Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/321 E. 2019/1145 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/321 Esas
KARAR NO : 2019/1145

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 24/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirketten 10.05.2017 tarihinde ambalajlı olarak alınan ve gerekli gözden geçirmeye rağmen gözükmeyen ve sonradan üretim sırasında ortaya çıkan ayıplara ilişkin durum TBK m. 223′ e uygun şekilde zaman kaybedilmeksizin hemen 05.12.2017 tarihinde ” Düzeltici Faaliyet Raporu No: 57 ( DÖF 57 ) ” ile beraber davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin 21.12.2017 tarihinde işletmeye davet edildiğini, bu ziyaret sırasında , yaklaşık 200 metre dilimleme makinesinde sarılan topta alt bezi kağıdının yüzeyinde devamlı olarak bulunan 1 adet yırtık davalı şirketin iştirak ettiği bu testte görüldüğünü, yapılan incelemelerde davalı şirketten, 10.05.2017 tarihli … nolu sevk irsaliyesi ile gönderilen alt bezi kağıdı toplarının yarısından fazlasında sarım bozukluğuna rastlandığına, üretim alt bezi kağıdında 70 derece fırın sıcaklığında ve 6 m/ dk hızın altındaki hızlarda kağıt üzerinde deformasyonlar gözlemlendiğine, davalı şirketin ziyareti sırasında, yapılan mukavemet testlerinin sonuçları davalı şirket ile paylaşıldığını ve kendi laboratuvarında durumu incelemeleri için numuneler sunulduğunu, mallardaki ayıplar üzerine bilahare ürünleri iade ve yenisi ile değişimi istediklerini davalı şirkete belirttiklerinde, davalı şirket tarafından değişim- bedel iadesi yapılamayacağını ifade ettiğini, bunun üzerine Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1/c maddesinde hükmedilen sekiz günlük ihbar süresi içerisinde Kadıköy …. Noterliği’nin 17 Ocak 2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile işbu ihtarın tebliğinden itibaren üç gün içinde malzeme bedeli olarak davalı şirkete ödenen 30.239,47 USD’ nin müvekkil şirketni banka hesabına ödenmesi, aksi halde davalı şirket aleyhine yasal yollara başvurulacağını, alacak ve hatalı ürün nedeniyle uğranılan müşteri kaybı, gelir kaybı, sair her türlü zararın davalı şirketten talep ve dava edileceğinin ihtar edildiğini, davalı şirket vekilinin 19.01.2018 tarihli cevabı ihtarnamesinde ihtarnameyi ve içeriğini kabul etmeyip, itiraz ettiğini beyan ederek müvekkil şirketin davalı şirketten yasal süresi içerisinde ayıplı mallara ilişkin iade ve yenisi ile değişimi isteğinin yerine getirilmesine, yerine getirilmemesi halinde malzeme bedeli olarak müvekkil şirket tarafından davalı şirkete ödenen 30.239,47 USD’ nin tarafımıza ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu ürünlerde bulunduğu iddia edilen ayıbı kabul etmemekle birlikte; davacı tarafından basiretli tacir yükümlülüklerine aykırı olarak yasal süreler içinde bildirim yapılmadığını, davacı yan, dava dilekçesinde 10.05.2017 tarih ….. sevk irsaliyesinden bahsetmişse de , ne delil listesinde ne de dilekçe eklerinde bahsi geçen irsaliyeye rastlanılmadığını, dava konusu ürünlerin müvekkillerin satın alındığının dahi belli olmadığını, gerekli inceleme yapıldığında davacı yanın TTK ve TBK hükümleri çerçevesinde yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını açıkça görüleceğini, davacı yanın dava konusu ürünlerdeki ayıpları derhal bildirildiği iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının müvekkile elektronik posta yolu ile ayıp ihbarında bulunduğu yönündeki beyanlarını kabul etmediklerini, bu işleme ait mail örneğinin dilekçe eklerinde bulunmadığı gibi delil listesinde de belirtilmediğini, ayrıca davacı tarafından sonradan delil ikame edilmesine muvafakatlarının bulunmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde; 10.05.2017 tarihli ürünlerinin 01.12.2017 tarihinde işleme alındığı sırada ayıpların görüldüğünün devamında ise 10.01.2018 tarihinde müvekkile ayıp ihbarı yapıldığını belirtmiş, devamında 8 günlük yasal ihbar süresinden bahisle 17.01.2018 tarihinde Kadıköy …. Noterliği’nin …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulduğunu beyan ettiklerini, yalnızca bu beyanların bile davacının basiretli tacir yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğinin kanıtı olduğunu, dava konusu ürünlere ilişkin ayıp ihbarının yasal süreler içinde yapılmadığı gibi dava dilekçesinde belirtilen ayıp ihbar tarihlerinin tutarsızlığı davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunun ispatı olduğunu, davacı tarafından düzenlenen hukuka aykırı tutanak ve raporları kabul etmediklerini, tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde davacının mevzuata aykırı beyanlarda bulunduğunu ortaya çıkardığını, dosyaya sunulmuş ve celp edilecek olan tüm evraklar, beyanlarının, itirazlarının birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketin kötü niyetli hareket ettiğinin açıkça görüleceğini beyan ederek, davacının açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp nedeniyle ürün bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan satın aldığı ürünlerin gizli-açık-kullanmakla ortaya çıkan şekilde ayıplı olup olmadığı, davalının süresinde ve usulüne uygun olarak muayene ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, dava konusu ürünlerde ayıp söz konusu ise ayıp nedeni ile bedel indirimi veya bedelin iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Tanık ……’in Talimat Mahkemesince alınan beyanında; kendisinin davacı firmanın … Mahallesinde bulunan fabrikasında Üretim Müdürü olarak çalışmakta olduğunu, şirketin nano teknolojik ürünler üreten bir firma olduğunu, davalı firmadan da bu ürünleri üretirken kullandıkları dokusuz nonvowen diye tabir edilen malzemeleri tedarik ettiklerini, 2017 yılının Mayıs ayında şirketin …. ekibinin de tavsiyesiyle davalı firmadan toplam 48 rulodan oluşan ve her bir rulonun da 4-5.000 metre uzunluğu bulunan malzemeleri temin ettiklerini, depoya aldıklarını, Aralık ayı içerisinde üretime geçmek için bu rulolardan bir tanesini açtıklarında malzemenin kimi yerlerinde yırtıklar, renk bozuklukları ve delikler bulunduğunu gördüklerini, bunun üzerine bu rulodan farklı ve rastgele seçilen 2 rulo daha açtıklarını, aynı şekilde ayıplı olduğunu gördüklerini, bunun üzerine davalı firmaya ulaştıklarını, firma yetkililerinin kendilerine kod numarasını bildirdikleri ruloyu açtıklarını, onunda aynı şekilde hasarlı olduğunu, bunun üzerine firma yetkililerinin gelip yerinde görmek istediklerini kendilerine bildirdiklerini ve hava muhalefeti nedeniyle Aralık ayı içerisinde değil Ocak ayı içerisinde firmanın üretim müdürü ve satış müdürünün geldiğini, 2 ruloyu daha onların huzurunda açtıklarını, bu açılan rulolarda da aynı hasarın olduğu görülünce kendileri ile bu parti malın tamamının aynı şekilde hasarlı olduğu yolunda tutanak tanzim ettiklerini, bu tutanağa göre şirketin davalı şirket tarafından zararı tazmin edileceğini, ancak tazmin edilmediğini, kendisinin bildiklerinin bunlardan ibaret olduğunu, tanıklık ücreti talebinin bulunmadığını beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tanık ….’nun Talimat Mahkemesince alınan beyanında; kendisinin davacı şirketin ortağı ayrıca yönetim kurulu üyesi olduğunu, 2017 yılının Mayıs ayında davalı şirketten alt bezi kağıdı aldıklarını, alt bezi kağıtlarının kendilerine bobinler üzerine sarılı şekilde geldiğini, aldıkları her ürünü ilk önce kontrol ettiklerini, bu şekilde kontrolünü yapıldığında herhangi bir anormallik ve ayıbın görmediklerini, çünkü ürünlerin sarılı olduğunu, dışında da ambalaj olduğunu, sonradan bu bezleri kullanmaya başladıklarında yırtıklar olduğunu gördüklerini, kimileri makineye takıldığını, ayrıca bir …. projesi için ürünleri aldıklarını, 48 bobin halinde ürün geldiğini, ürünleri kullanacakları bir adet makine mevcut olduğunu, ……. çalışması olduğu için gerekli kimyasal maddeler gelmeden kendilerinin 48 bobini makine takıp açmalarının ve kontrol etmelerinin zaten mümkün olmadığını, bu nedenle her bobini makineye takıp açtıklarında yırtıklar olduğunu gördüklerini, davalı şirket yetkililerine ulaştıktıklarını, gelip bakmak istediklerini söylediklerini, geldiklerinde yine bobinlerden makineye taktıklarını, yırtıkları gördüklerini, ayrıca deliklerin, sarım bozukluluğu ve beyaz lekelerinde olduğunu, bu durumu halledeceklerini söylediklerini, daha sonra davalı şirket sahibine telefonla ulaştığını, ancak o davalı şirket yetkililerinin ayıplı malı görmelerine rağmen malın ayıplı olduğunu inkar ettiklerini, ayıp ihbarını e-mail yoluyla davalı tarafa yaptıklarını, Denizli’ye gelen davalı şirket yetkililerin isimlerinin …. ve soyismini bilmediği … isimli üretim müdürü olduğunu beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tanık …’ın Talimat Mahkemesince alınan beyanında; kendisinin yaklaşık üç yıllır davacı şirkette kalite kontrol teknisyeni olarak çalıştığını, davacı şirket olarak 2017 yılı mayıs ayında davalı şirketten alt bezi kağıdı aldıklarını, kendilerine 11 Mayıs’da alt bezi kağıtları büyük bobinler üzerine sarılı şekilde geldiğini, bu bobinlerin 100-200 kilogramlık büyük bobinler olduğunu, streçlendiğini, ürünlerin gelir gelmez kontrolünü yaptıklarını, herhangi bir anormallik gözükmediğini, bu nedenle ürünleri depoya aldıklarını, ürünlerin bir … projesi için satın aldıklarını, Aralık ayında üretim için bobinlerden birisini makineye taktıklarında makinenin kağıdının düzgün şekilde alamadığını gördüklerini, kontrol ettiklerinde kenarında yırtık olduğunu, orta kısmında delikler olduğunu , beyaz lekeler olduğunu ve sarımda bozukluk olduğunu gördüklerini, diğer bobinlerin düzgün olabileceği ihtimaline binaen bir bobini daha makineye taktıklarını, onda da aynı sorunların devam ettiğini gördüklerini, bu durumu davalı şirkete e-mail yoluyla bildirdiklerini, onların kendilerinden lot numaralını söyledikleri üç bobini daha açmalarını istediklerini, açtıklarında onlarında aynı şekilde olduğu gördüklerini ve davalı şirket yetkililerini davet ettiklerini, 2018 yılının Ocak ayında davalı şirket yetkilelirinden … ve …. ‘in geldiklerini, onların seçtiği bobinlerden iki tanesini yine makineye taktıklarını, aynı ayıpların bu bobinlerde de olduğunu, gördükten sonra durumu kabullenmek zorunda kaldıklarını, bu durumu tutunak altına aldıklarını, onlarında imza attığını, ancak sonradan malın ayıplı olduğunu davalı şirketin inkar ettiğini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tanık …’in Talimat Mahkemesince alınan beyanında; kendisinin davacı şirkette satın alma ve lojistik uzmanı olarak çalıştığını, davacı şirket olarak 2017 yılı Mayıs ayında davalı şirketten alt bezi kağıdı aldıklarını, kendilerine 11 Mayıs’da alt bezi kağıtlarının büyük bobinler üzerine sarılı şekilde geldiğini, bu bobinlerin 100-200 kğ.luk büyük bobinler olduğunu, streçlendiğini, ürünlerin gelir gelmez, kontrolünü yaptıklarını, herhangi bir anormallik gözükmediklerini, İSO belgelerini davalı taraftan aldıktan sonra ürünleri depoya aldıklarını, çünkü bu ürünlerin bir …. projesi için satın alındığını, bir takım kimyasallar temin edildikten sonra üretime geçilmesi gerektiğini, Aralık ayında üretim için bobinlerden birisini makineye taktıklarında makinenin kağıdı düzgün şekilde alamadığını gördüklerini, kontrol ettiklerinde kenarında yırtık olduğunu, orta kısmında delikler olduğunu , beyaz lekeler olduğunu ve sarımda bozukluk olduğunu gördüklerini, diğer bobinlerin düzgün olabileceği ihtimaline binaen bir bobini daha makineye taktıklarını, onda da aynı sorunların devam ettiğini gördüklerini, bu durumu davalı şirkete e-mail yoluyla bildirdiklerini, onların kendilerinden lot numaralını söyledikleri üç bobini daha açmalarını istediklerini, açtıklarında onlarında aynı şeklide olduğu gördüklerini ve davalı şirket yetkililerini davet ettiklerini, 2018 yılının Ocak ayında davalı şirket yetkilelirinden …. ve …’ın geldiklerini, onların seçtiği bobinlerden iki tanesini yine makineye taktıklarını, aynı ayıpların bu bobinlerde de olduğunu, gördükten sonra durumu kabullenmek zorunda kaldıklarını, bu durumu tutunak altına aldıklarını, onlarında imza attıklarını, ancak sonradan malın ayıplı olduğunu davalı şirketin inkar ettiğini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tanık …’in Mahkememizce alınan beyanında; davalı şirkette kalite kontrolde çalıştığını, davacı tarafın kendi şirketlerinden nakış işleme telası denilen ürünü siparış ettiğini, önce deneme ürünü gönderdiklerini, kendilerinden onay aldıktan sonra talep edilen miktarda üretim yapmaya başladıklarını ve bitirdiklerini, üretim sırasında belli miktarlardan sonra kontrolde yaptıklarını, kontrollerde herhangi bir sıkıntı olmadığını, ürünlerin davacı tarafa gönderildiğini, gönderildikten yaklaşık 7-8 ay sonra bize ürünlü ilgili şikayetler davacı tarafından bildirildiğini, bunun üzerine yerinde tespit için şirket çalışanları … ve … davacının iş yerine gidip tespit yaptıklarını, kendilerinin talep edilen ürünü davacıya gönderdikten sonra davacı taraf ürünü sararken sarımı sırasında fazla germelerinden kaynaklı yırtıklar oluştuğunu …. ve ….’un kendilerine aktardığını, mevcut ürünlerin yırtılmasıyla ilgili ne tür işlem yapılacağı konusunda bilgisinin olmadığını, fakat bundan sonraki siparişlerde kendi şirketlerinin daha dikkatli olması yönünde tarafların mutabakata varıldığının söylendiği beyan etmiş, davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; davacıya gönderdikleri ürünü bobinlere sarılarak yaklaşık 4bin metrelik toplar şeklinde toplarda streçlenerek paletlerle davacıya sevkedildiğini, bu topların orta kısımlarında meydana gelen yırtılmaların top açılmadan görülmesinin tabiki mümkün olmadığını, fakat kendilerinin üretim sırasında kalite kontrol olarak ayıpların tespiti yapıp ilgili kısımları keserek üretime devam ettiklerini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tanık … Mahkememizce alınan beyanında; davalı şirkette üretim sorumlusu olarak çalıştığını, davacıya 3-4 bobin civarında dava konusu ürünün beyaz renkli olanını daha önce sattıklarını, davacı tarafın bu ürünü beğendiği için aynı ürünün siyahını talep ettiğini, bunun üzerine aynı ürünün siyahını öncekinin 4-5 katı civarında miktarda üretim yaparak sattıklarını, davacı 6-7 ay sonra ürünü kullanamadığını ve sıkıntı yaşadıklarını söylediklerini, bunun üzerine sorunlu olduğunu iddia ettikleri bobinin dışından diğer bobinlerden de denemelerini istediklerini, daha sonra 2-3 ay sonra yeniden öbür bobinlerde de problem olduğunu kendilerine ilettiklerini, kendisinin ve satış temsilcisi … birlikte davacı firmaya gittiklerini, ürünler üzerinde inceleme yaptıklarını, seçtikleri herhangi bir bobini davacının sarım makinasına takıp denediklerinde sarım makinasının gergin olduğunu farkettiklerini, makina gerginken ürünün kenarlarında çatlamalar olduğunu gördüklerini, makinanın gerginliğini azalttıktan sonra bu sorunun yaşanmadığını gördüklerini, bu kez ürününün ters yüzeyinde beyazlıklar olduğunu tespit ettiklerini, bir dahaki üretimde bu beyazlıkların olmaması yönünde gerekli tedbirlerin alınması yönünde mutabakata varıldığını, bir de bazı toplarda kendilerinin sarımlarından kaynaklı hafif dışa kaymalar olduğunun tespit edildiğini, fakat bu ürüne zarar veren bir şey olmadığını, davacının depolamasında sorun oluştuğunu söylendiğini, buna da dikkat edilmesini istediklerini, bunun haricinde bir sorun olmadığını beyan etmiş, davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; yukarıda belirttiği gibi bobini makinaya taktıklarını, fakat ondan önce topu elle açtıklarını, elle açıldığı esnada üründe herhangi bir sorun olmadığını beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında ve davacının ticari defterleri ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde SMMM ve Tekstil Mühendisi bilrikişi vasıtasıyla incelenmesi için Denizli ATM’ye talimat yazılmış, alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defterlerine göre 10/05/2017 tarihli …. seri numaralı 30.239,47-USD tutarındaki fatura kayıtlı olduğunu, fatura bedeli 18/05/2017 tarihinde …… Bankası havalesi yolu ile 30.239,47-USD olarak ödendiği, davacı tarafından 10/05/2017 tarih ….. seri numaralı sevk irsaliye ile satın alınan ……. ve……. ürünlerin 150- Stoklar hesabında ve depoda fililen muhafaza edildiği ve kullanılmadığı, davacının davalıdan satın aldığı ürün, tekstil alanında dokusuz yüzey (nonwoven) olarak bilinen kumaş türü olduğu, bu kumaş türünün önemli özelliği kumaşı oluşturan liflerin yüzey üzerinde homojen bir şekilde kumaş eni ve boyunda dağılması olduğu, davacının deposunda 48 rulo kumaş topu görüldüğü, ruloların 2 farklı ende kumaş topları şeklinde sarılmış, üzerlerinde çok iyi bir koruma plastik ile kaplanmış olup, rastgele seçilen birkaç top açılıp incelendiği, İsopal siyah olarak tanımlanan dokusuz yüzey kumaş 35 gr/m2 ağırlığında her biri kumaş enine bağlı olarak ortalama 100 kg ve 240 kg kumaş toplarından oluştuğu, toplam ağırlık olarak … stok kodlu üründen 2.563 kg, yine ….. stok kodlu üründen 5.859 kg yer aldığı, kumaş topları tarafımdan rastgele seçilerek açma makinasında açılıp izlendiği, kumaş topları içerisinde farklı metrajlarda hem kumaş toplarının sağında hem ortasında hem de sol tarafında yüzey bozuklukları olduğunun görüldüğü, yüzey bozuklukları, liflerin diğer bölgelerde homojen şekilde dağılırken üretime bağlı olarak bu bölgelerde dağılım homojen olmadığı, dolayısıyla zayıf bölge oluşumuna, potansiyel delik oluşma olasılığına yol açtığı, hatta delik olarak kumaşta yer aldığı, üretim sırasında görülebilecek bir hata iken kumaş sarıldıktan sonra görülmesi veya anlaşılması mümkün olmadığı, ancak kumaşın topunun sağılması sonrası görülebileceği, bir rulo kumaş üzerinde ortalama 4.000-5.000 metre olduğu düşünüldüğünde ancak kullanım sırasında kumaş sağılabilir ve olası sorunlar görülebildiği, bu durumda rulo halinde satın alınması durumunda alıcı tarafından görülebilecek hatalar olmayıp bu durumda gizli ayıp olarak nitelendirilebileceği, davacının bu kumaşları kendine hammadde olarak kullanarak bunlardan yeni bir ürün ortaya çıkarmak için satın almasından dolayı kumaşları ancak üretimde kullanmak istediği zaman sağacağını, bu durumda kumaşlarda olası problemleri görülebileceğini, satın alımı gerçekleştikten sonra kullanmadığı sürece kumaşlarda sorunu görme ihtimali olmadığı gibi kumaşları kalite kontrol amacı ile de açması mümkün olmadığı, aksi takdirde kullanımı veya tekrar sarımı mümkün olmadığı, buna göre gizli ayıp olduğu, kullanmakla görülebilecek ayıplı olduğu, davacının kullanımından kaynaklanan hata şekilleri olmadığı, üretimden kaynaklı hatalı olduğu, 6098 Sayılı TBK’nun 223/1 fıkrasına göre, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz gözden geçirdiği ve uygun süre içerisinde 05.12.2017 Tarihli email yazışması ile; davalıya bildirdiği görüldüğü, dava konusu ürünlerin de ayıp söz konusu ise ayıp nedeni ile bedel indirimi veya bedelin iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında yapılan değerlendirmede; davacı tarafından kumaşların içerisinde rastgele dağılan hataların ve hatalı olan ürünlerin kullanımı mümkün olmadığı, ancak bu kumaşların hataları tolere edebilecek başka bir amaç için kullanılabileceği, davalının temel işinin bu tür kumaşlar üretmek olduğundan farklı amaçlar için kullanabilecek üretim alanlarını da bilme şansı bulunduğu, bu durumda bedelin iade şartı oluştuğu, sonuç olarak; dava konusu ürünler ambalajı açılıp üretime dahil edildiği zaman hataların görülebildiği bundan dolayı gizli ayıplı olduğu, davacının üretim aşamasında kullandığı ürünlerde gizli ayıbın ortaya çıkması nedeniyle TBK.223/1 fıkrasına göre ve TTK’nın 18. maddesi hükümleri kapsamında elektronik olarak davalıya usulüne uygun olarak ve süresi içerisinde bildirildiği, söz konusu ürünler davacı tarafından ticari amaç dışında kullanılması mümkün olmayıp, davacının …. faaliyeti yürütmesi ve bu ürünlerin … kapsamı dışında davacı tarafından değerlendirilmesi söz konusu olmadığından, bedel indirimi yapılmasının uygun olmadığını, ancak iade şartlarının oluştuğu kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arasında alım satım sözleşmesi bulunmakta olup, ayıp iddiası ve muyene ve ihbar sürelerinin buna göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
6102 Sayılı TTK 18. Maddesinin 3 fıkrasında “tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” düzenlemesi bulunmaktadır.
6102 Sayılı TTK 23/1-C bendine göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK 223. Maddesi 2.fıkrası uygulanır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/1 fıkrasına göre, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2.fıkrasına göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davacının siparişi üzerine davalı tarafça imal edilerek davacıya teslim edilen dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu, ürünlerin ambalajı açılıp üretime dahil edildiği zaman hataların görülebileceğinden ayıbın gizli ayıp ve kullanmakla ortala çıkabilecek ayıp olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının üretim aşamasında kullandığı ürünlerde gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra davalı tarafça TBK.223/1 fıkrasına göre ve TTK’nın 18. maddesi hükümleri kapsamında elektronik olarak davalıya usulüne uygun olarak ve süresi içerisinde bildirildiği, söz konusu ürünler davacı tarafından ticari amaç dışında kullanılması mümkün olmayıp, davacının … faaliyeti yürütmesi ve bu ürünlerin ….. kapsamı dışında davacı tarafından değerlendirilmesi söz konusu olmadığından, bedel indirimi yapılmasının uygun olmadığı, ancak ürünlerin iade şartlarının oluştuğu, buna göre davacının ürün bedellerinin iadesi talebinin kabulü gerektiği, dava konusu ayıplı ürünlerin davalıya iadesi gerektiği anlaşılmıştır. Davacı taraf her ne kadar satım bedeli olarak kararlaştırılan 30.239,47 USD’ nin tahsilini talep etmişse de, davacının davalıya USD karşılığı olarak 107.492,24 TL ödeme yaptığı kendi kayıtlarından ve sunulan dekonttan anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının iade talep edebileceği bedel davalıya ödediği bedeldir. Davacının kayıtlarında 1.348,68 TL kur değerlemesine ilişkin kayıt bulunsa da, davalıya bu yönde bir ödeme yapıldığı iddia ve ispat edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 107.492,24-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Ayıplı olduğu tespit edilen dava konusu ürünlerin davalıya iadesine,
2-Alınması gereken 7.342,80-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.059,93-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.282,87-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Dava ilk açılış harç gideri olan 2.095,83TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama gideri olarak toplam 1.636,75-TL’den kabul-red oranına göre hesaplanan 1.458,59-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 11.349,38-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır