Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/379 E. 2019/1443 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/379 Esas
KARAR NO : 2019/1443

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı kooperatifin, 3 binin üstünde üyesi olan toplu işyeri ve konut yapı kooperatifi olduğunu, davalının ise davacı kooperatifin … nolu ortağı olup aidat bedellerini ödemediğini, ödenmeyen bu aidatların tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borçlu olduğu meblağı ödemediği gibi 27/04/2017 tarihinde takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, haksız itiraz sebebiyle icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görülmekte olan davada davacı kooperatife ait muhasebe kayıtlarının hırsızlık nedeniyle kooperatif merkezinde ve kayıtlarında bulunmadığını, bu nedenle sağlıklı incelemenin yapılabilmesi için kooperatifin bağlı bulunduğu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden kooperatif genel kurul dosyasının dosyaya celbini, ayrıca kooperatifin hangi genel kurul kararlarının iptal edildiğinin tespiti ile site işletme aidatı toplama yetkilerinin bulunup bulunmadığını, yetkileri varsa hangi yıl ve hangi dönemleri kapsadığının tespiti için dosyanın yapı kooperatifleri konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilmesini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı kooperatifin davalı kooperatif üyekisinin ödenmediğini iddia ettiği kooperatif işletme aidat bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıdan işletme aidat alacağı bulunup bulunmadığı, davalınınicra takibine itirazına ve savunmasına göre talep edilen aidat bedellerinin dayanağı olarak yetki ve esas bakımından geçerli genel kurul kararları ve ilgili yönetim kurulu kararları bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 8.327,32-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında kooperatif uzmanı bilirkişisi …’ten alınan bilirkişi kök raporunda özetle; davalıya üyeliği gereği C2 tipi işyerinin tahsis edildiği, genel kurul kararlarından açıkça anlaşıldığı ve davacı kooperatif tarafından yerleşik ve benimsenen uygulamanın site işletme aidat ödemelerinin genel kurulca belirtilen tarih aralığında ortaklardan tahsil edilmesine yönelik olduğu, diğer bir değişle genel kurullarca ortaklardan alınacak aylık taksit tutarlarının başlangıç ve bitiş süresi belirtilmek suretiyle ve belirli tarih aralığında ödenmesi genel kurulca kararlaştırıldığından, her bir genel kurulun son ödeme tarihinden sonraki dönemler için yeni bir genel kurul kararının alınması gerekeceği, genel kurulca kararlaştırılan son ödeme tarihinden sonra yeni bir genel kurul kararı olmaksızın harcama yapılmasının mümkün olmaması ve genel kurulca kararlaştırılmaksızın üyelerden her ne nam altında olursa olsun ödeme alınamayacağından, davacı kooperatifin ancak genel kurul kararları ile kararlaştırılan site işletme aidatlarının, tahsilini davalıdan isteyebileceği, davalının, iptal edilmeyerek kesinleşen genel kurul kararları gereği kararlaştırılan site işletme aidatlarını davacı kooperatife ödediğini belgelemediği, davacı kooperatifin 25/05/2013, 06/06/2015, 03/04/2016 ve 21/06/2017 tarihinde yapılan genel kurullarda ortaklardan, site işletme aidatının tahsil edilmesine yönelik genel kurul kararı alınmadığından, borç alacak hesaplamalarında bu yıllara ilişkin aidat alacaklarının tahsilinin davalıdan istenemeyeceği, kooperatifle ortağı arasındaki parasal yükümlülüklerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 6098 sayılı BK 147/4 maddesi gereği zamanaşımı süresi 5 yıl olup BK 131 maddesi hükmünde düzenlendiği üzere asıl alacak zamanaşımına uğrarsa bu alacağa bağlı fer’ilerinin de zamanaşımına uğrayacağı, davalı yanın dosya kapsamında tahsili talep edilen borçların zamanaşımına uğradığı yönünde bir iddiası bulunmadığından, bilirkişi incelemesi dosya kapsamı ve kesinleşmiş genel kurul kararları gereğince davacı kooperatifin tahsilini talep edebileceği asıl alacak ve gecikme faizinin tespiti yönünden yapılmış olduğu, davalının, genel kurul kararlarıyla kararlaştırıldığı tespit edilen borcunu ödemediğinin mahkemece kabul edilmesi halinde; davacı kooperatifin 19/04/2017 icra takip tarihi itibariyle 03/06/2016, 23/05/2009, 16/10/2010, 18/06/2011, 29/09/2012 ve 22/02/2014 tarihli genel kurul kararlarına istinaden 3.326,10-TL tutarındaki site işletme aidat alacağını davalıdan tahsilini talep edebileceği, davacı kooperatifin asıl alacak yönünden fazla tahsilini istediği tutarın 5.020,10-TL-3.326,10-TL = 1.694,00-TL olduğu, davalının 1.694,00-TL’lik asıl alacak yönünden icra takibine yapmış olduğu itirazının haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, davacı kooperatifin daha önceki genel kurul kararlarıyla ödemelerin zamanında yapılmaması halinde her ne kadar aylık %2 gecikme faizinin alınması kararlaştırılmış ise de davacı kooperatifin icra takibinde aidat alacaklarına takip tarihine kadar aylık %1.5 oranından faiz işlettiği ve takip tarihinden sonrada asıl alacağın aylık %1.5 üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olması nedeniyle davalıdan talep edilen aylık %1,5 faiz oranı ile 6098 sayılı BK nın 120/2 maddesinde tanımlanan yasal sınırlamanın dikkate alınmış olması nedeniyle talep edilen faiz oran ve miktarının yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, davalının, iptal edilmeyen genel kurul kararları gereği davalıdan tahsilini talep edebileceği 3.326,10-TL tutarındaki asıl alacağına 19/04/2017 icra takip tarihine kadar işletebileceği aylık %1.5 gecikme faizinin 2.752,93-TL olacağı ve bu gecikme faizinin tahsilini davalıdan talep etmede haklı bulunacağı, davalının ise (3.300,22-TL-2.752,93-TL=) 547,29-TL işlemiş gecikme faizi yönünden yaptığı itirazının haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiden alınan ek raporda özetle; kooperatif ana sözleşmenin 23/6 mad hükmünde açıkça düzenlendiği üzere genel kurul kararları olmadan yönetim kurulu kararı ile ortaklardan para toplanamayacağı, İcra takibine konu alacakların her birinin genel kurulca kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, genel kurul kararları aleyhine iptal davasının açılıp açılmadığı, genel kurulda alınan ödeme kararlarının kesinleşip kesinleşmediği davalının da genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan ödemelerini yapıp yapmadığı yönünden irdeleme yapılarak sonuç ve kanaate ulaşılmış ve hesaplama bu esaslara göre yapıldığı, ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/5. ve ana sözleşmenin 23/6. maddelerine göre ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etme yetkisi genel kurula ait ise de bu kuralın sadece bir kısım ödeme kalemleri yönünden istinasının bulunduğu, genel kurul kararı alınmaksızın veya genel kurul kararının hemen alınmasının mümkün olmadığı ve acil ödeme yapılması gereken hallerde ise kooperatif yönetim kurulu kararı ile üyelerin ödemelere mali katkı sunmasını istenebileceği bu bağlamda para toplanabileceği, kooperatifin mahkeme kararına ve icra takibine dayanan kesinleşmiş borçları, resmi kurum nezdindeki kesinleşmiş vergi, sigorta, ceza ödemeleri gibi kooperatifin ve tasfiyenin devamı, hizmetin sürekliliği için gerekli olan ve geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyeye büyük mali yük getirecek olan vergi, sigorta vb. borçları ödemek amacıyla gerekli mali katkıları tespit edebileceği, bu tür borçların bir an önce ödenmesinin hem kooperatifin hem de üyelerin yararına olduğu, ödenecek bedelin tespiti için yeniden bir genel kurul kararını beklemenin üyelerin zararına neden olacağı esasına dayalı olduğu, zira bu nitelikteki borçlar her halükarda kooperatifin ödemesi gereken borçları olup gecikmesi veya geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyelerine daha büyük ödeme yükü getireceği, bu durumda, davaya konu takip konusu alacağın, yukarıda sayılan ve genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile kooperatif ortaklarından istenebilecek kalemlerden olup olmadığının irdelenmesi gerekeceği, somut davada ise; davacı kooperatifin tüzel kişilik adından da açıkça anlaşıldığı üzere bir yapı kooperatifi olup, işletme kooperatifi olmadığı, davacı kooperatifin ana sözleşme değişikliğine giderek işletme kooperatifine dönüşmediği halen yapı kooperatifi niteliğinde bulunduğunun ana sözleşme ve genel kurul kararları gereği sabit olduğu, davacı kooperatifin icra takip dayanağı gösterdiği 25/05/2013 tarihinde yapılan 2012 hesap yılı genel kurulunda üyelerin toplantıyı terk etmesi ve toplantı salonunda yeterli nisabın bulunmadığının tespit edilmesi nedeniyle bu genel kurulda site işletme aidatının tahsiline yönelik karar alınmadığı(Nisap olmaması nedeniyle hiç karar alınamıyor), davacı kooperatifin 06/06/2015 tarihinde yapılan 2014 hesap yılı genel kurulunun tahmini bütçesinin görüşüldüğü 5 nolu gündem maddesinde alınan kararın karar nisabının bulunmaması nedeniyle yönetim kurulunun oylamaya sunduğu 2015 yılı tahmini bütçesinin genel kurulca kabul edilmediği(genel kurulda nisap yokluğu nedeniyle kabul edilmiyor), davacı kooperatifin 03/04/2016 tarihinde yapılan 2015 hesap yılı genel kurulunun 6 nolu kararı ile ödemelerini geciktiren üyelerden aylık %1.50 oranında gecikme zammı alınmasına yönelik maddenin 726 red oyu ile kabul edilmemesine karar verildiği ve üyelerden toplanacak aidat ödemelerinin de bu genel kurulda kararlaştırılmadığı(genel kurulca aidat toplaması yönünde karar alınmıyor), davacı kooperatifin 21/06/2017 tarihinde yapılan 2016 hesap yılı genel kurulunun ise genel kurulda toplantı nisabı sağlanamadığından bu tarihte değil 31/03/2018 tarihinde yapıldığının kooperatif tarafından kabul ve beyan edildiği, yine davacı kooperatifin davaya konu icra takip dayanağı gösterdiği bir kısım yıllara ilişkin alacak kalemlerinin 1163 sayılı kanunun 42.mad ve ana sözleşmesinin 23/5 maddesi aykırı olarak genel kurul kararı olmadan tahakkuk ettirildiği ve tahsilinin istendiği, 25/05/2013, 06/06/2015 ve 03/04/2016 tarihli genel kurullarda genel kurulca karar alınmadığı halde davacı kooperatif tarafından bu yıllara ilişkin alacak kalemlerinin 1163 sayılı kanunun 42.mad ve ana sözleşmesinin 23/5 maddesi aykırı olarak genel kurul kararı olmadan tahakkuk ettirildiği ve tahsilinin davalıdan istendiği, İcra takibi ile tahsili talep edilen bu alacakların kooperatifin ve tasfiyenin devamı, hizmetin sürekliliği için gerekli olan ve geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyeye daha büyük mali yük getirecek olan ” mahkeme kararına ve icra takibine dayanan kesinleşmiş resmi borçlar, resmi kurum nezdindeki kesinleşmiş vergi, sigorta, prim,usulsüzlük ve pişmanlık cezaları vb. ödemeler” niteliğindeki borçlardan bulunmadığıdır. Bu nedenle somut davada; davacı kooperatifin takip konusu alacaklarından bir kısmına ilişkin olarak, 25/05/2013, 06/06/2015 ve 03/04/2016 tarihinde yapılan genel kurul dönemi içinde genel kurul kararı alınmadığı gibi, bu dönem içinde tahsili istenen alacakların da istisna niteliğindeki kooperatif ortaklarından istenebilecek kalemlerden bulunmadığı ve bu kalemlerden bulunduğunun da davacı kooperatif tarafından ispatlanmaması karşısında 01/11/2018 tarihli kök rapordaki bilirkişi görüş ve kanaatinde bir değişikliğin olmayacağı, davacı kooperatif, bilirkişi kök raporuna yönelik sunduğu itirazında” 25/05/2013, 06/06/2015 ve 03/04/2016 tarihinde yapılan genel kurullarında aidat alınmamasına dair karar olmadığı gibi, devam eden aidatların iptaline ilişkin de bir karar alınmadığından iş bu yıllarda da bir önceki yıllarda belirlenen aidat bedellerinin aynen devam ettirildiğini, bahse konu yıllarda aidata yer verilmemiş olmasının üyelerden aidat toplanmayacağı anlamına gelmeyeceğini “beyan etmiş ise de üyelerden genel kurullarda aidat alınması yönünde karar alınmadan önceki yıllarda belirlenen aidatların değiştirilmediği ve iptal edilmediği müddetçe aynen ileri tarihli yıllarda da devam ettirilmesi yönündeki bu uygulamanın 1163 sayılı kanunun 42. mad ve ana sözleşmenin 23/5 maddesine açık aykırılık teşkil eden bir uygulama olduğudur ve özel nitelikteki 1163 sayılı kooperatifler Kanuna ve kooperatif ana sözleşmesine aykırı olarak da üyelerden genel kurul kararı olmadan para toplanamayacağı, kooperatiflerde her yıl genel kurul toplantısının yapılması ve bu toplantıların da her yılın en geç 30 Haziran tarihine kadar yapılması yasal bir zorunlu olduğu, kaldı ki Genel kurul toplantılarının her yıl 30 Haziran’a kadar yapılmaması halinde ise kooperatif yönetim kurulu üyelerine kanun kapsamında cezai müeyyidelerin uygulanacağı ve ilgili Bakanlıkça bu hususta kooperatif aleyhine suç duyurularında bulunulmak suretiyle yöneticiler aleyhine cezaların uygulandığı, ayrıca Kanuni zorunluluk gereği her yıl yapılması gereken genel kurulda üyelerden toplanacak aidat ve diğer ödemeler 1 yıllık (tahmini bütçe dönemi) dönem için genel kurulca belirlenen tahmini bütçe içinde değerlendirildiği ve genel kurulca kabul edilen tahmini bütçeye göre de ancak üyelerden ödemeye dair tahsilatların yapılabileceği, bu nedenle genel kurulda karar alınmamış olması halinde önceki genel kurul kararları ile kararlaştırılan aidat ödemelerinin değiştirilip iptal edilmediği müddetçe ilerideki yıllarda da aynen devam ederek uygulanamayacağı, her yıl için yapılacak genel kurul kararıyla ve kabul edilen tahmini bütçeye göre ancak üyelerden para toplanabileceği, bu nedenle kök rapordaki bilirkişi görüş ve kanaatinin değişmeyeceği, davacı kooperatifin 22.02.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulun 9 nolu gündem maddesinde ” üyelerimizden alınacak aidat miktarının düşürülmesi ve üyelerimiz arasında adaletin sağlanması, bakımından aidatların zamanında site sakinlerinden tahsil edilebilmesi için kontörlü su ve doğalgaz uygulamasına geçilmesi için yönetim kuruluna yetki verilmesi ve 01.03.2014 tarihine kadar, eski aidat miktarı üzerinden devam edilmesine ve 01.03.2014 tarihinden itibaren aidat miktarının %25 düşülerek ödenmesine oy birliği ile karar verildiği” şeklindeki alınan karar dikkate alındığında alınan ödeme kararının 2014 yılına ilişkin kabul edilen tahmini bütçesindeki dönem ve miktarla sınırlı olduğu tartışmasız olup 22.02.2014 tarihinde yapılan genel kurulda kararlaştırılan aidat ödemelerinin, bir sonraki yapılacak genel kurul tarihine kadar üyelerden aynen devam ederek toplanması hususunun da genel kurul tutanağında açıkça yazılı hüküm bulunmadığı, genel kurul kararlarının, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olması nedeniyle, sadece genel kurullarca kararlaştırılan gecikme faiz oranları yönünden ve gecikme faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece ileri tarihli genel kurul kararı ile belirlenen aidat ödemelerinin gecikmesi halinde de aynen uygulanabileceği,ancak gecikme faiz oranına ilişkin kabul edilen bu uygulamanın, genel kurulca karar alınmasa bile ileri yıllarda eski genel kurul kararına dayanılarak genel kurul kararı alınmadan, genel kurul yapılmadan aidat toplanmasının devam ettirilmesine yönelik genişletilmesinin ise 1163 sayılı kanun ve ana sözleşmeye açık aykırılık teşkil edeceğinden ve uygulanması mümkün bulunmadığından bu bağlamda kök rapordaki bilirkişi görüş ve kanaatinin değişmeyeceği, davacı kooperatif, kök rapora yönelik itirazında bilirkişi olarak(Bakırköy … ATM … E) sayılı dosyasına sunulan görüş ile huzurdaki davaya sunulan rapor görüşünün birbiriyle çeliştiğini beyan ettiği, öncelikle her dava dosyasında dava konusu aynı olsa bile tarafların o dosyaya yönelik sunduğu evrak, belge, itirazlar, def ileri ve beyanları farklı olabildiği gibi dayanak gösterilen genel kurul tutanaklarının da farklı olabildiği buna göre bilirkişi olarak dosya kapsamında iddia ve savunma, dosyanın dayanak belgeleri ve en önemlisi sayın mahkemenin verdiği görev sınırı çerçevesinde bilirkişinin inceleme yaparak görüş ve kanaatini açıklayabileceği, nitekim davacı kooperatifin kök rapora itiraz dilekçesine eklemiş olduğu Bakırköy …. ATM …. E sayılı dosyaya ilişkin rapordan da anlaşıldığı üzere kooperatif tarafından 2006,2007,2008,2009,2010,2011,2012,2013,2014,2015 ve 2016 yıllarına ilişkin genel kurul tutanaklarının(tüm genel kurul kararlarının dosyaya sunulmadığı sadece aidat ödenmesine karar verilen genel kurul kararlarının sunulması nedeniyle incelemelerde yanılsama yaşandığı) dosyaya sunulmadığı, sadece sınırlı bir kısım genel kurul kararlarının sunulmuş olduğu, oysaki kooperatife ait daha sonraki dava dosyalarında 2006 yılından bu güne değin genel kurul tutanaklarının tamamının dosyaya sunulması karşısında, kooperatifin aidat ve site işletme aidatı tahsilatında benimsediği uygulamanın tamamının görülmesi açısından önem arz ettiği, zira kooperatifin bazı genel kurullarında aldığı kararlarda( Ör; 2008 tarihinde yapılan 2007 hesap yılı genel kurulu) düzenli olarak elde ettiği kira gelirlerinin site işletme gider ve aidatlarını karşılar nitelikte olması nedeniyle ortaklardan site işletme gideri veya aidat adı altında ödemenin tahsiline yönelik genel kurulca ödeme kararı alınmadığı, bu giderlerin yine kooperatifin tüm üyelerinin mali katkılarıyla inşa ettiği bağımsız bölüm kira gelirlerinden sağladığı gibi, en önemlisi kooperatifin huzurdaki davada alacak dayanağı gösterdiği, alacak nevinin kooperatifin ve tasfiyenin devamı, hizmetin sürekliliği için gerekli olan ve geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyeye daha büyük mali yük getirecek olan ” mahkeme kararına ve icra takibine dayanan kesinleşmiş borçlar, resmi kurum nezdindeki kesinleşmiş vergi, sigorta,usulsüzlük ve pişmanlık cezaları vb. ödemeler” niteliğinde bulunmadığı bu nedenle, 1163 sayılı kanun(42.Mad.) ve ana sözleşmeye (23.mad)aykırı olarak yönetim kurulu kararı ile harcama yapılmasının mümkün olmaması ve genel kurulca kararlaştırılmaksızın üyelerden her ne nam altında olursa olsun ödeme alınamayacağından, tanzim edilen 01/11/2018 tarihli bilirkişi kök raporundaki davalının, iptal edilmeyerek kesinleşen genel kurul kararları gereği kararlaştırılan site işletme aidatlarını davacı kooperatife ödediğini belgelemediği, davacı kooperatifin 25/05/2013, 06/06/2015, 03/04/2016 ve 21/06/2017 tarihinde yapılan genel kurullarda ortaklardan, site işletme aidatının tahsil edilmesine yönelik genel kurul kararı alınmadığından, borç alacak hesaplamalarında bu yıllara ilişkin aidat alacaklarının tahsilinin davalıdan istenemeyeceği, kooperatifle ortağı arasındaki , parasal yükümlülükler den kaynaklanan uyuşmazlıklarda 6098 sayılı BK 147/4 maddesi gereği zamanaşımı süresi 5 yıl olup BK 131 mad hükmünde düzenlendiği üzere asıl alacak zamanaşımına uğrarsa bu alacağa bağlı fer’ilerinin de zamanaşımına uğrayacağı, davalı yanın dosya kapsamında tahsili talep edilen borçların zamanaşımına uğradığı yönünde bir iddiası bulunmadığından, bilirkişi incelemesi dosya kapsamı ve kesinleşmiş genel kurul kararları gereğince davacı kooperatifin tahsilini talep edebileceği asıl alacak ve gecikme faizinin tespiti yönünden yapılmış olduğu, davalının, genel kurul kararlarıyla kararlaştırıldığı tespit edilen borcunu ödemediğinin sayın mahkemece kabul edilmesi halinde;Davacı kooperatifin 19/04/2017 icra takip tarihi itibariyle 3.326,10-TL tutarındaki site işletme aidat alacağını davalıdan tahsilini talep edebileceği, davacı kooperatifin asıl alacak yönünden fazla tahsilini istediği tutarın 5.020.10-TL-3.326,10-TL=1.694,00-TL olduğu, davalının 1.694,00-TL lik asıl alacak yönünden icra takibine yapmış olduğu itirazının haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, davacı kooperatifin daha önceki genel kurul kararlarıyla ödemelerin zamanında yapılmaması halinde her ne kadar aylık %2 gecikme faizinin alınması kararlaştırılmış ise de davacı kooperatifin icra takibinde aidat alacaklarına takip tarihine kadar aylık %1.5 oranından faiz işlettiği, 6098 sayılı BK nın 120/2 maddesinde tanımlanan yasal sınırlamanın dikkate alınmış olması nedeniyle takip tarihine kadar talep edilen faiz oranın yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, davalının, iptal edilmeyen genel kurul kararları gereği davalıdan tahsilini talep edebileceği 3.326,10-TL tutarındaki asıl alacağına 19/04/2017 icra takip tarihine kadar işletebileceği aylık %1.5 gecikme faizinin 2.752,93-TL olacağı ve bu gecikme faizinin tahsilini davalıdan talep etmede haklı bulunacağı, davalının ise (3.300,22-TL- 2.752,93-TL=) 547,29-TL işlemiş gecikme faizi yönünden yaptığı itirazının haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği,yönündeki bilirkişi görüş ve kanaatinin değişmeyeceği, davacı kooperatifin 03/04/2016 tarihinde yapılan 2015 hesap yılı genel kurulunun 6 nolu kararı ile ödemelerini geciktiren üyelerden aylık %1.50 oranında gecikme zammı alınmamasına karar verildiği dikkate alındığında davacı kooperatifin her ne kadar icra takibinde 19.04.2017 takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek aylık %1,5 gecikme faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş ise de davacı kooperatifin icra takip tarihinden itibaren asıl alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini davalıdan talep edilebileceği yönündeki kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekili ıslah dilekçesi ile müvekkili süresi içinde cevap dilekçesi verdiğini, cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmadığından cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunduğunu, 19/04/2012 tarihinden önceki dönem için talep edilen alacaklar zamanaşımına uğrağını, cevap dilekçesinin ıslahı talebinin kabulü ile zamanaşımı itirazının kabulü ile itirazları doğrultusunda zamanaşımına uğrayan anapara ve işlemiş faiz miktarının tespiti için yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin ıslah dilekçesi değerlendirilerek ve takdiri mahkememizde olmak üzere daha önceki bilirkişi raporlarında genel kurul kararı olmayan dönemler için hesaplama yapılmadığından, ikinci seçenek olarak davacı vekilinin itirazları doğrultusunda genel kurul kararı olmayan dönemler için de hesaplama yapılmak suretiyle davacının alacağının hesaplanması için önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiden alınan 2. ek raporda özetle; Davalının ıslah dilekçesi değerlendirilmek suretiyle ve genel kurulda karar alınmasa bile aidat tahsilinin davalıdan istenebileceğinin kabulü halinde alacak tutarı hesabı:Kooperatifle ortağı arasındaki parasal yükümlülüklerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 6098 sayılı BK 147/4 maddesi gereği zamanaşımı süresi 5 yıl olması ve icra takibinin 19/04/2017 tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında icra takip tarihinden geriye 5 yıl süreyle alacakların tahsilinin talep edilebileceği, buna göre davalının ıslah dilekçesine göre zamanaşımı itirazının sayın mahkemece kabulü halinde zamanaşımına konu aidat bedeli ve buna işleyecek gecikme faizlerine göre davacı kooperatifin genel kurul kararı alınmasa da 19/04/2017 icra takip tarihinden 19/04/2012 tarihine kadar ki geriye dönük 5 yıllık dönem için davalıdan tahsilini talep edebileceği asıl alacak tutarının (5.027,10-TL – 1.070,10-TL =) 3.957,00-TL, bu alacak tutarına işleyecek aylık %1,5 gecikme faizi (3.300,22-TL- 1.417,25-TL=) 1.882,97-TL olmak üzere toplam 5.839,97-TL alacağın tahsilini talep edebileceği,Davalının ıslah dilekçesinin dikkate alınmaması ve genel kurulca karar alınmasa bile aidat tahsilinin davalıdan istenebileceğinin kabulü halinde alacak tutarı hesabı:davacı kooperatifin davalıdan 2006 yılı Ağustos ayı ile 2017 Mart arasındaki takip dönemi için talep edebileceği asıl alacak tutarının 5.027,10-TL ve bu alacak tutarına aylık%l,5 dan işleyecek gecikme faizi olan 3.300,22-TL olmak üzere toplam 8.327,32-TL’nin tahsilini davalıdan talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı kooperatif, üyesi olan davalılardan aidat alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatmıştır. Davalı bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere davalı kooperatif ortağı olup aidat borcundan sorumludur. Kooperatife karşı asli edim yükümlülüğü aidat borcunun ödenmesidir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere kooperatif ortaklarından talepte bulunabilmesi için kural olarak genel kurul kararınca alınmış aidat kararı bulunması gerekir. Sunulan genel kurul kararları üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 03/06/2006 tarihinde yapılan 2005 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 09/06/2007 tarihinde yapılan 2006 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 23/05/2009 tarihinde yapılan 2008 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 16/10/2010 tarihinde yapılan 2009 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 18/06/2011 tarihinde yapılan 2010 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 29/09/2012 tarihinde yapılan 2011 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 22/02/2014 tarihinde yapılan 2013 Hesap Yılı Genel Kurulunda aidat alınmasına ilişkin karar bulunduğu, fakat 25/05/2013 tarihli 2012 Hesap Yılı, 06/06/2015 tarihli 2014 Hesap Yılı, 03/04/2016 tarihli 2015 Hesap Yılı ve 21/06/2017 tarihli 2016 Hesap Yılı, 31/03/2018 2016 ve 2017 Hesap yıllarına ilişkin genel kurullarda ortaklardan aidat veya site işletme aidatının tahsiline ilişkin nisap yokluğu nedeniyle veya hiç karar alınmamış olması nedeniyle aidat alınmasına ilişkin karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi kök ve 1.ek raporunda aidat kararı alınmayan genel kurulların kapsadığı dönemlere ilişkin kooperatifin aidat talebinde bulunamayacağı değerlendirilmiş, mahkememizce bu defa takdiri mahkememize ait olmak üzere genel kurul kararı olmayan dönemler içinde aidat alınabileceği şekilde seçenekli hesaplama yapılması talep edilmiş, bu yönde 2. bilirkişi ek raporu alınmıştır. 1163 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Davacı kooperatifin 3.000 üzerinde ortağı olan bir kooperatif olup, genel kurul kararı alınmasa dahi ortaklara vermiş olduğu hizmetler ile genel yönetim giderlerinin karşılanması amacıyla sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre uygun bir aidat talep edebileceği kabul edilmelidir. Bunun yanında önceki genel kurulda alınan aidat kararları iptal edilmedikçe sonraki dönemler bakımından da uygulanmalıdır. Bu durum kooperatif hukukundaki eşitlik ilkesinin bir gereği olduğu gibi kooperatif imkanlarından faydalanan ortağın diğer ortaklar gibi kooperatif giderlerine katılması zorunluluğunun gereğidir. Aidat alınmasına ilişkin kararın bulunduğu genel kurulların iptal edildiği yönünde dosyada iddia ve delil bulunmamaktadır. Talep edilen aidat miktarları da emsallere uygun olup, bilirkişi kök ve ek raporlarında davacı kooperatifin her dönem için talep edebileceği aidat miktarı ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu 120/2. maddesine göre talep edilen aylık %1,5 faiz oranının da yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf her ne kadar cevap dilekçesinin ıslahıyla zaman aşımı definde bulunmuşsa da ortaklık ilişkisi devam ettiği sürece zaman aşımı süresi işlemeye başlamayacağından zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda bilirkişi seçenekli raporunda da hesaplandığı üzere davacının icra takibine konu ettiği 5.027,10-TL asıl alacak ve 3.300,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.327,32-TL alacak talebinin yerinde olduğu, buna göre davalının takibe itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına,
2- Asıl alacağın % 20’si oranında 1.005,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 343,40-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 142,21-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 201,19-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 178,11-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri ile bilirkişi sarf gideri olmak üzere toplam 659,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/12/2019Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır