Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/241 E. 2019/1214 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/241 Esas
KARAR NO : 2019/1214

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/03/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan borcu ödememesi nedeniyle davalı hakkında Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esasına kayıtlı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir iş akti olmadığını, akdi ilişkinin varlığının davacı tarafından ispatlanmasının gerektiğini, faizi kabul etmediklerini, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 16/07/2018 günü, saat 15.00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi ….. 05/09/2018 tarihli raporunda özetle; davacının 2016-2017 yıllarına ait İşletme defterinin incelemeye tabi tutulmuş olduğunu, davanın tarafından incelemeye sunulan 2016-2017 yıllarına ait işletme defterlerinin İşletme usulüne göre tutulduğunu, davalı tarafa inceleme gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğ edilmesine rağmen inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı, defter ve belgelerini ibraz etmediği için davalının defter ve belgelerinin incelenemediğini, davacı yana ait incelenen 2016-2017 yılları ticari defterlerinde, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunun görülmüş olduğunu, işletme defterinin muhasebe sisteminde tek taraflı kayıt sistemine göre tutulan bir defter olduğunu, işletmenin varlıklarının, borç ve alacaklarının takibinin işletme defterinde yapılamayacağından ayırca yardımcı defterlerde takip edilebileceğini, işletme defterine yapılacak kayıtlarda işlemin peşin, veresiye veya senetli olduğuna bakılmaksızın işlemle ilgili toplam tutarın kaydedildiğini, dava dosyasına sunulu faturalar üzerinde yapılan incelemelerde; davacı şirket tarafından davalı yan unvanına düzenlenmiş olduğunu, faturaların bedeli ödenmiş yani kapalı fatura olduğunu, faturaların muhteviyatının …… İST-LOMZAONYA İSTANBUL, İSTANBUL-MİNSİYE, POLONYA- GEBZE, VERİNCE-ZRAVİCE, ZORBDL-GEBZE HİZMET BEDELİ olduğunu, fatura muhteviyatına ilişkin taraflar arasında akdedilmiş ve dosyaya sunulu bir sözleşmenin mevcut olmadığını, faturaların hangi tarihte kime teslim edildiğinin dosyadaki veriler üzerinden tespit edilemediğini, davacı yanın 3095 sayılı yasaay istinaden icra takip tarihi olan 15.11.2017 tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceğinin sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tarafların bağlı bulundukları ilgili Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak 2017 yılları BA-BS formlarının mahkememize gönderilmesinin istenmesine, Ba-Bs formları geldiğinde dosyanın beklenilmeksiin ek rapora gönderilmesine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 29/05/2019 tarihli ek raporunda özetle; BA formu incelemesinde … Mal ve Hizmetlerin Toplam Bedeli 176.204,00 TL şeklinde olduğunu, BS formu incelemesinde davacı yanın 2017 yılı BS formunun incelenmesinde davacı …-Trans Irmak ile ilgili bilgi olmadığını, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davalı yana ait 2017 yılı BA BS formları ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı yana ait incelenen 2016-2017 yılları ticari defterlerinde, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunun görülmüş olduğunu, davalı yanın 2017 yılı BA formunda belge sayılı 12 mal ve hizmetlerin toplam bedeli 176.204,00 TL olduğunu, davacı yanın İşletme Usulüne göre defter tuttuğunu, BA-BS verme zorunluluğunun olmadığını, ve Evdb kayıtlarında kayıtlı BA-BS formu olmadığının anlaşılmış olduğunu, 2017 yılı işletme defteri incelemesinde 9 adet fatura keşide ettiğini, mal ve hizmetlerin toplam satış bedelinin 132.423,66 TL, işletme defterine kayıtlı olmayan fatura toplamının 28.180,71 TL, belge sayısı 2 adet olmakla birlikte 2017 yılında keşide edilen toplam belge sayısı 11 adet 2017 yılı Mal ve Hizmetlerin Toplam satış bedelinin 160.604,37 TL olduğunun görüldüğünü, BA-BS formları vergi dairesine beyan ettikleri bir tür form çeşidi olduğunu, BA-BS formlarının mal alış, mal alış iadesi, mal satış, satış iadesi, demirbaşlar, giderler gibi faturalandırılmış belgeler de olarak adlandırılan hesaplarda KDV hariç tutarı 5.000,00 TL’yi geçen faturaların toplam tutarlarını ve fatura adetlerinin bildirilmesi olduğunu, davalı yanın 2017 yılı BA formunda belge sayılı 12 Mal ve Hizmetlerin Toplam bedeli 176.204,00 TL olduğunu, davacı yanın İşletme Usulüne göre defter tutuğunu, BA – BS verme zorunluluğunun olmadığını, ve Evdb kayıtlarında kayıtlı BA-BS formu olmadığının görüldüğünü, işbu durumun incelenmesi, davaya konu borç veya alacak tutarı tespitinde yeterli olmadığından borç veya alacak tutarı tespiti yapılamamakta olduğunu bildirmiştir.
11/11/2019 tarihli celsede; davalı şirket yetkilisi ……. edası için huzura alınarak verdiği beyanında :” davacı ile aramızda kısa bir ticari ilişki olmuştur davacı taşıma işini yapmıştır. Ancak araçlar kendisindir. Bize kestiği faturalraın tamamı ve tebliğ edilen faturaların tamamı ödenmiştir. Davacı tarafa hiçbir borcumuz kalmamıştır. Bizim defterlerimizde kayıtlı olan tüm faturaları ödedik. Kayıtlı olmayan 05/09/2017 tarihli ve 19/09/2017 tarihli faturalar konusunda da böyle bir hizmet ifası olmadığı için ödeme yapılmamıştır. Biz kayıtlarımızda güveniyoruz. Veirlen hizmetin hepsi bizim defterlerimizde kayıtlıdır. Bizim defterlerimizde kayıtlı değil ise böyle bir hizmet yoktur. Bu nedenle 19/09/2017 tarihli açık faturanın hizmetini almamışızdır. Bu konuda da yemin ederim. Borcumuzun olmadığına dair yemin ederim.” demiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının ticari defter kayıtlarını inceleme gününde sunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, bu nedenle davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı yasal defter kayıtlarına göre, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı ticari defterlerine göre 05/09-19/09/2017 tarihli faturaların ticari defterde kaydının olmadığı, diğer faturaların kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların kapalı fatura olup, bedeli ödenmiş olduğu, 2 adet defterlerde kaydı bulunmayan faturalarda teslim alan bölümlerinde kaşe/imza bulunmadığı ve hizmeti davalıya sunduğuna dair herhangi bir dayanak, sipariş formu vb. evraklar olmadığı, davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturaların içeriğinin davalıya tesliminin ispatlanamadığı, davalının celp edilen BA-BS formlarında davacının alacağına dayanak olacak şekilde kayıt bulunmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı, davacının yemin deliline dayandığı ve davalı şirket temsilcisinin 2 adet fatura ile ilgili borcunun bulunmadığı ve bu hizmeti almadığına dair yemin edası sonucu davanın reddi gerektiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 64,24 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 19,84 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yüzlerine karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır