Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/320 E. 2019/625 K. 17.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/320 Esas
KARAR NO : 2019/625

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl Dava; Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı borçlu … arasında mal alım satımı yapılmış olduğunu, cari hesapta kalan bakiye bedelin 21.504,21 TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiş olduğunu, borçlu davalının süresi içinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı yanın itiraz dilekçesinde belirttiği üzere davalı yanın 09/05/2016 tanzim tarihli 06/06/2016 vadeli 10.000 TL’lik senet ile 09/05/2016 tanzim tarihli 29/07/2016 vadeli 20.142 TL’lik senet düzenleyerek müvekkiline vermiş olduğunu, ancak davalı yanın itiraz dilekçesinde ifade ettiği üzere senetlerin tümünün ödenmiş olduğu iddiasının asılsız olduğunu, davalı yanca verilen 10.000 TL’lik senedin sadece bir kısmının ödenmiş olduğunu, 20.000 TLlik senedin ise tamamının ödenmemiş olduğunu, davalı yanın ikrar ettiği üzere müvekkili şirketin 10.000 TLlik senedi kaybettiğini ve hemen akabinde de senet hakkında zayi davası açılmış olduğunu, davalı yanca müvekkiline verilen 20.000 TLlik senedin ise tahsil edilmek üzere firma çalışanı tarafından davalı yana götürüldüğü sırada davalı …’ün senedi firma çalışanının elinden zorla alarak kasıtlı şekilde senedi yırtmış olduğunu, bu hususa ilişkin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nde zayi davası açılmış olduğunu, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde haklılıklarının ortaya çıkacağını beyanla; borçlu davalının itirazının iptaline ve icra dosyasına konu anapara, vekalet ücreti ve tüm feriler ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, mahkemee masraflarının ve avukatlık ücretlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili vermiş olduğu davaya cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın … unvanlı …. firmasının mallarının pazarlanması için dağıtıcılığını yapmakta olduğunu, müvekkili firmanın da bu anlamda davacıdan çeşitli İçki ( … ve ….) satın almakta olduğunu, davacı firmanın avans olarak ödedikleri mal bedellerinin karşılığı olan malları da müvekkiline teslim etmeyerek, asılsız bir alacak yaratmış olduğunu ve müvekkili hakkında takipte bulunmuş olduğunu, söz konusu icra takibinin haklı bir nedene dayanmadığından müvekkilinin takibin tamamına itiraz etmiş olduğunu, hatta cari hesap avans ödemelerine göre müvekkili davacıdan 8.637,79 TL alacaklı bulunmakta olduğunu bunu icra dosyasına da beyan etmiş olduğunu, davacı firmanın icra dosyasına ibraz ettiği ve ilamsız takibin müstenidatı olan cari hesap dökümünde 01.01.2016 tarihli açılış maddesine bakiye dengeleme adı altına hiçbir belge ve evraka dayanmayan müvekkiline hayali bir borç yazmış olduğunu, davacı şahsın 01.01.2016 tarihli Cari Hesap ekstresi dökümünde Bakiye Dengeleme adı altında 20.142,00 TLlik bir hayali alacak yaratmış olduğunu, muhasebe sisteminde böyle bir kayıt ve işlem olmadığını, bu kayıtların hiçbir belgeye dayanmadığını, müvekkilinin adı geçen davacıdan mal alabilmek için borcundan fazla avans ödemeler yapılmış olduğunu, ancak davacının bu fazla ödemelerle ilgili olarak müvekkilini aylarca oyalamış olduğunu ve müvekkiline çeşitli bahanelerle mal teslim etmedikleri gibi, fazladan yapılan ödemeleri de iade etmemiş olduklarını, müvekkilinin davacıya ödemiş olduğu avans paralar kadar mal gelmediği için, müvekkilinin kendilerinden 19.07.2016 tarihi itibariyle 8.637,79 TL alacaklı bulunduğunu beyanla; davacının davasının reddine ve takibin durdurulmasına, masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline, karşı davanın kabulüne, ödenmiş ve sübut olan 8.637,79 TL tutarındaki fazla ödenen alacağın 19.07.2016 tarihinden itibaren en yüksek banka kerdi faizi ve mahkeme masrafları ile avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı yanın cevap dilekçesinde müvekkili davacının bakiye dengeleme adı altında 20.142,00 TLlik hayali borç yazdığını bu nedenle davalının müvekkili davacıya böyle bir borcu olmadığını beyan etmiş olduğunu, davalı yanın bu iddiasının asılsız olduğunu, zira cevap dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere davalı yanın müvekkili davacıya 10.000,00 TLlik senet yanında bir de 20.142,00 TLlik borç senedi düzenlediğini beyan etmiş olduğunu, davalı yanın hayali borç dediği tutar ile müvekkili alacaklıya verilen senet bedelinin aynı olmasının davalının iddiasının asılsız olduğunun apaçık göstergesi olduğunu, davalı yanın 10.000,00 TL ve 20.142,00 TL lik senetlerin ödenmiş olduğuna ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, zira davalı tarafından senetlein ödendiğine ilişkin hiçbir yazılı delilin dava dosyasına sunulmamış olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelendiğinde haklılığın ortaya çıkacağını, davalı karşı davacı yanın usule ve yasalara karşı açmış olduğu karşı davanın reddi gerektiğini, davalı yanın itirazın iptali davasına karşı karşı dava açmasının mümkün olmadığını, zira itirazın iptali davası ile karşı dava olan alacağın tahsili davasının tamamen bağımsız davalar olduğunu, alacağın tahsili davası alacaklının genel hükümlere göre alacağını bir ilama bağlatarak ve o ilam çerçevesinde alacağına kavuşma imkanını sağlayan dava çeşidi olduğunu, itirazın iptali davası ise, icra takibine bağlı olarak sonuçlandırılıp bu sonuca göre tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulacaklarını, davalı yanın karşı dava dilekçesinde müvekkili şirkete borcu bulunmadığını davalı yanın müvekkili şirketten 8.637,79 TL alacaklı olduğundan söz ederek karşı dava açmış olduğunu, davalı yanın bu iddiasının da haksız ve mesnetsiz olduğnu bu nedenle karşı davanın esastan da reddi gerektiğini, bu davanın alacak davası olduğunu, itirazın iptali davasından bağımsız olduğunu, bu nedenle karşı davanın usulden reddinin gerektiğini, davalı yanın müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ederek müvekkili şirkete borçlu olduğunu inkar etmekte olduğunu ancak hem müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları hem de davalı yanın ticari defter ve kayıtları incelendiği takdirde davalı yanın müvekkili şirkete borcu bulunduğunun ortaya çıkacağını beyanla; davanın kabulüne karşı davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, davalı yan hakkında %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın Mahkememize İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş yetkisizlik kararıyla tevzi edildiği anlaşıldı.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 16/07/2018 günü saat 15:00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; SMMM bilirkişi …. 31/08/2018 tarihli raporunda özetle; yanlar tarafından ibraz edilen 2016 yılı ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğunu, yanlar arasında davacı tarafından davalıya çeşitli marka içki satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğunu, davacı-karşı davalının … ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının, davalı-karşı davacı … …’den 21.504,22 TL alacaklı olduğunu, davalı-karşı davacı … …’in ticari defterlerinde ise, icra takip tarihinde davacı-karşı davalının …’in alacaklı değil, 8.637,80 TL borçlu olduğunu, yanlar arasında 30.142,00 TL (0,02 krş. farkı) ihtilaf olduğunu, ihtilafın davacının …’in davalı … …’den aldığı 2 adet 30.142,00 TL bedelli senetleri ödenmediği iddiası ile davalı … … borcuna kaydetmesinden kanaklandığını, 10.000,00 TL lik senet fotokopisinin üzerinde davacının kaşe imzasına haiz yazı ile bedelinin tahsil edildiğinin yazılı olduğunu, 20.142,00 TL’lik senedin de davalı elinde olduğunu, ancak davacının, işbu senedin rızası dışında bedeli ödenmeden çalışanı elinden alındığını iddia ettiğini, davalı yanın 10.000,00 TL lik senedi ödediğini ispatlamış olduğundan (aksi ispatlanmadıkça) asıl davada davacı …’in, davalı … …’den 11.504,22 TL alacaklı olacağını ve karşı davada davacı … …’in herhangi bir alacağı olmayacağını, ancak; 20.142,00 TL’lik senedin davalı … … elinde olduğundan ve davacı …’in bu senedin bedeli ödenmeden rızası dışında elinden alındığının ispat edilemediğine takdir edilmesi halinde ise, asıl davada davacı …’in herhangi bir alacağı olmayacağını ve karşı davada davacı … …’in …’ten 8.637,80 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.

Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nın 222. maddede yer almaktadır. Ticari defterlerin delil olarak incelenmesi yönünden HMK’nın 219 ve 220. madde hükümleri de gözetilmelidir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Mahkememizce toplanan deliller ve gerekçe, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi bakımından, dosyaya toplanan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, gelen cevabi yazılar ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, davanın cari hesap alacağından kaynaklı başlatılan takibe itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, sonrasında davalı-karşı davacının menfi tespit ve alacak isteminin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı- karşı davalı ve davacı- karşı davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan incelemede, davacı-karşı davalı … ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının, davalı-karşı davacı … …’den 21.504,22 TL alacaklı olduğu, davalı-karşı davacı … …’in ticari defterlerinde ise, icra takip tarihinde davacı-karşı davalının …’in alacaklı değil, 8.637,80 TL borçlu olduğu, tarafların ticari defterleri arasında 30.142,00 TL ihtilaf olduğu, ihtilafın davacının …’in davalı … …’den aldığı 2 adet 30.142,00 TL bedelli senetleri ödenmediği iddiası ile davalı … … borcuna kaydetmesinden kanaklandığı, 10.000,00 TL lik senet fotokopisinin üzerinde davacının kaşe imzasına haiz yazı ile bedelinin tahsil edildiğinin yazılı olduğu, 20.142,00 TL’lik senedin de davalı elinde olduğu anlaşıldığından, davacı …, senetlerin zorla kendisinden alındığı, senet bedellerinin ödenmediği iddiasında bulunmuş olup, kural olarak senedin bir ödeme vasıtası olduğu düşünüldüğünde, senedi elinde bulunduran taraf yönünden ödemenin gerçekleşerek senedin iade alındığı kabul edilmelidir, Aksini iddia eden ispat ile yükümlü olur. Davacının, iş bu senedin rızası dışında bedeli ödenmeden çalışanı elinden alındığını iddia ettiği, iddiasını ispat için davacı … firmasına yemin delilinin hatırlatıldığı ancak yemin deliline başvurmayacağını celsede beyan ettiği anlaşılmakla, senetlerin rızası dışında elinden çıktığı kanıtlanamamıştır. Davalı-karşı davacının ise senetler elinde olması nedeniyle, mal tesliminin yapılmadığı ticari defter ve kayıtlardan anlaşılmakla karşı davada davacı … …’in, …’ten 8.637,80 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmakla asıl dava davacısı … Sat. Dağıtım Tic. A.Ş.nin açmış olduğu davanın reddine, karşı dava davacısı …’ün açtığı davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Asıl dava davacısı … Sat. Dağıtım Tic. A.Ş.nin açmış olduğu davanın REDDİNE,
2-Karşı dava davacısı …’ün açtığı davanın KABULÜ İLE, 8.637,79 TL’nin asıl dava davacısı – karşı davalı … Sat. Dağıtım Tic. A.Ş.den dava tarihinden işleyecek avans faizi ile alınarak karşı davacı …’e VERİLMESİNE,
3-Kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 367,24 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 322,84 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl dava davacısı-karşı dava davalısına İADESİNE,
2-Asıl dava davacısı-karşı dava davalısı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı/Karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı/karşı davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin asıl dava davacısından alınarak davalı/karşı davacıya VERİLMESİNE,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Alınması gereken 590,05 TL harçtan peşin alınan 148 TL harcın mahsubu ile bakiye 442,05 TL eksik harcın asıl dava davacısı-karşı dava davalısından alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-Davalı-Karşı davacı tarafından yapılan 179,40 TL yargılama giderinin asıl dava davacısı-karşı dava davalısından alınarak davalı/karşı davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı-Karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı/karşı davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin asıl dava davacısı-karşı dava davalısından alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır