Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/224 E. 2019/1228 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/224 Esas
KARAR NO : 2019/1228

DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 13/11/2019
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından, 08.05.2017 tarihinde, davalı şirket tarafından ithal edilen ….plaka sayılı … şase numaralı, … model, … marka, …. tipindeki aracın henüz garanti kapsamında iken 2.el olarak 576.000.-TL bedel ile satın alınmış satın alınmış olduğunu, satın alınmasından kısa süre sonra, 15.05.2017, 19.06.2017 ve 03.07.2017 tarihlerinde araçta meydana gelen arızalar nedeniyle araç servise götürülmesine ve teslim edilmesine rağmen, araçtaki arızalar kesin olarak tespit edilip giderilemediği gibi, en son teslim tarihinden itibaren, garanti kapsamında taahhüt edilen 30 günü iş günü tamir süresinin dolmasına rağmen aracın arızasının giderilip davacıya teslim edilmediğini; bunun üzerine 06.09.2017 tarihli noter ihtarnamesiyle ayıp ihbarında bulunulduğunu; aracın, imalat hatasından kaynaklı gizli ayıplı olduğunu beyanla davacı konusu aracın ayıpsız ve bir misli ile değiştirilmesine, bu talebin mümkün olmaması halinde, araçtaki ayıp bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesine, aracın kullanılamaması nedeniyle mahrum kalınan/ süreler için menfi zararlarının, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, aracın ithalatçısı durumundan olan (satıcısı durumunda olmayan) davalının bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, dava konusu araçta imalat hatasından kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava konusu uyuşmazlık dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise gizli- açık ayıp mı olduğu, süresinde yapılmış ve usulüne uygun ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya satım bedelinin iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, bedel iadesi söz konusu olabilecek ise davacının talep edebileceği tutarın ne kadar olduğu, davalının garanti veren ithalatçı olarak davacının taleplerinden sorumlu olup olmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyası celp ve tetkik olunmuş, dava konusu araç üzerinde keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Makina Mühendisi Prof. Dr. …., Makina Mühendisi …, Makina Mühendisi Doç. Dr. … ve borçlar hukuk bilirkişisi Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen kök raporda, davacının talebi gibi aracın yenisi ile değiştirilmesini davalıdan talebe hak kazandığı, aynı zamanda da aracı davalıya iade etme yükümlülüğü altına girdiği; dolayısıyla da aracı davalıya iade etmek şartıyla söz konusu talebe hak kazandığı belirtilmiştir.
Davalının bilirkişi raporuna itiraz etmesi sonucu aynı heyetten itirazların değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Ek raporda , araçtaki arızanın giderildiği kabul edilse bile davacının aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmeye hak kazanması için gerekli olan yasal şartlar gerçekleştiği ve bu nedenle aracın yenisi ile değiştirilmesi gerektiği, gerek kök raporda, gerekse açıklanan gerekçelerle kök raporda varılan kanaat ve sonuçlarda bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Dava, aracın ayıplı çıkması nedeniyle ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup, tarafların tacir olduğu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulama olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 219-(1) maddesinde; “satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerinin ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur” aynı maddenin ikinci fıkrasında; “satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” düzenlemesi yer almaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 223. maddesinde; “alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”.
6098 sayılı TBK.’nun 231. maddesinde; “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz”.
Satışa konu malın garanti süresi yasada öngörülen zamanaşımı süresinden daha uzun bir süre ise, o taktirde garanti süresinin sonuna kadar ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak dava açılabilir. Bu arada belirtmek gerekir ki, satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette 6098 sayılı TBK. 223. maddesinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz. TBK. 223. maddede belirtilen ihbar süreleri hak düşürücü süre niteliğindedir. İğfal (ağır kusur) halinde ise zamanaşımından söz edilemeyeceği 6098 sayılı TBK. 231-son maddesinde hükme bağlanmıştır. TBK. 231-son madde hükmüne dayanılabilmesi için alıcının, satıcının hilesi veya kandırması nedeniyle zamanında dava açmasının önlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi tek başına iğfal olarak değerlendirilemez.
Durumun gerekli kıldığı muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değildir. Fakat, onları meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir. Bile bile aldatma yani hile varsa satıcı ne tam zamanında ayıpların ihbar edilmediğine ne de kısa zamanaşımı süresine dayanabilir. Bu durumda, 6098 sayılı TBK.’nun 146. ve 147. maddeleri uygulanır.
Taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarı TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması halinde BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere ihbar yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, dava konusu aracın ilk tescil tarihi 29/04/2016 olup, davacı tarafından 08/05/2017 tarihinde satın alındığı, aracın 15/05/2017, 19/06/2017, 03/07/2017 tarihlerinde servise girdiği, toplam tamir süresinin 100 günü, son servis girişinden sonra ise tamir süresinin 30 günü aştığı, Bakırköy .Sulh Hukuk Mahkemesin’nin …. değişik iş sayılı dosyasında alınan 08/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda aracın 33.838 km’de olduğu, arızanın tamir edilemediği, sağ master şerit ikaz sisteminin arızalı olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ise aracın 43.409 km’de olduğu, arıza ikaz lambalarının yanmadığı, kısa süreli kullanım sırasında araçta arızaya rastlanmadığı, tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde araçta üretim hatasından kaynaklı ayıp bulunup ayıpsız misli ile değiştirilmesi koşullarının oluştuğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Yetkili servis kayıtları ve ihtarname itibariyle ayıp ihbarının yasal süresinde yapıldığının kabulü gerekmektedir. Aracın satın alınmasından kısa süre sonra ortaya çıkan arızalar ve uzun süre yetkili serviste kalmasına rağmen arızanın tam olarak giderilemediği, aracın son servis çıkışından sonra alınan bilirkişi raporunda da arızanın tespit edildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda arıza tespit edilememiş ise de arızanın niteliği bakımından tekrarlamayacağı konusunda belirsizlik bulunduğu, aracın bu şekilde kullanılmasının güvenliği tehdit eder nitelikte olduğu, davacının aracı bu şartlar altında kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla dava konusu aracın aynı marka, model ve aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine, aracın davalıya iadesine, edimlerin aynı anda ifasına karar verilmiş, davacı tarafça aracın kullanılmadığı döneme ilişkin zararların tazmini talep edilmiş ise de, bu iddiasını ispata yarar delil ibraz etmediği anlaşılmakla bu talebinin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Dava konusu ….plaka sayılı …. marka hususi aracın aynı marka model ve aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine,
2-Davacıda bulunan dava konusu aracın davalıya iadesine, karşılıklı edimlerin aynı anda ifasına,
3-Davacı tarafın aracın kullanılamadığı döneme ilişkin zarar talebinin reddine,
4-Alınması gereken 39.380,71 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL ve tamamlama harcı 9.503,65 TL ‘nin mahsubu ile bakiye kalan 29.535.51 -TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Dava ilk açılış harç gideri 9.881,10 TL , davetiye ve müzekkere gideri 3.344,00 TL ve mahkeme keşif harcı harcı 253,80 TL olmak üzere toplam 13.478,90 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 37.010,00 -TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı tarafın reddedilen zarar talebi yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden 2725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.13/11/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı