Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/222 E. 2019/667 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/222 Esas
KARAR NO : 2019/667

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA,Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı firma ile arasındaki anlaşma gereği gümrük işlemelerini gördüğünü, ancak davalıdan gerek telefon yoluyla gerekse mail ortamında talep edilen evrak asıllarını göndermediğini ve süresi içinde taraflarına ulaştırmadığını, talep edilse dahi sadece fotokopilerinin gönderildiğini, bunun üzerine müvekkil şirket bir gümrük müşavirliği firması olarak fotokopi evraklarla gümrükteki işlemlerde takılma ihtimalinin yüksek olduğunu kendilerine beyan ettiğini, davalı şirket gümrük işlemlerinde yaşanan gecikmelerin müvekkil şirketten kaynaklandığını ileri sürerek 05.05.2017 tarihli Seri ….. sıra numaralı 3.285,95 TL uçak bedeli ve 412,93 TL ATR evrak bedeli olarak toplamda 3.698,88 TL’lik fatura kestiğini, müvekkil şirketin bu faturaya itiraz ettiğini , taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi sebebiyle doğan 3.698,88 TL ‘lik borç için Kadıköy 16.Noterliği kanalıyla 20 Haziran 2017 tarihinde….. yevmiye numarasıyla ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin müvekkil şirketin tüm uyarılarına rağmen gerekli bilgi ve belgeleri taraflarına makul sürede ulaştırmadıklarını, bu sebeple sürekli gecikme yaşadıklarını müvekkil şirketin ise gerekli tüm özeni gösterip davalı şirketten ilgili evrakları gerekli hatırlatmalar yaparak talep ettiğini ,bu sebeple müvekkil şirkete atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, böyle bir kusurun varlığını kabul etmemekle birlikte dosyanın konusunda uzman gümrük müşavirliğinden bilirkişi raporu alınarak müvekkilin kusurunun bulunup bulunmadığına ilişkin tespit yapılması ve sonrasında- kusuru bulunması halinde- bir hesap bilirkişisi tarafından davalının bu gecikme sebebiyle eğer varsa ne kadar zarara uğradığının tespitinin gerektiğini , davacı taraf söz konusu gecikmeleri bahane ederek hem uçak masraflarını hem de ….. masraflarını haksız bir şekilde müvekkil şirkete fatura ettiğini, bahsedilen bütün bu incelemeler ve tespitler yapılmaksızın uçak ve ATR masraflarını içeren 3.698,88 TL’ lik faturanın tüm kusur müvekkil şirketin üzerindeymiş gibi tahakkuk ettirilmesinin hukuku ve uygulamaya aykırı olduğunu , davalı şirketin ATR evrakının düzeltilmesi için giden- gelen evrak yansıtması adı altında kesilen 412,93 TL’nin hukuka aykırı olduğunu, söz konusu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek , borçlunun haksız olan itirazın iptali ile takibin devamını, likit olan alacağa haksız olarak itiraz eden davalının %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 4. Celse alınan beyanında dava değerinin sehven 4.396,00-TL olarak göstermiş iseler de icra takibi değerinin işlemiş faiz ile birlikte 3.707,77-TL olduğunu, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma tarafından istenilen belgelerin tek seferde ve net olarak iletilmemesi sebebi ile müvekkil şirket yetkilileri her ne kadar kendilerinden yardım talebinde bulundularsa da davacı firmanın danışmanlık hizmetini gereği gibi ifa etmemiş olduğunu, müvekkil şirketin müşterisinin talebini zamanında yerine getirebilmesi için uçak gönderimi yapması gerektiğini , davacının kusuruna dayalı olan iş bu husustan dolayı sorumlu tutulamayacağının kabulünün mümkün olmadığını , davacı firmanın belge taleplerinde oluşan ve inceleme tarihlerindeki gecikmeden kaynaklı uçak yükleme bedel yansıtmasına ilişkin olarak ; müvekkile yöneltilen uçak yükleme talebinin tamamen davacı tarafın yetersiz bilgilendirme ve yetersiz ilgisinden kaynaklı olarak ortaya çıktığı ve davacının tamamen kendi kusurundan kaynaklı olarak yaşanan gecikmeden doğan zararın davacı tarafa yansıtılmasının olağan olduğu ve iş bu sebeple müvekkil şirket ticari defter kayıtları uyarınca davacının müvekkil şirketten hiçbir alacağının bulunmadığı sabit olduğunu, huzurdaki davanın reddini talep ettiğini , davacı tarafın hatalı belge ile işlem yapmasından kaynaklı olarak oluşan masrafın davacıya yansıtılmasına ilişkin olarak; 26.01.2017 tarihli mail ile davacıya evrak düzenlenmesi için aracı kurumun davacı olduğunu, gerekli kontrollerin davacı tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini ve davacının kontrolü ve sorumluluğunda olan bir hususta yansıtmanın kabul edilmemesinin kabul edilebilir olmadığını belirttiğini, taraflar arasındaki temsil yetkisi vekalet sözleşmesi kapsamında, davacı gümrük müşavirinin vekalet sözleşmesinden doğan hukuki sorumluluklarını yerine getirmediğini , davacı taraflar arasındaki vekalet sözleşmesine istinaden işini gerekli sadakat ve özeni göstermeden yapmış olduğunu ve hesap vermeye de yanaşmadığını , davacı tarafın müvekkilin maddi ve manevi olarak zarara uğramasına açıkça sebebiyet verdiğini, iş bu sebeple davacı tarafa kesilen 05.05.2017 tarih ve 638 nolu fatura bedelinin davacı tarafça kötü niyetli bir şekilde ticari defterlere işlenmemesi sebebi ile müvekkile gönderilen davaya konu ödeme emrinden doğan bir alacağın aslen bulunmadığı sabit olmakla huzurdaki davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep edilmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu beyan ederek , davacı tarafından haksız ve mesnetsiz bir biçimde ikame edilmiş olduğu açık olan davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, verilen gümrük hizmetine dair ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre davacının edimini geriği gibi ve süresinde yerine getirmemesi nedeniyle davacının kusuru sonucu davalının zarara uğrayıp uğramadığı, bu amaçla davalının davacıya gönderdiği ve davalının iade ettiği fatura nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarına ilişkindir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün…… Esas sayılı icra dosyası celbedilmekle, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 3.698,88-TL asıl alacak ve 8.89-TL diğer faiz alacağı olmak üzere toplam 3.707,77-TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresinde itiraz ile takibin durduğu anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığın davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre davacının edimini geriği gibi ve süresinde yerine getirmemesi nedeniyle davacının kusuru sonucu davalının zarara uğrayıp uğramadığı, bu amaçla davalının davacıya gönderdiği ve davalının iade ettiği fatura nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığının tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Gümrük ve SMMM bilirkişilerinden oluşan heyetin ibraz etmiş olduğu kök raporda özetle; davacı firmanın ithalat beyannamesinin geç verilmesi konusunda bir kusur tesipiten ilişkin emareye rastlanılmamakla birlikte kusura dayalı bir zararında meydana gelmediğini, davalı firmanın, davalı yanın kusurunu mesnet göstererek kestiği yansıtma faturasına konu tutarın aslen ihracat yurt dışı navuln bedeli olduğunun tespiti karşısında, davacı yanın navlun bedeli olan 3.285,95-TL tutardan sorumlu olmadığını ancak ATR belgesinin düzenlenmesi, gümrük, vize tasdik işleminin davacı gümrükçünün görev ve sorumluluğunda olduğundan ATR belgesinin yurt dışı geliş-gidiş masrafı olan 412,93-TL tutardan sorumlu olduğunu, davacının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi olan 30/11/2017 itibariyle davacının davalıdan 3.698,88-TL alacaklı olduğunu, davalının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi 30/11/2017 tarihi itibariyle davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraf ticari defterlerinin 21/04/2017 tarihi itibariyle ile birbirine uyumlu olduğu takip tarihi itibari ile taraf ticari detfreleri arasındaki cari hesap farkının 3.698,88-TL tutarında olduğunu, bu farkın sebebinin ise davalının davacıya düzenlemiş oludğu 05/05/2017 tarihli ……… numaralı 3.698,88-TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğunu, yansıtma faturasının yapılan teknik değerlendirmede” davacı şirketin işbu davanın özüne dayalı cari hesap alacağı varlığının tespiti halinde, tespi olunacak tutardan 412,93-TL’nin düşülmesi gerektiği, sonucuna ulaşılmıştır” sonucuna varıldığından davacının davalıdan olan alacağın mahsup edilmesinin gerekeceğini, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.285,95-TL alacaklı olduğunu, neticeten, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.285,95-TL alacaklı olduğunu beyan etmişlerdir.
Davalının itirazlarının irdelenmesi suretiyle ek rapor tanzimine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından ibraz olunan ek raporda özetle; davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi 30/11/2017 tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığına, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.698,88-TL alacaklı olduğunu, ATR beglesi konusunda hatalı oluşu sonucu ile davacı şirketin 412,93-TL tutardan sorumlu olması gerektiğini, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.285,95-TL alacaklı olduğunu beyan etmişledir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf verdiği gümrük hizmeti karşılığında davalıdan 3.698,88-TL cari hesap alacağını bulunduğu iddiasındadır. Davalı taraf ise ihracat beyannamesinin 13 gün geç verildiği ve 16/01/2017 tarihli ihracat beyannamesine ilişkin işlemde davacının ATR belgesini vize ettirmeden yurt dışına göndermesi nedeniyle belgenin kullanılamadığını, ATR’nin vize edilmek üzere geri gönderilmesi nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek davacıya 3.698,88-TL’lik fatura kesmiştir. Tarafların ticari defterleri ve kayıtlarına göre davacının kendi kayıtlarına göre 3.698,88-TL alacaklı göründüğü, davalının ise kendi kayıtlarına göre yukarıda bahsedilen 3.698,88-TL’lik zarar faturasını davacıya kesmesi sonucunda davacıya borcunun bulunmadığının göründüğü anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık; davacının davalı adına gerçekleştirdiği gümrük işlemlerinde kusurunun bulunup bulunmadığını, varsa davalı yanın zarara uğrayıp uğramadığı, bu nedenle davalının düzenlediği faturanın yerinde olup olmadığı hususlarındadır. Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davalının 29/12/2016-11/01/2017 tarihleri arasındaki 13 günlük gecikme iddiasıyla ilgili yapılan değerlendirme de gümrükçe davacının birtakım bilgi ve belgeler talep ettiği, bunun dışında beyannamenin verilmesini beklemeyi gerektirecek başka bir husus bulunmadığı, teknik olarak davacı gümrük firmasına gecikme bedeliyle atfedilecek bir husus bulunmadığı, ATR belgesinin davacı tarafından vize ettirilmesi gerektiğine rağmen davacı …… Şirketinin bu sorumluluğunu yerine getirilmemesi nedeniyle davalı yanın yurt dışından belgenin dönüşüne ilişkin 412,93-TL gidiş-dönüş masrafını davacıdan isteyebileceği, buna göre davalının davacıya düzenlediği 3.698,88-TL’lik faturanın navlun bedeline ilişkin kısmı olan 3.285,95-TL’lik kısmının yerinde olmadığı, buna karşı ATR belgesinin gidiş-dönüş masrafına ilişkin 412,93-TL’lik kısmının yerinde olduğu, davacının 3.698,88-TL cari hesap alacağından 412,93-TL düşüldüğünde davacının davalıdan 3.285,95-TL talep edebileceği anlaşılmakla bu miktar yönünden davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine, işlemiş faiz talebinin reddine, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
1-Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün……. Esas sayılı icra takibine davalının itirazının 3.285,95 TL asıl alacak ve yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20 si oranında 657,19-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Karar ve ilam harcının 224,46- TL’ye ikmali ile bakiye 149,37- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan 75,09-TL peşin harcının mahsubuna,
4-Dava ilk açılış ve başvurma harcı olan 110,99-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1361,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kabul-red oranına göre 47,19-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
8- Davacı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 2.725,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Davalı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 420,82-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır