Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/242 E. 2019/399 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/242 Esas
KARAR NO : 2019/399

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 11/04/2019
Mahkememizde açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı şirket … A.Ş. arasında Esenler de bulunan franchise davalı firma… Ltd. Şti. ne ait “…” mağazasının dış cephe traverten kaplama ve basamak uygulama işi konusunda fiyat-teklif ve teklifin kabulü sonucunda müvekkil firma bu işin yapılmasını yüklendiğini, müvekkilinin Esenler’de bulunan “…” mağazasını davalı firmanın yetkilendirdiği ve davalı firma …. . A.Ş. adına hareket eden mimar ile karşılıklı koordinasyon çerçevesinde yapılmak istenen konsept çerçevesinde işini zamanında tamamlayarak teslim ettiğini, ancak müvekkilinin taraflarca yapılan anlaşma uyarınca yüklenilen işi tam ve eksiksiz yapmış olmasına rağmen yapılan işin bedelinin davalı şirketlerden talep ettiğini ancak davalı şirketlerin ödemeyi tüm taleplere rağmen yapmadığını, davalıların ödeme yapmaktan kaçınması üzerine müvekkilinin Kartal … Noterliğinin 01.02.2016 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarname ile davalı …A.Ş. adına düzenlenmiş bulunan 24.02.2016 tarih ve 102.536,60 TL bedelli ve …. nolu faturayı ihtarname ile gönderdiğini ancak fatura müvekkiline iade edildiğini, yapılan tüm ödeme taleplerine rağmen davalı firma …. .. A.Ş borcun franchise firması olan ….Ltd. Şti. ait olduğunu iddia ettiğini ve ödemeyi yapmadığını, davalılardan ….Ltd. Şti.’den talep edilen ödeme yine aynı gerekçe ile borçlunun diğer davalı firma olduğu gerekçesi ile taleplerinin geri çevrildiğini, işin yapılması talebinin davalı … A.Ş.’den gelmiş olup, işin tüm detayları ve ödemelerin taahhüdü yine bu davalı firma tarafından verildiğini, dava konusu uygulama işine ilişkin tüm sözlü ve yazılı anlaşmalar davalı … A.Ş. ile yapılmış olmasından dolayı davacı müvekkil alacağın tahsili için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün ….-Esas sayılı icra takip dosyası ile davalılardan …. …. A.Ş.’ne ödeme emri gönderdiğini, davalı şirketin haksız bir şekilde hakkında açılmış bulunan icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, başlatılan takibe yapılan itirazın iptali için İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….-Esas sayılı dava dosyası ile “İtirazın iptali Davası” açıldığını, yapılan yargılama neticesinde ilgili mahkeme “Davanın icra Takibinin yetkili yer icra dairesinde başlatılmaması nedeniyle usulden reddine” karar verdiğini ve bu kararı temyiz edilmeden kesinleştiğini, yapılan yargılamada davalı … A.Ş. tarafından borçlunun franchise firmalarının borçlu olduklarını iddia ettiğini ve yapılan işin bedelinin bu firmadan tahsilinin gerektiğinin belirttiğini, ancak yapılan iş davalı … . A.Ş. ile yapıldığını, bu kapsamdan usul ekonomisi gereğince yeniden yetkili yer icra dairesinde icra takibinin yapılması gerekli görülmediğini, müvekkilinin dava konusu yapılan işe ait tüm malzeme ve işçi alacaklarını kendi uhdesinde karşıladığını, alacağını almadığından dolayı ciddi anlamda maddi zarara uğradığını beyanla 72.546,60 TL nın Ticari faizi ile birlikte davalılardan tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davanın pasif husumet yokluğu sebebi gerektiğini, esasa ilişkin beyanlarında ise talep edilen alacağa ilişkin sözleşmenin diğer davalı ile akdedilmesini ikrarına rağmen gerek yapılan sözleşme gerek ise daha ön :eden işbu alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibinde de yer almayan davalı müvekkilinin işbu davada taraf gösterdiğini, ancak davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere, …. nolu 24.02.2016 tarihli 102.546,60-TL bedelli faturayı diğer davalı … . A.Ş. adına düzenleyerek gönderdiğini, ancak diğer davalı tarafından işbu fatura iade edildiğini, davacının ikame ettiği alacak davasının değerini fatura bedelinin tamamı üzerinden değil 72.546,60-TL olarak belirtmiş olduğunu, fatura bedeli ile talep edilen alacak arasındaki 30.000,00-TL bedel farkının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, Zira işin yapılması sırasında diğer davalı …. A.Ş. tarafından müvekkile 30.000,00-TL nin davacıya ödenmesi, geri kalan kısmın kendisi tarafından karşılanacağı yönünde bilgi verilmesi sonucu, dilekçe ekinde sunulu ödeme belgesinden de anlaşılacağı üzere davalı müvekkil tarafından davacı şirkete söz konusu işin yapılmasına karşılık 30.000.00 TL ödeme yapıldığını, kaldı ki; işbu ödeme davacının belirttiğinin aksine davacı tarafından davalı müvekkilden talep edilmeden; tamamen müvekkil şirket ile diğer davalı arasında yapılan sözlü anlaşma gereği yapıldığını, bu sebeple davacı yapılan iş bedeline istinaden düzenlendiğini belirttiği 102.546,60 TL nin 72.546,60-TL sini huzurda talep etmekte ancak davalı müvekkilin ödemesi gereken kısmı tahsil etmiş olduğu halde huzurdaki davada müvekkili taraf göstererek kötüniyetli davrandığını, davacının belirttiği üzere yapılan işe istinaden düzenlenen 015629 nolu 24.02.2016 tarihli 102.546,60-TL bedelli fatura diğer davalıya tebliğ edilmiş olup; ilgili fatura tarafların anlaştığı bedelden çok daha fahiş bir bedel olması sebebi ile davacıya iade edildiğini beyanla müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesini, şayet mahkeme aksi kanaatte ise davalı müvekkilin yapılan iş sebebi ile davacıya karşı ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığı halde diğer davalı firma ile yaptığı sözlü anlaşmaya istinaden 30.000,00-TL ödeme yapmış olduğundan ve bu sebeple kalan bakiyeden sorumluluğu bulunmadığından davanın müvekkil yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …. AŞ vekili cevap dilekçesi ile müvekkil şirket dava dışı şirket ile alacaklı ….şirketi arasındaki hizmet sözleşmesini “hiçbir zaman imzalamadığını, bu sözleşmeye davacının iddia ettiği gibi herhangi bir şekilde taraf olmadığını, müvekkili şirketin davacının belirttiği dış cephe kaplama, basamak hizmet işleminden ve taraflar arasında imzalanmış olan eser sözleşmesinden kaynaklanan hiçbir borcunun olmadığını, müvekkili şirket söz konusu sözleşmeyi hiçbir zaman hiçbir nam altına imzalamadığını, davacının mezkur ihtarnamesinde ve dava dilekçesinde bahsettiği müvekkil firmanın da yapılan işin bedeline ortak olduğu yönündeki iddiası gerçek dışı olduğunu, müvekkil firmanın dava dışı firma ve tüm franchise bayilerinde imzalamış olduğu sözleşmenin 18. Maddesi gereği “Franchise, …. onay almadan mağazada dahili ve harici değişiklik yapmayacağını, … yazılı izni ile rekabet, pazar şartları, dekorasyonun eskimesi gibi nedenlerden dolayı gerekli görülen iç ve dış tadilatlar ….’nın onayı ve yönlendirmesi ile yaptırılacağını, tadilat masraflarının FRANCHİSE’e ait olduğunu, davacının belirttiğinin aksine bu işlemlere ilişkin bütün masraflar Franchise bayiye ait olduğunu, davacının müvekkil şirkete Beşiktaş ….Noterliğinden gönderdiği 25.02.2016 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarıyla taraflar arasında uyuşmazlık olduğunu belirttiğini, dava dışı franchisse bayi ile aralarında ödeme rakamı konusunda uyuşmazlık doğması ve davacının dava dışı firma ile imzaladıkları sözleşme ve şifahen yapılan görüşmeler neticesinde belirledikleri rakamın çok üstünde fahiş bir rakam belirlemesi ve tahsil kabiliyeti olan müvekkil şirketten kötü niyetle sözleşmeye ve tarafların iradelerine aykırı şekilde bedelin tahsili yapılmaya çalışıldığın, Eser sözleşmesinde belirlenen götürü bedelin arttırılmasının istenemeyeceğini, davacı ile dava dışı Franchise bayi arasındaki (Dış Cephe Taş Uygulama ) işlem eser sözleşmesi kapsamında olup 6098 sayılı TBK 480.maddesi gereği sözleşmenin kuruluş aşamasında belirlenen rakam götürü bedeli olduğunu, uyuşmazlık konusu işbu fatura geçersiz olup geçerli olmadığını, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında üzerinde anlaşılan hizmet konusunun yazılı veya sözlü olarak kurulan bir sözleşme olmadığından faturanın delil olarak kullanılabileceği anlamına gelmediğini, davacının müvekkil şirkete Beşiktaş ….Noterliğinden 25.02.2016 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarında belirttiği fatura bedeli 102.546,60 TL olup icra takibi miktarı ve dava konu dava değerinin 72.546,60 TL olması dava dışı borçlu firmadan ödeme aldığının ve kötü niyetli olduğunu, davacı tarafından ispat yükümlülüğü yerine getirilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile davacı şirketin dava konusu işin yüklenicisi ve taahhüt edeni olduğunu, davalı ….’ya ait franchising mağazasında taraflar arasında kararlaştırılan şekilde işin bitirilerek teslim edildiği, işin tamamlanmasına rağmen davalı firmaların ödemeyi yapmadıklarını, müvekkili şirketin alacağını tahsil için işbu davayı açtığını, müvekkilinin davalılardan … ile yapılan mutabakata istinaden kaplama işini yaptığını, her iki firmanın da yapılan işin imalatından fiilen ve hukuken sorumlu olduklarını, davalı firmaların müvekkiline ödeme yapmamak için karşılıklı olarak birbirlerini ödemeden sorumlu tuttuklarını, işin tamamlanmasından sonra müvekkili firmanın ödeme taleplerinin davalı firmalarca defaatle olumsuz karşılandığını, her iki firmanın müvekkiline yapması gereken ödeme konusunda sorumluluk kabul etmemelerinin hukuken ve fiilen danışıklı yapılan bir işlem olduğunu bu nedenle …. vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarının yerinde olmadığını beyan etmiştir.
Dava; eser sözleşmesi kapsamında yapılan iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık taraflar arasında Esenler …. mağazasının dış cephe traventen kaplama ve basamak uygulama işinin davacı tarafça yapılması karşısında davacının hakediş alacağının olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu, davalıların savunmalarına göre davacının alacağından davalıların sorumlu olup olmadıkları, buna göre davalıların husumet itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Davacı tanığı …, duruşmadaki beyanında özetle; Davacı şirkette mimar olarak çalıştığını, şu an çalışmadığını, Esenlerde davalı … Mağazasının yetkili Mimarı …. kendisine ulaşarak dış cephe traverten kaplaması ile ilgili projeyi mail attığını, işi yapmalarını talep ettiğini, mailleşmelerden sonra teklifi kabul ettiklerini ilettiğini, kullanılacak taş örneğini …. …’e gösterdiğini, numunenin onaylandığını, işe başlayıp bitirdiklerini, işin bitiminde hakkedişi hazırlayıp .. Hanım’a gönderdiklerini, …. Hanım’ın yönlendirmesiyle 30.000 TL lık ödeme yapıldığını, geri kalanının ödeneceğini …. Hanım’ın söylediğini, ödemenin önce ertelendiğini, sonuçta da ödenmediğini, kalan paranın ….ya ödetilmesi için …. Hanım’ın kendilerini … yetkilileriyle görüştürdüğünü, ödeme konusunda davalılar arasındaki sorunun çözülmeye çalışıldığını, kendilerinin işin başından beri …. Hanımdan işi alıp devam ettirdiklerini ifade etmiştir.

Davacı tanığı …., duruşmadaki beyanında özetle; mermer işi yaptığını, davacı şirketin Mimarı …’ın talebi üzerine Esenlerde … Mağazasının dış cephe traverten işini yaptıklarını, işin bedelini …’tan aldıklarını, işin yapımı sırasında sürekli olarak Mimar .. Hanım’ın kendileriyle ilgilendiğini, işin yönetim ve kontrolünü onun yaptığını, işin tesliminin de ona yapıldığını, başta söylenen metrajdan daha fazla iş yaptıklarını, söylenen ek işi de yapıp tamamladıklarını, miktarını hatırlamadığını, ek işin yapılması talebinin …. Hanım’dan geldiğini, başlangıçta bazı mahallere traverten istenirken işin devamında her yer istendiğinden işin metrajının arttığını, ek işlerin daha ziyade pencere kenarları, girişler ve köşelerdeki dönüş yerlerinde ortaya çıktığını ifade etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defter ve belgeleri ile keşfen mahallinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişisi….ve inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen raporda, davacı tarafından, davalılardan ….’un talebi doğrultusunda davaya konu cephe kaplama işlerinin yapıldığı, yapılan işlerin tutarının KDV dahil 102.546,60 TL olduğu, 30.000,- TL ödemenin düşülmesi ile davacı alacağının 72.546,60 TL olduğu, davalı … tarafından dosyaya sunulan Franchise sözleşmesinin 18. Maddesine göre takdirin mahkemeye ait olmak üzere ödemeden davalılardan …’ nın sorumlu olacağı kanaatine varıldığı, davacının 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi (05.03.2018) itibariyle davacının davalı … . A.Ş’den 72.546,60 TL alacaklı olduğu, davalı … Ltd. Şti. nin 2016 yılı Envanter defterinin ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2016 yılı Yevmiye ve Kebir defterlerinin, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Ltd. Şti.nin, davacı şirket ile arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalı … .. A.Ş’nin 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı …A.Ş’nin, davacı şirket ile arasında ticari ilişki bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında …mağazasının dış cephe traverten kaplama ve basamak uygulama işinin davacı tarafça yapılması karşısında davacının hakkediş alacağının olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu, davalıların savunmalarına göre davacının alacağından davalıların sorumlu olup olmadıkları, buna göre davalıların husumet itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarında olduğu, dava konusunun davacının davalı … .A.Ş’ne düzenlemiş olduğu 24.02.2016 tarihli 102.546,60 TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, dava konusu faturaya karşılık olarak ödenen 30.000,00 TL tutarlı ödemenin mahsubu neticesinde 72.546,60 TL tutarında bakiye alacağının kaldığı, davacının …. . A.Ş’ne düzenlemiş olduğu, Teknik bilirkişi tarafından dava konusu faturayı davacının davalılardan talep edebileceği yönündeki görüşü neticesinde dava tarihi itibari ile dava konusu fatura tutarından ödeme mahsup edildikten sonra kalan 72.546,60 TL’lik davacının davalılardan alacaklı olduğu, neticeten, dava tarihi itibari ile teknik değerlendirme raporu göz önünde bulundurulduğunda davacının davalılardan 72.546,60 TL tutarında alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde,
Davalı …şirketi ile davalı … şirketi arasında franchise sözleşmesi bulunduğu ve dava konusu … Esenler mağazasının dış cephe traventen kaplama ve basamak uygulama işinin davacı tarafça yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yapılan bilirkişi incelemesinde de davacı tarafça yapılan işin bedelinin düzenlenen fatura içeriğine uygun olduğu, yapılan ödeme düşüldüğünde talep edilen miktarın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arsındaki uyuşmazlık esasen davacı tarafça yapılan işin bedelinin davalılardan hangisinden talep edilebileceği veya her ikisinden de talep edilip edilemeyeceği noktasındadır. Davalılardan …. dava konusu işin davacı ile diğer davalı … arasında müzakere edilerek sözleşmenin akdedilmiş olduğu, ödeme taahhütlerinin yine bu firma tarafından davacıya verildiği, … yetkilisi …. . ile görüşmeler sağlandığı, müvekkilinin yaptığı ödemenin …. .’ün yönlendirilmesi ile olduğu, … tarafından müvekkiline 30.000 TL’nin davacıya ödenmesi, geri kalan kısımın kendisi tarafından karşılanacağı yönünde bilgi verilmesi sonucu, dosyaya sunulu ödeme belgesinden de anlaşılacağı üzere, davalı müvekkili tarafından davacı şirkete söz konusu işin yapılmasına karşılık 30.000,00-TL ödeme yapıldığı, davalı müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını savunmuştur. Diğer davalı … ise tanık beyanlarına göre kendilerine işi veren ve yönetenin Mimar …. . olduğunu, ilk ödemenin diğer davalı tarafından yapıldığı kabul ettiğini, kalan ödeme konusunda kendilerini …. Hanım’ın …. yetkilileri ile görüştürdüğünü, yapılan ilk ödemenin …. tarafından yapılmasının kalan kısmında …. tarafından yapılacağının kanıtı olduğunu, Franchise sözleşmesinin 17. maddesine göre tadilat masraflarının Franchise’e ait olduğunu, ilgili kaplama işinin müvekkili firma yetkilisi tarafından yönlendirilip yapılmasında bir sakınca olmadığını, bu durumun ödeme sorumluluğunun müvekkilinde olduğunu göstermeyeceğini, ilk ödemenin de … tarafından yapıldığının da kabul edildiğini, sonuç olarak müvekkilinin yapılan kaplama ve basamak işinden dolayı hiçbir borcu olmadığını, davacının franchise bayii ile kendi aralarında ödeme miktarı konusunda uyuşmazlık doğması sonucunda tahsil kabiliyeti olan müvekkilinden kötü niyetli olarak talepte bulunduğunu savunmuştur.
Davalı … vekilince davalı savunmaya konu edilen franchise sözleşmesinin eksik üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olduğu ileri sürüldüğünden bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli, …. E. …. K. Sayılı kararında açıklandığı üzere;
Sözleşmeler ilke olarak yalnız tarafları etkiler, onların leh ve aleyhlerine hak ve borç doğururlar; bununla birlikte, taraflar üçüncü kişi lehine de sözleşme yapabilirler. (Bkz. Prof. Dr. Fikret Eren, 1998, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6. baskı, sayfa 203.) İşte bir sözleşmede ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denir. Üçüncü kişi yararına sözleşmeden doğan borç üçüncü kişiye ifa edilir, vadettiren borcun üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir. Kural olarak üçüncü kişi yararına sözleşmeleri, eksik üçüncü kişi yararına sözleşme ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme olarak ikiye ayırmak mümkündür. Aralarındaki temel fark ise eksik üçüncü kişi yararına sözleşmelerde üçüncü kişinin, sözleşme ile borç altına giren taraftan talepte bulunamamasına karşın tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde bunun mümkün olmasıdır. Üçüncü kişiler yararına yapılan sözleşmelerin eksik ya da tam olup olmadığının tespitinde, sözleşmede bu yönde açık bir hüküm ya da anlatımın olması, bu yönde bir açıklık olmaması halinde ise sözleşme hükümlerinin amaçsal yorum ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
BK m.129’a (e BK m.111) göre, sözleşme tarafları, ifanın üçüncü kişiye veya üçüncü kişi lehine yapılacağını kararlaştırabilirler. Böyle bir sözleşme, ifada bulunacak olan borçlu ile ifayı kabul etme hakkına sahip olan üçüncü kişi arasında bir edim ilişkisi kurar. Ancak üçüncü kişi, edimi bizzat talep etme hakkına sahip olsa bile, ne sözleşmenin tarafı haline gelir, ne de sözleşme alacaklısının temsilcisi durumundadır. İşte bu nedenle üçüncü kişi lehine sözleşmenin, sözleşmelerin nisbiliği ilkesine istisna oluşturduğu söylenir. Az önce de açıklandığı üzere üçüncü kişinin edim talep hakkına sahip olduğu sözleşmeler, tam üçüncü kişi lehine sözleşme, üçüncü kişiye talep hakkı tanımayan sözleşmeler ise eksik üçüncü lehine sözleşme olarak adlandırılır. Eksik üçüncü kişi lehine sözleşmede sözleşme ediminin yerine getirilmesini yalnızca sözleşmenin tarafı olan alacaklı talep edebilir. Üçüncü kişi sadece ifayı kabule yetkilidir. Tam üçüncü kişi lehine sözleşmede ise, hem alacaklı hem de edimin lehine ifası kararlaştırılan üçüncü kişi ifa talebinde bulunabilir. Böylece lehtar üçüncü kişi, tarafı olmadığı sözleşmeden doğan bir alacak hakkı kazanır. Bu hakkın kazanılması için üçüncü kişinin ne rızası ne de bilgisi gerekmez. Üçüncü kişinin talep hakkına sahip olmaması asıldır. Bu durumun aksi ya sözleşmede açıkca kararlaştırılabilir, ya da sözleşmenin yorumu yoluyla böyle bir hakkın zımmen kararlaştırıldığı sonucuna varılabilir. Sözleşmenin yorumunda aranacak olan, tarafların ortak niyetidir. Sözleşmenin hangi hallerde tam üçüncü kişi lehine sözleşme olarak yorumlanabileceği konusunda kesin bir ilke benimsemek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca taraflar arasındaki menfaat dengesi, tarafların sözleşmenin akdinden sonraki ve özellikle ilgili üçüncü kişiye karşı davranışları da, üçüncü kişiye talep hakkı tanınıp tanınmadığı hususunun belirlenmesinde dikkate alınır. Sözleşmenin yorumundan tarafların ortak niyetinin bu olduğu anlaşılmıyorsa, örf ve adete bakılır. Bazı hallerde teamül gereği üçüncü kişiye doğrudan borçluya başvurma hakkı tanınabilir. (Nilson Okutan Gül, Anonim Ortaklıklarda Pay Sahipleri Sözleşmeleri sayfa 307, 308, 309)
Davalı … vekilince, sözleşmenin 18. maddesi gereği tadilat masraflarının Franchise’ye ait olacağı ve tadilatların francise verenin onayı ve yönlendirmesi ile yapıldığı ve bu nedenle 30.000,00 TL ödemeyi de ….’nın yaptığı, Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olan Franchıse sözleşmesinde, vaat ettiren olan müvekkili şirketin, lehine doğan alacak hakkını kullanarak, vaat eden borçlu olan davalı ….’dan, kalan bakiye miktar için ifayı talep etme yetkisine sahip olduğu, bu nedenle 30.000,00 TL’lik kısmi ödemenin davalı …. tarafından yapılmış olup, kalan bakiyenin de davalı …. tarafından ödenmesi gerektiği ileri sürülmüşse de, Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davalılar arasındaki franchise sözleşmesinin 18. maddesi itibariyle sözleşmenin eksik üçüncü kişi lehine sözleşme niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir. Söz konusu franchise sözleşmesine davacı taraf değildir. Davacının vaat edenden talepte bulunabileceğine ilişkin sözleşmede açık hüküm bulunmadığı gibi, bu hususta varlığı ispatlanan örf adet de bulunmamaktadır. Davalı …. her ne kadar davacıya 30.000,00 TL ödemişse de, davalılar arasındaki anlaşma, eksik üçüncü kişi lehine sözleşme olduğu için, davalı … ancak vaat ettiren olarak lehine vaat yapılan üçüncü kişiye ödeme yapılmasını vaat edenden isteyebilir. Fakat üçüncü kişi doğrudan vaat edenden talepte bulunamaz. Bu kapsamda davacının davalı …. şirketine yönelttiği davanın husumet yönünden reddine, yapıldığı ispatlanan işin kalan bedelinin tahsili amacıyla davacının davalı …’ya yönelttiği davanın ise kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın …. .. A.Ş yönünden kabulü ile
72.546,60 TL’nind ava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … .. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı …yönünden davanın husumet nedeniyle reddine,
3- Karar ve ilam harcının 4.955,65 TL’ye ikmali ile bakiye 4.366,74 TL harcın davalı … .. A.Ş’den tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan 588,91 TL peşin harcının mahsubuna,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL BVH, 588,91 TL PH , 1.972,25 TL davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.597,06 TL’sinin yapılan yargılama giderleri iki davalı adına yapılmış olduğundan 1/2 oranında hesaplandığında 1.298,53 TL yargılama giderinin davalı … .. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 8.330,13 TL vekalet ücretinin davalı … .. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …. kendini vekili ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı