Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/17 E. 2020/156 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/17 Esas
KARAR NO : 2020/156

DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2014
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 05.03.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından ipoteğe dayalı olarak Bakırköy …İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasında takipyapıldığını, davacı şirket ile davalı arasında 23.09.2008 tarihinde su bayiliğine dayalı ticari ilişki kurulduğu, teminat olarak boş bono verildiğini, 17.07.2009 tarihine kadar devam ettiğini, bu tarihte davalının temsilciliğini aldıklarını, davalı …’ye ait … mah.taşınmazın davalı lehine ipotek ettirildiğini, ipoteğin kayıtsız şartsız olmayıp doğmuş ve doğacak borçlar için 50.000,00 TL’ye kadar teminat altına aldığını, davalıya bir borçlarının olmadığını, davalı yanın sözleşmeye aykırı olarak distribütörlüğü 23.09.2008 tarihinde feshettiğini, davalı tarafından hesap kat ihtarı keşide edilmediğini, davacının yasaya aykırı olarak takip yaptığını yazarak borçlu olmadıklarının tespitini ve kötüniyet tazminatı talep etmiştir. Ekinde de; davalıya ödenen ve davalının 17.07.2009 tarihli makbuzu olup çeklerle ödeme yapılacağının yazdığı görülmüştür. Davalının 19.10.2011 tarihli Bakırköy … Noterliği vasıtasıyla keşide ettiği taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğine ilişkin ihtarname ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi sunulmuştur.
Davalı vekili cevabında, davacı şirketin 2011 yılında satın aldığı ürünlerin bedellerini ödemediğini, bu nedenlerle Bakırköy …. Noterliği’nce keşide edilen ihtarname ile bayilik sözleşmesi feshedildiğini, ardından takip yapıldığını, noterden ihtarnamenin usulüne göre gönderildiğini, ardından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, sözleşmenin 11.maddesinde muhasebe ihtilaflarında evrak ibrazı gerektiği, aksi halde davalının kayıtlarının geçerli olacağının kararlaştırıldığını, sunulan evrakların iddiaları ispata yarar olmadığını, istemin reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan tüpsu bayilik sözleşmesinin 01.10.2009 tarihli olduğu, … mahallesine su dağıtım işi için düzenlendiği, 11.maddede muhasebe ihtilaflarında davalının kayıtlarının esas alınacağının yazdığı görülmüştür.
Davalı tarafından sunulan Bakırköy …. Noterliği’nce keşide edilen 15.07.2013 tarihli ihtarnamede davacı davalılara keşide etmiş olup 120.400,00 TL borcun ödenmesi aksi halde rehin ve ipoteklerin için icrai işlem yapılacağı ihtar edildiği görülmüştür.
… Tapu Müdürlüğü’nden taşınmazın ipotek akit tablosu istenilmiş, incelenmesinde; 17.07.2009 tarihinde davalı lehine davacı şirketin borcu için davacı … tarafından taşınmazın 50.000,00 TL doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık ipotek edildiği görülmüştür. 1.maddesinde bunun karz ipoteği olduğu yazılı olduğu görülmüştür. Tapu kaydında da taşınmazın davacılardan … adına kayıtlı olduğu, ilk ipoteğin davalı lehine olup 01.10.2009 tarihinde de … sigorta AŞ lehine 2.dereceden ipotek tesis edildiği görülmüştür.
Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapıldığı, 50.000,00 TL asıl, 282,53 TL işlemiş faiz toplamı 50.282,53 TL’nin talep edildiği, davalı şirkete icra emrinin Tebligat Kanunu 35.maddeye göre tebliğ edildiği, takibin durmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 02.03.2015 tarihinde yapılan duruşmanın 3.no’lu ara kararında davacıların adresi olan Ankara Batı Adliyesi Ticaret Mahkemesi’ne ve davalının ticari defterlerinin olduğu Hendek Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak ticari defterlerinin incelenmesi için ara karar oluşturulmuştur. Her bir talimatta bilirkişiler için ayrı ayrı 400,00 TL ücret yatırılmasına karar verilmiş masrafın davacıdan alınmasına karar verilmiştir. 21.12.2015 tarihli duruşmada da 1 no’lu ara kararında 02.03.2015 tarihli duruşmaya atıf yapılarak talimat yazılmasına karar verilmiş, bilirkişi ücretinin davacı tarafından karşılanmasına, masraf yatırılmadığı takdirde bu ilişkin delilinden vazgeçmiş sayılacağı yazılmış, bunun kesin süre olduğu belirtilerek davacı vekiline ihtarat yapılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın Bakırköy …. İcra Dairesi’nde yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte davacıların borçlu olmadıklarına ilişkin menfi tespit davası olduğu görülmüştür. Menfi tespit (olumsuz tespit) davası İİK’nun 72.maddesinde düzenlenmiş olup borçlunun, alacaklıya borçlu olmadığını genel hükümlere göre kanıtlamasına imkan sağlamak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Öte yandan HMK’nın 94/1 maddesinde kanunda belirtilen sürelerin kesin olduğu, 2.fıkrasında hakimin belirlediği sürenin kesin olduğuna karar verilebileceği, bu şekilde değilse verilecek ikinci sürenin de kesin olduğu ve yeniden süre verilemeyeceği yazılmış, 3.fıkrasında da kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalktığı açıkça hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacılar yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte borçlu olmadıklarını iddia etmişlerdir. Celp edilen tapu kaydında ve ipotek akit senedinde taşınmazın davacılardan …’ye ait olup davacı şirketin borcu için davalı şirket lehine ipotek verdirildiği yazılı olduğu görülmüştür. Davacılar dava dilekçesinde delil olarak ticari defterlerine de dayanmışlardır. Mahkememizce bu nedenlerle tarafların ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla incelenmesine karar verilmiş, defterlerin bulunduğu Ankara Batı ve Hendek Adliyelerine talimat yazılmasına karar verilmiştir. Davacıların ve davalının ticari defterlerinde borç olup olmadığı, varsa ne kadar olduğu, ödemelerin olup olmadığı konusunda inceleme yapılması gerekmektedir. Davacılar vekiline 02.03.2015 tarihli duruşmada ilk kez talimatlar için masraf belirtilerek masrafın davacılarca yatırılmasına karar verilmiş olup davacılar tarafından yatırılmamıştır. Bu kez 21.12.2015 tarihli duruşmada 02.03.2015 tarihli duruşmaya atıf yapılarak davacılar vekiline talimat için masrafın yatırılması için kesin süre verilmiş, kesin sürenin sonuçları açıklanmıştır. Kesin süreye rağmen davacılarca bilirkişi masrafı yatırılmamıştır. Bu durumda ticari defterler incelenememiştir. Dosya kapsamında delillere göre değerlendirme yapmak gerekmiştir. Sunulan delillerden çekler ilgili bankadan sorulmuş, bunların 2009 yılında ödendiği ancak davalı lehtar tarafından üçüncü bir kişiye ciro edildiği görülmüştür. Takip tarihinde davacının ne kadar borcu olduğu tespit edilememiştir. Bu nedenlerle mevcut delil durumuna göre borcun olmadığı ispatlanamamıştır.
Dava dilekçesinde davacılar vekili, noterden hesap kat ihtarnamesinin keşide edilmediğini, hesap özetinin çıkarılmadığını, noter vasıtasıyla tebliğ edilmediğini iddia etmiştir. Davalı sunduğu delillere göre Bakırköy …. Noterliği’nin 15.07.2013 tarihli ihtarnamesiyle cari hesaptaki borç belirtilerek ödenmesi için davacılara ihtarname keşide edilmiştir. Ayrıca anılan husus takip hukukuna ilişkin olup davacıların buna yönelik şikayet hakkını İcra Hukuk Mahkemeleri’nde ileri sürülmesi gerekmektedir. Anlatılan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece tensip kararında teminat karşılığı takibin durdurulmasına karar verilmişse de teminat yatırılmadığından takibin durmadığı görülmüş, davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir
Mahkememizden verilen 21/03/2016 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay …. Hukuk Dairesi 28/09/2017 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile; ” Takip konusu ipotek akit tablosunun incelenmesinde resmi senedin 1. maddesinde “ … özal adına kayıtlı taşınmazın 50.000,00 TL ile …. Gıda… Ltd. Şti’nin doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık” ifadesi bulunduğu, bu durumda alınan ipotek teminat ipoteği olup, alacağın ispatının alacaklıya ait olduğu, mahkemece bu yön gözetilmeden ispat külfeti tersine çevrilerek, yazılı şekilde davanın reddinin doğru görülmediği, diğer yandan borçtan şahsen sorumlu olmayan 3. kişiye ait teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi için talepte bulunulmasının borçlu ile birlikte 3. kişiye ihtar gerektirdiğini, bu durumun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’ sen gözetilmesi gerektiğini, Hal böyle olunca mahkemece özellikle icra takip dosyasının aslı dosyaya getirtilip tarafların iddia ve savunma delillerine göre karar verilmesi gerekirken, ispat külfeti tersine çevrilerek yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği, sonuç olarak hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri incelenerek taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarında SMM bilirkişi refakatinde inceleme yapılmak üzere Hendek Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) talimat yazılmasına karar verilmiş olup; Hendek …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Talimat sayılı dosyasına Mali Müşavir bilirkişi …. tarafından sunulan ve dosyamıza gönderilen 13/07/2018 tarihli raporda özetle; davalı şirket işyerinde yapılan inceleme ve tetkikler neticesinde; … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi sicil numarasında kayıtlı …. A.Ş.’ye ait 2008,2009,2010 ve 2011 takvim yılları ticari defterlerinden, 2008 takvim yılına ait ticari defterlerinden …. tek sahifeli yevmiye defterinin açılış tasdikinin yapılmış olduğunu, 31.12.2008 tarihinde … sahifesinde ….yevmiye kapanış maddesinin işlendiği defterin kapanış tasdikinin yapılmamış olduğunu, 2009 takvim yılına ait ticari defterlerinden ….. tek sahifeli yevmiye defterinin açılış tasdikinin yapılmış olduğunu, 31.12.2009 tarihinde …..sahifesinde …..yevmiye kapanış maddesinin işlendiği defterin kapanış tasdikinin yapılmamış olduğunu, 2010 takvim yılına ait ticari defterlerinden …. tek sahifeli yevmiye defterinin açılış tasdikinin yapılmış olduğunu, 31.12.2010 tarihinde …. sahifesinde … yevmiye kapanış maddesinin işlendiği defterin kapanış tasdikinin yapılmamış olduğunu, 2011 takvim yılına ait ticari defterlerinden … tek sahifeli yevmiye defterinin açılış tasdikinin yapılmış olduğunu, 31.12.2011 tarihinde 1847.sahifesinde ….yevmiye kapanış maddesinin işlendiği defterin kapanış tasdikinin yapılmamış olduğunu, davalı şirketin 2009,2010 ve 2011 takvim yıllarındaki davacı şirkete ait ticari hesap tetkiklerinde davalı şirket tarafından …. Gıda Grup İnş. Tah. Tur. Teks. San. Tic. Ltd. Şti. hesaplarının … hesap kodunda takip edildiğini, 2009 takvim yılında ticari ilişkilerinin 19.07.2009 tarihinde başladığını, 31.12.2009 tarihinde …. ticari alacak hesabının 123.440,28 TL olduğunu, 01.01.2010 tarihinde açılış hesabın 123.440,28 TL olduğunu, 31.12.2010 tarihinde ticari alacak bakiyesinin 134.352,46 TL olduğunu, 01.01.2011 tarihinde açılış hesabın 134.352,46 TL olduğunu, 30.11.2011 tarihinde ticari alacak bakiyesinin 120.408,07 TL olduğunun görüldüğünü, 31.12.2011 tarihinde 120.408,07 TL iken …, yevmiye maddesinde 52.667,36 TL’si 128 hesabına aktarıldığını, … esas sayılı icra dosyasından 84.893,10 TL olarak masrafları ile birlikte tahsil edildiğini, …. yevmiye maddesinde 20.000,00 TL’si 128 hesabına aktarıldığını, …. Esas sayılı icra dosyasında olduğunu, …. yevmiye maddesinde …. nolu hesapta 31.12.2011 tarihinde 47.733,21 TL ticari alacak kaldığının görülmüş olduğunu, sonuç olarak; davalı …’nin davacı …. Gıda Grup İnş. Taah. Tur. Teks. San. Tic. Ltd. Şti.’den …nolu ticari alacak hesabında 31.12.2011 tarihinde 120.408,07 TL ticari alacağının bulunduğunu, 52.667,36 TL’sinin 128 (şüpheli ticari alacaklar) hesabına aktarıldığını, … esas sayılı icra dosyasından (84.893,19 TL olarak) masrafları ile birlite tahsil edildiğini, 20.000,00 TL’sinin … esas sayılı icra dosyasında takibi devam ettiğinden 128 (şüpheli ticari alacaklar) hesabına aktarıldığını, 31.12.2011 tarihinde … nolu ticari alacak hesabında ise takibe alınmayan 47.733,21 TL ticari alacak kaldığının görülmüş olduğunu bildirmiştir.
25/03/2019 tarihli celsede; Raporun davalı ticari defter kayıtlarına göre düzenlendiği, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmediği, davacının ticari defter ve kayıtlarının davalı ticari ve defter ve kayıtlarını doğrular nitelikte olup olmadığının tespitinin yapılması gerektiği, davacının itirazları, icra dosyasına yapılmış olan ödemenin borcun ne kadarlık kısmına tekabül ettiğinin belirlenmesi, ve tüm dosya kapsamı incelenerek talimat dosyası ile mukayeseli rapor düzenlenmesi, ticari defterlerin incelenerek rapor tanzimi için 06/05/2019 günü saat 15:00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi ücretinin mahkememiz veznesine depo edilmesi hususunda davalı tarafa iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede yatırılmadığı taktirde bilirkişi deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayılacağının davalı tarafa ihtarına ilişkin ara karar kurulmuş ise; davalı tarafça bilirkişi ücreti verilen kesin süre içerisinde ve inceleme günü olan 06/05/2019 tarihine kadar yatırılmamış olduğundan davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamamıştır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir.Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı (alacaklı) tarafa aittir. Taraflar arasında su bayiliğine dayalı ticari ilişki olduğu tartışmasızdır. Davacı, sözleşmenin feshinden sonra borcu bulunmadığı iddiasıyla bu menfi tespit davasını açmıştır. Davacı ve davalının ticari defterlerinin incelenmesi için ara karar kurulmuş ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtları talimat ile incelenmiş ve davalı …’nin davacı … Gıda Grup İnş. Taah. Tur. Teks. San. Tic. Ltd. Şti.’den …. nolu ticari alacak hesabında 31.12.2011 tarihinde 120.408,07 TL ticari alacağının bulunduğu, 52.667,36 TL’sinin 128 (şüpheli ticari alacaklar) hesabına aktarıldığı, … esas sayılı icra dosyasından (84.893,19 TL olarak) masrafları ile birlite tahsil edildiği, 20.000,00 TL’sinin … esas sayılı icra dosyasında takibi devam ettiğinden 128 (şüpheli ticari alacaklar) hesabına aktarıldığı, 31.12.2011 tarihinde … nolu ticari alacak hesabında ise takibe alınmayan 47.733,21 TL ticari alacak kaldığı anlaşılmıştır. Davacı ticari defter ve kayıtları ise davalının bilirkişi ücreti yatırmaması nedeniyle incelenememiştir. Mahkememizce dosyaya celbedilen BA-BS kayıtları ile tarafların bildirim yaptığı miktarların aynı olup, birbirini doğruladığı anlaşılmıştır Davacı tarafça takibe konu miktarın ödendiğine ilişkin belge ve delil ibraz edilmemiştir. Her ne kadar davalı tarafça bilirkişi ücreti yatırılmamış ise de, davacı defter ve belgeleri incelenememiş ise de, davacının ve davalının BA-BS formlarında da matrahı 5.000,00 TL’nin üzerindeki faturaları bildirilmiş olduğu, davanın davalı tarafça alacak kaydı olarak ispatlandığı, davacının ödemeyi ispatlayamadığı anlaşılmakla mevcut deliller dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 858,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 804,30 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan 500,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 7.336,73 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır