Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/295 E. 2021/556 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/295 Esas
KARAR NO : 2021/556

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2018
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07/05/2015 tarihinde imzalanan “…. Marka, …. Model … Model ….” cihaz/aparatının satış ile devrine dair sözleşme uyarınca, sözleşmenin 2.maddesinde yer verilen tablodaki sarf malzemesi niteliğindeki (IOL Göziçi Lens) ürünlerin, yine sözleşmede yazılan birim fiyatlarla müvekkili şirkete tedarik ve temin olunacağının kararlaştırılmış olduğunu, taraflardan alıcının, 15.11.2015 tarihinden başlamak üzere her ay en az 150 adet olmak şartıyla, yıllık, toplam 2900 adet veya 237.000 Euro’nun Türk Lirası karşılığı tutarında “IOL Lens siparişi vermeyi” böylelikle sözleşme süresince 5800 IOL Lens yahut 474.000,00 Euro + KDV tutarında IOL Lens almayı, satıcının ise verilen siparişleri, sözleşme birim fiyatlarıyla, öngörülen 5 günlük sürede tedarik etmeyi üstlenmiş olduğunu, 07.05.2015 tarihli sözleşmeye bağlı davalı hak ve alacaklarının, davalı …. Sağlık Yatırımları ve Hizmetleri Tur. San. Dış Tic. Ltd. Şti. ile diğer davalı … ve İlaç A.Ş. arasında imza edildiği belirtilerek müvekkili şirkete gönderilmiş bir belgeyle, 2016 yılı başından itibaren, diğer davalı …. İlaç A.Ş: tarafından devir alınmış, mamafih sözleşmedeki “satıcı” edimlerini içeren borcun nakline dair müvekkili şirketten herhangi bir muvafakat istenmemiş olduğu için, müteakip dönemde bu sözleşmeden doğan “satıcı” yükümlülüklerinin bu işlem sebebiyle her iki şirketin sorumluluğunda kalmış olduğunu, diğer davalı gerçek kişi ise bahsi geçen her iki şirketin hem hakim hissedarı hem de 07.05.2015 tarihli sözleşmenin garantörü mahiyetinde, müteselsil kefil olduğunu, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi tanzim eden 07/05/2015 tarihli sözleşmenin taalluk ettiği bu iki yılı aşkın sürede davalı şirketin defalarca uyarılıp, ikaz edilmesine rağmen, taahhüt ettiği yükümlülüklerine aykırı davranmış, sözleşmedeki ürünlerin tedarik ve tesliminde, ticari hayatın kabul edemeyeceği düzeyde zaafiyete düşmüş olduğunu, 05.07.2015 tarihli sözleşmeyle kendisine tanınan seçimlik haklarından, sözleşme konusu IOL’leri adet üzerinden almayı/tamamlamayı tercih yönünde kullanan müvekkili şirketin 15 Kasım 2015 ile 15 Kasım 2016 arasındaki bir yıllık sürede, davalıya toplam 2900 adet IOL siparişi vermiş olduğunu, mamafih sözleşmenin ikinci yılında, müvekkili şirketin sözleşme konusu IOL alımlarını ve buna bağlı olarak kota mahiyetindeki adetleri sağlayabilmek amacıyla, davalıya defalarca sipariş vermiş olmasına rağmen, sipariş ettiği ürünleri davalıdan alamadığı gibi, sözleşmenin 3.maddesine göre, son kullanma tarihi geçen yahut yaklaşan ürünlerin değişimini de temin edememiş olduğunu, davalıların sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle müvekkili şirket için ağır ve kabul edilemez maddi zararlar doğurmuş olduğunu beyanla; belirsiz alacak mahiyetinde olmak üzere eksik ve ayıplı ifaya bağlı müvekkili şirketin zarar ve ziyanın tespitiyle gerek bu zararların (avans faizi ile birlikte) gerekse eksik ayıplı ifayla tecessüs eden sözleşme ihlaline bağlı 50.000 Euro cezai şart bedelinin (cezai şart yönünden TCMB Euro Cinsi Mevduatlara uygulanan faiziyle, fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığı olarak) davalılardan müştereken, müteselsilen tahsiline, bilumum yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu davada davacı tarafın sözleşmenin eksik ifası iddiasıyla zararın tazmini ve cezai şartın tazmini olmak üzere iki kalem alacak talep etmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın, dava dilekçesinde ne kadar ürünün teslim edilmediği veya eksik teslim edildiği iddialarını tek tek, rakam rakam belirtmiş olduğunu, hal böyle olunca, davacı şirketin sözleşmenin eksik ifası nedeniyle zarara uğradığını iddia ediyorsa bunu sözleşme ve kendi iddiaları doğrultusunda kolaylıkla hesaplayabilecek durumda olduğunu, dolayısıyla zararın tazmini hususunun hiçbir suretle belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacının, cezai şart talebini de zaten açıkça, belirli olarak (50.000,00 Euro) talep etmiş olduğunu, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte cezai şart talebinin de Belirsiz Alacak mahiyetinde olamayacağının açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddini talep ettiklerini, davaya konu satış sözleşmesinin davacı şirket ile müvekkil ……Ltd. Şti. arasında imzalanmış olmasına rağmen davacı tarafın müvekkil şirketler … LTD ve …. AŞ arasındaki borç devir sözleşmesini gerekçe göstererek hem … LTD hem de hem de … AŞ ye karşı dava açmış olduğunu, söz konusu borç devir sözleşmesinin, sözleşmenin devrini değil davacının sözleşmeye bağlı bir kısım borçlarının devrini içermekte olduğunu, borç devir sözleşmesi ile sadece davacı şirketin müvekkili şirket … LTD ye olan, 31,12-2015 tarihi öncesi borçlarının … AŞ ye devrini içermekte ve 2016 yılı alacakların tahsilinde faturaların … AŞ adına kesileceğinin düzenlenmiş olduğunu, dolayısıyla söz konusu borç devir sözleşmesi ile müvekkili … A.Ş.’nin Satış Sözleşmesinin tarafı olmadığını, … A.Ş.’ye sözleşmesel bir yükümlülük getirilmediğini, bu nedenle de davacı tarafın, Satış Sözleşmesine ilişkin olarak Müvekkili … AŞ ye karşı husumeti bulunmadığını, müvekkili şirket … AŞ yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı tarafın, dava dilekçesinde müvekkili … için; bahsi geçen iki müvekkili şirketin hem “hakim hissedarı” hem de Satış Sözleşmesinin garantörü mahiyetinde müteselsil kefil olduğunu iddia etmiş olduğunu, hakim hissedar olmak, müvekkili şirketlerin borçlarına ilişkin olarak, müvekkili …’ı tek başına şahsen sorumlu kılmadığını, davacı, ayrıca müvekkili …’ın müteselsil kefil olduğunu iddia etmişse de kanuni şartlara haiz bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, kanuni şartları taşıyan bir kefalet sözleşmesi bulunmadığından müvekkili …’ın kefil olduğu iddialarının hukuken kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle de müvekkili …’ın davaya konu taleplerden hiçbir suretle sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlere dayanarak da müvekkili … yönünden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, müvekkili şirket … AŞ… alanında faaliyet gösteren, katarakt ameliyatlarında kullanılan, göze yerleştirilen Göz İçi Lens (IOL), göz ameliyatlarında ve ortopedide kullanılan viskoelastik madde vs. gibi ürünlerin üretim ve satışını, 60’a yakın ülkeye ihracatını yapan bir şirket olduğunu, müvekkili şirket … LTD’nin ise, … AŞ nin ürettiği ürünlerin ve yurtdışından getirilen, genellikle göz sağlığına ilişkin cihazların satışını ve teknik servis hizmetlerini de gerçekleştiren bir şirket olduğunu, bu minvalde, davacı şirket ile müvekkili … LTD arasında; belirlenen ürün ve modellerde Göz İçi Lenslerin (IOL) belirlenen ücretlerde satışını ve “… Marka, …. Model …. cihazının MDJ kartuşlarının ücretsiz teslimini ve ihtiva eden 07.05.2015 tarihli “IOL Satın Alma Sözleşmesi” imzalanmış olduğunu, sözleşmenin; davacı şirkete, belirlenen ürünlerin, 30 ay boyunca her ay en az 150 IOL siparişinde bulunmasını, müvekkili … LTD için de belirlenen ücret üzerinden satışını içermekte olduğunu, davacı şirketin, müvekkili şirket … LTD’nin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, eksik ifada bulunduğunu iddia etmiş olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen tarafın aslında davacı taraf olduğunu, bu nedenlerle de zararlarınnı tazmini ve cezai şart taleplerine dair dava haklarını saklı tuttuklarını, sözleşmenin yürürlükte olduğu her dönem de olası bir siparişin gelmesi ihtimaline binaen bu miktarlarda ürünü stoklarında hazır bulundurmuş olduklarını, davacı şirketin, Haziran 2017 döneminde bir anda tam 1.150 IOL siparişi geçmiş olduğunu, bu rakamın müvekkili şirketlerin stokları açısından normalin çok üzerinde yüksek bir rakam olup, müvekkili şirketlerin yüzlerce distribütörü, ihalesine katıldığı kurum, müşteri olduğunu ve bu müşteri ve kurumlara da periyodik olarak ürün gönderme yükümlülüğü olduğunu hesaba kattıklarında 30 günlük sürede bu kadar ürünün yetiştirilmesinin neredeyse imkansız olduğunu, müvekkili şirketin … LTD’nin o dönem stoku, siparişin 280 IOL kadar olabilecek olan miktarını karşılamaya elvermiş olduğunu, davacı şirket yetkilileri ilk önce eksik olduğu gerekçesiyle kabul etmeme eğiliminde olmuşlarsa da daha sonra, acil ihtiyacı olduğu gerekçesiyle bu kadar ürünü kabul etmiş olduklarını, geriye 870 adet IOL kalmış olduğunu, müvekkili şirket … LTD yetkililerinin, basiretli bir tacir olarak tüm özverileriyle, davacının sözleşmeye aykırı siparişlerini yerine getirmeye çalışmış olduklarını, ürünleri stoklarında toplamaya başlamış olduklarını, siparişi verdikleri 2017 Haziran ayından Ağustos ayının ilk haftasına kadar, yaklaşık 1,5 ay davacı şirket yetkililerinin, … LTD yetkililerine sürekli baskı kurmak amacıyla e-postalar göndermiş olduklarını, davacı şirketin ifayı güçleştirici bütün eylemlerine rağmen … LTD yetkililerinin, kalan miktarı en kısa sürede tamamlamak üzere hazır ettikleri 800 adet ürünü davacı şirkete iletmiş olduklarını, müvekkili şirketin 800 adet IOL hazır etmesine rağmen davacı şirket tarafından kabul edilmemiş geri çevrilmiş olduğunu, davacı şirketin, bu eylemiyle müvekkili şirketi zor durumda bırakmaya çalıştığını, müvekkili şirketlerin o dönem gerçekten taşınma sürecine girmiş olup ürünlerin teslim edilmemesi noktasında bahane edildiği iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, davacı tarafın, haksız yere Ağustos ayı siparişinde bulunmamış olduğunu, yaşanan olayların, davacı şirkete, sipariş vermekten kaçınma hakkı tanımadığını, davacı şirketin, sanki her ay sipariş kotasına uyuyormuş gibi Ağustos ayına bu kotaya uymamasına bu hususu bahane etmesinin son derece haksız bir eylem olduğunu, davacı şirketin bu eylemiyle de sözleşmeden doğan yükümlülüklerini açıkça ihlal etmiş olduğunu, davacı şirket yetkililerinin, süreç boyunca müvekkili şirket yetkililerine baskı uygulayıcı, aşağılayıcı e-postalar göndermiş, uzlaşma tekliflerini geri çevirmiş olduklarını, ürünlerin sözleşmede öngörülen fiyatlarının, piyasa fiyatlarının katbekat altında olduğunu, davacı tarafın, 50.000 Euro cezai şart talebinin fiili ödeme tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığıyla ödenmesini talep etmiş olduğunu, Davaya konu sözleşmede Euro kurunun 2,90 tutarında sabitlenmiş olduğunu, dolayısıyla kesinlikle kabul etmemekle birlikte, davacı tarafın cezai şart tutarım, fiilli ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığında talep etme hakkı bulunmadığını beyanla; öncelikle usule ilişkin itirazlarının dikkate alınmasına ve davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacı ile … şirketi arasında 07/05/2015 tarihinde imzalanan sözleşme hükümlerinin eksik ve ayıplı ifa edildiği id diasına dayalı olarak tazminat ve cezai şart istemine ilişkindir.
01/07/2019 tarihli celsede davacı tanığı … hazır: Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben, davacı firmada muhasebe ve lıojsitikte çalışyıorum. Davalı firma ile ilgili lojistik ve stoğu da takip eden jkişi benim. Mail yazışmalarnıda da benişm ismim vardır. Davalı tarafla iyol ve kartuş alımı konusunda sözleşme imzalanmıştır. iyol ve kartuşların kullanılabilmesi için birlitjke gönderilmesi gerekmektedir. Ancak davalı firma bize defalarca iyolleri gönderelim, kartuşları sonra gönderelim dediler.biz ikisi birlikte kullanılmansı gerektiği için iyolleri teslim almadık. Gönderilmesini de bu nednle istemedik. Çünkü daha öncesinde iyolleri gönderip, kartuışları ortalama 6 ay sonra gönderdikleri için. Böyle bir sorun yaşanmıştı. İyoller kullanılamamoıştır. Bu tür sorunlaruın konuşulması için davalı firma ile iletişime geçtik. Davalı firmada Neslihan hanımmla bir görüşem yaptık. Ön görüşme teklifi sözleşmenin yenilenmesi aşamsında davalı firmadan geldi. Biz de sözleşmeyi yenileyeceğimiz konusunda ve sözlöeşmenin bir yıl ek süre ile uzatılması konusunda taraflarla görüşme yaptık. Ancak taraflarla yaptığımız görüşmede bedel konusunda bir davalı tarafın anlaşma yapmak istediğini farkettik. Bizim amacımız bedelin değiştirilmesi değil, sözleşmenin uzamasıydı. ancak davalı taraf ürünlerin pahalı olması ve piyasadan tedarik edememeleri nedeniyle bedel üzerinde değişiklik yapmayı talep etti. Ayrıca davalı tarafla özel lens konusunda da bir anlaşmamız vardı. Özel lenslerin bir hafta içerisinde gelmesi gerekmektedir. Ancak bunları da tedarik edemediler bu nednel hastalarımız bazı ameliyastları iptal etmek zroujad kaldı ayrıca davalı tarafla da sözleşme içeriğinde iyollerin son kullanma tarihlerine 6 ay kala değiştirme hakkımız olmoasnıa rağmen bu hakkımız da kullanılamamıştır. İyol ve kartuşun birlikte gönderilememesi nedeniyle biz de siparişlerimizi düzenli olarak veremedik. Yoksa taraflar arasında düzenli oalrak siparişlerin verilmesi kararlaştırılmıştı. Sözleşmenin bitmesinden 6 ay öncesinde konsiye verilmesi gerekiyordu ancak bu da verilmemiştir dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: maillerde 870 adet ürünün tedariğinin kısmen sağlandıpğıyla aklakalı bilgiye sahip oplup olmadığı konusunda soru soruyoruz dedi. Tanık beyanında devamla; ben, davalı firmaya mail attığımda 870 adet siparişimizin ne zaman teslim edileceeği konusunda görüşme yaptık. 594 adet ürünün hazır ancak kartuşunun olmadığı, temmuz ve ağustos ayı siparişlerinin de ayrı ayrı 150 adet olarak sipariş verilmesi halinde üreticilerde konuşup toplu olarak teslimat yapılacağı konusunda görüşme yaptık. Yöneticileri ile bu konuda … Bey konuşacaktı. Maillerde de bu bellidir. Biz bu nedenle toplu olarak sipariş verdik. Verilen siparişlerimizde kartuş olmaması nedeniyle teslimi yapılamamıştır. Dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: kasım, aralık ve ocak aylarında çok az miktarda sipariş verilmesine rağmen şubat ayında 1249 adet toplu sipariş verilmişti. Bu, ticari teamüllere ve sözleşmeye aykırıdır. Tanığa tekrar bu hususnun sorulamsını talep ederiz. Davalı şirkete Borç bakiyeleri var mıdır dedi. Tanık beyanında devamla; borç bakiyemiz vardır. Kartuşla ilgili 2015 yılında yaşana sıkıntı nedeniyle siparişler birikip toplu olarak verilmek zornuda kalmıştır. Bu sorun da bununla alakalıdır. Bizim firmamız düzenli ödemeler yapar ancak gecikme nedeniyle davalı firmaya ödemeler yapılmamıştır. Bu davalı firmanın malı eksik tesliminden kaynakalıdır. Ve sürenin uzamasından kaynaklıdır. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı.
01/07/2019 tarihli celsede davacı tanığı … hazır: Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben İstanbul göz hastanesinde başhekim olarak çalışmaktayım. Bizim hastaneimzide göz ameliyatları yapıılr. Dava konusu ürün, katarakt ameliyatlarında kullanılan yapay lenstir. Yapay lensler göz ameliyatlarında kartuşlarla bükülerek ve kıvrılarak göz içine yerleştirilir. Bu ürün, kullanılırken kartuşa ihtiyaç vardır. Kartuş 1 ya da bir kaç lens için kullanılbilir. Davalı taraf kanaatimce döviz kurunun yükselmesi nendeniyle ürünleri tedarik etme de ve bizim hastanemize göndermere gecikme yaşadı. Kartuş ve iyoller birlikte gönderilemedi. Bizim rutin giden siparişlerimizin olması gerekir. Stoklarımıza giren lensler vardır. Lojistik bittiğinde lens siparişini davalı firmaya geçer. Toplu olarak ya da parça parça sipariş veirlip verilmediği konusunda lojistiğin bilgisi vardır. Bu kondua benim tam bilgim yoktur ancak davalı tarafça 1431 adet lensin değiştirilmesi gerekriken değiştirilmediği, 1170 civarında da lensin tarafımıza tesliminin yapımladığını biliyorum. Taraflar arasındaki sözleşmede lenslerin değiştirilmesi maddesi vardır ancak bu madde de davalı tarafça yerine getirilmemitşir. Zamanında teslimler yapılmamıştır. Bundan dolayı da şirketlerimiz maddi ve manevi zarara uğramıştır çünkü lensler zamanında gelmediği için hastalara takılamamıştır. Dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: dava konusu lens siparişleri haricinde özel lens siparişinde de bulunuldu mu, tedarik edildi mi sorulsun. Tanık beyanında devamla; sözleşme dışı olarak bildiğim 7-8 tane özel 3d lens siparşilerimiz de oldu ancak bu özel lens siparişleri zamannıda bize teslim edilmedi. Bu nedenle prestij oalrak da maddi olarak da kayıp yaşadık. Çünkü ameliyatları zamanında yapamadık. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı.
Davacının iddiası, davalının itirazı ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, Dava, davacı ile … şirketi arasında 07/05/2015 tarihinde imzalanan sözleşme hükümlerinin eksik ve ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı olarak tazminat ve cezai şart isteminde, sözleşmenin devrinin geçerli olup olmadığı, devrin borç nakli mi sözleşme devri anlamına gelip gelmediği, bu doğrultuda davalılar ,,,ve …’ın pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı, davacı ve davalı tarafın sözleşme yükümlüklerine aykırı ifada bulunup bulunmadığı, bulunmuş ise bu hususta tarafların kusurunun olup olmadığı, davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarı, cezai şart talep şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı, siparişlerin toplu olarak verilmesinin tedarikte borçlu bakımından sıkıntı yaratıp yaratmayacağı, sonradan değişim talep edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, sözleşmede belirtilen sürede değişimin talep edilip edilmediği ile dosya üzerinde 09/09/2019 günü, saat 15:30’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi …, Makine Mühendisi bilirkişi … ve Borçlar Hukukçusu … 13/03/2020 tarihli raporlarında özetle; davacı şirketin 2015-2016-2017-2018 yasal defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı … Sağlık Yat. ve Hizm. Turz. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 2015-2016-2017-2018 yasal defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davalı …İlaç Sanayi A.Ş.’nin 2015-2016-2017-2018 yasal defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davacı şirket ile davalı … İlaç Sanayi A.Ş.’nin dosyaya sunduğu 2015-2016 yıllarına ait Cari Hesap Ekstrelerinde; birbirlerine borç ya da alacak bakiyelerinin olmadığını, davacı şirket ile Davalı … Sağlık Yat. ve Hizm. Turz. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin dosyaya sunduğu 2016-2017-2018 yıllarına ait Cari Hesap Ekstrelerinde; birbirlerine borç ya da alacak bakiyelerinin olmadığını, davalı “… SAĞLIK YAT. VE HİZM. TURZ. SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.” IOL’ leri imal ve tedarik edebildiğini, ancak MDJ kartuşlarını IOL’ lerle beraber ay ay tedarik edemediğini, eksik kalan MDJ kartuşlarının Ağustos 2016 tarihinde tamamladığını, davacı “…. ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ VE TİC. A.Ş.”nin sipariş verdiği IOL ve MDJ kartuşlarını takım olarak eksiksiz almak istediğinin e-mail yazışmalarından anlaşıldığını, tedarikte sorun yaşandığının görülmüş olduğunu, tespit esnasında davacı “… ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ VE TİC. A.Ş.” nin Sözleşmenin 3.maddesine göre teslim edilmiş model Cihazı … ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş. de kullanılmakta olduğunu, 13/12/2019 tarihi itibariyle ellerinde listesi 129 adet kullanılabilir IOL kaldığının tespit edilmiş olduğunu, 13/12/2019 Keşif tarihinde son kullanma tarihi geçmiş, raf ömrü bitmiş ürünlerin 386 adet olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın, “davalıların (satıcıların), davacı ile akdedilmiş olan sözleşmeye istinaden davacıya (alıcıya) gerekli miktarda mal teslim etmemek ve davacıya teslim edilmiş ve fakat kullanım tarihleri dolmak üzere olan malları yenileri ile değiştirmemek suretiyle sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ihlal edip etmedikleri; davalı …’ın kefaletinin geçerli olup olmadığı; davalı/… şirketinin bu davada taraf sıfatı bulunup bulunmadığı” noktalarında olduğunu, öncelikle davalı/…’ın kefaletinin geçerli olup olmadığı hususunun değerlendirilecek olduğunu, davalı/…’ın, sözleşmeyi davacı ile akdetmiş olan davalı/… Şirketi’nin sahibi durumunda olduğunun anlaşılmakta olduğunu, Kefalet sözleşmesinin geçerliliğinin TTK.md.583/f.1de özel bir yazılı şekle bağlanmış olmasının amacının ise, kefalet sözleşmesini akdeden kefilin kefalet sözleşmesi ile yüklendiği borcun kapsamını anlamadan ve bilmeden bu sözleşmeyi akdetmesini önlemek olduğunu, davalı/…’ın ise, söz konusu sözleşmeyi akdeden davalı/… Şirketi’nin sahibi durumunda olduğundan, kefalet sözleşmesini düşünerek ve yüklendiği borcun kapsamının anlamayarak ve bilerek bu sözleşmeyi akdetmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun bir durum olduğunu, bu nedenle, davalı/…’ın kefaletinin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin, kanaatlerince MK.md.2 anlamında hakkın kötüye kullanılmasını oluşturacağını, bu nedenle de korunmayacağını, bu nedenle, davalı/…’ın kefaletinin geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, davalı/… Şirketi’nin bu davada taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilecek olduğunu, öncelikle her iki davalı şirket arasında sıkı bir organik bağ olduğunun anlaşıldığını, dava dosyası içeriğinde yer alan sözleşmenin, davalı/… Şirketi tarafından akdedilmiş olduğunu, fakat tarafların defterlerinden, dosyası içeriğinde yer alan e-mail mesajlarının büyük bir kısmının davalı/… Şirketi tarafından davacıya gönderilmiş ve bu şirket tarafından davacıya cevabi e-mailler gönderilmiş olmasından ve de davalı şirketler arasında yapılmış olan ve davacıya da gönderilmiş olan borç devri protokolünden; sözleşmenin akdedilmesinden sonraki süreçte, davalı/…. Şirketi’nin de söz konusu sözleşmenin tarafı haline geldiğinin ve davacının bu e-mail mesajlarını bu şirkete çekmekle bu durumu benimsediğinin kanaatine varıldığını, bu nedenle de, sözleşmeden kaynaklanan borçlardan dolayı davalıların birlikte sorumlu (borçlu) hale geldiklerinin, bu nedenle de davalı… Şirketi’nin bu davada taraf sıfatının bulunduğunun kanaatine varıldığını, davalıların (satıcıların), davacı ile akdedilmiş olan sözleşmeye istinaden davacıya (alıcıya) gerekli miktarda mal teslim etmemek ve davacıya teslim edilmiş ve fakat kullanım tarihleri dolmak üzere olan malları yenileri ile değiştirmemek suretiyle sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ihlal edip etmedikleri hususunun değerlendirilecek olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin 4’üncü maddesinde yer alan hükme göre; davacı/alıcının, her ay en az 150 adet IOL lensi siparişi verecek olduğunu, sözleşmenin 3/h maddesinde yer alan hükme göre; davalı/satıcının bu lensleri 5 takvim günü içinde davacı/alıcıya teslim edecek olduğunu, sözleşmenin 3/a nolu maddesinde yer alan hükme göre; davacının, sözleşme süresinin sonuna (15.11.2017 tarihine) kadar toplam 5.800 adet IOL lensi sipariş edecek ve davalının da bunları teslim edecek olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 15.11.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğunu, dava dosyası içeriğinde yer alan e-mail yazışmaları incelendiğinde; 13.06.2017 tarihine kadar, taraflar arasında, davalı/satıcının gerekli miktarda IOL teslim edememesinden kaynaklanan bir ihtilafın ortaya çıkmadığı; fakat davacı/alıcının, 13.06.2017 tarihli e-mail mesajı ile bir anda 1150 adet IOL lensi siparişi verdiğinin ve taraflar arasındaki ihtilafın bundan sonra ortaya çıktığının anlaşıldığını, davacının, bu miktarda lens siparişi vermekle, sözleşmeden kaynaklanan “her ay 150 adet lens siparişi verme” yükümlülüğünü ihlal etmiş olduğunu, davacının işbu siparişi vermesinden sonra, davalı/satıcının bu miktarda lensi tedarik etmekte zorlandığının ve geciktiğinin, bu nedenle de taraflar arasındaki akdi ilişkinin işleyişinin bozulduğunun anlaşıldığını, bu durumlar nedeniyle, davalının lensleri teslim etmekte gecikmesinde ve bunun sonucunda akdi ilişkinin işleyişinin bozulmasında; bir anda sözleşmeye aykırı olarak 1150 adet lens siparişi vermiş olan davacı/alıcının da davalı/satıcınınkine yakın miktarda kusuru bulunduğunun, dolayısıyla davalının sipariş konusu lensleri gecikmesinde her iki tarafın da birbirlerine yakın oranda kurusu bulunduğunun, bu nedenle de davacının davalıdan, davalının lens siparişlerini karşılamakta gecikmesinden dolayı herhangi bir tazminat alacağına hak kazanamadığının kanaatine varıldığını, 13/12/2019 keşif tarihi itibariyle davacının elinde, kullanma tarihi geçmiş 386 adet ürün kalmış olduğunu, sözleşmenin ilgili hükümleri gereği, davalının, davacının elinde kalmış olup, son kullanma tarihleri geçmiş olan lensleri değiştirmekle yükümlü olduğunu, bu nedenle kanaatlerince davalının, davacının elinde kalmış olan bu lenslerin yenileri ile değiştirilmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, davacının talebe hak kazanacağı zarar tutarının, kanaatlerince, işbu 386 lensin 13.12.2019 tarihindeki piyasa fiyatı kadar olması gerektiğini, ayrıca davalının, davacının değişimini talep ettiği lensleri değiştirmemekle, kendisini yüklenmiş olan “son kullanma tarihleri dolmuş olan lensleri değiştirmeye” yönelik borcunu ihlal etmiş olduğunu, bu nedenle de kanaatlerince davacıya, sözleşmenin 7 nolu maddesi hükmüne istinaden 50.000 Euro cezai şart ödeme borcu altına girmiş olduğunu, TBK.md.l79/f.2 hükmü gereği bu cezai şart ifa yerine istenebilen cezai şarttır. Bu nedenle de işbu cezai şartın tahsilini talep etmiş olan davacının, ayrıca zararının (yani lenslerin yenileri ile değiştirilmemesi nedeniyle uğradığı zararının) tazminini talep edemeyecek olduğunu, fakat, eğer bu zararının tutarı, 50.000 Euroluk cezai şart tutarından fazla ise, işbu fazlalık tutarının tazminini talebe hak kazanacak olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyanın tarafların itirazları ve raporda belirtilen 386 adet lensin yenileriyle değiştirilmemesi nedeniyle sebep olanın zararın ve bu zararın cezai şart miktarının aşıp aşmadığının net bir şekilde belirtmek üzere ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 01/02/2021 tarihli ek raporlarında özetle; davacının davalıdan, davalının lens siparişlerini karşılamakta gecikmesinden dolayı herhangi bir tazminat alacağına sahip almadığını, fakat son kullanım tarihleri geçmiş olan 386 adet lensin yenileri ile değiştirilmemiş olmasından dolayı, bu lenslerin 13.12.2019 tarihindeki piyasa fiyatı kadar zarara uğradığını, fakat bu zararının ancak 50.000 Euroluk cezai şartı aşan kısmının (cezai şart ile karşılanamayan zarar kısmının) tahsilini davalıdan talep edebileceğini, son kullanım tarihi geçmiş olan lensleri yenileri ile değiştirme borcunu ihlal etmiş olan davalının, sözleşmenin 7 nolu maddesi hükmüne istinaden 50.000 Euro cezai şart ödeme borcu altına girdiğini, TBK.md,179/f.2 hükmü gereği bu cezai şartın ifa yerine istenebilen cezai şart olduğunu, bu nedenle de işbu cezai şartın tahsilini talep etmiş olan davacının, ayrıca zararının (yani lenslerin yenileri ile değiştirilmemesi nedeniyle uğradığı zararının) tazminini talep edemeyeceğini, fakat, eğer işbu zararının tutarı, 50.000 Euroluk cezaî şart tutarından fazla ise, işbu fazlalık tutarının (yani cezai şart ile karşılanamayan zarar kısmının) tazminini talep edebileceğinin (TBK.md.l80/f.2); kök rapordaki kanaatine varılmış olup, toplam 386 adet lensin zarar bedelinin 37.230 Euro olduğunu bildirmişlerdir.
Dava, sözleşme hükümlerinin gereği gibi uygulanmaması nedenine dayalı oluşan zararın ve kararlaştırılan cezai şartın tahsili talebine ilişkindir. Dava konusu sözleşmenin davacı ve davalı … Ltd. Şti. arasında imzalandığı, davalı …’ın kefil olduğu, davalı .. A.Ş.’nin ise alacağın devri hükümleri gereğince sözleşmenin tarafı olarak davalı gösterildiği görülmüştür. Davalı …’ın kefaletinin geçersiz olduğu savunulmuş ise de, sözleşmenin incelenmesinde TBK m. 583’de belirtilen şekil şartlarına aykırı bir durum tespit edilemediğinden davalı …’ın kefaletinin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Davalı .. A.Ş yönünden yapılan husumet itirazına yönelik ise, dosya arasında bulunan mail yazışmalarının davalı .. A.Ş tarafından yapıldığı, davalı … Ltd. Şti. İle davalı davalı …. A.Ş arasında düzenlenen borç devri protolünden anlaşıldığı üzere davalı .. A.Ş’de dava konusu sözleşme nedeni ile meydana gelen zarardan sorumludur ve iş bu davada taraf sıfatı bulunmaktadır. Davacı taraf, 13/06/2017 tarihinde 1150 adet lens sipariş etmekle, taraflar arasında yer alan sözleşmede belirtilen “her ay 150 adet lens siparişi verme” yükümlüğünü ihlal etmiş, bu nedenle, talebine konu lens siparişlerinin karşılanmasında gecikmeden dolayı herhangi bir tazminat alacağı doğmayacağı kabul edilmiştir. Sözleşme hükümlerine aykırı davranan davacı tarafın tazminat talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yine sözleşme gereği davalının, davacının elinde kalan ve son kullanma tarihleri geçen lensleri değiştirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yerinde yapılan incelemede davacının elinde son kullanma tarihi geçmiş 386 adet ürün bulunduğu tespit edilmiştir. Davacının talebi ayrı ayrı cezai şart ve uğranılan zararın tazmine ilişkindir. TBK m.179/1 hükmü gereği sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmış ise, alacaklı ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir ve m.179/2 gereği ifa yerine istenilen cezai şart, zarar miktarını aşamaz. Davacı tarafın zararının 386 adet lensin 13.12.2019 tarihi itibari ile piyasa fiyatı kadar olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Sözleşmede kararlaştırılan cezai şart miktarı ise 50.000,00 Eorudur. Alınan ek bilirkişi raporu ile 386 adet lensin piyasa bedelinin 37.230 Eoru olduğu tespit edilmiştir. Hali ise davacının talep edebileceği tutar 386 adet lensin piyasa bedeli kadar, 37.230 Euro olabilecektir. Her ne kadar davacı vekiline şirket zararına yönelik talebini arttırmak üzere süre verilmiş ise de, davacı vekilinin dilekçesi ile dava dilekçesinde gösterilen değere tekabül eden 10.334,00 Euro üzerinden karara bağlanması, bakiye kısım yönünden taleplerinin saklı tutulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Açıklanan bu nedenlerle eksik ifaya bağlı zarar nedeni ile açıklan davanın kısmen kabul kısmen reddine, sözleşme ihlaline bağlı cezai şart bedeline yönelik davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Eksik ifaya bağlı zarar nedeni ile açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,10.334,00 EURO’nun dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE, davacının bakiye 26.896,00 EURO yönünden dava ve talep hakkının saklı TUTULMASINA,
2-Sözleşme ihlaline bağlı 50.000,00 EURO cezai şart bedeline yönelik açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 3.415,50 TL harcın peşin alınan 853,88 TL peşin harç ile 3.277,34 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.131,22 TL haçtan mahsubu ile bakiye kalan 715,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan ilk dava açılış harç gideri 889,78 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan ve alınması gereken harçtan mahsup edilen 2.561,62 TL olmak üzere toplam 3.451,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 2.681,50 TL yargılama giderinden kabul oranı (%20,53) ret oranı (%79,47) dikkate alınarak hesaplanan 550,51TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 7.300,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 25.495,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸