı yapılan diğer partilere ilişkin Kalite Kontrol Raporunun dosyaya sunulmadığı, taraflar arasındaki anlaşmazlık numune olarak gönderilen kapaklar ile üretim sonrası teslim edilen kapakların gerek ağırlık gerekse görsel muayene sonucu mukavemet açısından farklı olması ve kullanılacağı beklentiyi karşılamadığı, kapaklardaki ayıbın önemli nitelikte (yani tahsis amaçlarına uygun şekilde kullanılmalarını engel olacak nitelikte) gizli ayıplı olduğu, ürünlerin bu şekilde kullanımının mümkün olmadığı, ürünlerde gizli ayıp olması sebebiyle, davacının seçimlik haklarından biri olan sözleşmeden dönme şartlarının oluştuğu, ayıp ihbarının yasal sürede yapılıp yapılmadığına ilişkin ise, dosya muhteviyatındaki davacı ihtarnameleri bulunduğu, ihtara davalı şirket tarafından cevap verilmediği, davacı/alıcının, gizli ayıbın varlığını fark ettikten sonra, uygun bir süre içinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulünün gerektiği (yeni TBK.md.223/f.2),,ayıba vakıf olduktan sonra makul süre içinde ihbarda bulunduğunun anlaşıldığı, aksinin ispat edilemediği, var olan ayıbın, önemli nitelikte bir ayıp olması nedeniyle davacı/alıcı, TBK.md.227/f.1 hükmünde kendisine tanınmış olan seçimlik taleplerden, sözleşmeden dönme talebinde bulunmaya hak kazandığı, sözleşmeden dönmeye hak kazanmış olan davacı alıcı, TBK.md.229/f.1/bent 1 hükmü uyarınca, satım bedelinin ödeme tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte geri ödenmesini talebe hak kazandığı, davacının talebi sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığı ve bu sebepsiz zenginleşmede borçulunun sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği ihtar tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından bu tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE, 13.177,00 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 900,12 TL harçtan peşin alınan 225,04 TL harcın MAHSUBU İLE bakiye 675,08 TL eksik harcın davalıdan ALINARAK, Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan ilk açılış harç gideri 260,94 TL ile bilirkişi, tebligat, posta masrafı olan 2.216,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.476,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸
İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır