Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/255 E. 2019/40 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/255
KARAR NO : 2019/40

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 25/01/2019

DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Müvekkil Şirket ve diğer davalılar, birlikte …..Şti.’nin ortakları olduğunu, ….. Tesisleri Haramidere Bölgesi ., Parsel No….. ve ….. Mahallesi Büyükçekmece adresindeki depolama hizmeti vermek üzere kullanılan ….Terminali’ndeki araziyi, 24 Nisan 2013 tarihinde kiraladığını,bunu takiben …. şirketinin kıyı işletme izni 2013 yılından beri yenilenemediğini ayrıca bu iznin yenilenerek tekrar alınması ihtimalinin de mümkün olmadığı, bu sebeple de ….’ın ana faaliyet konusunu gerçekleştiremediği ve operasyonlarına devam edemediği,yıllık 813.836,00 USD bedelle kiralanan taşınmazın kiralanma amacına uygun olarak kullanamadığını ve bu durumun diğer davalılar tarafından da bilindiğini, komşu terminallerden boru hattı ile ürün ikmali yapılamadığını ve zarar ettiğini, İstanbul Defterdarlığı ile imzaladığı kıyı ve deniz tarafının kullanımına ilişkin “Kullanma İzni Sözleşmesinin” sona erdiğini, izin ve ruhsatların alınamamasından ötürü tesisin tüm liman faaliyetleri kapalı hale geldiğini, tesis kullanılamaz hale geldiğini, Beyoğlu ….. Noterliğinden keşide edilen 31.03.2015 tarihli ve …. yevmiye sayılı ihtarname ile depolama sözleşmesinin feshedildiği malik olan davalılara ve ….’a ihbar edildiğini, kira sözleşmesinde kiralanan yerin iş amacını gerçekleştirememesi sebebi ile sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı olmasına karşın bu kararın da alınamadığını, davacı şirketin üzerine düşen görevi yerine getirdiğini, kira gereği her yıl ödenen tutarın yarısını kar payından ödediğini şirketin açıkça zarara uğradığını,davalı şirketlerin kira sözleşmesinin süresinin sonuna kadar devam etmesinde etkin bir rol oynayarak ….’ın uğramış olduğu zararı tazmin etmelerinin gerektiğini, TK 553 md ve devamı hükümleri gereğince; Davalıların, …. tarafından kiralanan tesisin kullanılması imkânı kalmadığı halde maliki bulundukları kira sözleşmesini süresinin sonuna kadar feshetmeyerek, tesisatın açık tutulması sebebiyle ve kira bedeli tahakkuk ettirmeleri ve kira bedellerini tahsil etmek suretiyle, ortağı bulundukları …. Ltd.Şti.’ni ve dolayısıyla davacıyı uğrattıkları zararın tespiti ile davalılardan tazminini ve …. Şirketine ödenmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz olarak davası olarak açılmasının usulü aykırı olduğunu,davanın davacının beyanları dikkate alındığında 9 Mart 2018 tarihi itibariyle zaman aşımına uğradığını, …. Terminalinin kullanım açısından bir sıkıntısının olmadığını, karayolu ile taşımanın yapılabileceğini, davacı şirketin fesih talebine rağmen ….’ın araziyi tahliye etmesi için herhangi bir girişimde bulunmadığını,ortada bir zarar varsa bunda davacının da kusurunun bulunduğunu,davacının alınan ortaklar kurulu kararında alınan kira sözleşmesinin feshine ilişkin alınan kararlara karşı herhangi bir iptal ve dava yoluna gitmediğinden bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;Dava dışı ….’ın müdürü olarak ana sözleşmeye ve genel kurul kararlarına uygun hareket ettiğini, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ….. E. …. K. sayılı dosyasında yine huzurdaki davanın tarafları olan müvekkil şirket …. ve ….. ‘in davalı gösterildiği bir dava açmıştır. Bahsi edilen dava “…bilindiği gibi şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla şirket ortaklarının yöneticiler aleyhine açtığı davalarda hükmedilecek tazminatın zarara uğradığı iddia edilen ve davacının ortağı olduğu şirkete verilmesi istenebilir…” gerekçesiyle reddedildiğini, Kira sözleşmesinin feshedilmesi hususu 17.10.2014 ve 17.03.2016 (EK-2) tarihli …. Genel Kurul Toplantılarında gündeme gelmiş ve Genel Kurul kira sözleşmesinin feshedilmesi yönünde bir karar veilmediğini,davacının kira sözleşmesinin feshedilmemesi hususunun Genel Kurul tarafından alınmış bir karar olduğunu,,dava dışı şirketi zarara uğratan bir eylemin de söz konusu olmadığını,….’ın tek faaliyet konusu deniz yolu ile petrol ürünü ikmal etmek olmadığını Şirketin birçok faaliyetinin söz konusu olduğunu,olağan genel kurul toplantılarında davacı ortağın da oyuyla, oybirliğiyle ibra edildiğini, davacının davaya konu ettiği tazminat talebi zamanaşımına uğradığınıdan bahisle usul ve yasaya aykırı, hukuki ve maddi dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan zararın tanzimi istemine ilişkindir.
Mahkememiz dava dosyasının 07/11/2018 tarihli duruşmanının (1) no’lu ara kararı gereğince; “Davanın açılış tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK’nın 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK’nın 408/1 ve 479 maddelerindeki düzenleme ve bu husustaki Yargıtay yorumu karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla HMK’nun 54.maddesi gereğince davacı tarafa genel kurulda davalılar hakkında dava açılması yönünde alınmış kararı ibraz etmek üzere 1 aylık kesin süre verilmesine, verilen sürede ibraz edilmediği taktirde ibrazından vazgeçmiş sayılacağının ihtarına “karar verildiği ve hazır olan taraf vekillerine ihtarın yapıldığı,iş bu ara karara karşı davacı vekilinin rücu talebinde bulunması üzerine mahkememizce talebin itiraz yolu açık olmak üzere rreddine karar verildiği, kararın davacı vekilince istinaf dilekçesi sunduğu ve mahkememizce yapılan değerlendirmede 19/11/2018 tarihli karar ile “HMK.’nın 341.maddesine göre ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, mahkememizce verilen 12/11/2018 tarihli ara kararlarına karşı istinaf kanun yolu açık olmaması sebebiyle reddine” karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen kesin süre içerisinde, davacı tarafça davacı şirketçe alınmış genel kurul kararının ibraz edilmediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 809,48 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5850,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/01/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır