Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/170 E. 2021/426 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/170 Esas
KARAR NO : 2021/426

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … Hırdavat İş Güvenliği ve Medikal Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’nin büyük hissedarı olup aynı zamanda tek başına imzaya yetkili müdürü olduğunu, davalının müvekkiline borçlu olduğunu, bu nedenle müvekkiline davalının şirkete ortak olmasını teklif ettiğini, müvekkilinin ticaretten anlamayan emekli bir otobüs şoforü olduğunu, davalının davacı müvekkile borçlarının teminatı olarak, işbu şirketin ortağı olmasını, şirkette hiçbirşeye karışmamasını, şirketin tüm işlerini kendisinin yapacağını, şirketten kar elde edildiğinde paylaşacağını fakat diğer masraflardan herhangi bir sorumluluğunun olmayacağını beyan ederek ve bu konuda davacıyı kandırmak suretiyle işbu şirkete ortak olmasını sağladığını, davalının şirketin büyük ortağı ve tek yetkilisi olmasına rağmen şirketi gereği gibi yönetmediğini, ikinci bir şirket daha açarak esas faaliyetleri ikinci şirket üzerinden gerçekleştirdiğini, müvekkilinin bir süre başka bir olay (ölümlü trafik kazası) sebebiyle cezaevine girmek zorunda kaldığını, şirketin faaliyetlerini denetleme imkanı olmadığını, şirketin sürekli zarar ettiğini, şirketin malvarlığının olmaması ve şirketin tasfiye sürecine girmesi sebebiyle işbu şirketin tüm SGK prim borçları, şirketin zarar etmesinde ve işletilmesinde hiçbir katkısı ve kusuru olmayan davacı müvekkilinin emekli maaşına haciz konulması suretiyle, davacının emeki maaşından ve yıllarca çalışıp emekli olduktan sonra hakettiği emekli ikramiyesi üzerine haciz konulması suretiyle tahsil edildiğini, davalı tarafın ödemesi gereken şirkete ait SGK ve vergi borçlarını ödemediği halde, davacıdan kesilen prim borçlarını da davacıya iade etmediğini, bu sebeple davalı hakkında Bakırköy …. İcra müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının 13.07.2017 tarihli itiraz dilekçesinde ödeme emrini tebellüğ ettiğini beyan ve kabul ettiğini bildirerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının ablasının eşi yani eniştesi olduğunu, davacının kandırıldığı iddiasını kabul etmediğini, davacının 25 yıl … de şoför olarak çalışıp emekli olduğunu, emekli olduktan sonra ticari servis minübüsünde ticaret yaptığını, hiç ticaretten anlamadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, kendisinin şirkette % 49 ortak olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, şirkete ortak olmadan önce kendisine borcu bulunmadığını, 4-5 ay cezaevine girdiğini, ancak kendisiyle şirkette 5 yıl birlikte faaliyet yürüttüklerini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ve 28/11/2017 karar tarihli görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya aslı celp edilmiş incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 22.486,33-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Beyoğlu SGK’dan gelen 31/05/2018 tarihli müzekkere cevabında; Adı geçen iş yerinin 31/12/2012 tarihi itibariyle kanun kapsamından çıkmış olması sebebiyle tüzel kişilik adına gönderilen ödeme emirlerinin bila tebliği iade edildiği ve icari-i işlem yapılamadığı, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi uyarınca ortak ve üst düzey yöneticilerin takibine başlandığı, bu kapsamda, şirket müdürü …’na 23/01/2017 tarih, 1.026.829, 878, 897, 916, 925, 938, 951, 968, 979, 995 ve 1.027.015, 084, 099, 111 sayılı ödeme emirlerinin, şirket ortağı …’ya 26/08/2013 tarih 13.911.986, 13.912.007 sayılı ödeme emirlerie tebliğ edildiği, …’nın 2014/Mart ayından itibaren emekli maaşından 26.341,55-TL kesinti yapıldığı ve hissesine düşen miktarı ödediğinden maaş haczinin kaldırıldığı, ayrıca, … tarafından, 6111 ve 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusundan bulunulduğu, ancak ödeme yükümlülüklerine uyulmadığından yapılandırmanın bozulması sebebiyle adı geçenin adına kayıtlı taşınamaza ve Kurumumuzdan almakta olduğu maaşına haciz tatbik edildiği, bu defa 28/02/2018 tarihinden 6183 sayılı Yasanın 48. maddesi kapsamında borçlarını taksitlendirdiği, ilk taksitin dışında ödeme yapmadığı, 7143 sayılı Kanunun yürürlüğe girmiş olması sebebiyle hakkındaki işlemlere devam edilemediği ve talep edilen belgelerin eklice gönderildiği hususu bildirilmiş,
Beyoğlu SGK’dan gelen 13/11/2019 tarihli müzekkere cevabında; Adı geçen iş yerinin 31/12/2012 tarihi itibariyle kanun kapsamından çıkmış olması sebebiyle tüzel kişilik adına gönderilen ödeme emirlerinin bila tebliği iade edildiği ve icari-i işlem yapılamadığı, 5510 sayılı Kanunun 88. Maddesi uyarınca ortak ve üst düzey yöneticilerin takibine başlandığı, bu kapsamda, şirket müdürü …’na 23/01/2017 tarih, 1.026.829, 878, 897, 916, 925, 938, 951, 968, 979, 995 ve 1.027.015, 084, 099, 111 sayılı ödeme emirlerinin, şirket ortağı …’ya 26/08/2013 tarih 13.911.986, 13.912.007 sayılı ödeme emirlerie tebliğ edildiği, …’nın 2014/Mart ayından itibaren emekli maaşından 26.341,55-TL kesinti yapıldığı ve hissesine düşen miktarı ödediğinden maaş haczinin kaldırıldığı, ayrıca, … tarafından, 6111 ve 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma başvurusundan bulunulduğu, ancak ödeme yükümlülüklerine uyulmadığından yapılandırmanın bozulduğu, adı geçen adına kayıtlı taşınmaza, Kurumumuzdan almakta olduğu emekli maaşına haciz tatbik edildiği ve 28/02/2018 tarihinde 6183 sayılı Yasanın 48. maddesi kapsamında borçlarını taksitlendirdiği, ilk taksitin dışında ödeme yapmadığı, öte yandan, 7143 sayılı Kanunun kapsamında borcun tamamının ödenmiş olması sebebiyle dosyanın hitam edildiği tespit edilmiş olup talep edilen belgelerin eklice gönderildiği hususu bildirilmiştir.
Beyoğlu SGK’dan gelen 03/03/2020 tarihli müzekkere cevabında; iş yeri dosyasında yapılan incelemede …’nın aylığından yapılan 26.341,55-TL kesintinin içindeki 557,86-TL’nin ilaç kesintisi ve muayene katılım payı olduğu ve icra kesintisi olmadığı; 25.783,69.-TL icra kesintisinin 24.110,1l-TL’lik kısmının …’nın emekli maaşından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edildiği ve fazladan kesinti yapıldığı tespit edilen 1.673,58.-TL’lik kısmın ise icra emanetinde olduğunu ve yapılan kesintilere ait makbuzlarının eklice gönderildiği hususu bildirilmiştir.
Davacı ve davalının ortağı bulunduğu dava dışı … Hırdavat İş Güvenliği ve Medikal Ürünleri San Tic. Ltd. ŞTİ.nin prim borcundan dolayı dava dışı SGK .nın davacıdan kestiği bedellere göre, davacının bu bedellerin tahsili için başlatılan Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasından takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği SGK prim kesintisi + işlemiş faiz ve ihtarname masrafı hususlarında rapor tanzimi için dosyanın Sosyal Güvenlik alanında uzman ….ya tevdine karar verilmiş olup, alınan 31/01/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket ortağı olarak prim borçlarından payı oranında sorumlu olabileceğini, payının üzerindeki sorumluluğunun mümkün olmadığını ileri sürdüğünü, Ticaret sicili kayıtlarından davacının … Hırdavat İş Güvenliği ve Medikal Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. ortağı olduğu, şirketin 10.01.2013 tarihinde tasfiye edildiği görüldüğü, bu durumda davanın esasına girilerek incelenmesi gerektiğini, davacı şirket ortağı olduğunu, borçtan sorumlu olmadığını, borcun asıl sorumlusunun davalının olduğunu, davalının borcuna karşılık olarak kendisinin şirket ortağı yaptığını, imzaya yetkili tek kişinin davalı olduğunu ileri sürdüğünü, dosya kapsamında yer alan şirket bilgilerinden davacının, dava konusu ödeme emirlerine konu dönemlerde %49 paylı şirket ortağı olduğu, davalının ise %51 paylı şirket ortağı olduğu görüldüğünü, davanın yasal dayanağı davacı ile davalının dava dışı şirket SGK prim borçlarından sorumluluğunu belirleyen 5510 sayılı yasanı 88. maddesinde yer alan “ Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. ” hükmünü içerdiğini, Bu kapsamda limited şirketin prim borçlan ile ilgili olarak şirket ortaklarının sorumluluğu 6183 sayılı yasanın 35. maddesinde, üst yöneticilerin sorumluluğu ise aynı yasanın mükerrer 35. maddesinde düzenlendiğini, şirket ortaklarının sorumluluğunu düzenleyen 6183 sayılı yasanın 35. Maddesinde “Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduklarını ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulduğunu, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulduğunu, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur hükmü mevcut olduğunu, bu kapsamda davacının davadışı Limited Şirketin ortaklığından dolayı şirket SGK prim borçlarından hissesi (%49) oranında sorumlu olduğunun açık olduğunu, dosya kapsamında yer alan SGK kayıtlarından davadışı SGK’nın davalıdan limited şirket müdürü olarak tüm prim borçları ve gecikme zamlarını, davacıdan ise hissesi oranında prim borç ve gecikme zamlarını talep ettiği, davacının 2014 Mart ayından itibaren emekli maaşından kesilen 26.341,55 TL ile kendi hissesine düşen miktarı ödediği anlaşıldığını, bu durumda davacının zaten sadece hissesi kadar sorumlu olduğu tutarı ödediği açık olduğunu, davalının limited şirket müdürü olarak tüm borçlardan davadışı şirket ile müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağının kabulü mümkünse de aynı zamanda limited şirket müdürünün yapmış olduğu ödemeyi asıl sorumlulardan rücu hakkının bulunacağı da açık olduğunu, bu kapsamda davacının sadece sorumlu olduğu hissesi oranındaki SGK prim borcu ve gecikme zamlarını ödediği göz önüne alındığından davalıdan talep edebileceği bir SGK prim ve gecikme zammı bulunmadığının anlaşıldığını, sonuç olarak; davacı tarafından davalıya Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptalinin mümkün olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Özellikle tarafların ortak oldukları dava dışı şirketin ödenen ve ödenmemiş SGK borç miktarları ve ortakların sorumlu oldukları miktarlar tespit edilerek, tarafların iddia ve savunmarlını ve bilikirkişi raporuna beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 29/08/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının %49 hissesi oranında tahsis edilmiş olan tutarın dava dışı şirketin SGK’na olan borçlarının toplamının %49’una karşılık gelip gelmediği ve davacıdan fazla alacak tutarı tahsil edilip edilmediğinin hesaplanabilmesi için dava dışı şirketin SGK’na olan ve davacının da sorumluluğu dahilinde bulunan borçlara dair, dava dışı … Hırdavat İs Güvenliği şirketine Kurum tarafından tebliğ edilmiş ödeme emirlerinin ve Kurum tarafından davacıdan tahsis edilen tutarlara dair kayıtlarının okunaklı halinin SGK’dan celbi gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Gelen müzekkere cevabı üzerine davacı vekilinin beyanları nazara alınarak, bilirkişiye SGK kayıtları üzerinde bizzat kuruma giderek inceleme yetkisi verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 25/02/2020 havale tarihli bilirkişi 2.ek raporunda özetle; Dosya kapsamında yer alan dava dışı müfredat kartından şirketin 09.02.2018 tarihi itibariyle; prim, işsizlik ve damga vergisi borçlarının 14.728,46-TL asıl, gecikme zammı 14.511,58-TL olmak üzere toplam 29.240,04-TL olduğunun görüldüğü, bu borcun %49 hissesi davacının olup bu tutarın ise 14.327,62-TL olduğunu, dava dışı işyerinin prim borçlarının tahsilatına ilişkin 10.02.2020 tarihli işveren müfredat kartında davacıdan ve davalıdan 28.03.2014 tarihinden itibaren yapılan kesintiler görüldüğünü, dava dışı işyerinin borçları 28.03.2014-05.09.2018 tarihleri arasında yapılan 29.907,70-TL ödeme ile tamamen ödendiğini, bununla birlikte müfredat kartında davadışı şirket borçlarına ilişkin tahsilat tutarları mevcut ise de bu tahsilatların hangi ortak tarafından ödendiği anlaşılamadığını, bu nedenle davacı tarafından yapılan borç ödeme tutarının tespit edilemediğini, öte yandan davacının aylığından yapılan kesinti toplamı 2014 Mart ayından itibaren 26.341,55-TL olduğu görülmekle birlikte davalının da belirttiği üzere bu kesintinin sadece borca ilişkin olmadığı da anlaşıldığını, bu kesinti içinde mutad (ilaç tedavi) kesintileri yanında SGDP kesintilerinin de olduğu göz önüne alındığında yapılan kesintilerin içindeki borç tahsilatının davalı kurumdan ayrıca sorulması gerektiğini, bununla birlikte davalı kurumun 31/05/2018 tarihli yazısında davacının aylığından yapılan kesinti ile hissesine düşen tutarı ödediğinin ve bu şekilde maaş haczinin kaldırıldığının belirtildiği, davalının ise önce 09/02/2018 bu tarihinde 3.000,00-TL peşin ödeme yaptığı, ardından yapılandırma yaptığı, son olarak 31.08.2018 tarihinde 13.546,79-TL ödeyerek davadışı işyerinin borçlarını kapattığı görüldüğünü, bu durumda davacıdan şirket borçlarının tamamının tahsil edilmediği, yapılan kesintilerin tamamının da şirket borcuna yönelik olmadığının açık olduğunu, ancak bu yönde ayrıntılı hesaplama yapılabilmesi için daha önceki raporlarında da belirtildiği şekilde davacıdan yapılan kesintilerden dava dışı şirket borçlarına istinaden yapılan kesinti tutar ve tarihlerinin celbinin gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi …. tarafından tanzim edilen bilirkişi 2. ek raporunda belirtilen eksikliklerin ikmali için Beyoğlu SGM’ye yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmekle ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi ….’ya tevdine karar verilmiş, alınan 19/10/2020 havale tarihli bilirkişi 3.ek raporunda özetle; Bu durumda davadışı şirketin tüm prim borcunun davacı ve davalı tarafından yapılan ödemeler ile ödendiği ve bu ödemelerin %49’undan davacının %51’inden de davalının sorumlu olduğu, davalı tarafından önce 09.02.2018 bu tarihinde 3.000-TL peşin ödeme yaptığı, ardından yapılandırma yaptığı, son olarak 31.08.2018 tarihinde 13.546,79-TL ödeyerek davadışı işyerinin borçlarını kapattığı, davacının ise toplam 24.110,11-TL ödeme yaptığı göz önüne alındığında her iki tarafın yaptığı toplam ödeme ile borcun kapandığı, tarafların sorumluluğunun ise kendi payları oranında olduğu dikkate alındığında davacının;
Davacı Davalı Toplam
Ödeme 24.110,11 16.546,79 40.656,90
Sorumluluk 19.921,88 20.735,02
Fark 4.188,23 -4.188,23
4.188,23-TL fazla ödeme yapmış olduğunun tespit edildiği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep bilirkte değerlendirilmesinde; dava İtirazın iptali davası olup davacı ve davalının ortağı bulunduğu dava dışı … Hırdavat İş Güvenliği ve Medikal Ürünleri San Tic. Ltd. ŞTİ.nin prim borcundan dolayı dava dışı SGK .nın davacıdan kestiği bedellere göre, davacının bu bedellerin tahsili için başlatılan Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olup Ticaret sicili kayıtlarından davacının … Hırdavat İş Güvenliği ve Medikal Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. ortağı olduğu, şirketin 10.01.2013 tarihinde tasfiye edildiği anlaşılmış olup dosya kapsamında yer alan şirket bilgilerinden davacının, dava konusu ödeme emirlerine konu dönemlerde %49 paylı şirket ortağı olduğu, davalının ise %51 paylı şirket ortağı olduğu davanın yasal dayanağı davacı ile davalının dava dışı şirket SGK prim borçlarından sorumluluğunu belirleyen 5510 sayılı yasanı 88. maddesinde yer alan “ Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. ” hükmünü Bu kapsamda limited şirketin prim borçlan ile ilgili olarak şirket ortaklarının sorumluluğu 6183 sayılı yasanın 35. maddesinde, üst yöneticilerin sorumluluğu ise aynı yasanın mükerrer 35. maddesinde düzenlendiğini, şirket ortaklarının sorumluluğunu düzenleyen 6183 sayılı yasanın 35. Maddesinde “Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olduklarını ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulduğunu, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulduğunu, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur hükmü hep birlikte değerlendirildiğinde ,davadışı şirketin tüm prim borcunun davacı ve davalı tarafından yapılan ödemeler ile ödendiği ve bu ödemelerin %49’undan davacının %51’inden de davalının sorumlu olduğu, davalı tarafından önce 09.02.2018 bu tarihinde 3.000-TL peşin ödeme yaptığı, ardından yapılandırma yaptığı, son olarak 31.08.2018 tarihinde 13.546,79-TL ödeyerek davadışı işyerinin borçlarını kapattığı, davacının ise toplam 24.110,11-TL ödeme yaptığı anlaşılmış olup dosyada hükmede esas alınan bilirkişi raporuna göre tarafların sorumluluğunun ise kendi payları oranında olduğu dikkate alındığında davacının davalılardan dan 4.188,23-TL alacaklı olduğu anlaşılmış olup Açılan Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle; Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.188,23-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.188,23-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 286,10-TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 384,02-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 97,92-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan harçtan alınması gereken için mahsup edilen 286,10-TL ile 31,40-TL başvurma harcı toplamı olan 317,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri olarak toplam 918,80-TL’den kabul oranına göre(%18,63) hesaplanan 171,17-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri olarak toplam 55,00-TL’den red oranına göre(%81,37) hesaplanan 44,75-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı mirasçıları kendilerini ayrı ayrı vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı mirasçılarına verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır