Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/35 E. 2019/227 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/35 Esas
KARAR NO : 2019/227

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin … firmasının yetkili servisi olan davalı … arasında gümrük ilişkileri sebebiyle yıllardır devam eden bir ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkilinin, davalı şirketin gümrükteki her türlü işlemini aralarındaki vekâlet ilişkisine istinaden gerçekleştirdiğini, iş bu vekalet ilişkisine dayalı ticari ilişki sebebiyle 02.03.2016 ile 04.10.2017 tarihleri arasında müvekkili tarafından sunulan hizmete ilişkin olarak davalıya 848 adet fatura düzenlendiğini, davalının, dava dilekçesi ekinde sunulan faturalara ilişkin bugüne kadar herhangi bir itirazda bulunmadığını, yine aynı şekilde 20.07.2017 tarihinde davalı şirkete iletilen mutabakat mektubunda görüleceği üzere davalının, 92.393,25 TL bakiyeli borcuna dair herhangi bir itiraz veya kayıt sunmaksızın, mektubu kaşeleyip imzalayarak taraflarca mutabakat sağlandığını, davalıya 02.08.2017 tarihinde 100.173,10 TL olan güncel borçlarına ilişkin yeniden mutabakat mektubu gönderilmiş ancak davalıdan herhangi bir dönüş ve ödeme sağlanmadığını, davalının mağduriyetine mahal vermemek için, müvekkilince o tarihten sonra da gümrük işlemlerine devam edildiğini, ancak devam eden uyarı ve ikazlara rağmen müvekkilinin cari hesap alacağı ödenmemiş olup, tahsilat için yapılan aramalara ve mesajlara da cevap verilmediğini, şirket sahibi …. ile birçok kez irtibata geçilmiş olup, kendisinden ödeme sözü alınmasına rağmen, yine de hiçbir ödeme gerçekleştirilmediğini, bunun üzerine Eyüp … Noterlik kanalıyla 03.10.2017 tarih ve …. yevmiye numarası ile davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra 04/10/2017 tarihinde davalıya ait toplam 113.032.29 TL’nin 23.000,00 TL lik kısmı ödendiğini, geri kalan 90.032,90 TL ödenmediğini taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı güncel 25.12.2017 tarihli cari hesap ekstresine bakıldığında, davalı tarafça toplamda 90.032,90 TL ödenmemiş tutar bulunduğunu, müvekkilinin tüm iyi niyetli davranışlarına rağmen borç miktarının ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğü …. E. sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu takibe davalı şirketçe yetki itirazında bulunulmuş, işbu itirazın akabinde bu defa tarafımızca Küçükçekmece… İcra Dairesi … Esas numaralı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve borçlunun mal kaçırma veya ödeme kabiliyetini kaybetmesi tehlikesi bulunduğundan, menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları ile bankalardaki hak ve alacaklarına alacağı karşılayacak miktarda teminatsız veya takdir olunacak teminat mukabili ihtiyati tedbir konulmasına ,dava sonunda müvekkil şirketin davalıdan alacağı miktarın sonuçsuz kalma ihtimali bulunduğundan, tüm bankalarda davalı şirketin her türlü hesapların araştırılmasına ve ilgili bankalarda davalı adına hesaplar bulunması halinde, söz konusu hesapların alacağı karşılayacak miktarı üzerine İhtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili …. Bilişimin 2005 yılında kurulmuş, 31.05.2006 yılında yapılan unvan değişikliği ile bilişim sektöründeki faaliyetlerine devam ettiğini, kurulduğu tarihten itibaren …. marka ürünlere servis hizmeti veren …. Bilişim, sektördeki başarısı ile beraber önce; …. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa yetkili bayisi, daha sonra ise,…(….) ile imzalanan sözleşme uyarınca, 18.02.2016 tarihi itibariyle tüm Türkiye çapında …. marka dizüstü bilgisayar, HDD/SSD (Harddisk) ve aksesuar ürünlerinin Servis Sağlayıcısı ve İthalatçısı olarak atandığını, hal böyle iken, …. markasının, Türkiye yüzü olan ve sektörünün en büyük firmalarından biri olan müvekkil şirket hakkında “kabul etmemekle beraber” mal kaçırma girişimi iddiası ile ihtiyati haciz talebinde bulunulmasının kabul edilemez bir talep olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki davacının kusuru sebebi ile sona erdiğini, gerçekten de; Müvekkili şirketin, 18.02.2016 tarihinde …. . olarak atanması üzerine; dizüstü bilgisayar, HDD/SSD ve aksesuarları ile yedek parça ithalatları hususunda gümrük işlemleri davacı tarafından gerçekleştirildiğini, çalışmaya başladıkları günden itibaren müvekkil şirket tarafından, yapılan gümrük işlemlerine ilişkin açıklamalı faturaların ödemeleri, bununla birlikte – ek işlem masrafı adı altında başka bir açıklama kalemi olmayan fatura ödemeleri ve yine birçok kez müvekkil şirkete gelen davacı personeli…. kanalı ile elden nakit olarak ödemeler yapıldığını, müvekkili şirketten kaynaklanmayan aksine, davacının sebep olduğunu, teslimatı yapılmayan, gümrükte bırakılmış ürünler için doğmuş giderler de, (davacının katlanması gereken masraflar) -işlem masrafı- adı altında müvekkil şirkete fatura edildiğini, muhasebe departmanı tarafından bu faturalar da, gerçekten ithalat işlemine ilişkin olduğu ve müvekkil şirket tarafından ödemesi yapılacak olarak sehven işleme alınmış olup gerçekte taraflar arasında bir mutabakat bulunmadığını, müvekkili şirketin daha önce ithalat geçmişi olmaması, bu işlemlerin davacı şirketin uzmanlık alanına girmesi ve zamanla arada güven ilişkisi başlaması sebebi ile müvekkil şirket bahse konu ödemeleri yapmış olduğunu, ancak bahse konu ödemeler müvekkil şirketin borç hanesinden düşülmediği gibi davacı firmadan açıklama talep edilmiş ise de cevap alınamadığını, bilindiği üzere, davacı tarafından ibraz edilen faturalar tek taraflı düzenlendiği için, yalnız başına davayı ispat için yeterli olmadığını, müvekkil tarafından alınmayan hizmetler ve katlanılmaması gereken masraflar da fatura edildiği için faturaya konu hizmetlerin verildiğinin ispat yükü davacıda olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur .
Dava İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Dava konusu uyuşmazlık davacının davalıya verdiğini iddia ettiği gümrük işlerine ilişkin hizmetler nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Küçükçekmece …. İcra Dairesi…. Esas dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 9.032,90 TL asıl alacak ve 487,00 TL faiz olmak üzere toplam 90.519,90 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlığın tespit ve değerlendirilmesi açısından tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
SMMM … ile gümrük bilirkişisi….tarafından üzenlenen raporda, tarafların 2016 ve 2017 yıllarına ait defterlerin yasal süresinde içerisinde oldukları ve sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı belirtilmiştir. Raporda, özetle; yapılan incelemede; alacağa konu edilen faturalara konu tüm gümrük beyannameleri ile dekontlarda işaret edilen harcama faturalarının ibrazı istenmiş, davacı yan bir takım gümrük beyannamelerini ve konu faturaları 4 klasör halinde ibraz etmiş, dekont eklerindeki belgelerin yoğun olması sebebiyle belgeler ‘’flaş belleğe” aktarılarak dosyasına konulmak üzere teslim alınmış olup, iş bu hususlar tarafların katılımı ile tutanak altına alınmış ve dosyasına bırakılmış olduğu, davaya konu edilen gümrük beyannameleri, gümrük işlemlerinin ifasına yönelik hizmet faturaları ve davalı adına yapılan harcamalar tek tek incelenerek teyit edilmiş ve tabloya işlenmiş olduğu, Belgeler üzerinde yapılan incelemede; Davacı …. gümrükleme firması davalı vekaletine binaen dolaylı temsilci sıfatı ile davalı adına tescil ettirmiş olduğu toplam 471 adet ithalat ve ihracat işlemleri için hizmet verdiğinin sabit olduğu, iş bu hizmetlerden kaynaklı gümrük müşavirlik hizmeti olarak 148.449,30 TL fatura tanzim etmiş olduğu, dekontlara konu edilen “flaş bellek” te mevcut harcama faturaları incelendiğinde bu harcamaların, davacı tarafından ödenen ardiye, ihracatçı birlikleri, damga vergisi gibi, davalı adına yapılan ödemeler olduğu ve bu ödemeler toplamının da 85.559,05 TL olduğu, bu sonuçla davacının, davalı yandan (148.449,30 +85.559,05)= 234.008,35 TL alacağa hak kazandığı sonucuna ulaşıldığı, … firmaları işin doğası gereği genel olarak açık hesap çalışma sistemine dayalı çalışmakta olduklarından, alacağa konu edilen miktarın hangi işlemden kaynaklandığını tespit etmek mümkün olmadığı, bu meyanda tarafların ticari defter kayıtlarına göre cari hesap alacağı incelenerek borç-alacak miktarı belirlenmesi gerekeceği, sonuç itibariyle; dosyada mübrez belgeler ile yerinde inceleme aşamasında dosyaya sunulan belgeler, taraf beyanları ve gümrük işlemlerinin ifasına yönelik tüm hususlar bir bütün olarak değerlendirmek suretiyle yapılan incelemeler ışığında, davaya konu alacak miktarı cari hesap alacağına dayalı oluşu gözetilerek yapılan incelemede, davacının gümrük işlemlerine esas 471 adet gümrük beyannamesi tespit edilmiş olup, iş bu işlemlere binaen davacı …. Ltd. Şti firmasının kesmiş olduğu, 148.449,30 TL hizmet faturası ve davalı adına ödemiş olduğu sair giderlere mahsusu dekont tutarı olan 85.559,05 TL olmak üzere toplamda 234.008,35 TL tutarlı faturaların olduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.10.2017) itibariyle davalının davacıya 89.676,02 TL borcunun gözüktüğü, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.10.2017) itibariyle davacının davalıdan 140.699,69 TL alacaklı gözüktüğü ancak, taleple bağlılık ilkesi gereği 90.032,90 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyanında; bilirkişi raporuna itirazı olmadığını, rapor doğrultusunda karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca itirazın iptali davasını asıl alacak üzerinden açtıklarını, işlemiş faize ilişkin talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf davalıya verdiği gümrük işlemlerine ilişkin hizmetler nedeniyle düzenlediği faturalar nedeniyle alacaklı olduğu iddiasındadır. Yapılan bilirkişi incelemesinde, Davacının, davalı vekaletine binaen dolaylı temsilci sıfatı ile davalı adına tescil ettirmiş olduğu toplam 471 adet ithalat ve ihracat işlemleri için hizmet verdiğinin sabit olduğu, iş bu hizmetlerden kaynaklı gümrük müşavirlik hizmeti olarak 148.449,30 TL fatura tanzim etmiş olduğu, ayrıca davacı tarafından ödenen ardiye, ihracatçı birlikleri, damga vergisi gibi, davalı adına yapılan ödemeler nedeniyle toplam 85.559,05 TL alacaklı olduğu, buna göre davacının, davalı yandan (148.449,30 +85.559,05)= 234.008,35 TL alacağa hak kazandığı sonucuna ulaşıldığı, Gümrük Müşavirlik firmaları işin doğası gereği genel olarak açık hesap çalışma sistemine dayalı çalışmakta olduklarından, alacağa konu edilen miktarın hangi işlemden kaynaklandığını tespit etmek mümkün olmadığından, tarafların ticari defter kayıtlarına göre cari hesap alacağı incelenerek borç-alacak miktarı belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre davacının kalan alacağının ne kadar olduğunun ispatı bakımından davalının defterlerine itibar edilmesi gerektiği, davalı defterlerine göre davalının davacıya 89.676,02 TL borcunun gözüktüğü değerlendirilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacı personeli Ümit Dalgıç kanalı ile elden nakit olarak ödemeler yapıldığını, müvekkili şirketten kaynaklanmayan aksine, davacının sebep olduğunu, teslimatı yapılmayan, gümrükte bırakılmış ürünler için doğmuş giderlerin de, (davacının katlanması gereken masraflar) -işlem masrafı- adı altında müvekkil şirkete fatura edildiğini, muhasebe departmanı tarafından bu faturalar da, gerçekten ithalat işlemine ilişkin olduğu ve müvekkil şirket tarafından ödemesi yapılacak olarak sehven işleme alınmış olup gerçekte taraflar arasında bir mutabakat bulunmadığını, müvekkili şirketin daha önce ithalat geçmişi olmaması, bu işlemlerin davacı şirketin uzmanlık alanına girmesi ve zamanla arada güven ilişkisi başlaması sebebi ile müvekkil şirket bahse konu ödemeleri yapmış olduğunu, ancak bahse konu ödemeler müvekkil şirketin borç hanesinden düşülmediği gibi davacı firmadan açıklama talep edilmiş ise de cevap alınamadığını savunmuşsa da; davalının kendi defterlerindeki kayıtların aksinin ispatına yönelik ispata yarar delil sunulamadığı, buna göre davalının kendi defterlerindeki kayıtlarla bağlı olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, davalının defterlerindeki kayıtlara göre 89.676,02 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne; davacı vekilini son celsedeki beyanı nazara alınarak icra takibindeki işlemiş faize ilişkin talebin reddine; alacak faturaya dayalı, davalı tarafından bilinebilir ve hesaplanabilir olmakla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
1-Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı icra takibine davalının itirazının 89.676,02 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20 si oranında 17.935,24-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Karar ve ilam harcının 6.125,76 TL’ye ikmali ile bakiye 4.588,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan 1.084,94 TL peşin harç ve 452,60 TL icra peşin harcının mahsubuna,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL BVH, 1.084,94 TL PH ve 452,60 TL icra peşin harcı olmak üzere toplam 1.573,44 davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan 1.682,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.675,33 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 9.924,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 356,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/03/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı