Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/16 E. 2018/1124 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/16 Esas
KARAR NO : 2018/1124

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2018
KARAR TARİHİ : 20/12/2018
Mahkememizin 2014/543 Esasında görülmekte olan itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonucu verilen 15.03.2016 tarihli ve 2016/214 karar sayılı kararının Yargıtay … HD’nin …. E- …. Karar sayılı bozma ilamı ile bozulması üzerine, mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 13.01.2014 tarihli irsaliyeli fatura alacağının tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ettiğini, müvekkilinin söz konusu fatura nedeniyle 31.406,08 TL alacağının mevcut olduğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazında toplam borcunun 13.000 TL olup, bu borcun 2.600 TL’lik kısmını 15.03.2013 tarihli çek ile ödediğini, dolayısıyla kalan borcun 10.400 TL olduğunu belirterek borca kısmi itiraz ettiğini, ardından icra dosyasına 12.200,56 TL’Lik ödemede bulunduğunu, dolayısıyla davalının müvekkiline 16.680,00 TL borçlu olduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile taraflar arasında 11.02.2013 tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile davacının müvekkilinin iş yerinin işlerinin yapımını üstlendiğini, ödeme tutarının 13.000 TL olarak kararlaştırıldığını, sözleşmede işin bedelinin taraflarca götürü olarak belirlendiğini, sözleşme imzalandığında ön ödeme olarak verilen 15.03.2013 tarihli 2.600 TL miktarlı çek bedelinin de göz önüne alınarak müvekkilinin icra dosyasına 10.400 TL ödeme yaptığını, kalan kısma itiraz edildiğini beyanla davanın reddine, davacının % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, davamıza konu olmayan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….E sayılı dosyası, irsaliyeli faturalar, kargo gönderileri, ihtarname, 11.02.2013 tarihli Sözleşme, vs. deliller celp ve tetkik olunmuş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 13.01.2014 tarih …. numaralı 31.406,08 TL tutarlı irsaliyeli faturaya istinaden 31.406,08 TL asıl alacak , 77,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.483,52 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının borcun 13.000 TL olduğunu, ön ödeme olarak 15.03.2013 tarihli 2.600 TL miktarlı çek verdiklerini, dolayısıyla bakiye borcun 10.400 TL olduğunu belirterek kalan kısma itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu SMMM … tarafından düzenlenen raporda, davacının 2014 yılı envanter defterinin ibraz edilmediği; davalının ticari defterlerinin açılış onaylarının süresinde yapıldığı, ancak 2013 envanter defterinin kapanışının süresinde yapılmadığı belirtilmiştir. Raporda, takip konusu 31.406,08 TL’lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının daha önceden yaptığı ödemeler ile icra dosyasına yaptığı ödemelerin kayıtlarında görünmediği; davalı defterlerindeki kayıtlara göre ise 13.01.2014 tarih ve 31.406 , 08 TL’lik faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından icra dosyasına yapılan 12.200,56 TL’lik ödemenin kayıtlı olduğu, davalının beyan ettiği 1.000 TL’lik nakit ödeme ve 2.600 TL’lik çek ödemesine ilişkin herhangi bir kaydın mevcut olmadığı; buna göre taraflar arasında imzalanan 11.02.2013 tarihli sözleşmede yer alan 13.000 TL tutarın kabul edilmesi halinde davalının KDV dahil 15.340,00 TL ödemesi gerektiği, davalının yaptığı 14.000,00 TL’lik ödemenin tenzili halinde davacının alacağının 1.340,00 TL olduğu; bu görüşe itibar edilmemesi ve davaya konu faturaya itibar edilmesi halinde 31.406,08 TL takip tutarına karşılık davalının yaptığı 14.000 TL tutarlı ödemenin düşülmesi sonucu davacı alacağının 17.406,08 TL olduğu , ancak davacının 16.680 TL ‘lik talebiyle bağlı kalınması gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekili Islah dilekçesi ile talebini 726,00 TL artırarak davasını 17.406,08 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili gerek cevap dilekçesinde gerekse yargılama aşamasındaki beyanlarında takip konusu faturanın 13.01.2014 tarihinde … Kargo aracılığıyla müvekkili firmaya gönderildiğini, ancak aynı tarihte müvekkili tarafından iade edildiğini belirtmiştir. Bunun üzerine …. Kargo AŞ’ye yazılan müzekkeremize verilen cevaba göre davacının 13.01.2014 tarihinde …. irsaliye numarasıyla davalıya gönderdiği kargonun aynı tarih itibariyle davacıya iade edilerek davacının isim ve imzasıyla teslim alındığı anlaşılmıştır.
Bozma öncesi; mahkememizin ….Esasında yapılan yargılamada 15.03.2016 tarihli ve … karar sayılı kararı ile;
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davamıza konu olmayan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında davacı tarafından düzenlenen 09.03.2013 tarih …. numaralı ve 31.406,08 TL tutarlı irsaliyeli faturaya istinaden 31.406,80 TL asıl alacak, 619,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.026,33 TL üzerinden ilamsız takip yapılmış, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davalının Beyoğlu …. Noterliğinin 13.03.2013 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile anılan 09.03.2013 tarih … sıra numaralı irsaliyeli faturayı iade ettiği, bunun üzerine bu kez davacı tarafın 09.03.2013 tarih 001999 numaralı 31.406,08 TL bedelli irsaliyeli fatura ile aynı içeriğe sahip aynı mal ve hizmetlere ilişkin aynı miktarlı 13.01.2014 tarih …. numaralı 31.406,08 TL tutarlı irsaliyeli faturayı düzenlediği, söz konusu fatura bedelinin ödenmediği gerekçesiyle davamıza konu olan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….E sayılı dosyasında icra takibi başlattığı,
Davamıza konu olan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı takibine dayanak 13.01.2014 tarih …. numaralı 31.406,08 TL tutarlı fatura davacı tarafından … Kargo Şirketi aracılığıyla 13.01.2014 tarihinde …. numarasıyla davalıya gönderildiği, aynı tarihte davalı tarafından iade edilerek davacı şirketin isim ve imzasıyla davacıya teslim edildiği, bu durumda davalının dava konusu faturayı kabul etmediği, dolayısıyla davacının anılan fatura bedelini davalıdan talep edemeyeceğinin kabulü gerektiği, keza TTK’nun 21. maddesi uyarınca davalı faturayı aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde iade ettiğinden faturanın içeriğini kabul etmemiş sayılması gerektiği, bu durumda taraflar arasında imzalanan 11.02.2013 tarihli sözleşmede kararlaştırılan 13.000 TL tutar mahkememizce kabul edilerek davacının alacağının bu tutar üzerinden değerlendirildiği, sözleşmede belirtilen 13.000 TL’lik tutarın davalının da kabulünde bulunduğu , bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde bu miktara KDV ilavesiyle alacak miktarının 15.340 TL olduğu, dava dilekçesinde belirtilen ve davacının da kabulünde olan 2.600 TL çek ödemesi ile 12.200,56 TL icra dosyasına yapılan ödeme olmak üzere toplam 14.800,56 TL’lik ödemenin 15.340 TL’den tenzili sonucu davalı borcunun 539,44 TL olduğu, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmemesi nedeniyle temerrüt faizinin de oluşmadığı gerekçeleriyle davanın 539,44 TL üzerinden kısmen kabulüne, alacak likit olup takibe haksız itiraz edildiğinden davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ; red olunan kısımla ilgili davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının temyiz etmesi üzerine 25.10.2017 tarih Yargıtay …. HD’nin …. E-…. Karar sayılı bozma ilamı ile ” TBK’nın 481. maddede iş bedeline ilişkin konulan kural bedelin taraflarca açıkça kararlaştırılmadığı ya da yaklaşık olarak kararlaştırıldığı hallerde uygulanabilir olup, sözleşmede bedel açıkça kararlaştırılmış ise iş bedelinin bu tamamlayıcı kurala göre değil, sözleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Sözleşme hükümlerine göre hesaplama yapabilmek için gerekiyorsa keşif ve bilirkişi delillerine başvurulmalıdır. Hâkim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hakim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur (HMK 288/1). Keşif kararı, mahkemece, taraflardan birinin talebi üzerine veya resen alınır (HMK 288/2). Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK 266/1).
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; uyuşmazlık iş bedelinin hesaplanmasından doğmaktadır. 11.02.2013 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde iş bedeli götürü olmak üzere 13.000,00 TL olarak belirlenmiş ancak alçıpan metraj farkı çıkması durumunda ilave edileceği ya da düşüleceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece sözleşmenin bu hükmü dikkate alınmadan karar verilmiştir. Öncelikle sözleşme hükümleri ile, sözleşmenin ekinde yer alan metrajla ilgili kısımlar dikkate alınarak mahallinde uzman teknik bilirkişi seçilmek suretiyle keşif yapılarak sözleşmenin götürü bedel olduğu gözetilmeli, metraj farkı ile ilgili düzenleme dikkate alınmalı, fazla metraj bulunması halinde 13.000,00 TL’ye ilave edilmeli, eksik metraj bulunması halinde ise 13.000,00 TL’den düşülmek suretiyle davacı yüklenicinin hakettiği iş bedeli belirlenmeli, yapılan ödemelerin mahsubundan sonra bakiye alacak üzerinden karar verilmelidir. Eksik inceleme ile ve uzman olmayan bilirkişinin raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. …” gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahallinde inceleme yapılarak rapor hazırlanması için mahallinde mahkeme keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
İnşaat mühendisi bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda, … Mahallesi … Caddesi …. Sokak No:…., 4. katla bulunan taşınmazda yerinde yapılan incelemeler ve dava dosyasında taraflar arasında yapılan sözleşmenin sunulu olması neticesinde, sözleşme haricinde fazladan yapıldığı iddia edilen imalatlara ilişkin hesaplamalar ve değerlendirmeler yapıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye sonradan el yazısı ile eklenen 10. madde de duvar boyası m2 3TL. alçı boya (bölme duvar için) 7TL, bölme duvar m2 20TL olduğunun belirtildiği görülmüş olup, taraflar arasında imzalanan sözleşme haricinde ilaveten yapıldığı iddia edilen imalatlar için sözleşme tarihi itibariyle hesaplama yapıldığında: fazladan yapılan alçı duvar bedeli;65 m2 X 26 TL / m2 = 1.690,00 TL , alçı bölme duvar İçin boya bedeli ; 65 m2 X2X7 TL / m2 = 910,00 TL , dekoratif boya işleri 31.8 m2 X60 TL =1.908,00TL olup toplamda 4. 508,00TL kadar hesaplanabileceği, söz konusu bedelin talep edilip edilemeyeceği hukuki değerlendirmesinin ve faiz yönünden hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Rapora itiraz sonucu aynı bilirkişiden alınan ek raporda, kök raporundaki görüş ve kanaatine aynen katılmakta olup dekoratif boya birim fiyatı dava tarihi itibariyle piyasa rayiç bedelleri dikkate alınarak hesaplandığı, mahkemenin taraflarca imzalanan sözleşme tarihi olan 11.02.2013 yılı itibariyle dekoratif boya bedelinin hesaplanmasını istemesi durumunda; dava tarihindeki piyasa rayiç bedeli TCMB – Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Değişim Oranları tablosuna göre hesaplanacağı, Şubat 2013 ÜFE yıllık değişim oranı; 1.84, Ocak 2018 ÜFE yıllık değişim oranı; 12.14 olup, dekoratif boya imalatı Şubat 2013 birim fiyatı = 60TLx 1. .84/12. 14 = 9.09 olarak hesaplanabileceği, sözleşme tarihi itibariyle dekoratif boya imalatı bedelinin 31.8m2X9.09 TL =289 TL olarak hesaplanabileceği, söz konusu bedelin dava tarihi mi yoksa sözleşme tarihi itibariyle mi talep edilip edilemeyeceği hukuki değerlendirmesi ve takdirinin mahkemeye ait olacağı belirtilmiş, taraf vekilleri bilirkişi ek raporuna karşı itirazlarını dosya kapsamına sunmuşlardır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere taraflar arsındaki 11.02.2013 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde iş bedeli götürü olmak üzere 13.000,00 TL olarak belirlenmiş ancak alçıpan metraj farkı çıkması durumunda ilave edileceği ya da düşüleceği kararlaştırılmıştır. Öncelikle sözleşme hükümleri ile, sözleşmenin ekinde yer alan metrajla ilgili kısımlar dikkate alınarak mahallinde uzman teknik bilirkişi marifetiyle yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, sözleşme haricinde fazladan yapılan imalatlara ilişkin yapılan hesaplama ve değerlendirme sonucu yüklenicinin hakettiği iş bedeli belirlenmiş ,buna göre, fazladan yapılan alçı duvar bedeli;65 m2 X 26 TL / m2 = 1.690,00 TL , alçı bölme duvar İçin boya bedeli ; 65 m2 X2X7 TL / m2 = 910,00 TL , dekoratif boya işleri 31.8 m2 X 60 TL =1.908,00 TL olup toplamda 4. 508,00 TL olarak tespit edilmiş, tarafların itiraz üzerine alınan ek raporda ise dekoratif boya imalatı bedelinin 31.8m2X9.09 TL =289 TL olarak hesaplanabileceği bildirilmiştir. Kök rapordaki değerlendirme ve hesaplamalara genel olarak mahkememizce itibar edilmekle beraber ek raporda dekoratif boya imalatı ile ilgili Üretici Fiyat Endeksi Yıllık Değişim Oranları tablosuna göre yapılan hesaplama ve değerlendirme, davacı vekilinin ek rapora itirazlarında belirttiği üzere doğru bir hesaplama yöntemi olmadığından itibar edilmemişti. Bunun yanında davacı vekilinin itirazlarında belirttiği üzere taraflar arsındaki dosyaya sunulan sözleşme ekindeki tabloda dekoratif boya birim fiyatı m2 için 20 TL olarak belirtilmiş mahkememizce, yargılamanın geldiği aşama ve dosya kapsamına göre bu birim fiyatı nazara alınarak dekoratif boya bedelinin 31.8m2X20,00 TL =636,00 TL olduğu, buna göre davacının sözleşme dışı fazla yaptığı işlerin; alçı duvar bedeli;65 m2 X 26 TL / m2 = 1.690,00 TL , alçı bölme duvar İçin boya bedeli ; 65 m2 X2X7 TL / m2 = 910,00 TL , dekoratif boya işleri 31.8 m2 X 20 TL =636,00 TL olup toplamda 3.236,00 TL olduğu, kabul edilmiştir. Davacı davalı aleyhine 31,483,52 TL üzerinden takip başlatılmış davalı taraf alacak miktarının 13.000,00 TL olduğunu, takip öncesi 2.600,00 TL’yi düştüğünde 10.400,00 TL borcu kaldığını ileri sürerek 10.400,00 TL yi ferileriyle birlikte icra dosyasına ödemiş, kalan miktara itiraz etmiştir. Davacı ödemeleri nazara alarak 16.680,00 TL üzerinden iş bu davayı açmıştır. Yukarıda ayrıntısı açıklandığı üzere yapılan bilirkişi incelemesinde davacının fazladan yaptığı iş bedelinin 3.236,00 TL olduğu anlaşılmakla davanını bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak bilirkişi incelemesi ve teknik değerlendirme ve hesaplamalarla belirlendiğinden likit kabil edilmeyeceği için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir. Ayrıca ret olunan kısımla ilgili davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında yapılan takibe davalının kısmi itirazının 3.236,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 9’u geçmeyecek şekilde yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak keşfen inceleme ve bilirkişi raporu ile yapılan hesaplama sonucu belirlendiğinden, likit olmadığı anlaşılmakla, icra inkar tazminatının reddine,
3-Davalının , koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar ve ilam harcı olan 221,05 TL’nin 127,50 TL peşin harç ile 12,39 TL ıslah harcından mahsubuna, fazla yatırılan 81,16 TL ‘nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL BVH 127,50 TL peşin harç ile 12,39 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 165,09 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 1.362,60 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 264,35 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine , kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 50 TL yargılama giderin red olunan kısım üzerinden hesaplanan 40,29 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8- Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, taraflarca yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 ve 1086 sayılı kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5230 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427-454 madde hükümleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/12/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı