Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/238 E. 2020/220 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/238 Esas
KARAR NO : 2020/220

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında bir süredir ticari ilişki bulunduğunu, davalının şimdiye kadar almış olduğu mallara karşılık bir kısım ödemeler yaptığını, cari hesap ekstresinde ödemeler ve satılan mallara ilişkin döküm bulunduğunu, müvekkilinin İcra takibi itibari ile mal satımlarından kaynaklnan ödenmeyen 66.937,65 TL alacağı bulunduğunu, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı icra takibine asıl alacak olan 66.937,65 TL yönünden itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından anılan takibe itiraz edildiğini, müvekkilinin yaptığı işe bakıldığında yıllık bilançoya göre tacir sayılmasının mümkün olmadığını bu nedenle de iş bu davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde değil Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiğini, bu nedenle öncelikle görev bakımından davaya itiraz ettiklerini, diğer taraftan davacı tarafça iş bu davanın yetkisiz mahkemede açılmış oduğunu, müvekkilinin adresinden de anlaşılacağı üzere yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olmayıp İstanbul Mahkemeleri olduğunu, icra takibine ilişkin olarak da yetki itirazında bulunmuş olduklarını, davacı tarafça bu hususun dikkate alınmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, bu nedenle de iş bu davada yetki itirazında bulunduklarını, alacaklı tarafın takibe konu ettiği faturalardaki malları müvekkiline teslim etmemiş olduğunu, bu bakımdan da alacaklının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, faturada yazılı malların karşı tarafa teslim edildiğinin ispat külfetinin faturayı düzenleyen şirkette olduğunu, bu bakımdan da takibe itiraz edildiğini, ayrıca faturalarında müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olduğunu, dolayısı ile müvekkiline faturayı inceleme ve itiraz etme imkanı tanınmaksızın bu şekilde tek taraflı olarak düzenlenen fatura ile takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklı tarafın takibe kadar geçen süre bakımından işlettiği faizin de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla; öncelikle görev ve yetkiye yönelik itirazların değerlendirilerek görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın Mahkememize İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …. Karar sayılı ilamı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 66.937,65 TL asıl alacak, 7.277,41 TL faiz olmak üzere toplam 74.215,06 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Gaziosmanpaşa Sosyal Güvenlik Kurumu cevabi yazısı, Bayrampaşa Vergi Dairesi cevabi yazısı, Yenibosna Vergi Dairesi cevabi yazısı, Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 16/07/2018 günü, saat 15.00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi … 28/09/2018 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından takip dosyasına sunulan faturalardan isim-soyisim ve imzanın eksiksiz olduğu tek faturanın 15.03.2017 tarihli 2.828,54 TL tutarındaki fatura olduğunu, faturanın …. tarafından imzalandığını, …. in davalının temsilcisi ve/veya sigortalı çalışanı olup olmadığı ile alakalı olarak dosya münderecatında herhangi bir tespit yapılamadığını, İsa ismiyle imzalanan 3 adet faturadaki imzaların birbirinden farklı olduğunun çıplak gözle bakıldığında da anlaşıldığını, davacı tarafından davalı adına düzenlendiği anlaşılan takip dosyasında sunulu 15 adet faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği ile alakalı olarak da herhangi bir belgeye rastlanmadığını, bu itibarla davacı tarafından takip dosyasına konulan 15 adet fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği hususunun davacının ispatına muhtaç olduğunu, ancak davacı tarafından takip dosyasına 15 adet fatura fotokopisi sunulmuş olsa da takip dosyasında davacının takip borcunun sebebi olarak mal satımından kaynaklanan ödenmeyen bakiye alacağını gösterdiğini, davalıya ait BA/BS formalarının Bayrampaşa Vergi Dairesi’nden talep edilmesi halinde davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından kabul edilip edilmediği ve ticari defterlerine kayıt edilip edilmediği hususunun tespit edilebileceğini, bununla beraber davacıya ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde taraflara ait ticari ilişkinin 12.05.2014 tarihinde başladığını, bu nedenle davalıya ait BA/BS formlarının 2014 tarihinden itibaren celbinin istenmesinin gerekeceğini, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalara ait aynı ay içerisindeki toplamın KDV hariç 5.000,00 TL tutarın altında olduğu aylara ait faturaların ve davalıya teslim edildiği ile ilgili dayanakların davacı tarafından dosyaya sunulmasının gerekeceğini, davacının 2016,2017 ve 2018 yılları defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi 22.02.2018 itibariyle davacının davalıdan 66.937,65 TL alacaklı olduğunu, davalının 16.07.2018 tarihli inceleme gününe katılmadığını, evrak sunmadığını ve yerinde inceleme talebinin bulunmadığından evraklarının incelenemediğini, neticeten; davacı tarafından takip dosyasına konulan 15 adet fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği hususunun mevcut şartlar altında davacının ispatına muhtaç olduğunu, hükme esas teşkil edibelecek şekilde denetime elverişli rapor hazırlanabilmesi için taraflara ait BA BS formlarının celbi gerektiğini bildirmiştir.
Dosyanın ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 09/09/2019 tarihli ek raporunda özetle; davacının davalıya düzenlemiş olduğu 2014 yılı faturalarına ait BS bildiriminin Mal/Hizmet Satılan Kişi Ünvanı: …, Belge Adedi: 17, Belge Tutarı: 77.742,00 TL olduğunu, davacının bağlı bulunduğu Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından kök rapor sonrasında dosyaya celp edilen davacıya ait 2014 yılı BS formlarında davacının davalıya 2014 yılında 17 adet 77.742,00 TL KDV hariç tutarında mal/hizmet satışında bulunduğunu ancak ilgili dönemde davalıya ait BA bildirimlerine ilişkin olarak dosyaya mübrez herhangi bir evrak yada yazı bulunmadığından bu yönde bir değerlendirme yapılamamış olduğunu, İsa ismiyle imzalanan 3 adet fatura toplamının 1.380,61+2.268,87+1.116,90 = 4.766,38 TL olduğunun tespit edilmiş olduğunu, Mahkemece İsa ismiyle imzalanan faturaların davalı çalışanı ….. olduğunun kabulü halinde davacının davalıya 4.766,38 TL fatura içeriğini ispat etmiş olacağının kabulü ile takip tarihi itibariyle davacının (davalıya teslimini ispatlamış olduğu) 4.766,38 TL kadar alacağının bulunduğunun kabulünün gerekeceğini, Mahkemece İsa ismiyle imzalanan faturaların davalı çalışanı İsa Kökten olduğunun ispata muhtaç olduğunun kabulü halinde kök rapordaki “tarafından takip dosyasına konulan 15 adet fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği hususunun mevcut şartlar altında davacının ispatına muhtaç olduğu” yönündeki kanaatinin değişmediğini bildirmiştir.
Bayrampaşa vergi dairesine müzekkere yazılarak ….. vergi no ve ….. tc kimlik nolu …’a ait 2014 yılından itibaren BA formlarının istenilmesine, Vergi dairesi yazı cevabı geldiğinde dosyanın ek rapora gönderilmesine karar verilmiş olup; kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; davalının dosyaya celp edilen İstanbul Bayrampaşa Vergi Dairesinden gelen cevabi yazıda davalının 2015 yılında 44 adet 286.179,00 TL KDV Hariç, 2016 yılında 13 adet 55.071,00 TL KDV Hariç, 2017 yılında 15 adet 36.126,00 TL KDV Hariç tutarında BA bildiriminde bulunmuş olduğunun tespit edildiğini, davalıya ait 2017 yılları BA formlarında davacı ile ticari ilişkisi neticesinde davalıya 2017 yılında 15 adet 36.126,00 TL KDV Hariç fatura düzenlemiş olduğunu ve bu faturaları ilgili yıllardaki BA formlarında bildirmiş olduğunu, faturaların davalının kabulünde olduğunu ve faturaları teslim alan kişiler yönünden teamül oluştuğunu ve davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığını ve taraflar arasında takip konusu faturaların ne zaman ödeneceğine dair taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığından davacının takip tarihinden önce işlemiş faiz hesabı yapılmadığını, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 66.937,65 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Tarafların dava konusu döneme ilişkin BA-BS kayıtları celbedilmiş olmakla tetkikinde, BA sınırı üzerinde kalanların davacı tarafça bildirilen mal satışlarının davalı tarafça alım olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin ticari defter ve belgelerine dayandıklarını dava dilekçesinde belirttiği ve belirlenen bilirkişi inceleme gününde ise davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği görülmüştür. Uyuşmazlık; davacının icra takibine konu alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlamadığı, tarafların BA-BS kayıtlarına göre değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususlarında toplanmıştır.
Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesinde;
“(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 66.937,65 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu faturalara konu malların teslim edildiği hususunda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkememizce dosyaya celbedilen BA-BS kayıtları ile beyan sınırı üstünde kalan fatura konusu malların teslim edildiği kabul edilmiştir. Tüm BA-BS incelendiğinde 2014 yılından itibaren davacının ticari defter ve kayıtlarında yer alan tüm faturaların Ba bildirimlerinin bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafça takibe konu miktarın ödendiğine ilişkin belge ve delil ibraz edilmemiştir. Davacı tarafça sunulan faturalarda imzaları bulunan …. ve …. adlı kişilerin davalı çalışanı olup olmadığına yönelik SGK ya yazılan müzekkere de davalı çalışanı oldukları ve şirket yetkilisine çıkartılan isticvap davetiyesi sonucu, davalı şirket yetkilisinin davalı çalışanı olduğunu ve mal teslim almaya yetkili olduklarının beyan edildiği, davanın tüm bu hususlar dikkate alınarak asıl alacak yönünden ispatlandığı, temerrüt oluşmadığından faiz istemenin reddinin gerektiği, alacak likit olduğundan icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasındaki takibin asıl alacak 66.937,65 TL üzerinden DEVAMINA, faize ilişkin istemin REDDİNE,
3-Asıl alacak 66.937,65 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 4.572,51 TL harçtan peşin alınan 772,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.800,46 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 807,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 952,20 TL’nin kabul oranı (%90,19) ret oranı (%9,81) dikkate alınarak hesaplanan 858,79 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.501,89 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2020
Katip ….
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır