Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/350 E. 2019/61 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/350 Esas
KARAR NO : 2019/61

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket ile davalı arasında cari hesap sözleşmesi kapsamında 31.670,20 TL alacaklı olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacıya herhangi bir borçlarının olmadığını, davacı tarafça borcun varlığına ilişkin delil ibraz edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla tetkikinde, davacı tarafından davalı aleyhine toplam 31670,20 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı,davalının itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme gününü belirlenerek mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 12/09/2018 havale tarihli raporunda özetle; bilirkişi 12/09/2018 havale tarihli raporunda özetle; dava konusunun davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap ekstresi alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi 26/09/2017 itibariyle davacının davalıdan 31.670,20-TL alacağının bulunduğunu, davalının 16/07/2018 tarihli inceleme gününe katılmadığını ve yerinde inceleme talebinin de bulunmadığından evraklarının incelenmediğini, davacının davalıya takip konusu 15/06/2017 tarihinde davacının …bank T.A.Ş. hesabından davalıya 30.000,00-TL, 27/07/2017 tarihinde davacının …. Bankası A.Ş. Hesabından davalıya 1.600,00-TL olmak üzere toplam 31.600,00-TL ödeme yapmış olduğunu, davacının davalıya göndermiş olduğu ödemelerine ilişkin davalının edimini yerine getirip getirmediği hususunu davalı ticari defterleri incelemediğinden tespit edilmediğini, davacının davalıya düzenlemiş olduğunu iade faturasının ibraz etmediğinden dolayı 70,20-TL’lik faturanın davacının ispatına muhtaç olduğunu, bu itibarla davacının davalıdan avans ödemesi niteliğinde yapmış olduğu ödemeler göz önünde bulundurularak takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 31.600,00-TL alacaklı olduğunu, neticeden takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 31.600,00-TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine, davacı tarafça iş bu itirazın iptali davası açıldığı, Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 31670,20 TL alacaklı göründüğü, davalı tarafın bilirkişi incelemesine ticari defter ve belgelerini sunmadığı, davacının 31.600 TL’lik ödeme makbuzunu dosyaya sunduğu, her ne kadar davalı takip dosyasında yapmış olduğu itirazda davacı şirket hiç bir alışverişi bulunmadığını belirterek borcu olmadığını itiraz etmiş ise de, dosyaya ibraz edilen belgeler, yapılan bilirkişi incelemesi ve davalının ödeme iddiası dikkate alındığında, aralarında ticari ilişki bulunmadığı yönündeki iddiasının gerçekle bağdaşmadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin sabit olduğu, yapılan 31600,00 TL’lik ödemeye karşı davalının hizmeti sunduğunu ispat külfetinin davalıda olup, hizmeti sunduğuna dair hiçbir delilinin bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki iddiasını ispat edemediği ve İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği, borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan olmadığı, inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu, bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerektiği, daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması gerektiği, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı, açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda olması, alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun belirlenmesi nedeniyle icra tazminatının kabulüne, 70,20 TL yönünden ispatlanamayan alacağın reddine, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE
2-Takibin 31.600,00-TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, asıl alacak olan 31.600,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Yapılan yargılama giderinin harç yönünden davalı üzerinde BIRAKILMASINA, Alınması gereken 2.158,60-TL harçtan, peşin alınan 382,50-TL nin mahsubu ile bakiye 1.776,10-TL eksik harcın davalıdan ALINARAK hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 418,40-TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf olunan 600,00-TL bilirkişi ücreti, 98,00-TL müzekkere ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 698,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre (%99,77 kabul %0,33 red) 696,40-TL’sinin davalıdan TAHSİLİ İLE davacıya VERİLMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacının kendisini vekil ile temsil ettiği anlaşılmakla, davanın kabul edilen miktarı üzerinden, Av. Kan. gereğince, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca, 2. kısım 2. bölüm ve 3. kısım göre hesaplanan, takdir ve tayin olunan nispi 3.792,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana VERİLMESİNE,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği anlaşılmakla, davanın red edilen miktarı üzerinden, Av. Kan. gereğince, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca, 2. kısım 2. bölüm ve 3. kısım göre hesaplanan, takdir ve tayin olunan maktu 2725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır