Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/246 E. 2018/217 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/246 Esas
KARAR NO : 2018/217

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 23/03/2018
Mahkememizde açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının maliki olduğu … plakalı aracın müvekkili şirkette Mecburi Mali Mesuliyet Sigortası Sözleşmesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu aracın 27.12.2014 tarihinde belirsiz bir sürücünün sevk ve idaresinde iken … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın B-4-f maddesine göre maddesine göre, trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde meydana gelen zararların tazmin edildikten sonra sigortalıdan rücuen talep edilebileceğinden, zarar görenlere ödenen tazminat sigorta ettireninden rücuen talep ettiğini, davalıya şifahen ve 16.10.2017 tarihli yazı ile başvurduklarına rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını beyanla 17.076,00 TL’lik tazminatın tazmin tarihi olan 03.10.2017 gününden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı … ile davalı arasındaki Mecburi Mesuliyet Sigorta Sözleşmesi kapsamında, davalı aracın kendi kusuru ile dava dışı araca vermiş olduğu hasar nedeniyle davacının zarar görene ödediği bedelin davalıdan rucüen tahsili istemine ilişkin tazimanat davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde ” Bu kanun , her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. ” hükmü düzenlenmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: alış verişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılı , ses , görüntü ve benzeri her türlü gayrimaddi malları; Satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Hizmet:bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, Sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan veya hizmet sunanın adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi : mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser , taşıma , simsarlık , sigorta , vekalet , bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, davanın konusunu davacı ve davalı arasındaki herhangi bir haksız fiil oluşturmamaktadır. Uyuşmazlık taraflar arasında imzalanan davalı araçla ilgili sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi nitelik itibariyle 6502 sayılı yasanın 3. maddesinde yazılı hizmet ilişkisi ve tüketici işlemi kapsamında bulunduğundan aynı yasanın 73. Maddesi uyarınca davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir.
HMK’nun 114/c- bendi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup HMK’nun 115. Maddesi gereğince mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunduğu anlaşılmakla HMK’nun 114/1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden,
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3- 6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundan tensiben karar verildi..13/03/2018

Katip … Hakim …
E-İMZALI E-İMZALI