Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/376 E. 2019/1439 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/376 Esas
KARAR NO : 2019/1439

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun, müvekkili kooperatifin … numaralı ortağı olduğu, kooperatif aidat bedellerini ödemediğini, ödenmeyen işbu aidat bedellerinin tahsili amacıyla müvekkil tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takip konusu meblağı ödemediği ve takibe karşı haksız olarak itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, haksız ve kötü niyetli bu itirazın müvekkilin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini beyan ederek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, haksız itirazlardan dolayı davalının icra inkar tazminatı ödemesine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı kooperatifin davalı kooperatif üyekisinin ödenmediğini iddia ettiği kooperatif işletme aidat bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıdan işletme aidat alacağı bulunup bulunmadığı, davalınınicra takibine itirazına ve savunmasına göre talep edilen aidat bedellerinin dayanağı olarak yetki ve esas bakımından geçerli genel kurul kararları ve ilgili yönetim kurulu kararları bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 4.990,49-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında bilirkişi …’ten rapor alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle; davalıya üyeliği gereği A4 tipi işyerinin tahsis edildiği, ibraz edilen ve iptal edilmeyerek kesinleşmiş genel kurul kararlarına göre davacı kooperatifin davalıdan 13.04.2017 icra takip tarihi itibari ile A4 tipi işyeri için tahsilini talep edilebileceği toplam alacak tutarının 1.537,00-TL olacağı, Genel kurul kararlarından açıkça anlaşıldığı ve davacı kooperatif tarafından uygulamanın da benimsendiği üzere aidat ödemelerinin genel kurulca belirtilen tarihlerde ortaklardan tahsil edilmesine karar verildiği, diğer bir değişle alınacak taksit tutarlarının başlangıç ve bitiş süresi belirtilmek suretiyle ve belirli tarih aralığında ödenmesi genel kurulca kararlaştırıldığından, her bir genel kurulun son ödeme tarihinden sonraki dönemler için yeni bir genel kurul kararının alınması gerekeceği, genel kurulca kararlaştırılan son ödeme tarihinden sonra yeni bir genel kurul kararı olmaksızın harcama yapılmasının mümkün olmaması ve genel kurulca kararlaştırılmaksızın üyelerden her ne nam altında olursa olsun ödeme alınamayacağından, davacı kooperatifin ancak genel kurul kararlan ile kararlaştırılan site işletme aidatlarının tahsilini davalıdan isteyebileceği, davalının, iptal edilmeyerek kesinleşen genel kurul kararlan gereği kararlaştırılan site işletme aidatlarını davacı kooperatife ödediğini belge ile ispat etmediği, davacı kooperatifin 25/05/2013, 06/06/2015, 03/04/2016 ve 21/06/2017 tarihinde yapılan genel kurullarda ortaklardan aidat veya site işletme aidatının tahsil edilmesine yönelik genel kurut kararı alınmadığından, borç alacak hesaplamalarında bu yıllara İlişkin aidat alacaklarının dikkate alınamayacağı, davacı kooperatifin iptal edilmeyerek kesinleşen 29.09.2012 ve 22.02.2014 tarihti genel kurul kararianna istinaden davalıdan toplamda 13.04.2017 İcra takip tarihi itibariyle (337,00-TL+ 180,00-TL + 1.020,00-TL) 1.537,00-TL tutarındaki asıl alacağın tahsilini talep edebileceği,
davacı kooperatifin asıl alacak yönünden fazla tahsilini istediği tutarın (3.573,00-TL -1,537,00-TL=)2.036,00-TL olduğu, davalının 2.036,00-TL İlk asıl alacak yönünden icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, davacı kooperatifin davalıdan tahsilini talep edebileceği 1.537,00-TL tutarındaki asıl alacağına 13.04.2017 İcra takip tarihine kadar işletebileceği aylık 1.5 gecikme faizinin 807,98-TL olacağı ve bu gecikme faizinin tahsilini davalıdan talep etmede haklı bulunacağı, davalının ise (1.417,49-TL- 807,98-TL=) 609,51-TL işlemiş gecikme faizi yönünden yaptığı itirazının haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiden alınan ek raporda özetle; 1163 sayılı kanunun 42./5 bendinden de anlaşıldığı üzere ortaklardan para toplanmasına ancak genel kurulca karar verilebileceği, genel kurul bu yetkisini yönetim kuruluna devredemeyeceği, yönetim kurulu kararı ile ortaklardan ne nam altısnda olursa olsun para toplanamayacağı, nitekim kök raporda da detaylı olarak irdelendiği üzere icra takibine konu alacakların her birinin genel kurulca kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, genel kurul kararları aleyhine iptal davasının açılıp açılmadığı, genel kurulda alınan ödeme kararlarının kesinleşip kesinleşmediği yönünden irdeleme yapılarak sonuç ve kanaate ulaşılmış ve hesaplama bu esaslara göre yapıldığı, ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/5. ve ana sözleşmenin 23/6. maddelerine göre ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etme yetkisi genel kurula ait ise de, bu kuralın sadece bir kısım ödeme kalemleri yönünden istinasının bulunduğu, genel kurul kararı alınmaksızın veya genel kurul kararının hemen alınmasının mümkün olmadığı acil ödeme yapılması gereken hallerde kooperatif yönetim kurulu kararı ile üyelerin ödemelere mali katkı sunmasını istenebileceği bu bağlamda para toplanabileceği, istisnaya konu bü nitelikteki borçlar ise: Kooperatifin mahkeme kararına ve icra takibine dayanan kesinleşmiş borçları, resmi kurum nezdindeki kesinleşmiş vergi, sigorta, ceza ödemeleri gibi kooperatifin ve tasfiyenin devamı, hizmetin sürekliliği için gerekli olan ve geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyeye büyük mali yük getirecek olan vergi, sigorta vb. borçları ödemek amacıyla gerekli mali katkıları tespit edebileceği, bu tür borçların bir an önce ödenmesinin hem kooperatifin hem de üyelerin yararına olduğu, ödenecek bedelin tespiti için yeniden bir genel kurul kararını beklemenin üyelerin zararına neden olacağı esasına dayalı olduğu, zira bu nitelikteki borçlar her halükarda kooperatifin ödemesi gereken borçları olup gecikmesi veya geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyelerine daha büyük ödeme yükü getireceği, bu durumda, takip konusu alacağın, yukarıda sayılan ve genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile kooperatif ortaklarından istenebilecek kalemlerden olup olmadığının irdelenmesi gerekeceği, somut davada ise davacı kooperatifin tüzel kişilik adından da açıkça anlaşıldığı üzere bir yapı kooperatifi olup, işletme kooperatifi olmadığı, davacı kooperatifin ana sözleşme değişikliğine giderek işletme kooperatifine dönüşmediği halen yapı kooperatifi niteliğinde bulunduğu genel kurul kararları gereği sabit olduğu, yine davacı kooperatifin icra takip dayanağı gösterdiği bir kısım yıllara ilişkin alacak kalemlerinin 1163 sayılı kanunun 42.mad ve ana sözleşmesinin 23/5 maddesi aykırı olarak genel kurul kararı olmadan tahakkuk ettirildiği ve tahsilinin istendiği, ancak anılan alacakların kooperatifin ve tasfiyenin devamı, hizmetin sürekliliği için gerekli olan ve geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyeye daha büyük mali yük getirecek olan ” mahkeme kararına ve icra takibine dayanan kesinleşmiş resmi borçlar, resmi kurum nezdindeki kesinleşmiş vergi, sigorta,usulsüzlük ve pişmanlık cezaları vb. ödemeler” niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle somut davada; davacı kooperatifin takip konusu alacaklarından bir kısmına ilişkin olarak, 25.05.2013, 06.06.2015 ve 03.04.2016 tarihinde yapılan genel kurul dönemi içinde alınan genel kurul kararı olmadığı gibi, bu dönem içinde tahsili istenen alacakların da istisna niteliğindeki kooperatif ortaklarından istenebilecek kalemlerden bulunmadığı ve bu kalemlerden bulunduğunun da davacı kooperatif tarafından ispatlanmaması karşısında Davacı kooperatifin ancak 13.04.2017 icra takip tarihi itibariyle 29.09.2012 ve 22.02.2014 tarihli genel kurul kararlarına istinaden davalıdan toplamda (337,00-TL-180,00-TL +1.020,00-TL) 1.537,00-TL tutarındaki asıl alacağın tahsilini talep edebileceği, davacı kooperatifin asıl alacak yönünden fazla tahsilini istediği tutarın (3.573,00-TL-1.537,00-TL=)2.036,00-TL olduğu, davalının 2.036,00-TL’lik asıl alacak yönünden icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği yönündeki kök rapordaki bilirkişi görüş, kanaat ve hesaplamanın değişmeyeceği, davacı kooperatif bilirkişi kök raporuna yönelik sunduğu itirazında” 25.05.2013, 06.06.2015 ve 03.04.2016 tarihinde yapılan genel kurullarında aidat alınmamasına dair karar olmadığı gibi, devam eden aidatların iptaline ilişkin de bir karar alınmadığından iş bu yıllarda da bir önceki yıllarda belirlenen aidat bedellerinin aynen devam ettirildiğini, bahse konu yıllarda aidata yer verilmemiş olmasının üyelerden aidat toplanmayacağı anlamına gelmeyeceğini “beyan etmiş ise de üyelerden genel kurullarda aidat alınması yönünde karar alınmadan önceki yıllarda belirlenen aidatların değiştirilmediği ve iptal edilmediği müddetçe aynen ileri tarihli yıllarda da devam ettirilmesi yönündeki bu uygulamanın 1163 sayılı kanunun 42. Mad ve ana sözleşmenin23/5 maddesine açık aykırılık teşkil eden bir uygulama olduğudur. Kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olarak da üyelerden para toplanamayacağı, kooperatiflerde her yıl genel kurul toplantısının yapılması ve bu toplantıların da her yılın en geç 30 Haziran tarihine kadar yapılması yasal bir zorunluluk olduğu, kaldı ki Genel kurul toplantılarının her yıl 30 Haziran’a kadar yapılmaması hainde kooperatif yönetim kurulu üyelerine kanun kapsamında cezai müeyyidelerin bulunduğu ilgili Bakanlıkça kooperatif aleyhine suç duyurularında bulunulmak suretiyle ceza uygulandığı, ayrıca Kanuni zorunluluk gereği her yıl yapılması gereken genel kurulda üyelerden toplanacak aidat ve diğer ödemeler 1 yıllık dönem için genel kurulca belirlenen tahmini bütçe içinde değerlendirildiği ve genel kurulca kabul edilen tahmini bütçeye göre ancak üyelerden tahsilatların yapılabileceği, bu nedenle genel kurulda karar alınmamış olması halinde önceki genel kurul kararları ile kararlaştırılan aidat ödemelerinin değiştirilip iptal edilmediği müddetçe ileride yıllarda da aynen devam ederek uygulanamayacağı, her yıl için yapılacak genel kurul kararıyla ve kabul edilen tahmini bütçeye göre üyelerden para toplanabileceği, Bu nedenle kök rapordaki bilirkişi görüş ve kanaatinin değişmeyeceği, davacı kooperatifin kök raporuna itiraza konu 22.02.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulun 9 nolu gündem maddesinde ” Üyelerimizden alınacak aidat miktarının düşürülmesi ve üyelerimiz arasında adaletin sağlanması, bakımından aidatların zamanında site sakinlerinden tahsil edilebilmesi için kontörlü su ve doğalgaz uygulamasına geçilmesi için yönetim kuruluna yetki verildiği ve 01.03.2014 tarihine kadar, eski aidat miktarı üzerinden devam edilmesine ve 01.03.2014 tarihinden itibaren aidat miktarının %25 düşülerek ödenmesine oy birliği ile karar verildiği” şeklindeki alınan karar dikkate alındığında alınan ödeme kararının 2014 yılına ilişkin kabul edilen tahmini bütçesindeki dönem ve miktarla sınırlı olduğu tartışmasız olup 22.02.2014 tarihinde yapılan genel kurulda kararlaştırılan aidat ödemelerinin, bir sonraki yapılacak genel kurul tarihine kadar üyelerden aynen devam ederek toplanması hususunun da genel kurul tutanağında açıkça yazılı bulunmadığı, genel kurul kararlarının, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olması nedeniyle, sadece genel kurullarca kararlaştırılan gecikme faiz oranları yönünden ve gecikme faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece ileri tarihli genel kurul kararı ile belirlenen aidat ödemelerinin gecikmesi halinde de aynen uygulanabileceği, ancak gecikme faiz oranına ilişkin bu uygulamanın genel kurulca karar alınmasa bile ileri yıllarda eski genel kurul kararına dayanılarak genel kurul kararı almadan, genel kurul yapmadan aidat toplanmasının devam ettirilmesine yönelik kararlar yönünden genişletilmesinin ise 1163 sayılı kanun ve ana sözleşmeye açık aykırılık teşkil edeceğinden bu bağlamda kök rapordaki bilirkişi görüş ve kanaatinin değişmeyeceği, davacı kooperatif, kök rapora yönelik itirazında bilirkişi olarak(Bakırköy … ATM … E) sayılı dosyasına sunulan görüş ile huzurdaki davaya sunulan rapor görüşünün birbiriyle çeliştiğini beyan ettiği, öncelikle her dava dosyasında dava konusu aynı olsa bile tarafların o dosyaya yönelik sunduğu evrak, belgeler, itiraz, defileri ve beyanları farklı olabildiği gibi dayanak gösterilen genel kurul tutanaklarının da farklı olabildiği buna göre bilirkişi olarak dosya kapsamında iddia ve savunma, dosyanın dayanak belgeleri ve en önemlisi mahkemenin verdiği görev sınırı çerçevesinde bilirkişinin inceleme yaparak görüş ve kanaatini açıklayabildiği, nitekim davacı kooperatifin kök rapora itiraz dilekçesine eklemiş olduğu Bakırköy …. ATM …. E sayılı dosyaya ilişkin rapordan da anlaşıldığı üzere kooperatif tarafından 2006,2007,2008,2009,2010,2011,2012,2013,2014,2015 ve 2016 yıllarına ilişkin genel kurul tutanaklarının dosyaya sunulmadığı sadece sınırlı bir kısım genel kurul kararlarının sunulmuş olduğu, oysaki kooperatife ait daha sonraki dava dosyalarında 2006 yılından bu güne değin genel kurul tutanaklarının tamamının dosyaya sunulması karşısında kooperatifin aidat ve site işletme aidatı tahsilatında benimsediği uygulamanın tamamının görülmesi açısından önem arz ettiği, zira kooperatifin bazı genel kurullarında aldığı kararlarda düzenli olarak elde ettiği kira gelirlerinin site işletme gider ve aidatlarını karşılar nitelikte olması nedeniyle ortaklardan site işletme gideri veya aidat adı altında ödemenin tahsiline yönelik genel kurul kararı alınmadığı, bu giderlerin yine kooperatifin tüm üyelerinin mali katkılarıyla inşa ettiği bağımsız bölüm kira gelirlerinden sağladığı gibi, en önemlisi kooperatifin huzurdaki davada alacak dayanağı gösterdiği, alacak nevinin kooperatifin ve tasfiyenin devamı, hizmetin sürekliliği için gerekli olan ve geciktirilmesi halinde kooperatife ve üyeye daha büyük mali yük getirecek olan ” mahkeme kararına ve icra takibine dayanan kesinleşmiş borçlar, resmi kurum nezdindeki kesinleşmiş vergi, sigorta,usulsüzlük ve pişmanlık cezaları vb. ödemeler” niteliğinde bulunmadığı, bu nedenle 1163 sayılı kanun(42.Mad.) ve ana sözleşmeye (23.mad)aykırı olarak yönetim kurulu kararı ile harcama yapılmasının mümkün olmaması ve genel kurulca kararlaştırılmaksızın üyelerden her ne nam altında olursa olsun ödeme alınamayacağından; davacı kooperatifin iptal edilmeyerek kesinleşen 29.09.2012 ve 22.02.2014 tarihli genel kurul kararlarına istinaden davalıdan toplamda 13.04.2017 icra takip tarihi itibariyle (337,00-TL+ 180,00-TL + 1.020,00-TL) 1.537,00-TL tutarındaki asıl alacağın tahsilini talep edebileceği, davacı kooperatifin asıl alacak yönünden fazla tahsilini istediği tutarın (3.573,00-TL-1.537,00-TL=) 2.036,00-TL olduğu, davalının 2.036,00-TL lik asıl alacak yönünden icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, davacı kooperatifin davalıdan tahsilini talep edebileceği 1.537,00-TL tutarındaki asıl alacağına 13.04.2017 icra takip tarihine kadar işletebileceği aylık %1.5 gecikme faizinin 807,98-TL olacağı ve bu gecikme faizinin tahsilini davalıdan talep etmede haklı bulunacağı, davalının ise (1.417,49-TL-807,98-TL=) 609,51-TL işlemiş gecikme faizi yönünden yaptığı itirazının haklı ve yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, yönündeki kanaat ve görüşlerimin değişmeyeceği kanaati bildirilmiştir.
Taktiri mahkememizde olmak üzere daha önceki bilirkişi raporlarında genel kurul kararı olmayan dönemler için hesaplama yapılmadığından, ikinci seçenek olarak davacı vekilinin itirazları doğrultusunda genel kurul kararı olmayan dönemler için de hesaplama yapılmak suretiyle davacının alacağının hesaplanması için önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiden alınan 2. ek raporda özetle; genel kurulda karar alınmasa bile karar alınmayan dönemlerde aidat tahsilinin davalıdan istenebileceğinin kabulü halinde alacak tutarı hesabı: Davacı kooperatifin icra dosyasından 08.04.2017 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 2013 yılı Mart ayı -2017 yılı Mart arasındaki dönem itibariyle alacakların tahsilini talep ettiği, davacı kooperatifin genel kurulca karar alınmasa bile karar alınmayan bu dönemlerde de aidat alacağının davalıdan tahsilinin kabulü halinde talep edebileceği asıl alacak tutarının 3.573,00-TL ve bu asıl alacağa işleyecek aylık %1,5 gecikme faizi 1.417,49-TL olmak üzere toplam 4.990,49-TL’nin tahsilini talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı kooperatif, üyesi olan davalılardan aidat alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatmıştır. Davalı bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere davalı kooperatif ortağı olup aidat borcundan sorumludur. Kooperatife karşı asli edim yükümlülüğü aidat borcunun ödenmesidir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere kooperatif ortaklarından talepte bulunabilmesi için kural olarak genel kurul kararınca alınmış aidat kararı bulunması gerekir. Sunulan genel kurul kararları üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 29/09/2012 tarihinde yapılan 2011 Hesap Yılı Genel Kurulunda, 22/02/2014 tarihinde yapılan 2013 Hesap Yılı Genel Kurulunda aidat alınmasına ilişkin karar bulunduğu, fakat 25/05/2013 tarihli, 26/06/2015 tarihli, 03/04/2016 tarihli ve 21/06/2017 tarihli genel kurullarda ortaklardan aidat veya site işletme aidatının tahsiline ilişkin nisap yokluğu nedeniyle veya hiç karar alınmamış olması nedeniyle aidat alınmasına ilişkin karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi kök ve 1.ek raporunda aidat kararı alınmayan genel kurulların kapsadığı dönemlere ilişkin kooperatifin aidat talebinde bulunamayacağı değerlendirilmiş, mahkememizce bu defa takdiri mahkememize ait olmak üzere genel kurul kararı olmayan dönemler içinde aidat alınabileceği şekilde seçenekli hesaplama yapılması talep edilmiş, bu yönde 2. bilirkişi ek raporu alınmıştır. 1163 sayılı Kanunun 23. maddesi gereğince ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Davacı kooperatifin 3.000 üzerinde ortağı olan bir kooperatif olup, genel kurul kararı alınmasa dahi ortaklara vermiş olduğu hizmetler ile genel yönetim giderlerinin karşılanması amacıyla sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre uygun bir aidat talep edebileceği kabul edilmelidir. Bunun yanında önceki genel kurulda alınan aidat kararları iptal edilmedikçe sonraki dönemler bakımından da uygulanmalıdır. Bu durum kooperatif hukukundaki eşitlik ilkesinin bir gereği olduğu gibi kooperatif imkanlarından faydalanan ortağın diğer ortaklar gibi kooperatif giderlerine katılması zorunluluğunun gereğidir. Aidat alınmasına ilişkin kararın bulunduğu genel kurulların iptal edildiği yönünde dosyada iddia ve delil bulunmamaktadır. Talep edilen aidat miktarları da emsallere uygun olup, bilirkişi kök ve ek raporlarında davacı kooperatifin her dönem için talep edebileceği aidat miktarı ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu 120/2. maddesine göre talep edilen aylık %1,5 faiz oranının da yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda bilirkişi seçenekli raporunda da hesaplandığı üzere davacının icra takibine konu ettiği 3.573,00-TL asıl alacak ve 1.417,49-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.990,49-TL alacak talebinin yerinde olduğu, buna göre davalının takibe itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın kabulüne, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında 714,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 340,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,23-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 255,67-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 121,13-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri ile bilirkişi sarf gideri olmak üzere toplam 723,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır