Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/289 E. 2018/921 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/289
KARAR NO : 2018/921

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2018

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yatırım yapmayı planladığını ve bu doğrultuda …. Konut San. A.Ş ile görüşerek bu firmaya konut yaptırılması için anlaşma sağlandığını, anlaşmada firmanın aynı zamanda yapılacak villaların satış ve pazarlama sorumluluğunu yüklendiğini, bu firmanın isteği üzerine firma yönetim kurulu başkanı …’a vekalet verildiğini, davalı … Temsil yetkisini kötüye kullanarak Silivri… köyü … ada …. parseldeki arsa üzerine inşa edilmekte olan binalardan 1 nolu dubleks meskenin kat irtifakına ayrılan 13/1200 arsa payını diğer davalı … …’e 30.05.2007 tarihinde 17.000.00.-YTL bedelle sattığını, bu satışın gerçek rayici yansıtmadığını ve gizli bir bağışlama olduğunu, satılan villanın gerçek değerinin asgari 330.000.00.-YTL olduğunu bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek müvekkili şirket adına tesciline karar verilmesini ayrıca dava konusu taşınmazın 3. Şahıslara devir ve temliki ile üzerine ayni ve şahsi hak tesisininin önlenmesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiş yargılama aşamasında da beyanlarını tekrarlamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 27/02/2009 tarih ve …. esas, …. karar sayılı ilamı Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin 31/10/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tarafın 26.06.2008 tarihinde olayla ilgili iki tanığının dinlendiği ve sonrasında da İnşaat mühendisi ve Kadastro mühendisi vasıtasıyla mahallinde keşif yapıldığı, 19.09.2008 tarihinde bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; dava konusu villanın davacı …. Kurumsal Hizmetler A.Ş şirketini temsilen davalı … tarafından diğer davalı …’e satıldığı, 30.05.2007 tarihindeki rayiç değerinin 280.000.00.-YTL olarak takdir edildiği, dava konusu villanın 05.11.2007 dava tarihindeki rayiç değerinin ise 286.000.00.-YTL olarak takdir edildiği görülmüştür.
Davalı … tanığı … duruşmada alınan beyanında, davalının eşi olduğunu, 162.500,00 TL’ye taşınmazın satılığa çıkarıldığını, satış ofisine gittiklerinde davalı … ile tanıştıklarını, taşınmazı 165.000,00 TL’ye satın aldıklarını belirtmiştir.
Davalı … tanıkları … duruşmada alınan beyanlarında, davalı …’un babaları olduğunu, taşınmazın satış ilanın gazeteden gördüklerini, 165.000,00 TL bedel mukabilinde satın alındığını belirtmiştir.
Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında, taşınmazın satışı için satış ofisine beraber gittiklerini, taşınmazın satış bedelini bilmediğini belirtmiştir.
Bozma ilamı öncesinde dinlenen davacı tanığı … duruşmada alınan beyanında, … şirketinin konut işlerine bakan …’ın satış için vekil tayin edildiğini, paralar gelmeyince konutların bedelsiz satıldığı yönünde şüphelerinin oluştuğunu, güvenlik görevlisi ve diğer şahıslardan konutların … şirketi ile irtibat halinde olan kişilere emanetçi olarak devredildiğini öğrendiklerini belirtmiştir.
Davacı tanığı … duruşmada alınan beyanında, mali müşavir olarak çalıştığını, vekil …’ın satış yapmasına rağmen şirkete para vermediğini, sözleşmenin çok altında bir bedelle satış yaptıklarını öğrendiklerini, yapılan satışların gerçek satış olmadığını anladıklarını belirtmiştir.
Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir…”hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi , ona dürüstülk kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.
Öte yandan. Vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni kanunun 3. Maddesi anlamında iyiniyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekilile vekalet eden arasında bir içi sorun olarak kalır, vekilile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Nevarki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. Maddesinde yazılı dürüstlük kurulanın doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir.
Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. …ine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
Yargıtay bozma ilamını içerir duruşma gününü bildirir tebligat taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davacı vekili ile davalı …’ın mahkememizin 25/04/2018 tarihli celsesine katılmadığı, davalı … vekilinin ise davayı takip ettikleri yönündeki beyanı nazara alınarak davalı …’a karşı açılan davanın HMK m.150 gereğince işlemden kaldırılmasına ve yenilenmemesi nedeniyle bu davalıya karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davalı … tarafından takip edilen dava yönünden ise, mahkememizce yapılan keşifte taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç değerinin 286.000,00 TL olarak tespit edilmesine rağmen akit tablosuna göre 17.000,00 TL bedelle satılarak davalı … adına tescil edildiği ve davacı tarafın zarara uğratıldığı anlaşılmaktadır. Davacının vekalet düzenlemek suretiyle satış iradesini ortaya koyduğu açıktır. Ne var ki, yukarıda da ifade edildiği üzere vekilin vekaletten kaynaklanan yetkisini kullanırken davacı yararına hareket etme yükümlülüğü vardır. Bundan öte, vekilin vekil edeni zararlandırma eyleminin gerçekleşmesi halinde yetkinin kötüye kullanıldığı kabul edilmelidir. Dava konusu taşınmazın akitte gösterilen bedeli ile gerçek bedeli arasında aşırı oransızlık vekil edenin zararlandırıldığı olgusunu ortaya koymuş olmakla davalı …’e karşı açılan davanın kabulü ile Silivri …. Köyü … Ada,…. Parsel(… Mahallesi, … Ada,… Parsel) 53199.83 m2 miktarlı arsanın üzerine inşa edilen 1 nolu dubleks meksenin kat irtifakına ayrılan 13/1200 Arsa paylı tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davalı …’a karşı açılmış olan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalı …’e karşı açılan davanın KABULÜ ile;
Adına kayıtlı Silivri … Köyü …. Ada,…. Parsel(… Mahallesi, 129 Ada, 1 Parsel) 53199.83 m2 miktarlı arsanın üzerine inşa edilen 1 nolu dubleks meksenin kat irtifakına ayrılan 13/1200 Arsa paylı tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline,
3-İİK madde 128 gereğince hüküm özetinin tapu sicil müdürlüğüne bildirilmesine,
4-Alınması gereken 19.536,66-TL harçtan, peşin alınan 229,50-TL harç ve tamamlama harcı olan 3.632,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.675,16-TL eksik harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 3.874,60-TL nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 148,62-TL ile bilirkişi sarf gideri 600,00-TL olmak üzere toplam 748,62-TL nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 23.110,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 17/10/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır