Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/319 E. 2018/913 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/319 Esas
KARAR NO : 2018/913

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 28/03/2018
KARAR TARİHİ : 11/10/2018
Mahkememizde açılan Tespit davasının yapılan açık yagrılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tarımsal ürünler sanayi ve ticareti alanında bilinen ilgili alanda tanındığını, saygıdeğer 37 yıllık bir kuruluş oludğunu, nitekim kendisinin Türk Patent Enstitüsünün konunun uzmanı ve mütehassısı yetkililerince …. başvuru ve … sayılı tescilli ……. markası 16/10/2017 tarihli kararları ile tanınmış marka olduğunun tescil edildiğini, müvekkili şirketin 1981’de başlayan uzun süreli faaliyetlerinde, tanınmışlığını ve saygı değerliliğini iç ve dış ticaret alanında giderek arttırılmasını, davalı firmanın internet ortamında ve instagram sayfasında yer alan bağlantıları ile müvekkili şirketin ürünlerine ve ilgili ticari faaliyetlerine karşı ticaret alanında cari dürüstlük kuralına aykırı davranışlar uyguladığını ve uygulamaya devam ettiğini, TTK’nun 55. Maddesi hükmüne göre başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini ve benzeri diğer ticari faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz eyer incitici açıklamalarla kötülemek yukarıda anılan dürüstlük kuralına aykırı davranış ve ticari uygulama olarak tanımlanmakta ve haksız rekabet teşkil ettiğini bildirildiğini, davalı firma yetkilisi, internet ortamında, ticari kapasitesi sadece ülkenin sınırları içinde kalmayan büyük hacimlerde dış ticaret faaliyetlerinde de bulunan ve bu kapsamda faaliyet konusu ürünlerinde ihracatını yapan bir firma olduğunu, davalı tarafı diğer bir görsellerde de ….. ticaret ünvanımızı ve şirket adresimizi tam ve açık şekilde paylaştığını, şirket ve markanın hakkında haksız, yanlış, yanıltıcı ve incitici yorumları ile ve bu kapsamda müvekkili firmayı ve tanınmış markayı, ürünlerini, gerçeğe usul ve yasaya ve dürüstlük kurallarına tamamen aykırı olarak müvekkili firmayı ürünlerini ve markasını kötüleme yoluna gidilmiş ve bu paylaşımları ile somutlaşxtırığını haksız eylemleri ile müvekkili şirketin tanınmış markasına ve ürünlerine karşı TTK 55. Maddesi ve devamı hükümleri anlamıda haksız rekabette bulunduğunu, yukarıda arz ve beyan ettiği gibi her türlü tazminata değin hak ve taleplerinin ve diğer taleplerinin saklı kalmak kaydı ile davalının işbu davranışlarının eylemlerinin ve internet adreslerindeki eylemlerinin ve davranışlarının müvekkiline ve ürünlerine karşı haksız rekabet teşkil ettiğinin teszpiti ile menuni karar verilmesini ve her türlü maddi zaralranını ve manevi zararlarının tazmin edilmesini hakkının ve talebinin de saklı tutulmasına karar verilmesini ve müvekkili şirketin telafisi kabul olmayan zararalrara maruz kalmakla karşı yanına yukarıda arz ettiği facebook ve instagram adresindeki usul ve yasaya aykırı paylaşımlarının da ve bu paylaşımlara ulaşımında engellenmesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve yargılama giderlerinin de karşı yana tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, haksız rekabet için 3 şart arandığını, buna göre rekabetin iktisadi alana ilişkin olması gerektiğini, davalının ise bu paylaşımları yaparken gelir sağlamadığını ve bu amaçla hareket etmediğini, haksız rekabetin gerçekleşmiş olması için öne sürülen fiilin iyi niyet kurallarına aykırı olması gerektiğini, halbuki davalının kötü niyetli olmadığını, çiftçi yanlısı halkı korur paylaşımı yaptığını, üçüncü şart olarak davalının ekonomik zarar gördüğünü kanıtlaması gerektiğini, bu şartların bu dava da sağlanmadığını, yemek tarifleri veren bir kuruluşun Hatay ve Bölgesinden getirdiği nar ekşisi, zeytinyağlı dışında herhangi bir gıda şatışının olmadığını, davacı firmanın rakip sayılacak herhangi bir şirket ile de en ufak bir temasının olmadığını, müvekkilinin ürünlerinin ve firmasının tanınmışlığı yanında faaliyetlerinde ve söylemlerinde de dikkatli ve basiretli bir firma olduğunu ve dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket ettiğini, müvekkilinin davacı firmaya ait mercimekleri videosunda övdüğünü ve ücretsiz olarak sadece yerli olduğu için reklamını yaptığını, bunlardan satın almaya insanları davet ettiğini, salt davalı tarafa ait markayı baz alarak yorumda bulunmadığını, müvekkilinin paylaşımında hiçbir markadan bahsetmediğini, ayrıca bu durumun sorumluluklarının ucuza satış yapan marketler olduğunu yazısında açık ve net bir şekilde ifade ettiğini, üretici firmalara ithamda dahi bulunulmadığını, davanın reddine karar verilmesini, yargılama ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi durumun ortadan kaldırılması ve hükmün ilanı istemine ilişkindir.
Dava konusu olayın meydana geldiği tarih esas alındığında somut uyuşmazlığa 6102 Sayılı TTK hükümleri uygulanacaktır. Haksız rekabet, anılan Kanunun 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Genel olarak haksız rekabet, rakipler arasında veya tedarik edenler ile müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı diğer şekillerdeki davranışlar ile ticari uygulamalar olarak ifade edilebilir. Haksız rekabet halleri, TTK’nın 57. maddesinde genel olarak belirtilmiştir. Ancak, haksız rekabet teşkil eden davranışlar, sayılan bu hallerle sınırlı değildir. Somut olaya göre değerlendirme yapılarak bir eylemin haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağı mahkemece tayin edilmelidir. Haksız rekabet, haksız fiilin özel bir türüdür. Dolayısıyla, haksız rekabet her türlü kanıtla ispat edilebilir.
Dava, davacının internet ortamında davalıya ait ürünleri kötüleyip kötülemediği, davalının eylemlerini haksız eylem teşkil edip etmediği, davacının bu nedenle zararının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarının ne kadar olduğuna ilişkindir.
Davacı şirket, davacının internet ortamında yaptığı yayınlarla davacının tanınmış markasını kötüleyerek davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunu iddia etmiştir. Davalı taraf özetle; davalının internet ortamındaki paylaşımlarının gelir sağlamaya yönelik olmaması, kötü niyetli olmaması ve davacının zararına neden olmaması nedeniyle haksız rekabet teşkil etmediğini ayrıca davalının paylaşımlarında itham edici şekilde marka belirtmediğini, salt davalı tarafa ait markayı baz alarak yorum yapmadığını savunmuştur. Davacının, dava dilekçesinde bahsettiği ve ekte sunduğu internet ortamında (instagramda …. Mutfağı) paylaşılan fotoğraf ve yazılar incelendiğinde davalının yerli gıda ürünleri kullanımını destekleyen ve teşvik eden paylaşımlarda bulunduğu, ithal edilen gıda ürünlerine yönelik genel eleştirilerde bulunduğu, bu yazıların yanında paylaştığı resimler incelendiğinde; söz konusu resimlerde markanın görülmediği, sadece ürünün menşeinin neresi olduğuna ithal olup olmadığına ilişkin kısımlarının fotoğrafının paylaşıldığı, bu fotoğraflardan söz konusu ürünün markasının hangisi olduğunun anlaşılamadığı görülmüştür. Hal böyleyken davacının davalıya ait marka altında üretilen ürünlere yönelik doğrudan bir eleştirisi veya haksız saldırısı olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Kaldı ki davalı, genel olarak yukarıda belirtildiği üzere yerli üretimi destekleyici, ithal ürünleri eleştiren yazılar paylaşmış olup, davacı şirketin ülkemizde yurt dışından gıda ithalatı yapan tek şirket olmadığı da bilinmektedir. Bunun yanında genel olarak yerli üretimi destekleyen ve gıda sektöründe ithalatı eleştiren beyanların haksız rekabet teşkil ettiğinden bahsetmek de mümkün değildir. Böylece davalının paylaşımlarının davacı şirketin ticari itibarını zedeleyecek, davacı şirket aleyhine haksız rekabet şartları oluşturacak, başka şirket veya kendisine yarar sağlayacak söylemler içermediği, davalının internet ortamındaki yazılarındaki ifadelerin davacı şirketin genel anlamda kötülenmesinin ve müşteri ve tüketicilerin yanıltılmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle davalının paylaşımlarının haksız rekabet teşkil etmediği, buna göre haksız rekabetin koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmış, bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekmediği, hukuki değerlendirmeyle uyuşmazlığın çözülebileceği, usul ekonomisi ve yargılamanın ucuzluğu da dikkate alınarak davacının davasının sübuta ermediği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- DAVANIN REDDİNE,
2- Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerini yine davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden davalı yararına takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2018

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI